Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/682 E. 2021/681 K. 01.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/682
KARAR NO : 2021/681

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 04/10/2016
BİRLEŞEN BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN 2021/274 ESAS SAYILI DOSYASINDA;

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 23/03/2021

KARAR TARİHİ : 01/07/2021
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 11/07/2021
Yukarıda isim ve adresleri yazılı taraflar arasında mahkememizde görülen davanın açık yargılaması ve dosyanın tetkiki sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
ASIL DOSYADA TALEP: davacılar vekili özetle; davalı sürücü ……. ın sevk ve idaresindeki ……. plaka sayılı çekicinin 20.09.2016 tarihinde yaya kaldırımında yürüyen müteveffa …….’in ölümüne sebebiyet verdiğini, davalı …… ‘e ait olan aracın yıllık zorunlu muayenesinin, zorunlu trafik sigorta poliçesinin bulunmadığını, ağır tonajlı bir araç olup kazanın bu aracın trafiğe çıkmasının yasak olduğu bir saatte meydana geldiğini, ayrıca kazının vuku bulduğu caddedeki yol durumunun trafiğin akışına uygun olmadığını, şehiriçi bölünmüş yol standartlarına uymadığını, bu nedenle 20.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatı ile 440.000,00 TL manevi tazminat olmak üzere toplam 460.000,00 TL maddi ve manevi tazminatın kaza tarihi itibariyle işletilecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, yargılama giderlerinin ve ücreti vekaletin tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

SAVUNMA: davalı ………. vekilinin görevsiz mahkemeye sunduğu cevap dilekçesinde özetle: görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, talep edilen tazminatın nasıl hesaplandığının açıklanması gerektiğini, müvekkili kurumun manevi tazminattan sorumlu olamayacağını, Davacılar arasında yer alan anne ……. ve baba ……. için de talepte bulunulmuş ve bu kişilerin davacının desteğinden mahrum kaldıkları iddia edilmiş ise de, bu hususunda somut delillerle ispatlanmasının gerektiğini, müvekkilinin sorumluluğuna gidilebilmesi için …… plaka sayılı dorse ve ……. plaka sayılı çekicinin kaza tarihinde geçerli trafik poliçesi olup olmadığının araştırılmasının gerektiğini, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu 97. Maddesi düzenlemesi gereğince gerekli başvuru şartı yerine getirilmeden dava açılmış olduğundan başkaca bir araştırmaya gerek olmaksızın davanın bu sebeple reddine, Esas bakımından da haksız ve mesnetsiz açılmış bulunan davanın reddi ile avukatlık ücreti dâhil her türlü yargılama giderinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ……. vekili özetle; 20.09.2016 günü meydana gelen kazada müvekkilinin kusurunun bulunmadığını, hız sınırını aşmadığını, yoldaki kusurun müvekkiline yüklenemeyeceğini beyan ederek Davada, davacılardan …… ve …… ‘in hakkında açılan davada davacı olarak gösterilmesi usul ve hukuk kurallarına aykırı olduğundan davanın bu kişiler açısından reddine, Bakırköy ……. Ağır Ceza Mahkemesi …… E. Sayılı dosyanın istenerek incelenmesine, yargılamada davacı ……. ve ……. hakkında verilen rapor gereği; yaralanmalarının dahi söz konusu olmadığı için gerekirse ilgili yerlerden tedavi gördüklerine dair belgelerin istenmesine, Ayrıca yargılama giderlerinin ve vekâlet ücretinin davacılar tarafından karşılanmasını karar verilmesini talep etmiştir.
