Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/850 E. 2019/603 K. 20.06.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
BAKIRKÖY
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/850
KARAR NO : 2019/603

DAVA : Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin)
DAVA TARİHİ : 21/09/2017
KARAR TARİHİ : 20/06/2019
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 30/06/2019
Yukarıda isim ve adresleri yazılı taraflar arasında mahkememizde görülen davanın açık yargılaması ve dosyanın tetkiki sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekili özetle; davacılar, ortak olunan davalı şirketin yaklaşık 5 yıldır ticari faaliyeti olmadığını ve ortakların da bir araya dahi gelmediklerini, şirket müdürü davalı …’nin görevini gereği gibi ifa etmediğini, şirket faaliyetlerini ve vergi harç işlerini takip etmediğini, ayrıca davalı … nin sermaye taahhüdünü ödemediğini ve ihtarnameye rağmen tamamlamadığını, tüm vergi ve harçların davacılardan …tarafından karşılandığını, müvekkillerinin davalı şirketten bila bedel çıkmalarına aksi halde davalı şirketin feshine karar verilmesini, yargılama harç, gider ve karşı vekalet ücretinin davalılara tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar, yapılan tebligatlara rağmen cevap dilekçesi sunmamışlardır.
Davalı … vekili 10/10/2017 tarihli beyan dilekçesinde, müşterek şirketin son dönemde herhangi bir ticari faaliyette bulunmamasının sebebinin hisse çoğunluğunu ve yönetim yetkilerini elinde bulunduran davacıların olduğunu, bu konuda da müvekkiline her hangi bir kusur veya sorumluluğun yüklenemeyeceğini, hisse çoğunluğuna ve yönetim yetkilerine sahip davacıların öncelikle şirketi yeniden faaliyete geçirmeleri, bunun mümkün olmaması halinde ise Ticaret Kanunu’nda belirtilen olağan tasfiye yollarını kullanmalarının gerekeceğini, şirkete karşı hiç bir borcu bulunmayan, ayrıca, şirket faaliyetlerinden ya da faaliyetsizliğinden dolayı her hangi bir kusuru veya sorumluluğu bulunmayan müvekkili yönünden davanın reddinin gerektiğini beyan etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, ortaklıktan bila bedel çıkma ve olmadığı takdirde davalı şirketin feshi ve tasfiyesi istemlerinden ibarettir.
Somut olayda, davacılar vekili, şirket ortağı sıfatıyla bir çatı altında faaliyet yürütmelerine imkan bulunmadığını, bu duruma imkan verecek şirket faaliyetini söz konusu olmadığını, şirketin kapalı bir vaziyette faaliyetsiz şekilde olduğunu, tüm vergi ve harçları halen müvekkil …’un kendi bütçesinde karşılandığını, müvekkillerin … Bilgisayar Ltd. Şti. ortaklığından bila bedel çıkmasına, aksi halde şirketin feshine karar verilmesini talep etmiştir.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, davaya konu şirketin ticaret sicil dosyası, vergi kaydı, ihtarname suretleri, ticari defter ve kayıtlar ile diğer bilgi ve belgeler üzerinde yaptırılan inceleme neticesinde alınan bilirkişi raporu ile diğer bilgi ve belgeler incelenmiş, irdelenmiş ve içerikleri anlaşılmıştır.
6102 sayılı TTK.’nun 630/2. maddesi uyarınca limited şirketlerde her ortak haklı sebeplerin varlığı halinde yöneticilerin yöneticilik hakkının ve temsil yetkilerinin kaldırılmasını mahkemeden isteyebilir. Aynı kanunun 636/3. maddesi uyarınca da haklı sebeplerin varlığında, her ortak mahkemeden şirketin feshini isteyebilir. Mahkeme istem yerine davacı ortağa payının gerçek değerinin ödenmesine ve davacı ortağın şirketten çıkarılmasına veya duruma uygun düşen ve kabul edilebilir diğer bir çözüme hükmedebilir.
6103 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanun’un (3). maddesi hükmüne göre, tarafların iradelerinden bağımsız olarak, kanunla düzenlenen hukuki ilişkilere, bunlar Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlüğe girmesinden önce kurulmuş olsalar bile, Türk Ticaret Kanunu hükümleri uygulanacaktır. Bu doğrultuda 6102 sayılı TTK’nın 531. maddesinin dava konusu olaya uygulanabilir olduğu tartışmasızdır.
TTK.m.531 uyarınca haklı sebeplerin varlığı halinde şirket sermayesinin en az onda birini ve halka açık şirketlerde yirmide birini temsil eden pay sahiplerinin, haklı sebeplerin varlığı halinde şirketin feshine karar verilmesini isteyebileceği, mahkemece, fesih yerine, davacı pay sahiplerine, pay bedellerinin karar tarihine en yakın tarihteki gerçek değerlerinin ödenmesi suretiyle davacı pay sahiplerinin şirketten çıkarılmalarına veya duruma uygun düşen ve kabul edilebilir diğer bir çözüme de karar verebileceği, öngörülmüştür.
Şirketler hukuku bakımından şirketin devamlılığının sağlanılması esas olup; düzenleme uyarınca, ekonomik değer taşıyan şirketin feshi yerine şirketi ayakta tutacak diğer çözüm yollarının hakimce değerlendirilmesi zorunlu kılınmıştır. Ancak davalı şirketin ekonomik değer taşıyıp taşımadığı hususu bu noktada gündeme gelmektedir. Davalı şirket 2016-2017 ve 2018 ilk üç aylık dönemde hiç satış hasılatı kaydetmemiş, herhangi bir gelir kaydetmemiş sadece genel yönetim giderlerine katlanmıştır. Bu nedenle şirketin sürekli zarar ettiği ve bunun da özsermayesini sürekli erittiği finansal tablolardan anlaşılmaktadır.
