Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/721 E. 2020/58 K. 23.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/721
KARAR NO : 2020/58

DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 03/08/2017
KARAR TARİHİ : 23/01/2020
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 27/01/2020
Yukarıda isim ve adresleri yazılı taraflar arasında mahkememizde görülen davanın açık yargılaması ve dosyanın tetkiki sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: davacı vekili özetle; müvekkili şirketin, dava dışı 3. Kişilerden hammadde alarak belli bir kar ile bu hammaddeyi davalı şirkete sattığını, davacı şirketin, davalı ….. Sanayi Ve Ticaret Limited Şirketi ile iki ay boyunca ticari bir ilişkisinin olduğunu, bu süreçte düzenlenen on üç adet fatura karşılığı davalı şirketin davacı şirkete 669.883,88 TL borçlu olduğunu, yaklaşık olarak 2 ay boyunca davalı şirket ile müvekkil şirket arasında ticari ilişkinin sürdüğünü, Davalı/borçlu şirketin, müvekkiline, 28.05.2016 keşide tarihli 100.000.-TL’lik muhatabı …… bank olan 3. Kişi müşteri çekini ve 24.06.2016 keşide tarihli 105.000.-TL’lik yine muhatabı ….. bank olan 3. Kişi müşteri çekini 08.04.2016 tarihinde tahsilat makbuzu karşılığında ciro ederek müvekkili şirkete teslim ettiğini, davalı şirket tarafından 28.05.2016 keşide tarihli müşteri çekinin, 3. Şahsın çeklerini ödeyemiyor olması sebebi ile davalı şirket tarafından henüz keşide tarihi gelmeden önce (18.05.2016 tarihinde) müvekkili şirkete havale yapılmak sureti ile ödendiğini ve çek üzerindeki cironun iptal edildiğini, 24.06.2016 keşide tarihli 3. Kişi müşteri çeki ise ödenmemiş ve bunun üzerine İstanbul …. Asliye Ticaret Mahkemesinin …. D. İş sayılı dosyası ile alınan ihtiyati haciz kararı uyarınca İstanbul ….. İcra Müdürlüğünün …. E. Sayılı dosyası ile takibe konu edildiğini, söz konusu ihtiyati haciz takibi neticesinde davalı şirketin adresine Kocaeli …… İcra Müdürlüğünün ….. Tal. sayılı dosyası ile menkul haciz işlemi uygulanmak üzere hacze gidildiğini ve davalı şirket haciz işlemi yaptırmaksızın ihtiyati haciz bedelini dosyaya ödediğini, söz konusu takip dosyasında herhangi bir itiraz olmadığı gibi borçlu tarafın menfi tespit davası da açmadığını ve kesinleşen takip neticesinde 12.08.2016 tarihinde borçlu şirket dosya borcunun kendine düşen kısmının tamamını ödediğini, davalı şirketin toplamda müvekkiline 669.883,88.-TL borcunun bulunduğunu, 100.000.-TL lik çekin henüz vadesi gelmeden davalı şirket tarafından müvekkile ödendiğini, 105.000.-TL lik çekin ise yapılan haciz işlemleri neticesinde tahsil edildiğini, bakiye kalan 464.883,88.-TL lik borç davalı tarafından müvekkiline ödenmediğini, herhangi bir kambiyo senedi bulunmaması sebebi ile de söz konusu alacağın tahsili için Kocaeli …… İcra Müdürlüğünün ….. esas sayılı dosyasından ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı şirketin iş bu icra takibine, yine haksız ve mesnetsiz, kötü niyetli olarak itiraz ettiğini, yapılan itirazda müvekkili şirketten herhangi bir alacağının olduğunu beyan etmediğini, davalı tarafın haksız ve mesnetsiz itirazının iptali için Kocaeli Asliye Ticaret Mahkemesinin …. esas sayılı dosyası ile itirazın iptali davası açıldığını, Söz konusu itirazın iptali davasında müvekkil şirketin herhangi bir şirket ile organik bağının bulunmadığı ve ticari defterler uyarınca müvekkil şirketin davalı şirketten 464.883,88.-TL alacaklı olduğu açıkça ortaya konulduğunu, davalı taraf hiçbir hukuki dayanağı olmadan ve ödeme emri kısmında yer alan takip dayanağı kısmına ‘’Genel Alacak’’ açıklaması yazılarak Bakırköy ….. İcra Müdürlüğünün ….. E. sayılı dosyası ile 445.000.-TL üzerinden icra takibi başlattığını, işbu takip nedeniyle müvekkili aleyhine hacizlerin konulduğunu, Davalı tarafın iddia ettiği üzere müvekkil şirketin herhangi bir şirket ile organik bağının bulunmaması gibi sebeplerle icra takibinin kötü niyetle açıldığı ve müvekkil şirketin davalı şirkete bir borcu olmaması sebebi ile açılan takibin iptali, davalı aleyhine açmış oldukları menfi tespit davasının kabulüne, Büyükçekmece …. İcra Müdürlüğünün …. E. sayılı ve Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün ….. esas sayılı dosyasından müvekkili şirketin borçlu olmadığının tespitine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı tarafın, tebligata rağmen davaya cevap vermediği görülmüştür.