BİRLEŞEN DOSYADA TALEP: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; Belirsiz alacak davası olarak Bakırköy ……. Asliye Ticaret Mahkemesinin ……. E. sayılı dosyası ile açmış oldukları davada dosyaya sunulan ek bilirkişi raporu doğrultusunda önceki davada talep edilmeyen bakiye tazminat alacakların olay tarihinden itibaren faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılara tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLER: İfade Tutanakları, Trafik Kazası Tespit Tutanağı, trafik kayıtları, Bakırköy ….. Ağır Ceza Mahkemesi ……. E. Sayılı dosyası, Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığının ……. soruşturma sayılı dosyası, hastane kayıtları, tanık beyanları, Adli Tıp Kurumunun 08/03/2017 tarihli kusur raporu, mirasçılık belgesi, bilirkişi kök ve ek raporları ve tüm dosya kapsamı.
İşbu dosya Bakırköy …… Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 22/05/2017 gün ve …… Esas …… Karar sayılı dava dosyasında verilen görevsizlik kararı ile mahkememize intikal etmiş, mahkememizin 07/03/2019 tarihli celsesinin 3 nolu ara kararı gereği, Davalı …….. izafeten İçişleri Bakanlığı aleyhine açılan davanın tefrik edilerek başka bir esasa kaydının sağlanmasına karar verilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazasından kaynaklı maddi manevi tazminat istemine ilişkindir.
Sorun: 20/09/2016 tarihinde meydana gelen trafik kazası nedeniyle davalı araç sürücüsü-malikinin olaydan dolayı sorumlu olup olmadığı kusur oranları, davacıların maddi-manevi tazminat taleplerinin yerinde olup olmadığı, yerinde ise hükmedilmesine ilişkin olan miktarın tespiti.
Çözüm: Kusur durumunun tespiti, sorumluların ve tazminat bedelinin tespiti,TBK. Sigorta Kanunun 2918 sayılı yasa bakımından tespit.
5684 sayılı Sigortacılık Kanununun 14/1. maddesinde, bu Kanunun 13 üncü maddesi, 13/10/1983 tarihli ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve 10/7/2003 tarihli ve 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu ile ihdas edilen zorunlu sorumluluk sigortaları ile bu Kanunla mülga 21/12/1959 tarihli ve 7397 sayılı Sigorta Murakabe Kanunu çerçevesinde ihdas edilmiş olan zorunlu sigortalara ilişkin olarak belli koşulların oluşması halinde ortaya çıkan zararların bu sigortalarla saptanan geçerli teminat miktarlarına kadar karşılanması amacıyla …… Sigorta, …. ve……. Şirketleri Birliği nezdinde …… Hesabının oluşturulacağı hükmüne yer verilmiş, aynı Kanunun 14/2-a maddesinde ise, sigortalının tespit edilememesi durumunda kişiye gelen bedensel zararlar için güvence hesabına başvurulabileceği belirtilmiştir.
Yukarıda açıklamalara göre trafik kazası neticesinde vefat eden/ yaralanan ilgililerin, diğer şartların da bulunması halinde teminat miktarı ile sınırlı olarak zararlarının karşılanmasını …… Hesabından isteyebileceği, 5684 sayılı Kanunun 14/1. maddesi uyarınca da yasadaki emredici düzenleme doğrultusunda, …… Hesabının Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortasının yerine geçtiği, diğer bir deyişle ZMMS’nın sorumluluğunu üstlendiği anlaşılmaktadır.
Karayolları Trafik Kanunun 52. Maddesinde sürücülerin hızları huşundaki hükümleri şunlardır;a) Kavşaklara yaklaşırken, dönemeçlere girerken, tepe üstlerine yaklaşırken, dönemeçli yollarda ilerlerken, yaya geçitlerine, hemzemin geçitlere, tünellere, dar köprü ve menfezlere yaklaşırken, yapım ve onarım alanlarına girerken, hızlarını azaltmak, b) Hızlarını, kullandıkları aracın yük ve teknik özelliğine, görüş, yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmak, c)Diğer bir aracı izlerken yukarıdaki fıkrada belirlenen durumları göz önünde tutarak güvenli bir mesafe bırakmak, d) Kol ve grup halinde araç kullananlar, araçları arasında yönetmelikte belirtilen esaslara uygun olarak diğer araçların güvenle girebilecekleri açıklıklar bulundurmak, zorundadırlar.
