Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/687 E. 2020/558 K. 17.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/687
KARAR NO : 2020/558

Mahkememizin 2017/687 esas sayılı dosyasında;

DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 24/07/2017
Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/692 esas sayılı dosyasında;

DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 24/07/2017
KARAR TARİHİ : 17/09/2020
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 28/09/2020
Yukarıda isim ve adresleri yazılı taraflar arasında mahkememizde görülen davanın açık yargılaması ve dosyanın tetkiki sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: davacı vekili özetle; davalı …’nun, davacı müvekkili Derneğin, eski yönetim kurulu başkanı olduğunu, Dernek Genel Kurulunun mali yönden eski yönetimi ibra etmediğini, Dernek Tüzüğüne göre devir teslim işlemi yapması gerektiği halde, devir teslim işlemini yapılmadığını, Davalı …’nun Dernek Genel Kurulunun yapılmasından bir gün önce, 29.06.2017 tarihinde, 25.07.2017 vadeli 517.500.-TL meblağlı senet düzenlediğini, Senedin borçlusunun, davacı Dernek, alacaklısının ise derneğin eski başkanı olan davalı … olduğunu, davaya konu olan senedin, dernek Tüzüğüne uygun olarak düzenlenmediğini, senedi düzenleyerek kendisini alacaklı gösteren davalı tarafından icra takibi başlatılması halinde, Derneğin mallarına ve ……. nezdindeki gelirlerine haciz konulması ihtimali bulunduğunu, Haksız bir icra takibi ile davacı derneğin mağdur edilmemesi bakımından davaya konu senedin icra takibine konulmasının önlenmesi bakımından, davacı Derneğin spor kulübü olduğu gözetilerek teminatsız olarak ihtiyati tedbir kararı verilmesini , davacı Derneğin, davaya konu olan 29.06.2017 tanzim tarihli 25.07.2017 vadeli 517.500.-TL bedelli senet nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine, Yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davalıya yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: dava konusu senedin usulüne uygun keşide edildiğini, davacı tarafından aynı konu ile ilgili Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesinin ….. esas sayılı dosyası ile dava açıldığını, tedbir talebinin Bakırköy …… ATM. Dosyasında red edildiğini, müvekkilinin davacıya borç verdiğini, alacağına karşılık davaya konu senetlerin düzenlendiğini, davacıya verilen borçların banka kanalıyla gönderildiği ve dekontlarının mevcut olduğunu, davacının iddiasının soyut bir iddiadan ibaret olduğunu beyan ederek kötü niyetli olarak açılan işbu davanın reddini kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini savunmuştur.
Bakırköy …… Asliye Ticaret Mahkemesinin …… esas sayılı dosyasında Talep; davacının 30.06.2017 tarihinde Olağanüstü Genel Kurul toplantısı yaptığını ve yapılan toplantıda derneğin eski yönetiminin mali işleri/ hesaplarının ibra edilmediğini, derneğin eski yönetiminin Dernek Genel Kurulunun yapılmasından bir gün önce 25.07.2017 vadeli 150.000 TL bedelli senedi düzenlediğini, senedin borçulusunun davacı dernek, alacaklısının ise davalı olduğunu, davaya konu olan senedin dernek tüzüğüne uygun olarak düzenlemediği gibi senedi imzalayan eski başkanın görev yaptığı döneme ilişkin dernek hesaplarının dernek genel kurulunda ibra edilmemiş olduğundan sadece bağlanan alacak iddiasının da hukuken ihtilaflı olduğunu, tüzük hükümlerinin görüldüğü üzere davacı dernek ile ilgili harcamaların, dernek başkanı ve saymanı imzası ile yapılmasının zorunlu olduğunu, davaya konu senet incelendiğinde dernek kaşesi üzerine atılan imzalardan birinin dernek başkanına ait olduğunu ancak sayman imzasının yerine başka kişilerce imza atıldığının anlaşıldığını beyanla davaya konu senet nedeniyle müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA: Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu senetlerin usulüne uygun olarak keşide edildiğini, müvekkilinin davacıya verdiği borç karşılığında dava konusu senetleri aldığını, davacının kötü niyetli olduğunu beyan ederek davanın reddini, davacının % 20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:Ticaret sicil kayıtları, Bakırköy ……. İcra Müdürlüğünün ….. ve ….. esas sayılı dosyaları, Dernek Genel kurul evrakları ve muhasebe kayıt ve belgeleri, Davaya konu olan 25.07.2017 vadeli 517.500.-TL meblağlı senedin fotokopisi., Davacı derneğin 30.06.2017 tarihli genel kurul toplantı tutanağı, Senedin düzenlendiği tarihte davacı … temsil ve ilzama yetkili kişileri gösterir imza sirküleri, davalı tarafından sunulan dekont örnekleri, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı.
