Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/628 E. 2020/778 K. 05.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/628
KARAR NO : 2020/778

DAVA : İflas (İflasın Açılması)
DAVA TARİHİ : 07/07/2017
KARAR TARİHİ : 05/11/2020
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 13/11/2020
Yukarıda isim ve adresleri yazılı taraflar arasında mahkememizde görülen davanın açık yargılaması ve dosyanın tetkiki sonunda;

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: davacı vekili özetle; müvekkili şirketin, İstanbul Ticaret Sicil Memurluğuna …… sicil no ile 17.01.2013 tarihinde o zamanki unvanı olan …… Uluslararası Nakliyat Ticaret Anonim Şirketi unvanıyla tescil edildiğini, mevcut yönetim kurulunun tayin edildiği 08.02.2016 tarihinde tescil edilen genel kurul kararı ile ……. yönetim kurulu başkanı, ……. başkan yardımcısı, ……. de yönetim kurulu üyesi olarak atandığını, yönetim kurulu üyelerinin her biri münferit temsil yetkisine sahip olduğunu, 500.000 TL sermaye ile kurulan şirketin ortakları 80 hisseye sahip Alman uyruklu ……… ile 20 hisseye sahip Türk uyruklu …… olduğunu, müvekkili şirketin unvanının …… Uluslararası Nakliyat Ticaret Anonim Şirketi iken, 25.04.2017 tarihli genel kurul ile … olarak değiştirildiğini ve bu değişikliğin ticaret siciline tescil edildiğini, müvekkili şirketin yönetim kurulunda Türkiye’de ikamet eden Türk ortak ve yönetim kurulu başkanı …….’ın şirketin bütün operasyonu ile ilgili yetkili ve sorumlu olduğunu, Almanya’ da ikamet eden diğer yönetim kurulu üyeleri ……in operatif olarak aktif olmadığını, Alman ortağı temsilen yönetim kurulunda bulundukları bir iş bölümü benimsendiğini, ……, yönetim kurulu başkanı olan ……. tarafından kendilerine aktarılan raporlar doğrultusunda görevlerini ifa ettiklerini, ancak kendilerinin defalarca uyarmalarına rağmen Türk ortak ve yönetim kurulu başkanı ……., şirketin yönetimiyle ilgili bütün kararları tek başına aldığını, raporlarda eksik ve yüzeysel bilgiler vererek şirketin gidişatı ile ilgili Alman ortakta ciddi bir güvensizlik ve endişe oluşmasına sebep olduğunu, bu durumun defalarca tekrarlanması ve uyarılara rağmen bir düzelme olmaması sonrasında Alman ortak kendi hisselerini devrederek bu ortaklıktan ayrılma kararı almak zorunda kaldığını, cncak diğer ortak …….’ın hisseleri almak istememesi ve hisseleri alacak başka bir yatırımcı da bulunamaması sonrasında ortaklar arasındaki ihtilafların başladığını, bu sorunlara ek olarak kısa süre önce Alman yönetim kurulu üyeleri, şirketin bilançolarından, aktiflerin pasifleri karşılamaya yetmediğini, şirketin borca batık hale geldiğini tespit ettiklerini, Müvekkili şirketin, Ticaret Kanunu hükümleri çerçevesinde borca batık hale gelen şirketin aktiflerinin borçlarını karşılamaya yetmediğini, mahkemece borca batıklık durumunun tespitini talep ettiklerini, şirket ortakları ve buna bağlı olarak da yönetim kurulu anlaşamadığından, şirket için önem arz eden kararlar uygulanamadığı, bu nedenle şirketin sevk ve idaresini yerine getirecek bir idari kayyumun atanması gerektiğini, ayrıca doğabilecek muhtemel zararların önüne geçilmesi amacıyla mahkeme tarafından gerekli her türlü muhafaza tedbirlerinin alınmasının gerektiğini, açıklanan nedenler ile ve yapılacak yargılama neticesinde; …’nin borca batıklığının tespit edilmesini, Borca batık olduğu sonucuna varılması halinde iflasına hükmedilmesini, Şirketin sevk ve idaresini sağlamak ve gerekli tedbirleri almak üzere bir idari kayyumunun belirlenmesini, Doğabilecek muhtemel zararların önüne geçilmesi amacıyla mahkeme tarafından gerekli sair her türlü muhafaza tedbirlerinin alınmasını talep ve dava etmiştir.
Bir kısım müdahil vekilleri özetle; davacı şirketin mal kaçırmak ve alacaklarının tahsilin gecikmenin meydana geleceğini savunarak davanın reddini istemişlerdir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, TTK’nın 376/3 maddesinde belirtilen şirket bilançosunun tespiti ile iflas istemine ilişkindir.
Davacı şirketin öncelikle borca batık durumda olup olmadığının tespiti için konusunda uzman bilirkişilerden rapor alınmıştır.
Konusunda uzman bilirkişi aracılığıyla tespit edilebilen niteliklerine göre şirket bilançosu (borca batıklık bilançosu) dikkate alınıp karar verilmiştir.
İİK’nın 178. maddesi uyarınca iflasa karar verilebilmesi için şirketin borca batık durumda olması gerekir. Borca batıklık, borçlunun malvarlığındaki aktif değerler toplamının, pasif değerler toplamını karşılayamaması durumudur. İflas talebi üzerine mahkeme bilirkişi incelemesi yaparak iflas talebinin yerinde olup olmadığını belirler. Borca batıklığın tespiti için borca batıklık bilançosu hazırlanmalıdır.