Kanunun 52/1-b maddesinden anlaşıldığı üzere araç sürücüleri araçlarının Hızlarını Aracın yük ve teknik özelliğine, görüş, yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmak zorunlulukları vardır.
Somut olayda dosyada mübrez kusur raporuna göre, sürücü ……. aracının hızını hava, yol durumunun gerektirdiği şartlara uydurmadığı anlaşılmıştır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesinde, “işletenlerin, bu kanunun 85/1 maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”, aynı yasanın 85/1 maddesinde, “bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yararlanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, araç işletenin bu zarardan sorumlu olacağı”, aynı yasanın 85/son maddesinde ise, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükümlerine yer verilmiştir.
Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının A-1. maddesinde de, “sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder” şeklinde ifade edilmiştir.
Yukarıda açıklanan madde hükümlerinden, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.
Motorlu araçların işletilme tehlikesine karşı, zarar gören üçüncü şahısları, korumak amacıyla getirilmiş olan bu düzenleme ile öngörülen sorumluluğunun bir kusur sorumluluğu olmayıp, sebep sorumluluğu olduğu; böylece araç işletenin sorumluluğunun sebep sorumluluğunun ikinci türü olan tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunduğu, öğretide ve yargısal içtihatlarla kabul edilmektedir (Fikret Eren, Borçlar Hukuku, 9. Bası, s. 631 vd.; Ahmet Kılıçoğlu, Borçlar Hukuku, Genişletilmiş 10. Baskı, s. 264 vd).
2918 sayılı Kanunun 86. maddesinde ise, bu Kanunun 85. maddesinde düzenlenen sorumluluktan kurtulma ve sorumluluğu azaltma koşullarına yer verilmiştir.
Bu düzenlemelere göre, araç işleteni veya araç işleteninin bağlı bulunduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulabilecek; sorumluluktan kurtulamayan işleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi ise kazanın oluşunda zarar görenin kusurunun bulunduğunu ispat ederse, hakim, durum ve şartlara göre tazminat miktarını indirebilecektir.
Burada kanun koyucu zarar görenin kusuru nispetinde indirim yapılabileceğini öngörmüş ve indirimi zorunlu tutmayarak hakimin takdirine bırakmıştır. Uygulama ve öğretide de (S. Ünan, “Ergün A. Çetingil ve Rayegan Kender’e 50. Birlikte Çalışma Yılı Armağanı 2007”, s. 1180) bu husus kabul edilmektedir.
Kanun koyucu, açıklanan düzenlemeler yanında 2918 sayılı KTK’nun 91. maddesiyle de; işletenin Aynı Kanunun 85. maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası (Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası) yaptırma zorunluluğunu getirmiştir.
Hemen belirtmelidir ki, işletenin sorumluluğu hukuki nitelikçe tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunmakla, işletenin hukuki sorumluluğunu üstlenen zorunlu sigortacının 91.maddede düzenlenen sorumluluğu da bu kapsamda değerlendirilmelidir. Öyle ise, hem işleten hem de sigortacının sorumluluğu, hukuki niteliği itibariyle tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunduğundan, uyuşmazlığın bu çerçevede ele alınıp, çözümlenmesi gerekmektedir.
Medeni Kanunim 188. Maddesine göre eşlerden her biri, ortak yaşamın devamı süresince ailenin sürekli ihtiyaçları için evlilik birliğini temsil ederler. Kan ve koca aileye yaptıkları yardımlar ve/veya hizmetler ile birbirlerine destektirler.
Ana ve babanın çocuklara karşı olan bakma ödevi, kanun hükümlerine dayanmaktadır. Buna ilişkin düzenlemeler, Medeni Kanunun; 185/2, 327/1, 328 ve 364/1 nci maddelerinde düzenlenmiştir. Medeni Kanunun 327. Maddesine göre aile reisi ve veli durumundaki anne- baba çocukları reşit oluncaya kadar onların infak ve iaşesini sağlamakla yükümlüdürler. Dolayısıyla, anne ve baba çocuklarının fiili desteğidir.