Bakırköy ……. Asliye Ticaret Mahkemesinin …… esas sayılı dosyası hukuki ve fiili irtibat bulunduğu gerekçesi ile 14/12/2017 tarihli karar ile mahkememiz dosyası ile birleştirilmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:

Dava ve birleşen davada talep, davacının davaya konu olan senetlerden dolayı borçlu olmadığının tespiti isteminden ibarettir.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Delil olarak ticari defterlere dayanıldığından TTK’nun 83 ilâ 85 ve HMK’nun 222. maddeleri uyarınca davacının ticari defter ve belgeleri üzerinde konusunda uzman bilirkişi marifetiyle bilirkişi incelemesi yapılmıştır.
İddia veya savunmanın haklılığı, bu olay ve hukuki işlemlerin varlığının ispatlanmasına bağlıdır.
İspat hakkı, Anayasa’nın 36. maddesinde bir temel hak olarak garanti altına alınmıştır. Anayasal dayanağı olan ispat hakkını, usûl hukukunda taraflar, kanunda belirtilen süre ve usûle uygun olarak kullanırlar. Bu hak yalnızca kanunla sınırlanabilir.
İddia ve savunmaya dayanak gösterilen ve mahkemenin karar vermesinde etkili olacak olgulardan hangisinin kim tarafından ispat edileceği hususuna ise ispat yükü denir.
İspat yükü üzerine düşen taraf ispat etmesi gereken hususu ispat edemediği durumda ispatsızlık durumu söz konusu olacaktır. Hâkim bir husus ispatsız kalmış olsa dahi medeni yargılamada karar vermek durumundadır. TMK 6. Maddesinde, “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguları ispatla yükümlüdür.”
HMK m.190’da ispat yükü, “ İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.” Buna göre, bir vakıayı kimin ileri sürdüğü değil, kimin bundan lehine bir hak çıkardığı önemlidir. Her iki taraf da ispat yükünün kime düştüğünü gözetmeden delil göstermişlerse, bu durumda hâkimin ispat yükünün kime düştüğünü araştırmasına gerek yoktur. İlk olarak hâkim tarafların göstermiş oldukları delilleri incelemekle yükümlüdür. Tarafların göstermiş oldukları delillerle çekişmeli vakıalar ispat edilmişse bu durumda da ispat yükünün hangi tarafta olduğunun araştırılmasına gerek yoktur. Delil ikamesi, bir davada tarafların kendi vakıa iddialarının doğru olduğu veya karşı taraf iddialarının doğru olmadığı hususunda ispat sonucuna ulaşabilmek ve kendi lehine karar verilmesini sağlayabilmek amacıyla çekişmeli vakıalar hakkında deliller sunarak gerçekleştirdikleri usûli bir faaliyettir. Delil ikame etmemenin veya delil ikame faaliyetinin başarısız kalmasının yaptırımı, bu faaliyet için zorlanmak değil, sadece ulaşılmak istenen usuli hedefe ulaşamamak ya da aleyhte sonuçlara katlanmaktır.Bu bakımdan ispat yükü ile delil gösterme yükü, aynı kavramlar değildir. Nitekim ispat yükü, olayın ispat edilmeme riskinin kime ait olduğunu belirlerken; delil gösterme, ispat yükünün yerine getirilmesinin biçimi ve yöntemi ile ilgilidir. Delil ikame yüküyle ilgili kurallar, ispatın biçimini ve yöntemini belirleyen kurallar olduğu için usul hukukuna ilişkindir ve bir vakıanın ispat edilememiş olmasının sonuçlarına yönelikken, delil ikame yükü, bir vakıa hakkında kendi iddiasının doğruluğu veya karşı tarafın iddialarının asılsızlığı hususunda hâkimde kanaat oluşmasını sağlamaya yönelik olup yargılamanın ilerleyişine ve hâkimin takdirine göre, taraf değiştirebilir.
