Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/82 E. 2019/273 K. 07.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/82
KARAR NO : 2019/273

DAVA : Şirketin İhyası
DAVA TARİHİ : 26/01/2017
KARAR TARİHİ : 07/03/2019
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 25/03/2019
Yukarıda isim ve adresleri yazılı taraflar arasında mahkememizde görülen davanın açık yargılaması ve dosyanın tetkiki sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: davacı vekili özetle; müvekkilinin ihyasını talep ettikleri …. A.Ş.’nin ortaklarından olduğunu, aynı zamanda yönetim kurulu başkanı olduğunu, ….A.Ş’nin münfesih sayılması müvekkilinin ve diğer ortakların hukuki menfaatlerini İhlal ettiğinden mağduriyetlerini giderebilmek için Şirketinbu sebeplerle ….A.Ş.’nin ihyası gerçekleştirilerek Ticaret Sicil Kaydına tescilinin yapılması için işbu davayı açma zorunluluğu hasıl olduğunu, 16.10.2014 tarihinde re’sen terkin olunan İstanbul Ticaret Sicili Müdürlüğünün …. sicilinde kayıtlı …A.Ş. unvanlı şirketin ihya edilerek tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı Ticaret Sicil Müdürlüğünün 24/02/2017 tarihli cevap dilekçesinde özetle; işlemin mevzuata ve hukuka uygun yapıldığını, davada yasal hasım olduklarını ve davanın açılmasına neden olmadıklarından aleyhlerine yargılama giderine hükmedilmemesini savunmuştur.
Mahkememizce iddia/savunma toplanan tüm deliller ile davacının mevcut tüm ticari defter ve kayıtları incelenmek suretiyle davacı sicil kaydının terkin işleminin usulüne uygun olup/olmadığı, davacı şirketi alacaklarının bulunması sebebiyle ticari faaliyetine devam edebilmek gayesiyle ihyayı istediğinden talebinde hukuki yarar olup/olmadığı hususlarında mali müşavir bilirkişisinden 22/02/2018 havale tarihli rapor alınmıştır.
GEREKÇE:
Dava, limited şirketin ihyası istemine ilişkindir.
Limited şirketin tüzel kişiliği ticaret sicilinden silinmesi (terkini) ile sona erer. Tüzel kişiliğin sona ermesi için tasfiye işlemlerinin eksiksiz yapılmış olması gerekir. Şayet, tasfiye işlemleri gerektiği gibi tamamlanmamış ve tasfiyesi gereken hususlar eksik bırakılmışsa, tüzel kişilik ticaret sicilinden silinse bile, limited şirketin tüzel kişiliğinin sona erdiğinin kabulü olanaksızdır.
Bir tüzel kişiliğin son bulmasını ifade eden fesih ve tasfiye işlemi, aynı zamanda Borçlar Hukukuna ilişkin bir hukuki işlem olup, bu karar ve işlemin hataya dayanması karşısında gerçek anlamda bir tasfiye işleminden söz edilemez. Hataya veya kasta dayalı, şeklen gerçekleşmiş bir tasfiyenin kaldırılmasının gerek o işlemi gerçekleştirenlerce, gerekse bundan zarar görenlerce istenebilmesi Borçlar Hukukunun temel kurallarından biridir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 27.01.1999 gün ve 1999/10-1-1 sayılı kararı).
Bu durumda, tüzel kişiliğin yeniden ihyasına gidilerek yargılamanın limited şirket tüzel kişiliğine karşı devamının sağlanması gerekmektedir.
6102 sayılı Yasa’nın Geçici 7. maddesinin 15. fıkrasında ”Bu maddede düzenlenmeyen hususlarda ilgili kanun ve esas sözleşmelerde öngörülen usullere göre hareket edilir. Bu madde gereğince tasfiye edilmeksizin unvanı silinen şirket veya kooperatiflerin ortaya çıkabilecek malvarlığı, unvana ilişkin kaydın silindiği tarihten itibaren on yıl sonra Hazine’ye intikal eder. Hazine bu şirket ve kooperatiflerin borçlarından sorumlu tutulmaz. Tasfiye memurlarının sorumlulukları konusunda, özel kanunlardaki sorumluluğa ilişkin hükümler saklı kalmak kaydıyla bu Kanun veya Kooperatifler Kanunu hükümleri uygulanır. Ticaret sicilinden kaydı silinen şirket veya kooperatifin alacaklıları ile hukuki menfaatleri bulunanlar haklı sebeplere dayanarak silinme tarihinden itibaren beş yıl içinde mahkemeye başvurarak şirket veya kooperatifin ihyasını isteyebilir.” hükmüne yer verilmiştir. İşbu hükme istinaden davacının ortağı ve yönetim kurulu başkanı olduğu şirketin muaccel alacakları mevcut olmakla birlikte söz konusu şirket resen terkin edildiği için alacakların takibi ve tahsili yapmamakta ve herhangi bir tasarrufta bulunamamaktadır. Muaccel olan alacakların yüksek meblağlı olması sebebiyle tahsilinin yapılamaması bütün şirket ortaklarının ekonomik durumunu doğrudan etkilemektedir.
Dosya içerisinde bulunan Ticaret Sicil Müdürlüğü yazısında, ihyası istenen şirketin ticaret sicil kaydının 6102 sayılı TTK.’nun geçici 7. maddesi uyarınca 30/12/2012 tarih 28513 sayılı müsfesih olmasına veya sayılmasına rağmen tasfiye edilmemiş, Anonim ve Limited şirketler ile kooperatiflerin tasfiyelerine ve ticaret sicil kayıtlarının silinmesine ilişkin tebliğin 5/1-ç bendi uyarınca sicil kaydının 09/10/2014 tarihinde resen terkin edildiği anlaşılmaktadır.
Davacı şirketin sicil dosyası ile tüm dosya kapsamına nazaran, 6102 sayılı Yasa’nın Geçici 7. maddesinin 15. fıkra hükmüne istinaden davacının ortağı ve yönetim kurulu başkanı olduğu şirketin muaccel alacakları mevcut olmakla birlikte söz konusu şirket resen terkin edildiği için alacakların takibi ve tahsili yapmamakta ve herhangi bir tasarrufta bulunamamaktadır. Muaccel olan alacakların yüksek meblağlı olması sebebiyle tahsilinin yapılamaması bütün şirket ortaklarının ekonomik durumunu doğrudan etkilediğinden davacı şirketin davasını haklı sebeplerle 5 yıl içerisinde açtığı göz önüne alındığında davanın kabulüne karar vermek gerekmiş aşağıdaki hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kabulü ile 6102 sayılı yasanın geçici 7. maddesi uyarınca resen sicilden terkin edilen İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün …. sicil nolu …. A.Ş’nin TTK nın 547.maddesi gereğince sadece Türkmenistan Devletiyle ilgili 29/05/2000 tarihli sözleşmeden kaynaklı ve iştirak olarak 1.694.989,76 TL alacağının ve bağlantılı hakedişlerinin sonuçlandırılması açısında sınırlı ve özgü olarak İHYASINA, kararın bir örneğinin İstabul Ticaret Sicil Müdürlüğüne tevdiine,
2-Keyfiyetin tescil ve gazete ile ilanına,
3-Tasfiye memuru olarak şirket yetkilisi olan Mustafa Büyüksandelyacı’nın görevlendirilmesine, kendisinin şirket ortağı ve yetkilisi olduğu dikkate alınarak ücret takdirine yer olmadığına,
4-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 44,40 TL harçtan peşin alınan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 13,00 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
5-Davalı zorunlu yasal hasım olduğundan yapılan masrafların davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı zorunlu yasal hasım olduğundan davacı lehine vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,
7-HMK’nun 333. maddesi uyarınca yatırılan avanstan kullanılmayan gider avansının (iş bu kararın tebliğ gideri avanstan karşılanmak ve bu gider mahsup edilmek kaydıyla) kararın kesinleşmesinden sonra resen davacıya iadesine,
Dair karar, davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde HMK’nun 342. Maddesi gereğince dilekçe ile mahkememize veya başka bir yer mahkemesine İstinaf kanun yolu harcı, tebliğ giderleri dahil olmak üzere tüm giderler ödenerek istinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 07/03/2019

Başkan …
¸(e-imzalıdır)
Üye ….
¸(e-imzalıdır)
Üye …
¸(e-imzalıdır)
Katip ….
¸(e-imzalıdır)