Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/960 E. 2018/1049 K. 21.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/960 Esas
KARAR NO : 2018/1049
HAKİM : Arda KUTLUK

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/10/2017
KARAR TARİHİ : 21/11/2018
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 21/12/2018
Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizde yapılan yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: davacının …. plakalı …. marka 2014 model …. maliki olduğunu aracını 30/12/2016 tarihinde davalı şirkete …. SİGORTA ettirdiğini, müvekkilinin yapmış olduğu trafik kazasında araçtan kendi imkanları ile çıktığını ve yarım saat kadar polisin gelmesini beklediğini daha sonra çevrede toplanan şahısların sürücü ….’ı suçlamaya başlamaları üzerine hem sağlık kuruluşuna gitmek hem de can güvenliği açısından olay mahallinden uzaklaştığını müvekkili sürücünün önce Bahçelievler Devlet Hastanesine daha sonra Dr. Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesine gittiğini, davacıya ait araç bu kazada ağır hasarlandığını, davalı sigorta şirketinin davacı sürücünün olay yerini terk ettiğini belirterek ödeme yapmadığını, davacının can güvenliği ve sağlık sebebiyle olay yerinden ayrıldığını, aracın hasar bedeli 35,000,00 TL bedelin kendisine ödenmesini talep edilmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Davacıya ait davalı sigorta şirketine sigortalı araç sürücüsünün kazadan sonra tutanak tutulmadan olay yerini terk ettiğini, davalı sigorta şirketi sürücünün olay yerini terk etmesi nedeniyle kara araçları Kasko Sigortası Genel Şartları A5.10 maddesi gereğince talebinin reddedildiğini, dava konusu olayda davacıya ait araç sürücüsü kaza tutanağı tutulmadan, ehliyet bilgileri tespit edilmeden ve alkol durumu tespit edilmeden kaza yerinden ayrılması sebebiyle sigortalı araçta meydana gelen zararın teminat dışında olduğunu, davacının hastaneye başvurusunu gerektirecek olumsuz bir durumu olmadığının yapılan kan tahlili ve idrar tahlilinden anlaşıldığını, davacının bu işleri genel şartlardaki zararın teminat dışı kalma durumunu bertaraf etmek için yaptığını, araçta bulunan davacının mahalle arkadaşı yolcunun davacıya haber vermeden olay yerini terk ettiğini ve araç sürücüsünün kim olduğunun şüpheli hale geldiğini, davacının teminat dışı kalan zararlardan sorumlu olmadığını ve bu nedenle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini belirtmiştir.
Dosya kapsamında 03/09/2018 tarihli bilirkişi heyet raporu alınmış davacının tanığı ….(kaza esnasında yolcu) in dinlendiği ve ilgili delillerin toplandığı anlaşılmıştır.
Dava, kasko sigorta poliçesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.
28.11.2013 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan ve 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un (TKHK) 2. maddesinde kanunun kapsamı “bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar” şeklinde açıklanmıştır. Kanun’un “tanımlar” başlıklı 3. maddesinde ise tüketici işlemi, “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder” biçiminde tanımlanmıştır.
6502 sayılı TKHK’nın 73. maddesi uyarınca tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğacak uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemesi görevli kılınmıştır.
Taraflar arasında akdi bir ilişki olup davalının sorumluluğunun kaynağı davacıyla yaptığı kasko sigorta sözleşmesine aykırılıktır.
Görev, kamu düzenine ilişkin olup, yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınmalıdır.
Davalı şirket ile davacı arasındaki ilişki ise 6502 sayılı Kanunun 3/1 maddesi kapsamında kalan tüketici işlemlerinden kaynaklanmaktadır. Bu nedenle davacının açtığı tazminat davasında Tüketici Mahkemesi’nin görevli olması nedeniyle görevsizlik kararı verilmesi Yargıtay 17 HD 2016/16028 E. – 2017/11263 K. Sayılı ilamı da benzer mahiyette olduğundan gerekmektedir.
Bu nedenlerle aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeni ile HMK 114/1-c ve 115 maddeleri uyarınca usulden reddine,
2-HMK 20 maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip yasal iki haftalık sürede talepte bulunulduğunda dosyanın görevli BAKIRKÖY NÖBETÇİ TÜKETİCİ MAHKEMESİNE gönderilmesine,
3-Kararın kesinleştiği tarihten itibaren başlatılmak suretiyle iki hafta içinde talep edilmemesi halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine,
4-HMK’nun 20. ve 331/2. maddeleri uyarınca iş bu kararın kesinleşmesine müteakip yasal süresi içerisinde talep üzerine dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi halinde yargılama giderlerine o mahkemece hükmedilmesine,
Dair davacı vekilinin, davacı asilin ve davalı vekilinin yüzlerine gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 21/11/2018

Katip …
e-imzalıdır

Hakim ….
e-imzalıdır