Somut davada, Son sermaye arttırımına ilişkin ortaklar arasında devam eden bir ceza davası olduğu, Çatalca CBS … soruşturma dosyasında davalı ortak …’nin davacılar …, . …ve dava dışı …dan özel belgede sahtecilikten şikayetçi olduğu, ifadeler ve alınan bilirkişi raporu sonrasında Çatalca CBS dosyasında iddianame tamamlanmış ve Bakırköy …Asliye Ceza Mahkemesine dava açılmış olduğu ve … esas sayısına alındığı, 23/05/2018 tarihli bilirkişi raporunda, 31.03.2018 tarihli bilançoya göre davalı şirketin 400.000-TL sermayesinin 305.000 TL’sinin ödendiği, 95.000-TL’sinin ödenmediğinin tespit edildiği, sermaye arttırım kararı sonrasında ödenmeyen sermayeye ilişkin davalı ortağa çekilen Çatalca ….. Noterliği’nin 23.08.2016 tarihli, …. yevmiye numaralı ihtarnamesinde davalı ortağın sermaye arttırım sonrası ödemesi gereken 114.000-TL’lik sermayeden geriye kalan 28.500-TL’lik kısmının daha ödenmesi gerektiği bildirildiği, 400.000,00 TL sermayeli davalı şirketin ana sözleşmesinde yer alan faaliyet ve amaçlarını gerçekleştirmeye yarar özvarlığının 31.12.2016 tarihi itibariyle 98.399,96 TL, 31.12.2017 tarihi itibariyle 90.831,21 TL ve 31.03.2018 tarihi itibariyle 89.118,71-TL olduğu, davalı şirketin ticari faaliyetlerine devam etmediği, herhangi bir satış hasılatı kaydetmediği, genel yönetim giderlerinden kaynaklanan sürekli zarar kaydettiği, 31.03.2018 tarihi itibariyle TTK.m.376 yönünden ödenmiş sermayesinin 2/3’ünden fazlasını kaybettiği, ortaklar arasında yaşanan ihtilaflar nedeniyle davaların süregeldiği ve bu itibarla davada haklı nedenlerle fesih koşullarının gerçekleştiği, alternatif çözümün bu haliyle uygulanma imkanının bulunmadığı anlaşılmakla davalı …San. Ltd.Şti.’nin TTK 376.maddesi gereği feshi ve tasfiyesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Davacılar ortaklıktan bila bedel çıkma talep etmiş olup, her bir ortağın çıkma payının tam tutarda hesaplanabilmesi için davalı şirketin mali kayıtlarında görülen 305.000-TL ödenmiş sermayenin hangi ortaklar tarafından ve hangi tutarda yapıldığının tespit edilememesi, somut olayda son sermaye arttırımı konusunda ihtilaf bulunması dikkate alındığında, Davalı ortak … sermaye arttırım kararına ilişkin olarak imzanın kendisinin olmadığı noktasında açtığı ceza dosyasında alınan bilirkişi raporunda, imzanın davalı ortak …’nin eli mahsulü olduğu gösterir nitelik ve yeterlilikte bulgu saptanmadığının tespiti karşısında davacılarnın ortaklıktan bila bedel çıkma konusundaki talebi yerinde görülmemiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün …nosunda kayıtlı davalı …San. Ltd.Şti.’nin TTK 376.maddesi gereği feshi ve tasfiyesine, tasfiye memuru olarak mali müşavir bilirkişi …. T.C nolu …’ın atanmasına, kendisine aylık 2.000,00 TL ücret takdirine, ücretin davacı tarafından ödenmesine, tasfiye memurunun görevinin tasfiye kararının tescil edileceği tarihine kadar devamına, ticaret sicilde davacı tarafından masrafı karşılandığında ilanına,
2-Davacının ortaklıktan bila bedel çıkma konusundaki talebinin reddine,
3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 44,40 TL harç için peşin alınan 31,40 TL harcın mahsubu ile eksik 13,00 TL harcın davalılardan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan 1.147,10 TL. yargılama gideri (ayrıntısı UYAP’ta) ile toplam harç gideri 67,40 TL ki toplam 1.214,50 TL. yargılama giderinin davalılardan tahsili ile davacıya ödenmesine,
5-HMK’nun 333. maddesi uyarınca yatırılan avanstan kullanılmayan gider avansının (iş bu kararın tebliğ gideri avanstan karşılanmak ve bu gider mahsup edilmek kaydıyla) kararın kesinleşmesinden sonra resen davacıya iadesine,
6-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Yürürlükteki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap edilen 2.725,00 TL avukatlık ücretinin davalılardan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Dair karar, davacılar vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde HMK’nun 342. Maddesi gereğince dilekçe ile mahkememize veya başka bir yer mahkemesine İstinaf kanun yolu harcı, tebliğ giderleri dahil olmak üzere tüm giderler ödenerek istinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.20/06/2019

Başkan …
¸(e-imzalıdır)
Üye …
¸(e-imzalıdır)
Üye …
¸(e-imzalıdır)
Katip …
¸(e-imzalıdır)