Çoğu kez ispat yükü taşıyan taraf delil gösterme yükünü de taşır fakat bu her zaman böyle değildir. Zira ispat yükünün sabit olmasına rağmen delil ikame yükü, taraf değiştirir. Üzerinde delil ikame yükü bulunmayan taraf, karşı tarafın iddia ve savunmalarının haklılığı bağlamında, delil göstermesini beklemeden, asılsızlığı ortaya koymak maksadıyla delil gösterebilir. Bu halde karşı delilden söz edilir. Karşı delil göstermiş olan taraf, bu davranışı nedeniyle ispat yükünü üzerine almış sayılmayacaktır (HMK m.191,c.2).
6100 sayılı HMK nın 200. maddesi uyarınca senede karşı senetle ispat zorunlu olup aynı Kanun’un 201. maddesi uyarınca da senede karşı tanıkla ispat mümkün değildir. Davalının davaya ve takibe konu senedine karşı iddianın da ancak yazılı belge ile ispatlanması gerekir.
Sunulan …… tüzüğü incelenmiş, tüzüğün 28. Maddesi ve ilgili maddeler gereğince, “….ödeme ve mahsup fişlerinde sayman üye ile kulüp başkanının veya başkan adına yetkili bulunan kişinin imzası bulunması gerekir…” hükmünü bulunduğu anlaşılmıştır.
Davacı derneğin tüzük hükümlerine göre düzenlenmiş olan Silivri …… Noterliğinin 21.06.2016 tarih ve ….. yevmiye numaralı imza sirkülerine göre, derneği temsil yetkisi, dernek başkanı …’ya, başkan yardımcılığı …… ’na, saymanı …’e, genel kaptan ……’e, As Başkanlığa …… , Kulüp Danışmanlığı …… ve sekreter …… ’e verilmiştir. Tüzük hükümlerine göre mali konularda ikinci imza yetkisinin …’e ait olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce 2016 haziran ayından 2017/hazirana kadar sayman ve yönetici olarak çalışan ve davaya konu senetlerde imzası bulunan … isticvap edilerek 24/10/2019 tarihli duruşmada dinlenilmiş olup, beyanında; incelediği davaya konu senetlerdeki imzaların kendisine ait olduğunu, kulüpteki harcamaları davalı …’nun karşıladığını, bu harcamalara ilişkin olarak senetleri imzaladığını, ……. Kulübünün …’ya 1.100.000,00 TL civarında borcu bulunduğunu, ayrıca davalı …’nun kulübe bagışta bulunduğunu, borç verilen paraların banka nezdinde verildiğini, …’nun çek olarak derneğe vermiş olduğu borçları karar defterine kaydettiğini beyan etmiştir.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, ticaret sicil kaydı, Bakırköy … İcra Müdürlüğünün ….. ve ….. esas sayılı dosyaları, Dernek Genel kurul evrakları ve muhasebe kayıt ve belgeleri, davaya konu senet sureti, davacı derneğin 30.06.2017 tarihli genel kurul toplantı tutanağı, davacının ticari defterleri üzerine yapılan inceleme sonucu alınan bilirkişi raporu ile diğer bilgi ve belgeler, incelenmiş, irdelenmiş ve içerikleri anlaşılmıştır.
Somut olayda, davacı her ne kadar, dava konusu senetlerin dernek tüzüğüne uygun düzenlenmediğini, dernek kaşesi üzerindeki her iki imzanın geçersiz olduğunu keza senedi imzalayan eski başkanın görev yaptığı döneme ilişkin dernek hesaplarının genel kurulda ibra edilmemiş olduğundan senede bağlanan alacağın ihtilaflı olduğunu ileri sürmüş ise de ; davaya konusu senetlerde imzası bulunan …’in yeminli beyanı, sunulan banka dekontları, celp edilen Silivri ….. Noterliğinin 21.06.2016 tarih ve ….. yevmiye numaralı imza sirkülerine göre davacı şirket yetkililerince düzenlenen ve imzası inkar edilmeyen senetlerin davacının bilgisi dahilinde düzenlendiği, alacağın ödendiğine dair tarafların kabulünü ve imzasını taşıyan yazılı belgeler ve deliller sunulmadığı, davacı tarafın davaya konu senetlerden dolayı borçlu olmadıklarına ilişkin iddialarının yersiz olduğu, senet miktarı ve senet üzerinde nakden kaydı bulunması nedeniyle senedin bedelsizliği iddasının davacı tarafından yazılı belge ile ispatlanamadığı, yapılan defter incelemesinde davalı … adına düzenlenen 29/06/2017 tanzim tarihli, 25/07/2017 vadeli 517.500 TL bedelli senet ile, davalı … Eğitim Yayıncılık A.