Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/626 E. 2019/651 K. 03.07.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/626
KARAR NO : 2019/651

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/07/2017
KARAR TARİHİ : 03/07/2019
KARAR YAZILMA TARİHİ : 25/07/2019
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin sigorta aracılık işi yapan bir sigorta acentesi olduğunu, davalının….. plakalı kamyon cargo tipi aracı için….. poliçe nolu ve 7358,39 TL bedelli ve 22.06.2015 tarihli KTK Zorunlu Mali Sorumluluk Poliçesi düzenlendiğini, bedelin …… Sigorta A.Ş.’ye ödendiğini, ancak davalı tarafından müvekkiline her hangi bir ödemede bulunulmadığını, davalı tarafından ödeme yapılmamasına rağmen araç trafikten çekilmediği ve üçüncü bir şahsa satılmadığı sürece poliçenin iptal ve zeyil edilemeyeceğini, bu nedenle müvekkilinin ödeme yapmak zorunda kaldığını, davalıya Bakırköy …… İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasıyla icra takibi başlatıldığını, davalı-borçlunun dosya borcuna itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek itirazın iptaline, takibin devamına davalının %20 icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı cevap dilekçesinde özetle; davacının ileri sürdüğü konuların kabul edilemeyeceğini, davacı firma aracılığı ile başlangıç tarihi 22.06.2015 ve bitiş tarihi 22.06.2016 olan …… Sigorta poliçe no:…… hazırlandığını ve 22.06.2015 tarihinde karşılıklı imzalanarak 7358,39 TL’nin poliçede belirtildiği gibi peşin ödendiğini, KTK Zorunlu Mali Sorumluluk Poliçesinin düzenlenerek tarafına sunulduğunu, tarafına ödenmediğine dair her hangi bir tebligat yapılmadığını, poliçenin düzenlendikten 1,5-2 yıl sonra tekrar bedelinin istenmesinin ve takibinin yapılmasının hukuken uygun olmadığını, poliçe süresi sona erdiğinden hükmünün sona ermesi nedeniyle poliçe aslını ve peşin ödeme makbuzunu ibraz edemeyeceğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Davacı cevaba cevap dilekçesinde özetle; davalının iddialarının gerçek dışı olduğunu, dilekçe ekinde sunulmuş olan pos tahsilat makbuzunda görüleceği üzere dava konusu poliçeye ilişkin yapılan ödemenin davalı adına şirket yetkilisi ……. tarafından yapıldığını, davalı adına ödeme olmadığını, davalının her hangi bir makbuz ya da ödeme belgesi sunamadığını, …… Sigorta A.Ş.’ye müzekkere yazılarak poliçenin ne şekilde ödendiğinin sorulmasını, müvekkilinin mağdur olduğunu belirtmiştir.
Davalı ikinci cevap dilekçesinde özetle; poliçe bedelinin tarafınca peşin olarak ödendiğini, davacının ücreti tahsil etmemiş olsa poliçeyi iptal edebileceğini, tarafına davacı yanca her hangi bir tebligat yapılmadığını, mağduriyetinin giderilmesi için dava konusu işlemin iptalini talep etmiştir.
Dava, davacının aracılık hizmeti sonucu davacı yerine ödemiş olduğu poliçe bedelinin tahsili için davalı aleyhine giriştiği icra takibine vâki itirazın İİK’nun 67.maddesi gereğince iptali ile takibin devamına ve icra inkâr tazminatı istemine ilişkindir. TTK md.1401 vd. Maddelerinde düzenlenen Sigorta Hukukuna ilişkin olup davacı taraf TTK md. 102 vd. Maddelerinde düzenlenen acentedir. TTK md.4 gereği mahkememiz mutlak görevlidir.
Bakırköy …… İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyası incelendiğinde; davacı şirketin davalı aleyhinde dayanak 7358,39 TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %10,50 oranında reeskont avans faizi ile birlikte tahsili için ödenmeyen sigorta poliçe prim bedellerine dayalı olarak ilamsız icra takibine geçildiği, borçluya ödeme emrinin 04.01.2017’de tebliği üzerine borçlunun süresinde 09.01.2017 tarihinde borca itiraz ederek takibin durmasına sebebiyet verdiği, İcra Müdürlüğü’nce takibin durdurulmasına karar verildiği, davanın yasal süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Tarafların sunmuş oldukları deliller üzerinde konusunda uzman bilirkişi marifetiyle bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiştir.
