Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1040 E. 2019/878 K. 01.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1040 Esas
KARAR NO : 2019/878

DAVA : Alacak (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 02/11/2018
KARAR TARİHİ : 01/10/2019
KARAR YAZILMA TARİHİ : 25/10/2019
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin ihracat şirketi olduğunu, 20/02/2018 tarihinden Kanada’ya ihraç edilecek malların taşıması için davalı ile anlaştığını, aynı günlü “konişmento talimatında” 545,87 kg yükün 54 kilo olarak belirtildiği, 21/02/2018 tarihinde düzenlenen 6.919,49 TL (1.832,20 USD karşılığı) navlun ve masraf faturalarının davalıya ödendiğini, ihraç edilen malların 9.504,90 GBP olduğunu, ürünlerin alıcısının hasar sebebi ile almadığı ve malın teslim edilmediği gibi iade de edilmediğini, davalının 12/09/2018 tarihinde 2.253,00 GBP ödeme teklif ettiğini, oysa davacı zararının 9.504,90 GBP ve 6.919,49 TL miktarında ve teslim etmeme kaynaklı sair zararlar şeklinde olduğunu, davalının 09/03/2018 tarihli e-posta yazışmasında taşımada hasarı teyit ettiğini, hasarın tazmini için davalının 2-3 ay içinde havayolu firmasının çözüm üreteceğini bildirdiğini, ancak tazmin edilmediğini, hasara uğrayan ve hiç teslim edilmeyen yüklerden dolayı tüm zararın tazmininin gerektiğini belirterek toplam 75.511,60 TL’nin ve tercüme çeviri ücreti 413,00 TL masrafın dava tarihinden itibaren ticari faiziyle birlikte tahsili ile müvekkiline ödenmesine, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taşımanın dava dışı … firması tarafından gerçekleştirildiğini, yükün CIF teslim şartlarında Montreal-Kanada taşımasının 20/02/2018 tarihinde 545,87 kg ve 54 kilo yük taşıması şeklinde taşımasının üstlenildiğini, tüm sorumluluğun …. firmasına ait olduğunu, yükün geç taşıma sebebi ile alıcısının teslim almadığını, hasarın ambalaj hatasından kaynaklandığını, yükün birden fazla müşteri yükü olarak taşınmasının hukuka uygun olduğunu, faizinin fahiş olduğunu, döviz kurunun yanlış hesaplandığını, navlun iadesi talebinin hukuka aykırı olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
Dava, taşıma hizmeti nedeniyle davalıya verildiği iddia olunan ürünlerin zarar gördüğü iddiasına dayalı olarak talep edilen alacağın tazmini istemine ilişkindir.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Bilirkişi 16/04/2019 havale tarihli raporunda; davalının 21/02/2018 tarihli faturasında 6.919,49 TL navlunu “kendi adına ve kendi hesabına” düzenlediğinden TTK m.921 gereği taşıyıcı sayılacağını, senedi düzenlerken kendisinin acente olduğunun belirtilmesi, esasında davalının Akdi Taşıyıcı, Dava Dışı … firmasının fiili taşıyıcı olduğuna işaret ettiğini, Montreal Konv. M.36 hükmünün bu gibi durumlarda fiilen taşımayı yapan taşıyıcının kendi taşıma sürecinde vaki sorumluluk risklerinden sorumlu olacağını düzenlediğini, ancak akdi sorumluluğun birincil olarak davalı … üzerinde kalmaya devam ettiğini, mal hiç teslim edilmediği için Montreal Konv. M.31 hükmüne göre bildirim şartı aranmadığını, davalının taşımaya aldığı yük alıcısına hiç teslim edilmediği için ambalaj kusuru, hasar oranı, hasar zararı değil; tam zayi zararının söz konusu olduğunu, davalının sınırlı sorumluluk deklarasyonu gözetilerek ve yine Konvansiyon hükümlerine göre zarardan sınırlı sorumlu olduğunu, Montreal Konvansiyonu m.18 gereği sorumuluktan kurtulma söz konusu olmadığında, davalının sorumuluğu Montreal