Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/967 E. 2018/710 K. 18.07.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/967 Esas
KARAR NO : 2018/710

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/10/2017
KARAR TARİHİ : 18/07/2018
KARAR YAZILMA TARİHİ : 27/07/2018
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalıya ait işyerine cephe giydirme, dekorasyon ve pano yaparak monte ettiğini, cari hesap ekstresine dayalı bakiye borcun ödenmediğini, alacağının tahsili amacıyla davalı şirkete karşı Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün …. esas sayılı dosyasıyla icra takibi başlatıldığını, davalı-borçlu şirketin dosya borcuna itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek itirazın iptaline, takibin devamına davalı şirketin %20 icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili süresinden sonra sunduğu cevap dilekçesinde özetle; davanın yetkisiz mahkemede açıldığı, müvekkili ile davacı arasındaki ticari ilişki gereği davacıdan reklamcılık alanında hizmet aldığını, ancak alacağa dayanak malları ayıplı olduğundan takibe itiraz edilerek durdurulduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
Dava, davacının, bakiye cari hesap alacağının tahsili için davalı aleyhine giriştiği icra takibine vâki itirazın İİK’nun 67.maddesi gereğince iptali ile takibin devamına ve icra inkâr tazminatı istemine ilişkindir.
Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün …. esas sayılı takip dosyası incelendiğinde; davacı şirketin davalı aleyhinde dayanak 60.472,94 TL asıl alacak, 462,25 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 60.935,19 TL alacak ile asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsili için cari hesaba dayalı olarak ilamsız icra takibine geçildiği, borçluya ödeme emrinin tebliği üzerine borçlunun süresinde, borca itiraz ederek takibin durmasına sebebiyet verdiği, İcra Müdürlüğü’nce takibin durdurulmasına karar verildiği, bu kararın alacaklıya tebliğ edilmediği, davanın yasal bir yıllık süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Taraflar tacir olup delil olarak ticari defterlere dayanıldığından TTK’nun 83 ilâ 85 ve HMK’nun 222 nci maddeleri uyarınca tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde konusunda uzman bilirkişi marifetiyle bilirkişi incelemesi yapılmıştır.
Bilirkişi 28/05/2018 havale tarihli raporunda; davacının 2016 ve 2017 yılları ticari defterlerinin aleyhine delil niteliğinin bulunduğu, davalının 2016 yılı defterlerinin aleyhine delil niteliğinin bulunduğu, davacı ticari defterlerine göre takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 60.472,94 TL cari hesap alacağının olduğu, davalı yanın yevmiye defterine göre 98.819,94 TL borçlu olduğu bildirilmiştir.
Davalının yetki itirazının süresi içerisinde yapılmadığı, kaldı ki cari hesap ilişkisi inkar edilmediğinden para alacağına ilişkin alacaklının ikametgah adresi yetkili olduğundan yetki itirazının reddine karar verilmiştir.
İncelenen tüm dosya kapsamına, tarafların iddia ve savunmalarına, bilirkişi raporu içeriğine göre; davacı tarafça davalıya cephe giydirme dekorasyon ve pano monte hizmeti verildiği, faturalarda imza bulunmadığı ancak davalı yanca da, malların alınmadığı yönünde bir itiraz mevcut olmayıp aksine hizmetin alındığının beyan edildiği, ancak davalı tarafça süresinden sonra sunulan cevap dilekçesi ile faturaya konu malların ayıplı olması nedeniyle takibe itiraz edildiğinin bildirildiği görüldü.
6100 Sayılı HMK’nın ”Cevap dilekçesini verme süresi” başlıklı 127/1.maddesinde ”cevap dilekçesini verme süresi, dava dilekçesinin davalıya tebliğinden itibaren iki haftadır. Ancak, durum ve koşullara göre cevap dilekçesinin bu süre içerisinde hazırlanmasının çok zor yahut imkansız olduğu durumlarda, yine bu süre zarfında mahkemeye başvuran davalıya, bir defaya mahsus olmak ve bir ayı geçmemek üzere ek bir süre verilebilir. Ek cevap süresi talebi hakkında verilen karar derhal taraflara bildirilir.” yönünde düzenleme mevcuttur.