Çocuklar yetişkin hale geldiklerinde ana-babalalarına destek olma zorunluluğu bulunmamakta ise de, çocukların elde ettikleri gelirin bir bölümünü kendisine ayırırken bir bölümünü de Medeni Kanunun 364/f.l gereğince nafaka yükümlülüğü bulunduğu ana-babalarına ayırmaları hayatın olağan akışı, insancıl bağlara ve ülke geleneklerine uygun düştüğü gibi, yine Yüksek Yargıtay tarafından benimsendiği üzere, çocuklar hiçbir gelir elde etmese dahi, hastalık ve sair sıkıntıda yardıma koşma görevi maddi desteğin kapsamında değerlendirilmelidir.
Dava dosyasına sunulan müteveffaya ait ….. Fakültesi tarafından hazırlanan ….. no.lu Lisans Diplomasının incelenmesinden; müteveffanın 13/06/2008 tarihinde Biyoloji bölümünden mezun olduğu, …… Enstitüsü tarafından hazırlanan ….. No.lu Tezsiz Yüksek Lisans Diplomasının incelenmesinden; müteveffanın 12/06/2009 tarihinde Ortaöğretim Fen ve Matematik Alanlar Eğitimi (Biyoloji Öğretmenliği) Anabilim Dalı yüksek lisansını tamamladığı anlaşılmıştır.
Dava dosyasına sunulan müteveffanın Eş’i ……..’e ilişkin nüfus kayıt örneğinin incelenmesinde; davacı ……..’in 16/11/2017 tarihinde yeniden evlendiği tespit edilmiştir.
Yargıtay Kararları gereği, Desteğin birlikte yaşadığı evlilik dışı eşi ve ondan olma çocuğunun tazminatı hesaplanırken, resmi nikâhlı eşe yapılması zorunlu yardımın/nafaka yükümlülüğünün kapsamının dikkate alınması gerekmektedir.
Bu nedenle, dul eşin yeniden evlenmesi, zararı azaltan hallerden biri olup davacı eş’in yeniden evlenme ihtimali hesaplamada dikkate alınmalıdır. Dul eşin yeniden evlenme ihtimali, yaşına, çocuk sayısına, fiziki sosyal özelliklerine, mesleki durumuna, yaşadığı bölgeye, mali durumuna göre değişiklik arz etmektedir. Tazminat hesabında, eş’in gerçek zararı bulunduktan sonra yaşlara göre belirlenen oranlarda indirim yapılmaktadır.
Eş, çocuk ve anne-babasının desteği olan müteveffanın, kaza sonucu ölümü nedeniyle açılan tazminat davasında, anne ve babanın destekten yoksun kalma tazminatı hesaplanırken, müteveffa eğer yaşasaydı, kazançlarından bir bölümünü kendisine ayıracağı, belirli bir kısmı belirli bir kısmı ile de eş ve çocukları ile anne ve babasına destek olacağı varsayılarak hesap yapılması gerekmektedir.
Kusur: Dosyada mübrez Adalet Bakanlığı Adli Tıp Kurumu İstanbul Trafik İhtisas Dairesi tarafından hazırlanan 08/03/2017 tarihli …….. sayılı Adli Tıp Raporuna göre; “………’ın asli derecede tamamen kusurlu, yayalar ………. ve ……. ’in kusursuz olduğu, …” sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Dosya, kusur raporu doğrultusunda destekten yoksun kalma tazminatının hesaplanması için aktüer bilirkişiye tevdi edilmiş olup, bilirkişi tarafından sunulan ve 20/06/2019 havale tarihli raporda, meydana gelen kazada vefat edenin eşi ……..’e ilişkin olarak ödenebilir tazminat tutarı 5.634,46 TL, Kızı ……… ‘e ilişkin olarak ödenebilir tazminat tutarı 106.477,54 TL, Babası …….’a ilişkin olarak ödenebilir tazminat tutarı 37.187,58 TL, Annesi …….’a ilişkin olarak ödenebilir tazminat tutarı 41.952,90 TL olmak üzere hak sahibi eş ve çocuğu ile anne ve babasına ödenebilir tazminat tutarı toplamı 191.252,49 TL olarak hesaplanmıştır.
Davacılar vekili 04.03.2020 tarihli talep arttırım dilekçesi ile; Hesap bilirkişisinin raporuna göre toplam 191.252,49 TL ödenebilir maddi tazminat hesaplandığını, dosyaya ibraz edilen rapor doğrultusunda toplam daha önce 20.000 TL yatırılmasından dolayı 171.252,49 TL maddi (destekten yoksun kalma tazminatı) ve 440.000 TL manevi tazminat olmak üzere toplam 611.252,49 TL’nin kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan(………. sadece maddi tazminattan sınırlı sorumlu olmak üzere) müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
KYTK Genel Şartlarının Anayasa Mahkemesince iptali ve tarafların itirazları doğrultusunda dosya yeniden bilirkişiye tevdi edilerek 08.02.2021 tarihli ek rapor alınmış, alınan raporda; müteveffanın eşi ……..’in 9.409.01 TL, müteveffanın kızı ……… ‘in 245.150,61 TL, müteveffanın babası …….’ın 104.529,59 TL ve müteveffanın annesi …….’ın 104.530,56 TL olmak üzere toplam 463.619.77 TL ödenebilir maddi tazminat (destekten yoksun kalma tazminatı) alacakları olduğu hesaplanmıştır.
Davacılar vekilinin, 08.02.2021 tarihli ek raporda hesaplanan fazla tazminat alacaklarının tahsili için 23/03/2021 tarihinde Bakırköy …… Asliye Ticaret Mahkemesinin ……… Esas sayılı dosyası ile ek dava açtığı, dava açarken arabuluculuğa başvurduğu, dosyada mübrez arabuluculuk son tutanağına göre tarafların anlaşamadığı, işbu davanın 24/03/2021 tarihli karar ile mahkememiz dosyası ile birleştirildiği görülmüştür.
MADDİ TAZMİNAT YÖNÜNDEN DEĞERLENDİRME:
Maddi zarar, kişinin isteği dışında malvarlığında meydana gelen eksilmesini ifade eder. Zarar miktarı malvarlığının hukuka aykırı eylemden önceki durumu ile eylemden sonra arz ettiği durum karşılaştırılarak belirlenir. Hukuka aykırı eylem malvarlığının aktifini azaltımda veya pasifini çoğaltımda yahut aktifin çoğalmasına veya pasifin azalmasına engel olmak suretiyle zararın oluşumuna sebebiyet verir. Diğer bir deyimle zarar, eylemli zarar veya kardan yoksunluk biçiminde gerçekleşir.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, araç trafik kayıtları, olay nedeniyle hak sahiplerine ödeme yapılıp yapılmadığına ilişkin SGK ve sigorta şirketinden alınan yazı cevapları, kaza tespit tutanağı, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına binaen; 20/09/2016 tarihinde davalı sürücü ……. idaresindeki ……. plakalı çekici ve buna bağlı …… plakalı yarı römork ile ……… Caddesi üzerinde iniş eğimli yolda…….. yolu istikametinde doğru seyir halindeyken olay mahalline geldiğinde, ıslak zeminde direksiyon hakimiyetini kaybetmek suretiyle sağ tarafındaki yaya kaldırımı üzerine çıkması ve burada bulunan yayalar ……., …….. ve ………. ‘e çarpması sonucu …….’in ölümü, diğer yayaların yaralanması ile sonuçlanan trafik kazasının meydana geldiği, kazaya sebebiyet veren aracın davalı …….’a ait olduğu, zorunlu trafik sigorta poliçesinin bulunmadığı, meydana gelen kazada ……. plaka sayılı araç sürücüsü davalı …….’ın %100 oranında kusurlu olduğu, yayalar ……., …….. ve ………’in kusursuz olduğu Ceza mahkemesinde aldırılan bilirkişi raporu ve ATK raporuyla tespit edilmiş olup birbiri ile uyumlu kusur raporlarına itibar edilmiştir. Dosya, kusur raporu doğrultusunda destekten yoksun kalma tazminatının hesaplanması için aktüer bilirkişiye tevdi edilmiş olup, bilirkişi raporu doğrultusunda destekten yoksun kalma tazminat talebi arttırılmış ve mahkememizce de, davacıların destekten yoksun kalma tazminatı talebi yönünden alınan 08.02.2021 tarihli bilirkişi raporu ile de sabit olduğu üzere davasında haklı bulunarak TBK 76. Maddesi kapsamında ………. tarafından 12/04/2019 tarihinde İstanbul …….. İcra Müdürlüğünün …….. dosyasına yapılan 20.000,00 TL’lik geçici ödeme miktarı düşülerek destekten yoksun kalma tazminatı talebinin kabulüne karar verilmiştir.
Birleşen dosya bakımından; Anayasa Mahkemesi Başkanlığının 09/10/2020 tarihli resmi gazete de yayımlanan 17/07/2020 tarihli …….. esas ………. karar sayılı iptal kararı ile 14/04/2016 tarihli ve 6704 sayılı kanunun 3. Maddesi ile değiştirilen 2918 sayılı KTK’nın 90. Maddesinin 1. Cümlesinde yer alan “…ve bu kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda” ibaresinin Anayasaya aykırı olduğundan bahisle iptal edildiğinden, eldeki davada uygulanan genel şartlar da düzenlenmiş yönetmeliğinin artık uygulama imkanı kalmadığı anlaşıldığından, daha önce dosyaya rapor sunan bilirkişiden yeniden rapor alınmış, alınan 08.02.2021 tarihli ek rapor denetime ve hüküm kurmaya elverişli bulunduğundan itibar edilerek, geçici ödeme kararı ile 12/04/2019 tarihinde ödenmiş olan tazminat miktarı düşülerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
MANEVİ TAZMİNAT YÖNÜNDEN DEĞERLENDİRME:
Manevi zarar, hukuka aykırı eylem sonucu kişisel değerlerde meydana gelen eksilmedir. Kişisel değerlerin soyut niteliği nedeniyle meydana gelen eksilmenin rakamsal karşılığını parasal değerini ifade etmek mümkün değildir. Bununla birlikte kişisel değerlere yapılan saldırı neticesi ruhsal dengenin bozulması yaşama sevincinin eksilmesi kaçınılmaz olduğunda, hukuk manevi zararı giderim yükümlülüğü dışında tutmamış, genel değer ölçüsü olması nedeniyle, belli bir miktar paranın verilmesi suretiyle zarar görenin tatmin edilmesini amaçlamıştır. Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de göz önünde tutularak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 4. maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hâkimin hak ve nesafete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
Olayın niteliği, iş göremezliğin ve yaralanmanın boyutu, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, manevi tazminatın zenginleşmeye veya yoksullaşmaya neden olamaması temel ilkesi de dikkate alınarak davacıların olaydan dolayı çekmiş olduğu elem ve ızdırabın bir nebze de olsa telafisi için davacı anne ………. ve davacı kardeş ……… lehine aşağıdaki miktarlarda manevi tazminata hükmedilmesi uygun görülmüştür.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
I-ASIL DAVA YÖNÜNDEN;
A-MADDİ TAZMİNAT TALEPLERİ BAKIMINDAN;
1-Davacıların maddi tazminat taleplerinin kabulü ile davacı …….. için 5.634,46 TL, …….. için 106.477,54 TL, ……. için 41.952,90 TL, ……. için 37.187,58 TL olarak hesaplanan toplam 191.252,49 TL’den daha önce TBK 76. Maddesi kapsamında yapılan 20.000,00 TL’lik geçici ödeme miktarı düşülerek toplam 171.252,49 TL maddi tazminatın davalı ………. poliçe limiti ile sınırlı sorumlu olmak üzere temerrüt tarihi olan 17/11/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …….’dan kaza tarihi olan 20/09/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizle sorumlu olmak üzere davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine,
B-MANEVİ TAZMİNAT TALEPLERİ BAKIMINDAN;
1-Davacıların manevi tazminat taleplerinin kısmen kabulü ile …….. için 30.000,00 TL, …….. için 50.000,00 TL, ……. için 25.000,00 TL, ……. için 25.000,00 TL, ……… için 10.000,00 TL olmak üzere toplam 140.000,00 TL manevi tazminatın davalı …….’dan kaza tarihi olan 20/09/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte alınarak davacılara verilmesine,
2-Davacılar …… ve ………. ‘in manevi tazminat taleplerinin reddine,
II-MAHKEMEMİZ DOSYASI İLE BİRLEŞEN BAKIRKÖY 2. ATM’NİN 2021/274 ESAS SAYILI DOSYASI YÖNÜNDEN;
1-Davacıların maddi tazminat taleplerinin kabulü ile davacı …….. için 1.909,01 TL,…….. için 138.673,07 TL, ……. için 62.577,66 TL, ……. için 67.342,01 TL olmak üzere toplam 270.501,75 TL maddi tazminatın davalı ………. poliçe limiti ile sınırlı sorumlu olmak üzere temerrüt tarihi olan 17/11/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …….’dan kaza tarihi olan 20/09/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizle sorumlu olmak üzere davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine,
ASIL DAVA YÖNÜNDEN:
-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 21.261,66 TL harçtan peşin alınan 1.572,00 TL ve ıslah harcı olarak yatırılan 520,00 TL harcın mahsubu ile eksik 19.169,66 TL harcın davalılardan tahsili ile hazineye irad kaydına,
-Davacı tarafından yapılan 1.799,40 TL yargılama gideri + toplam harç gideri 1.601,20 TL + 520,00 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 3.920,60 TL yargılama giderinin davalılardan tahsili ile davacılara ödenmesine,
-Kabul edilen Maddi tazminat talebi yönünden AAÜT gereğince hesap edilen 20.218,99 TL avukatlık ücretinin davalılardan tahsili ile davacılara ödenmesine,
-Kabul edilen manevi tazminat talebi yönünden AAÜT gereğince hesap edilen 17.250,00 TL ücreti vekaletin davalı …….’dan alınarak davacılara verilmesine,
-Reddedilen manevi tazminat talebi yönünden AAÜT 10/2. maddesi gereğince hesap edilen 17.250,00 TL ücreti vekaletin davacılardan alınarak kendini vekille temsil ettiren davalı …….’a verilmesine,
-Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacılara iadesine,
BİRLEŞEN DAVA YÖNÜNDEN:
-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 18.477,97 TL harçtan peşin alınan 923,90 TL harcın mahsubu ile eksik 17.554,07 TL harcın davalılardan tahsili ile hazineye irad kaydına,
-Kabul edilen Maddi tazminat talebi yönünden AAÜT gereğince hesap edilen 27.385,12 TL avukatlık ücretinin davalılardan tahsili ile davacılara ödenmesine,
Dair karar, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde HMK’nun 342. Maddesi gereğince dilekçe ile mahkememize veya başka bir yer mahkemesine İstinaf kanun yolu harcı, tebliğ giderleri dahil olmak üzere tüm giderler ödenerek istinaf yolu açık olmak üzere davacılar vekili, davacı asil …….. ve davalı ……. vekilinin yüzüne karşı, diğer tarafların yokluğunda oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 01/07/2021

Başkan ……..
¸(e-imzalıdır)
Üye …….
¸(e-imzalıdır)
Üye …….
¸(e-imzalıdır)
Katip …….. ¸(e-imzalıdır)