Konv. M.22 gereği hesap edilebilir brüt kg başına 19 SDR ile sınırlı sorumluluk olacağını, buna ek olarak davalının tahsil ettiği fatura bedelini de iade etmesi gerektiğini, davacının dava tarihi kurlarından ancak 67.877,34 TL tazminat talep edebileceğini, davacının ihracat faturası bedeli Kanada teslim fiyatı olduğu için, içinde taşıma masrafları ve navlun da dahil olduğunu, bu nedenle ayrıca taşıma bedelini zarar olarak göstererek tazminat talep edemeyeceğini bildirmiş, rapora yapılan itirazlar doğrultusunda 22/07/2019 tarihinde alınan ek raporda, davacı ve davalının itirazları değerlendirilerek yapılan inceleme de kök raporda ulaşılan sonuç ve kanaatin aynen devam ettiği bildirilmiştir.
İncelenen tüm dosya kapsamına, tarafların iddia ve savunmalarına, bilirkişi raporu, içeriğine göre; davacının Kanada’ya ihraç edilecek malların taşınması için davalı ile anlaştığı, navlun ve masraf faturalarının davalıya ödendiği, ürünlerin hasar sebebiyle alıcı tarafından teslim alınmaktan kaçındığı iddiasına dayalı olarak, mal bedeli taşıma, masraf ve navlun bedelinin tazmini talebiyle açılan alacak davasında davalı taşımanın dava dışı … firması tarafından gerçekleştirildiği ve hasarın ambalaj hatasından kaynaklandığını belirterek savunmada bulunmuş ise de; 21/02/2018 tarihli faturada davalının navlunu kendi adına ve hesabına düzenlediği ve taşıyıcı sayıldığı, davalının akdi taşıyıcı olarak sorumlu olduğu, malın teslim edilmemesi nedeniyle davalının tam zayi zararından bildirim şartı aranmaksızın sorumlu olduğu bilirkişi tarafından yapılan ve mahkememizce de denetime elverişli bulunarak hükme esas alınan rapordaki hesaplamalara göre davacının davalıdan 67.877,34 TL alacağının bulunduğu, davacının faturasının navlun dahil mal bedeli hesaplanarak düzenlendiğinden, navlun iadesi talebinin yerinde olmadığı anlaşılmakla davanın kısmen kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davanın kısmen kabulü ile 67.877,34 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Fazlaya ilişkin talebin reddine,
Alınması gerekli 4.636,70 TL harçtan davacı tarafça yatırılan 1.296,61 TL harcın mahsubuyla bakiye 3.340,09 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Davacı tarafından yapılan 35,90 TL başvurma harcı, 1.296,61 TL peşin harç olmak üzere toplam 1.332,51 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı tarafça posta / tebligat / bilirkişi gideri olarak yapılan (ayrıntısı uyapta kayıtlı) 1.099,00 TL yargılama gideri ile 413,00 tercüme işlemi gideri olmak üzere toplam 1.512,00 TL’nin kabul ve red oranı üzerinden takdiren 1.351,74 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafça bilirkişi gideri olarak yapılan (ayrıntısı uyapta kayıtlı) 200,00 TL yargılama giderinden kabul ve red oranı üzerinden takdiren 21,19 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davalı üzerinde bırakılmasına,
AAÜT gereğince hesap edilen 7.816,51 TL TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Reddedilen kısım üzerinden hesap edilen 2.725,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Davalı tarafından yatırılan kullanılmayan gider avanslarının karar kesinleştiğinde istem halinde davalıya iadesine,
Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, 6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345.maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar taraf vekillerinin yüzünde açıkça okunup, usulen anlatıldı. 01/10/2019

Katip …

Hakim …