Sigortacılık Uzmanı Bilirkişi 23.07.2018 havale tarihli raporunda; detaylı inceleme yapılabilmesi için icra dosyasının dosyaya sunulması gerektiğini, makbuz aslının dosyaya sunulmasını ve imza incelemesi yaptırılması gerektiğini belirtmiştir. Davalı şirket yetkilisi …….’ın yazı ve imza örnekleri aldırılmış grafoloji alanında bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiştir. Bilirkişi 22.11.2018 havale tarihli raporunda dosyaya sunulu … Tarafından düzenlenen 22.06.2015 tarihli, 7358,39 TL tutarlı para makbuzunda şirket yetkilisi …….’a mevcut mukayese imzalar arasında farklılıklar olduğundan eli ürünü olmadığı tespit edilmiştir. Sigortacılık Uzmanı bilirkişi 29.03.2019 havale tarihli ek raporunda ilgili prim borcunun davalı tarafça ödendiğinin ispat edilemediği, trafik sigortası için kredi kartı ile tahsilat yapıldığına dair makbuz bulunduğu, bu durumda sigorta şirketi …… açısından sigorta sözleşmesinin kurulmuş olduğunu, fakat acentenin hangi talimata istinaden poliçe tanzim ettiğinin ve poliçe primini kendisinin ödediğinin anlaşılamadığını, ödenmeyen prim borcunun tahsil edip edemeyeceği husunda nihai kararın mahkemede olduğunu belirtmiştir.
…… Sigortaya gönderilen müzekkere neticesinde ödemenin davacı şirkete ait olan kredi kartıyla ödendiği bildirilmiştir. Yine pos tahsilat makbuzunun bir örneği ve ZMS poliçe örneği dosyaya sunulmuş, yapılan incelemede ödemenin ……. tarafından yapıldığı anlaşılmıştır.
Özel hukuka ilişkin bir davada, hakim kural olarak, doğduğu iddia edilen bir hukuki sonucun, gerçekten doğup doğmadığını belirleyebilmek için, o hukuki sonucu öngören hukuk kuralındaki şartların (unsur vakıaların, öğe olayların), somut olarak ortaya çıkıp çıkmadıklarını kendiliğinden araştıramaz. O hukuki sonucun doğduğunu iddia eden taraf, gerçekleşmesi gereken şartların, unsur vakıaların somut olarak gerçekleştiğini ispat etmelidir. Nitekim, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu (TMK.) `nun 6. maddesinde de, kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan herbiri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlü tutulmuştur. İspat, bir davada ileri sürülen hakkın ve buna karşı yapılan savunmanın dayandığı vakıaların gerçekten mevcut olup olmadıkları konusunda, bir takım araçlarla mahkemeye kanaat verme işlemidir. İspat yükü, kural olarak davacıya düşer; yani, davacı davasını dayandırdığı olguları ispat etmelidir. Genel kural, herkesin iddiasını kanıtlamakla yükümlü olmasıdır. Ancak, ispat yükünün yer değiştirdiği hallerde bu kuralın istisnaları devreye girer ve bu hallerden birisi de yasada açık hüküm olmasıdır. Bir taraf, bir vakıayı kendi açısından ileri sürmüş, diğer taraf da onu kabul etmeyip, tartışmalı hale getirmişse, bu takdirde ileri sürülen iddia, basit bir taraf iddiası olarak kalır ve ispatı gerektirir. Nitekim, bu ilkeler Hukuk Genel Kurulu`nun 27.1.2010 gün ve 2009/10-578 E. – 2010/37 K. sayılı ilamında da vurgulanmıştır.
Davalı poliçe prim bedelini nakden ödediğini belirterek ispat yükünü üzerine almıştır. Ancak buna ilişkin her hangi bir makbuz ya da belge sunmamıştır. Davalının cevap ve ikinci cevap dilekçelerinde de delil sunmamış, delil dilekçesi başlıklı dilekçesinde ise sadece makbuz aslı ve tanık deliline dayanmıştır. Dava değeri itibariyle tanıkla ispat sınırının üstünde olduğundan mahkemece tanık dinlenilmemiştir. Davalının yemin deliline de dayanmadığı anlaşıldığından takip dosyası, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına nazaran; davacının 7358,39 TL alacağı olduğu tespit edilmiş, ispat yükünü üzerine alan davalının iddialarını ispat edemediği tespit olunmuş, alacağın likit olması nedeniyle kabul edilen 7358,39 TLüzerinden davacı lehine %20 oranında icra inkar tazminatı hükmedilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ ile davalının Bakırköy ……. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın iptaline, takibin 7.358,39 TL bakımından devamına,
2-Kabul edilen değer üzerinden %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilerek davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Harçlar kanunu gereğince alınması gerekli 502,65 TL. harçtan peşin alınan 88,88 TL.nin mahsubu ile bakiye 413,77 TL. davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan 1.378,50 TL (posta, tebligat, bilirkişi vs.) yargılama gideri ile toplam harç gideri 124,88 TL ki toplam 1.503,38 TL. yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
5-HMK’nun 333. maddesi uyarınca yatırılan avanstan kullanılmayan gider avansının (iş bu kararın tebliğ gideri avanstan karşılanmak ve bu gider mahsup edilmek kaydıyla) kararın kesinleşmesinden sonra resen davacıya iadesine,
6-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Yürürlükteki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap edilen 2.725,00 TL avukatlık ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
7-HMK’nun 333. maddesi uyarınca davalı tarafından yatırılan avanstan kullanılmayan bakiye avansın kararın kesinleşmesinden sonra resen davalıya iadesine,
Dair, 6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345. maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekili ve davalı asilin yüzlerine karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı. 03/07/201

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır