Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1025 E. 2019/254 K. 05.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1025
KARAR NO : 2019/254

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 30/10/2018
KARAR TARİHİ : 05/03/2019
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 08/03/2019
Yukarıda isim ve adresleri yazılı taraflar arasında mahkememizde görülen davanın açık yargılaması ve dosyanın tetkiki sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: davacı vekili özetle; müvekkilinin, davalı …… arasındaki sözleşmesel ilişki gereği davalı şirketin muhasebe kayıtlarını tuttuğunu, bu ilişkinin Yeminli Mali Müşavirlik Tasdik Sözleşmesi ismiyle 09/01/2018 tarihinde taraflar arasında kurulan sözleşemeye dayandığını, davalının itiraz dilekçesinde bu ilişkiye yönelik bir itirazının bulunmadığını, davalı borçlunun borcu olmadığına yönelik itirazları gerçeği yansıtmadığını, ücretin sözleşmenin 2. Maddesinde belirlendiğini, sözleşme ilişkisinin kurulmasına rağmen davalı borçlunun ödemelerini gereği gibi yerine getirmediğini bahsi geçen ilişki neticesinde müvekkilinin, denetim ve danışmanlık bedeli olarak 25/01/2018 ile 15/08/2018 tarihleri arasında, toplamda 8 adet olmak üzere her ay 2.695,00 TL lik serbest meslek makbuzu düzenlediği, davalının bu danışmanlık bedellerine karşılık olarak iki defa ödeme yaptığını ve davalının bakiye 8.085,00 TL borçlu göründüğünü, müvekkilinin bu doğrultuda ilamsız icra takibi başlattığını, davalı borçlunun takipteki yasal faiz oranına itiraz ettiğini, davalı tarafın Bakırköy …. İcra Müdürlüğü …. Esas sayılı dosyasında yapmış olduğu haksız itirazın iptaline, takibin takip tarihinden itibaren işleyecek ticari faiz üzerinden devamına, Alacak likit ve itiraz haksız olmakla; davalı yanın, alacağın % 20’sinden az olmamak üzere icra-inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: davalı vekili 26/11/2018 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle: davacının dava dilekçesinde belirtmiş olduğu dava konusu alacak iddiasının muhasebe hizmetine ilişkin olduğunu bu sebeple görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu, ticaret mahkemelerinin görevsiz olduğunu, davaya konu alacak iddialarının asılsız olduğunu, müvekkilini gayri yasal bir şekilde borçlandırıldığını, davacının mali müşavirlik görevini ihmal ettiğini, şirketi zarara uğrattığını, düzenlenen faturaların asılsız olduğunu, hiçbir yasal dayanağı bulunmayan davanın reddi ile davacının %20’den az olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Ticaret sicil kaydı, Bakırköy …..Noterliğinin 01/10/2018 tarih ve …. yevmiye nolu ihtarnamenin onaylı örneğinin, Bakırköy ….. İcra Müdürlüğünün …. esas sayılı dosyası ve tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE:

Bilindiği üzere, açılmış bir davanın esasının incelenebilmesi (davanın mesmu, yani dinlenebilir olabilmesi) bazı şartların tahakkukuna bağlı olup bunlara dava şartları denir. Diğer bir anlatımla; dava şartları, dava açılabilmesi için değil davanın esasını girebilmesi için aranan kamu düzeni ile ilgili zorunlu koşullardır.
Mahkeme, hem davanın açıldığı günde hem de yargılamanın her aşamasında dava şartlarının tamam olup olmadığını kendiliğinden araştırıp, inceler ve bu konuda tarafların istem ve beyanları ile bağlı değildir. Dava şartları dava açılmasından, hüküm verilmesine kadar var olmalıdır. Dava şartlarının davanın açıldığı günde bulunmaması ya da bu şartlardan birinin yargılama aşamasında ortadan kalktığının öğrenilmesi durumunda mahkeme davanın mesmu (dinlenebilir) olmadığından reddetmesi gerekir.
Mahkemelerin görevine ilişkin kurallarda kamu düzeninden olması nedeniyle dava şartları arasında sayılmıştır. (HMK 114/1-c)
Dava, muhasebecilik ücreti alacağının tahsili için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Davacı serbest mali müşavir olup 4857 Sayılı Yasa kapsamında değerlendirilmesi gereken bir hizmet akdi ilişkisi söz konusu değildir. Davadaki istem ve davacının sıfatı gözönüne alındığında davanın mutlak ticari dava olmadığı da belirgindir. O halde davanın görev ve çözüm yerinin somut olayda davanında mutlak ticari dava niteliğinde bulunmaması ve 4857 Sayılı yasa kapsamında değerlendirilmemesi nedeniyle de davanın görülmesi Asliye Hukuk Mahkemesine aittir. Hal böyle olunca HMK’nun 2.maddesi uyarınca görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunun anlaşılması karşısında aşağıdaki şekilde hüküm tesisi uygun görülmüştür.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Mahkememizin görevsizliğine, dava şartı noksanlığı nedeniyle davanın usulden reddine, kararın kesinleştiği tarihten itibaren başlatılmak suretiyle iki hafta içinde talep edilmesi halinde dava dosyasının görevli Bakırköy Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne tevdiine, aksi takdirde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine,
2-HMK’nun 20. ve 331/2. maddeleri uyarınca iş bu kararın kesinleşmesine müteakip yasal süresi içerisinde talep üzerine dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi halinde yargılama giderlerine o mahkemece hükmedilmesine,
3-Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra dava yetkili ve görevli mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’ nun 331/2. maddesi gereğince bir karar verileceğinin İHTARATINA,
4-Harç ve masrafların görevli mahkemede nazara ALINMASINA,
Dair karar, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde HMK’nun 342. Maddesi gereğince dilekçe ile mahkememize veya başka bir yer mahkemesine İstinaf kanun yolu harcı, tebliğ giderleri dahil olmak üzere tüm giderler ödenerek istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 05/03/2019

Katip …
¸(e-imzalıdır)

Hakim …
¸(e-imzalıdır)