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, 6102 sayılı TTK’nın 376/3. maddeleri gözönüne alındığında davacı şirket yetkilisinin iş bu talebinin borca batıklık durumunun bildirimi mahiyetinde olduğu, yasa gereği bildirimin zorunlu olduğu, mahkememizce yapılan bu bildirim sonrasında borca batıklık durumu araştırılmış olup itibar edilen 14.09.2020 tarihli bilirkişi raporlarun da belirtildiği üzere; 2018 yılı Şirket faaliyetleri 2017 yılı faaliyetleri ile kıyaslandığında Net Satışların %91 azaldığı, Faaliyet giderlerinin ise % 99,3 oranında azaldığı hesaplanmakta olup ticari defter kayıtlarına göre durma noktasına gelen satışların 29/11/2018 tarihi itibari ile tamamen durduğu, 31/12/2017 tarihli Kaydi Değer Bilançosuna göre;603.638 TL,Özkaynağa sahip olduğu, Ödenmiş Sermayesini (500.000TL) koruduğu, 31/12/2018 tarihli Kaydi Değer Bilançosuna göre;521.952 TL Özkaynağa sahip olduğu, Ödenmiş Sermayesini (500.000TL) koruduğu, Ticari defterler üzerinde yapılan incelemeve yukarıda yapılan değerleme sonucu 31/12/2018 tarihi itibari rayiç değerlere göre -2.525.615 TL borca batık olduğu, 13/05/2019 tarihli Bilirkişi Raporuna müdahil alacaklılar tarafından şirketin iflasa tabi olmadığı, yeterli tespit yapılmadan raporun ve tespitin yapıldığı beyan edilerek itiraz edilmiş ise de; dosyada atanan Kayyum tarafından da aylık raporlarda da detaylı olarak belirtilerek şirket ortaklarına ulaşılamadığı, şirketin adresinde bulunmadığı ve vergi dairesi tarafından resen terk işlemlerinin başlandığı, ticari defter kayıtlarına 31/12/2018 tarihinden sonraki dönemler için ulaşılmadığı, davacı şirketin en son beyannamesinin (ARALIK) 12.2018 döneminde verildiği, tüm bu tespitler ışığında davacı Şirketin TTK 376. maddesi gereğince aktiflerin hem işletmenin devamlılığı esasına göre hem de muhtemel satış fiyatları üzerinden yapılan değerleme sonucu davacı şirketin borca batık olduğu, pasif mal varlığının aktif mal varlığından fazla olduğu anlaşılmakla davanın kabulü ile davacı …’nin iflasına karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Alacaklıların alacaklarının teminatı mahiyetinde olan malların kaçırılması, gizlenmesi veya değerinin azalmasına neden olunması, malvarlığını kaçırmaya yönelik tasarruflarının ortaya çıkmasını önlemek için ticari defter, kayıt veya belgelerin gizlenmesi veya yok edilmesi, gerçekte bir alacak ve borç ilişkisi olmadığı halde, sanki böyle bir ilişki mevcutmuş gibi, borçların artmasına neden olacak şekilde belge düzenlenmesi, gerçeğe aykırı muhasebe kayıtlarıyla veya sahte bilanço tanzimiyle aktifin olduğundan az gösterilmesi malvarlığını eksiltmeye yönelik hileli tasarruflar, hileli iflas suçu kapsamında olup mahkememizce davacı şirket yetkilisi … hakkında TCK 162 maddesi gereğince Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ ile; borca batık olan İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün ……. sicil numarasında kayıtlı bulunan borçlu-davacı …’nin iflasına, iflasın 05/11/2020 günü saat 14:31 itibariyle açılmasına,
2-İİK’nun 166.maddesi uyarınca gerekli işlem ve ilanların yapılmak üzere kararın derhal Bakırköy ….. İcra İflas Müdürlüğüne ayrıca bilgi için İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğüne bildirilmesine, iflas avansının Bakırköy …. İcra İflas Müdürlüğüne aktarılmasına,
3-Kararın niteliği de göz önünde bulundurularak kayyımın görevinin sonlandırılmasına,
4-28/11/2019 tarihinde atanan ve 02/12/2019 tarihinde görevi tebliğ alan kayyıma ödenmeyen aylık 1.500,00 TL olmak üzere 16.500,00 TL kayyımlık ücretinin HMK 325 maddesi gereği yargılama gideri sayılarak iflas masasına borç kaydına ve atanan kayyım …’a ödenmesine,
5-İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün …… sicil numarasında kayıtlı davacı …’nin ……. T.C kimlik numaralı … hakkında TCK 162 maddesi gereğince Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulmasına,
6-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 54,40 TL harçtan peşin alınan 31,40 TL harcın mahsubu ile eksik 23,00 TL harcın davanın mahiyeti itibariyle davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
7-Davacı tarafından yapılan posta masrafının davanın mahiyeti itibariyle kendi üzerine bırakılmasına,
8-HMK’nun 333. maddesi uyarınca yatırılan avanstan kullanılmayan gider avansının (iş bu kararın tebliğ gideri avanstan karşılanmak ve bu gider mahsup edilmek kaydıyla) kararın kesinleşmesinden sonra resen davacıya iadesine,
Dair karar, Davacı vekili Av….’ın yüzüne karşı diğerlerinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 10 günlük süre içerisinde HMK’nun 342. Maddesi gereğince dilekçe ile mahkememize veya başka bir yer mahkemesine İstinaf kanun yolu harcı, tebliğ giderleri dahil olmak üzere tüm giderler ödenerek istinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 05/11/2020

Başkan …
¸(e-imzalıdır)
Üye …
¸(e-imzalıdır)
Üye …
¸(e-imzalıdır)
Katip …
¸(e-imzalıdır)