DELİLLER:Ticaret sicil kayıtları, fatura suretleri, Büyükçekmece …… İcra Müdürlüğünün …… E. sayılı ve Bakırköy ….. İcra Müdürlüğünün ….. esas sayılı dosyaları,Kocaeli …… Asliye Ticaret Mahkemesinin …. esas sayılı dosyası, Kocaeli ….. İcra Müd. …. sayılı dosya örneği, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı.
Celp edilen Bakırköy ….. İcra Müdürlüğünün ….. esas sayılı dosyasının tetkikinde, alacak…..San ve Tic. Ltd. Şti. tarafından ….. Mak. PLS. Hij. Sis. San. Ve Tic. Ltd. Şti. Aleyhine 09/02/2017 tarihinde takip başlattığı, ….. Ltd. Şti. tarafından 20/04/2017 tarihli dilekçe ile takibe itiraz ettiği, görülmüştür.
Celp edilen Bakırköy ….. ATM’nin ….. esas sayılı dosyasının tetkikinde, ….. San ve Tic. Ltd. Şti. tarafından 08/06/2016 tarihinde hasımsız olarak; …. bank A.Ş. …. Şubesine ait …. hesap numaralı 24/06/2016 tarihli, … çek numaralı, 105.000 TL bedelli çekin iptali için dava açıldığı, söz konusu çekin 03/11/2016 tarihli karar ile iptaline karar verildiği, verilen kararın 09/12/2016 tarihinde kesinleştiği görülmüştür.
Mahkememizce aldırılan 15/01/2019 havale tarihli ek bilirkişi raporu bilimsel veri ve içeriğe sahip, denetime elverişli bulunması sebebiyle hükme esas alınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davacının dava konusu faturalardan dolayı, takibe geçilen miktar üzerinden davalıya borcunun bulunmadığının tespiti ve kötü niyet tazminatı istemlerinden ibarettir.
Sorun, taraflar arasındaki ticari ilişki sonrasında B.Çekmece …. İcra Müd. …. esas ve Bakırköy ….. İcra Müd…… esas sayılı dosyalarındaki takipler nedeniyle davalı yana borcu bulunup bulunmadığı, var ise tutarı ve tazminat gerekliliği hususunda olduğu anlaşılmıştır.
Genel Olarak; Faturaya dayalı alacak davalarında davalı akdi ilişkiyi açıkça kabul etmemiş ise taraflar arasında akdi bir ilişkinin bulunduğunu ispat külfeti faturayı düzenleyen alacaklı tarafa düşmektedir, öncelikle şunu belirtmek gerekir ki, bir ticari ilişki ve bu ilişkiden kaynaklı alacağının olduğunu iddia eden taraf bunu yazılı belgeler ile ispat etmesi gerekir. İspatın konusu, ispat yükünün kimde olduğu ve ispat vasıtalarının neler olduğu HMK 187,190 ve 200. Maddelerinde açıkça belirtilmiştir. Alacaklı düzenlediği faturadaki malların ya da hizmetin karşı tarafa teslim edildiğini HMK 200. Maddesinde belirtilen deliller ile ispat etmesi gerekir. Fatura tek başına taraflar arasındaki akdi ilişkinin belgesi sayılamaz. Fatura sözleşmenin kurulması safhasıyla ilgili olmayıp ifasına ilişkin olduğundan öncelikle temel bir borç ilişkisinin bulunması gerekir. (Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu E:2001/1, K:2003/1, T:27.06.2003.)
Davacının, davalı borçlu ile aralarında akdi bir ilişki olduğunu, bir başka anlatımla takibe konu faturadaki fatura konusu hizmet ifası ile ilgili ticari ilişkiyi ispat etmeden iddia ettiği alacağın tahsilini sağlaması mümkün değildir. Akdi ilişki ise, taraflar arasında düzenlenen imzası davalı tarafından kabul edilmiş bir sözleşme, faturaya konu malların borçluya teslim edildiğine dair bir irsaliye ve teslim fişi ile vb. somut yazılı belgelerle ispat edilebilir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 222. Maddesinde, (1)Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir. (2) Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. (3) İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.(4) Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.(5) Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır.
Ticari işlerden dolayı tacirler arasında çıkan uyuşmazlıklarda ticari defterlerin (maddede gösterilen koşulların mevcut olması kaydıyla), kesin delil niteliğinde bulunduğunu öngörmektedir.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Taraflar tacir olup delil olarak ticari defterlere dayanıldığından TTK’nun 83 ilâ 85 ve HMK’nun 222. maddeleri uyarınca tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde konusunda uzman bilirkişi marifetiyle bilirkişi incelemesi yapılmıştır.
Davalı …… San. Ve Tic.Ltd.Şti. Mahkemizce yapılan ihtara rağmen ticari defter ve belgelerini ibraz etmediğinden davalı- borçlu yanın defter ve belgeleri bilirkişi tarafından incelenememiştir.
Toplanan tüm deliller, bilirkişi kök ve ek raporu ile tüm dosya kapsamına binaen; dava konusu faturaların açık ve irsaliyeli faturalar olduğu ancak düzenlenen faturalar üzerinde sevkiyatı kimin yaptığı ve kimin mali teslim aldığına dair bilgilerin olmadığı ve malın sevkiyatı ile ilgili başka ispatın olmaması, davacı tarafından davaya konu olan faturalar ile ilgili BS formlarının düzenli olarak verildiği, dava dışı …… San. Ve Tic. Ltd. Şti. Tarafından kendilerine ait yeni kurulan davacı …nin cirosunun arttırılması için mal ve hizmet alımına yönelik davalı ….. San ve Tic. Ltd. Şti.ne fatura keseceklerine dahil yaptıkları teklifi kabul ettikleri şekilnde davalı vekilinin savunmasının olduğu, ancak 2016 yılı kurumlar vergi beyanlarının incelenmesinde, ocak ayında 1 kişi, şubat 1 kişi, mart 1 kişi, Nisan 2 kişi, mayıs 1 kişi, Haziran ayı ve sonrası aylarda hiç personelinin olmadığı, 2.316.723,81 TL ciro 20.274,13 TL (ciro karlılık oranı %8) bu ciroların nasıl yakalamış olduğunun belirlenemeyeceği, davacı ile davalı arasında ticari bir ilişkinin tespiti yapılmadığından karar vermeye yeterli bilirkişi raporuna itibar edilerek davanın kabulüne karar verilmiştir.
İİK’nun 72/5’inci maddesi hükmüne göre, menfi tespit davasının davacı (borçlu) lehine sonuçlanması üzerine, alacak likit olsun veya olmasın, böyle bir alacağa dayalı takibin, haksız ve kötü niyetli olması halinde, istem varsa, davacı(borçlu) lehine kötü niyet tazminatına hükmedilmesi gereklidir. Takibin haksız olması tek başına yetmemekte, ayrıca kötü niyetli olması da gerekmekte olup, ispat yükü; takibin kötü niyetli olduğunu iddia eden davacı (borçlu)’nun üzerindedir.
Anılan kanun hükmü uyarınca davalı-alacaklı aleyhine tazminata hükmedilebilmesi için davalı alacaklı tarafından yapılan icra takibinin haksız olmasının yanı sıra takibin kötü niyetle yapılması da şarttır. O halde, eldeki davada davalı-alacaklının kötüniyetli olduğunun ispat edilemediği anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, davalının kötü niyetinden söz edilemez ve onun aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilemez.
Somut olayda, kötü niyet tazminatı taleplerinin, taraflar arasında yargılamayı gerektirdiği, dosyada kötü niyet tazminatına hükmedilmesi koşulu olan zararın belgelendirilmediği, davalının icra takibinde kötüniyetinin kanıtlanamadığı anlaşıldığından kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kabulü ile Bakırköy …. İcra Müd. ….. esas ve B.Çekmece …. İcra Müd. …. esas sayılı dosyalarında davacının borçlu olmadığının tespitine,
2-Davacının kötü niyet tazminatı taleplerinin ise taraflar arasında yargılamayı gerektirdiğinden reddine,
3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 39.066,49 TL harçtan peşin alınan 9.766,63 TL harcın mahsubu ile eksik 29.299,86 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan 1.106,70 TL posta masrafı(ayrıntısı UYAP’ta kayıtlı) ile toplam harç gideri 9.802,63 TL ki toplam 10.909,33 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
5-HMK’nun 333. maddesi uyarınca yatırılan avanstan kullanılmayan gider avansının (iş bu kararın tebliğ gideri avanstan karşılanmak ve bu gider mahsup edilmek kaydıyla) kararın kesinleşmesinden sonra resen davacıya iadesine,
6-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Yürürlükteki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap edilen 45.645,00 TL avukatlık ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
7-HMK’nun 333. maddesi uyarınca davalı tarafından yatırılan avanstan kullanılmayan bakiye avansın kararın kesinleşmesinden sonra resen davalıya iadesine,
Dair karar, davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde HMK’nun 342. Maddesi gereğince dilekçe ile mahkememize veya başka bir yer mahkemesine İstinaf kanun yolu harcı, tebliğ giderleri dahil olmak üzere tüm giderler ödenerek istinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 23/01/2020

Başkan …
¸(e-imzalıdır)
Üye …
¸(e-imzalıdır)
Üye …
¸(e-imzalıdır)
Katip …
¸(e-imzalıdır)