”Süresinde cevap dilekçesi verilmemesinin sonucu” başlıklı HMK 128/1.maddede; ”Süresi içinde cevap dilekçesi vermemiş olan davalı, davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü vakıaların tamamını inkar etmiş sayılır.” yönünde düzenleme getirilmiştir.
Yine 6100 Sayılı HMK’nın ”İddia ve savunmasının genişletilmesi veya değiştirilmesi” başlıklı 141/1.maddesinde; ”Taraflar, cevaba cevap ve ikinci cevap dilekçeleri ile serbestçe; ön inceleme aşamasında ise, ancak karşı tarafın açık muvafakati ile iddia veya savunmalarını genişletebilir yahut değiştirebilirler. Ön inceleme duruşmasına taraflardan biri mazeretsiz olarak gelmezse, gelen taraf onun muvafakati aranmaksızın iddia veya savunmasını genişletebilir yahut değiştirebilir. Ön inceleme aşamasının tamamlanmasından sonra iddia veya savunma genişletilemez yahut değiştirilemez.
(2)-İddia ve savunmanın genişletilip, değiştirilmesi konusunda ıslah ve karşı tarafın açık muvafakati hükümleri saklıdır” yönünde düzenleme mevcuttur.
Bu yasal düzenlemeler ışığında somut olay değerlendirildiğinde; davalı süresiden sonra sunmuş olduğu cevap dilekçesi ile ayıp definde bulunmuş ise de, dava dilekçesinin davalıya usulüne uygun olarak tebliğine rağmen iki haftalık davaya cevap verme süresi içerisinde dosyaya cevaplarını sunarak ayıplı ifaya dair savunmada bulunmadığından, davayı inkar etmiş durumda olup, davacı yüklenicinin açık muvafakati bulunmadıkça veya ıslah yoluna başvurmadıkça savunmanın genişletilmesi veya değiştirilmesi mahiyetindeki ayıp savunmasında bulunamaz. Davalının, ayıplı imalat yapıldığına ilişkin savunmasının, süresi içinde ve usulüne uygun biçimde mahkeme önüne getirilmediği tartışmasızdır. Nitekim davacı vekili ön inceleme duruşmasında “davalı vekilinin süresinde olmayan cevap dilekçesine muvafakatimiz yoktur.” diyerek bu savunmaya karşı çıkmıştır. Bu itibarla davalının ayıp savunmasına itibar edilmediğinden bu hususta bir araştırma yapılmamış, davalı tarafça da inkar edilmeyen faturalardan kaynaklı davacının davalıdan takip tarihi itibariyle 60.472,94 TL hesap alacağının bulunduğu anlaşıldığından davalının itirazının iptaline, davalının aleyhine girişilen icra takibinin tamamına haksız ve kötüniyetli olarak itiraz ettiği, dava İİK.nun 67. maddesi uyarınca açılan itirazın iptali davası olup, icra takibi cari hesaptan kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik olduğu,bu durumda açılan itirazın iptali davasında hüküm altına alınan alacak bilinebilir, bir başka deyişle likit olduğundan hükmedilen miktarın % 20’si oranında İİK.nun 67. maddesi uyarınca davacı yararına tazminata hükmedilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davanın kabulü ile 60.472,94 TL asıl alacak yönünden davalının Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün …. esas sayılı takibe vaki itirazın iptaline, takibin asıl alacak yönünden devamına; Asıl alacağa takip tarihinden itibaren talep doğrultusunda yasal faiz oranı uygulanmasına,
Asıl alacağın %20’si üzerinden hesap edilen 12.094,58 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Alınması gerekli 4.130,90 TL harçtan davacı tarafça yatırılan 1.032,73 TL harcın mahsubuyla bakiye 3.098,17 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Davacı tarafça yapılan 1.068,73 TL harç, 706,00 TL posta / tebligat / bilirkişi gideri (ayrıntısı uyapta kayıtlı) olmak üzere toplam 1.774,73 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
AAÜT gereğince hesap edilen 7.002,02 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davalı tarafından yatırılan kullanılmayan gider avanslarının karar kesinleştiğinde istem halinde davalıya iadesine,
Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, 6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345.maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekilinin yüzünde açıkça okunup, usulen anlatıldı 18/07/2018

Katip …

Hakim …