Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/961 E. 2018/489 K. 17.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
BAKIRKÖY
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/961
KARAR NO : 2018/489

DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 23/10/2017
KARAR TARİHİ : 17/05/2018
KARAR YAZIM TARİHİ : 28/05/2018
Yukarıda isim ve adresleri yazılı taraflar arasında mahkememizde görülen davanın açık yargılaması ve dosyanın tetkiki sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili özetle; “..müvekkilinin, davalı … Tic. Ltd. Şti’nin … İli … İlçesi, ….Mevkii, … Pafta, …Ada …. nolu parselde bulunan …. projesinden 2+1 bir daire satın aldığını, Taraflar arasında 03.05.2017 tarihinde akdedilen Gayrı Menkul Satış Vaadi ve Borçlanma Sözleşmesi kapsamında alınan dairenin bağımsız bölüm bürüt alanının 132 m2 olduğu, taraflar sözleşmenin detayları, alınacak bağımsız bölüm ve fiyat konusunda anlaşarak 03.05.2017 tarihinde sözleşmeyi karşılıklı olarak imzaladıklarını, buna göre satın alınacak bağımsız bölümün satış fiyatı olarak 400.000-TL ve ödemelerinde 10/2017 50.000-TL. 11/2017 50.000-TL, 12/2017 75.000-TL. 01/2018 50.000-TL 02/2018 75.000-TL ve 03/2018 100.000-TL 6 adet toplamda 400.000 TL çek olacak şekilde anlaşma yaptıklarını, Gelmiş olduğumuz noktada söz konusu inşaatın 1/3 lük kısmı daha bitirilememiş ve bu inşaat sözleşmede tahdidi olarak sayılan nedenler dışında durdurulmuştur. Projenin ve proje sahibi şirketin içerisinde bulunduğu durum göz önünde alındığında, iş bu projenin belirtilen zamanda bitirilemeyeceği, duran proje inşaatının ne zaman başlayacağının belli olmaması göz önüne alındığında, davacının nasıl bir zarar ile karşılaşacağı açıkça görülecektir. Müvekkil söz konusu çekleri davalıya vermiştir. Davacı teslim almadığı ve ne zaman biteceği belli olmayan belki bitmesi bile mümkün olmayan dairesi için 400.000-TL ödeme yapmak durumunda bırakılacaktır. Yani ortada olmayan ve olmayacak daireye müvekkil para vermiş olacaktır. Bu durum müvekkilin ileride telafisi mümkün olmayan zararlarına sebebiyet verecektir. Taraflar arasında yapılan sözleşmenin incelenmesi halinde davacının ileride uğrayacağı zararın ne olacağı açıkça anlaşılacaktır. Gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi Tesmi şekilde yapılmadığı için tapuya tescil yetkisi de vermemekle bu durum davacının mağduriyetine sebebiyet vermektedir.Davacı bu haliyle tapu tescil ve iptal davası açma hakkın da sahip değildir. İleride telafisi mümkün olmayan zararlara sebebiyet verilmemesi açısında iş bu davayı ikame etme gereği hasıl olduğunu, İİK 72. madde gereği menli tespit davasının kabulü ile müvekkilin davalıya borçlu olmadığının tespitine, Teminatsız olarak veya münasip bir teminat mukabilinde davacı tarafından davalıya verilen dilekçede bilgileri yazılı çekler hakkında ödeme yasağı kararı verilmesine, tedbir konulmasına ve çeklerin icra takibine konulmamasına. Çeklerin icra takibine konulması halinde icra takibinin durdurulmasına, Davalının kötü niyetli olmasından dolayı en az %20 tazminatın davalıdan tahsili ile müvekkile verilmesini…” talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili özetle; açılmış davanın dayanağı bir taşınmaz satış vaadi ve borçlanma sözleşmesi olması sebebiyle Resen de göz önüne alınacağı üzere davanın görev yönünden reddinin gerektiği, davanın dayanağına konu husus için görevli mahkemenin tüketici mahkemesi olduğunu, davacı vekilince yapılmış olan kıymetli evraktan kaynaklanan menfi tespit davası diye bir hukuki tespit değerlendirmesi yapılmasının hukuka aykırı olduğunu, davaya konu hususun sözleşmenin ihlali halinde, sözleşme gereği edimin zamanında ifa edilmemesi sebebiyle tüketici mahkemesinde görülebileceğini, yapılmış olan sözleşme hükümleri de incelendiğinde sözleşmenin satıcı tarafı olan müvekkilinin, sözleşme gereği üstüne düşen tüm yükümlülükleri yerine getirdiğini ve daireyi teslim tarihi de incelendiğinde ilk teslim tarihinin 31.12.2017 tarihinde başlayacağı ve teslimlerin bu tarihten sonraki 90 gün içerisinde yapılacağı belirtildiğini, Sadece bu hususun bile müvekkilinin henüz doğmuş ve yerine getirilmemiş bir yükümlülüğünün olmadığını göstermekte olduğunu, müvekkili şirketin borca batık bir firma olmadığını, müvekkili hakkında verilmiş bir iflas kararı olmadığını, davacı tarafın beyanlarının haksız ve mesnetsiz olduğunu, davacının İİK72’ye dayanarak tedbir talep etmesinin hukuka aykırı olduğunu, ortada henüz davacı yanı zarara uğratacak bir durumun söz konusu olmadığını, davalı müvekkil şirketin piyasada değeri yüksek bir şirket olmakla birlikte piyasada bu derece büyüyebilmiş olmasının en büyük etkenlerinden birinin de piyasada güven sağlamış olmasından kaynaklandığını, bu nedenlerle Kötüniyetli ve haksız davanın reddine, tedbirin kaldırılmasına , Davacının kötüniyetli olmasından dolayı en az %20 tazminata hükmedilmesine, Yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: … Ticaret Sicil Müdürlüğü ve ….bank …. Şube Müdürlüğünden gelen yazı cevapları, 03.05.2017 tarihli Gayri Menkul Satış vaadi sözleşmesi örneği,sözleşmede yazılı çekler, banka kayıtları,yapılması taahhüt edilen proje ile ilgili görsel basında yer alan haber ve resimler, projenin son halini gösteren resimler, tarafların ticari defter ve kayıtları ve tüm dosya kapsamına binaen;
DAVA: gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayanılarak İİK 72.maddesi gereği menfi tespit davasının kabulü ile müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitine ve çekler hakkında ödeme yasağı verilmesine, tedbir konulmasına, %20 kötü niyet tazminat talepleri ve çeklerin icra tehdidi altında ödendiği iddia edilerek istirdadına ilişkindir.