Ş. adına düzenlenen 29/06/2017 tanzim tarihli, 25/07/2017 vadeli 647.500 TL tutarındaki senetlerin davacı borçlu görünen …nin 2017 yılına ait ticari defterlerinde 29/06/2017 tarihinde ……….. yevmiye numarası ile Davalı- alacaklı …… adına düzenlenen 29/06/2017 tanzim tarihli 25/07/2017 vadeli 150.000 TL tutarındaki davacı – borçlu …nin 2017 yılına ait ticari defterlerinde 29/06/2017 tarihinde …… yevmiye numarası ile kayıt edilmiş olup nakdi ilişkide kullanıldığının anlaşıldığı, Bakırköy …… ATM’nin …… esas sayılı dosyasında davalı … Eğitim Yayıncılık Hizmetlerinin konkordato talep ettiği, iflasa dönüştüğü, iflas kararının Bakırköy …… ATM’nin …… esas sayılı dosyası ile verildiği ve kesinleşmediği de anlaşılmakla Bakırköy ….. ATM’nin ….. esas sayılı dosyasında davaya konu edilen 29/06/2017 tanzim tarihli, 25/07/2017 vadeli 647.500,00 TL bedelli senet bakımından yargılamanın uzamaması bakımından mahkememizce tefrik kararı verilmiş olup asıl dava ve mahkememiz dosyası ile birleşen Bakırköy ….. Asliye Ticaret Mahkemesinin …… esas sayılı dosyası yönünden davanın reddine karar vermek gerekmiş, asıl davada ve birleşen davada tedbir kararı uygulanmadığından davalının kötüniyet tazminat talebi yerinde görülmemiş olup aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Asıl dava ve mahkememiz dosyası ile birleşen Bakırköy ……. Asliye Ticaret Mahkemesinin …… esas sayılı dosyası yönünden davanın ayrı ayrı REDDİNE,
2-Davada ve birleşen davada tedbir kararı uygulanmadığından davalının kötüniyet tazminat talebinin reddine,
3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 54,40 TL harçtan peşin alınan 8.837,61 TL harcın mahsubu ile bakiye 8.783,21 TL harcın hükmün kesinleşmesine müteakip istem halinde davacıya iadesine,
4-Yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-HMK’nun 333. maddesi uyarınca yatırılan avanstan kullanılmayan gider avansının (iş bu kararın tebliğ gideri avanstan karşılanmak ve bu gider mahsup edilmek kaydıyla) kararın kesinleşmesinden sonra resen davacıya iadesine,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konu hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Yürürlükteki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap edilen 42.925,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan tahsili ile davalı …’ya ödenmesine,
8-HMK’nun 333. maddesi uyarınca davalı tarafından yatırılan avanstan kullanılmayan bakiye avansın kararın kesinleşmesinden sonra resen davalıya iadesine,
BİRLEŞEN BAKIRKÖY ……. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN …… ESAS SAYILI DOSYASI YÖNÜNDEN;
1-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 54,40 TL harçtan peşin alınan 2.561,63 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.507,23 TL harcın hükmün kesinleşmesine müteakip istem halinde davacıya iadesine,
2-Yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
3-HMK’nun 333. maddesi uyarınca yatırılan avanstan kullanılmayan gider avansının (iş bu kararın tebliğ gideri avanstan karşılanmak ve bu gider mahsup edilmek kaydıyla) kararın kesinleşmesinden sonra resen davacıya iadesine,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konu hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Yürürlükteki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap edilen 18.200,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan tahsili ile davalı …’a ödenmesine,
6-HMK’nun 333. maddesi uyarınca davalı tarafından yatırılan avanstan kullanılmayan bakiye avansın kararın kesinleşmesinden sonra resen davalıya iadesine,
Dair karar, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde HMK’nun 342. Maddesi gereğince dilekçe ile mahkememize veya başka bir yer mahkemesine İstinaf kanun yolu harcı, tebliğ giderleri dahil olmak üzere tüm giderler ödenerek istinaf yolu açık olmak üzere asıl dava ve birleşen dava davacısı ile asıl dava davalısı ve birleşen dava davalısı vekilinin yüzüne karşı oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.17/09/2020

Başkan …
¸(e-imzalıdır)
Üye …
¸(e-imzalıdır)
Üye …
¸(e-imzalıdır)
Katip …
¸(e-imzalıdır)