GEREKÇE:
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun amaç başlıklı 1. Maddesinde yasanın amacı açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2. maddesinde ” Bu kanun , her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar. ” hükmü düzenlenmiştir. Yasanın 3. maddesinde Mal: alış verişe konu olan taşınır eşya, konut veya tatil amaçlı taşınmaz mallar ile elektronik ortamda kullanılmak üzere hazırlanan yazılı , ses , görüntü ve benzeri her türlü gayrimaddi malları; Satıcı: kamu tüzel kişileri dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla tüketiciye mal sunan ya da mal sunanın adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, Tüketici: Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, Hizmet:bir ücret veya menfaat karşılığında yapılan ya da yapılması taahhüt edilen mal sağlama dışındaki her türlü tüketici işleminin konusunu, Sağlayıcı: kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla tüketiciye hizmet sunan veya hizmet sunanın adına veya hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, Tüketici işlemi : mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına veya hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekalet, bankacılık vb. sözleşmeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem olarak tanımlanmıştır.
Bir hukuki işlemin 6502 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içinde kanunda tanımlanan taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukuki işlemin olması gerekir.
Davanın konusunu, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayanılarak İİK 72.maddesi gereği menfi tespiti ile davacının davalıya borçlu olmadığı, çeklerin icra tehdidi altında ödendiği iddia edilerek istirdadı istemine ilişkindir.
Somut olayda, davacı … ile davalı … Tic. Ltd. Şti. arasında konut alımı için gayrimenkul sözleşmesi tanzim ettikleri konusunda bir anlaşmazlık bulunmamaktadır. Davacı tarafından gayrimenkul bedeline ilişkin çekler verilmiş ancak proje durmuş olduğundan daire teslim edilmemiş, çeklerin davalı şirketin borçları için kullanılmış olduğu, icra tehdidi altında çeklerin ödendiğinden dolayı borçlu olmadığının tespiti ve istirdadına ilişkindir. Yargılama sırasında temel ilişkinin irdelenmesi, tartışılması, delillerin toplanması ve sonuca varılması gerekmektedir. Bu kapsamda davacı ile davalı taraf arasında Tüketicinin Korunması hakkındaki Kanun kapsamında konut/amaçlı alış ve satışa ilişkin sözleşme yapıldığı, 6502 sayılı yasa kapsamında gerçekleştirilen mal satışına ilişkin olduğu anlaşılmakla HMK’nun 114/1.(c).b,115. maddeleri gereğince davanın görev nedeniyle dava şartı yokluğundan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Mahkememizin 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Kanununun amaç başlıklı 1. Ve kapsam başlıklı 2.maddesi gereğince dava konusu taşınmazın gayrimenkul satış vaadi konut satışına ilişkin olduğu da dikkate alınarak bu kanunun 3.maddesi HMK 114/1-c ve 115.maddeleri gereği görevsizliğine, dava şartı noksanlığı nedeniyle davanın usulden reddine, kararın kesinleştiği tarihten itibaren başlatılmak suretiyle iki hafta içinde talep edilmesi halinde dava dosyasının görevli Bakırköy Nöbetçi Tüketici Mahkemesi’ne tevdiine, aksi takdirde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine,
2-HMK’nun 20. ve 331/2. maddeleri uyarınca iş bu kararın kesinleşmesine müteakip yasal süresi içerisinde talep üzerine dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi halinde yargılama giderlerine o mahkemece hükmedilmesine,
Dair, Yetki belgesine istinaden davacı vekili Av. … …’ın yüzüne karşı davalının yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde HMK’nun 342. Maddesi gereğince dilekçe ile mahkememize veya başka bir yer mahkemesine İstinaf kanun yolu harcı, tebliğ giderleri dahil olmak üzere tüm giderler ödenerek istinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 17/05/2018

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …