Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/595 E. 2019/1134 K. 28.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/595
KARAR NO : 2019/1134

MAHKEMEMİZİN 2017/595 ESAS SAYILI DOSYASINDA;

BİRLEŞEN MAHKEMEMİZİN 2018/53 ESAS SAYILI DOSYASINDA;

DAVA : Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli), Sözleşmenin İptali
DAVA TARİHİ : 23/06/2017
KARAR TARİHİ : 28/11/2019
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 06/12/2019
Yukarıda isim ve adresleri yazılı taraflar arasında mahkememizde görülen davanın açık yargılaması ve dosyanın tetkiki sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
ANA DAVA YÖNÜNDEN TALEP: davacı asil özetle; dava dışı ….’nun 2014 yılında şirkete nakit finansman sağlamak vaadiyle şirket ortakları olan …’ın % 48 hissesi ve kardeşi …’ın % 1 hissesi ile eşi olan …’da bulunan vekaletname ile şahsına ait % 1 hisseyi noterden devir aldığını, fakat vaadini yerine getirmediği için genel kurulun yapılmadığını, daha sonra şirket ortaklarına haber verilmeden , çağrısız ve tebligat yapılmadan, gıyabında bir genel kurul tutanağı hazırlanıp imzasının taklit edildiğini, taklit imza ile genel kurulun yapıldığını, bunun da İstanbul Ticaret odasından 06.06.2014 tarihinde tescilinin gerçekleştirildiğini, Şirketin bünyesinde bulunan Bursa Uludağ bulunan …… Oteli 3. kişilere kiraya verildiğini, kendisinin otele alınmadığını, ….. İlçesi ….. mevkinde bulunan şirkete ait otel şantiyesinde bulunan tüm malzemelerin 3. kişilere satıldığını, ….’nun 2014 yılında Ticaret Sicil’deki ortaklık sıfatını aldığı tarihten itibaren şirket menfaatine ilişkin hiçbir işlem yapmadığını, şirkete zarar verdiğini, ….’nun Bakırköy ….. Noterliğnin 31/01/2017 tarih ve ….. yevmiye nolu imza sirkülerinin dondurulması yine bu imza sirküleri ile….. yaptığı Uludağdaki kiracılardan alacağının devri temlik sözleşmesinin iptali, 29/08/2015 de yapılan genel kurulun kararlarının iptali nedeni ile Aksaray …. Noterliğnin 26/08/2015 tarih ve …. yevmiye nolu imza sirkülerinin geçersizliği nedeni ile bu imza sirkülerine dayanak olan işlemlerin geçersizliğine, ayrıca 23/11/2017 tarihli duruşma günü ve saatinin ticaret sicil gazetesinde yayınlanmasını talep etmiş 29.05.2014 tarihli Genel Kurul toplantısına ilişkin çağrı yapılmadığı, genel kurul kararların altındaki tüm imzaların şirket ortaklarından kendisine ait olmadığını, sayılan iddialarla ilgili GKK’nın butlanına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
BİRLEŞEN….. ESAS SAYILI DOSYA YÖNÜNDEN TALEP; Davacılar özetle; …. isimli şahsın 2014 yılında şirkete nakit finansman sağlamak vaadiyle şirket ortakları olan …’ın %48 hissesi ve …’ın %1 hissesi ile …’a ait %1 hisseyi noterden devir aldığını, fakat vaadini yerine getirmediği için genel kurul yapılmadığını, daha sonra kendilerine ve diğer ortaklara haber verilmeden, çağrısız ve tebligat yapılmadan 29.05.2014 tarihinde haberleri olmadan gıyablarında ve düzmece bir genel kurul tutanağı hazırlanıp imzalarının taklit edilerek bir genel kurul yapıldığını, akabinde İstanbul Ticaret odasından 06.06.2014 tarihinde tescil gerçekleştirildiğini, ilan yapılmadığını, bu genel kurul toplantısı için yapılmış bir çağrı ilanı olmadığını, bu Genel Kurul şirket ortakları …, … ve …’ın gıyabında yani habersiz yapıldığını, bu genel kurulda alınan tüm kararların altındaki imzalar şirket ortaklarından … ve …’a ait olmadığını, yani 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 447 ncı maddesine göre butlan’ı ifade ettiğini, bugüne kadar vaadlerini yerine getirmesini talep ettiklerini fakat karşılığında tehdit gördüklerini, şirket ortağı sıfatında görünen ….. ‘nun şirket aleyhine ve 3. şahıslara verdiği ve vermekte olduğu zararlar nedeni ile bu davanın açılması zaruri hal aldığını, ….’nun şirkete zarar veren sözleşmeler ve temlikler yaptığını, bu temliklerin sahte olduğunu, temlik yapılan kişilere şirketin herhangi bir borcu bulunmadığını, düzmece faturalar ile şirketi arkadaşı olan kişilere borçlandırarak sahtecilik suçu işlediğini, ayrıca şirketin üzerindeki işyerlerinde çalışmadıkları halde akrabalarını ve arkadaşlarını giriş yaparak SGK kurumunu dolandırdıklarını, bununla ilgili SGK kurumunun…. İnşaat ve … hakkında sürdürdüğü soruşturma olduğunu, oysa suç teşkil eden bu sahtecilik döneminde …, … şirkette hissedar ve yönetici durumunda olmadıkları gibi … da yetkili olmadığını, aynı konuda diğer ortak …’ın mahkememizin …. dosya numarası ile devam etmakte olan ….. San.ve Dış Tic.Ltd.Şti. nin 29/05/2014 tarihli Genel Kurulunda alınan kararların butlanı (Tesbiti) davası olduğu halde ….. Yönetimi bu Kanun maddesini de ihlal ettiğinnden bahisle …’ın ….. San.ve Dış.Tic Ltd.Şti. aleyhine açtığı ve devam eden mahkememizin ….. sayılı dosya ile birleştirilmesini, 6102 sayılı TTK Madde 448 gereği ….. San.ve Dış.Tic. Ltd.Şti. nin 29.05.2014 tarihli genel kurulunda verilen kararların butlanı davası açıldığının ticaret sicil gazetesinde yayınlanmasına ve duruşma gün ve saatinin ilanen üçüncü şahıslara tebliğine, bu nedenle Ticaret Sicil Memurluğuna müzekkere yazılmasına karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
SAVUNMA: Davalı şirket vekili özetle; davacı tarafından aynı konuda açılan ve İstanbul Anadolu … Asliye Ticaret Mahkemesinin ….. E sayılı dosyasından devam eden ve kesinleşmemiş davanın mevcut olduğunu, bu nedenle bu davanın dinlenmesi mümkün olmadığını, zamanaşımı ve hak düşürücü sürelerin dolduğunu, davacı yanın iddialarının tamamen gerçek dışı olduğunu, yapılan genel kurulun usulüne uygun olduğunu, yine İstanbul Anadolu …. Asliye Ticaret Mahkemesinin ….. E sayılı dosyasından atanan kayyım tarafından genel kurulun toplantıya çağrıldığını ve toplantının gerçekleştirildiğini, bu toplantıya davacının katılmadığı gibi mazeret de sunmadığı, davacı adına hiçbir imza da atılmadığını, sahte imza atıldığı iddiasının tamamen gerçek dışı olduğunu, dava dilekçesinde adı geçen ….’nun davalı …. İnşaatın %76 hisse sahibi ve şirketi tek başına temsil ilzam etmeye tek başına yetkili müdür olduğunu, bu nedenle dava dilekçesinde bahsi geçen ….’nun şirket ile hiçbir bağının olmadığı yönündeki iddiaların asılsız olduğunu, şirketin iç işleyişiyle genel kurulun iptali ayrı konular olup, bu nedenle dava dilekçesinde iddia konusu yapılan iş ve işlemlerin bu davada ileri sürülmesi de doğru olmadığını, bu nedenle davanın reddini savunmuştur.
Mahkememizin işbu ( … esas sayılı) dosyası ile birleştirilen Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesinin ….. esas …. karar sayılı dava dosyası, mahkememiz dosyasının 16/05/2019 tarihli duruşma tutanağının 5 nolu bengi gereğince tefrik edilmiş olup …. esas nurasını almıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Asıl ve birleşen dosyada dava, davalı şirketin 29.05.2014 tarihinde genel kurulunda alınan kararların, diğer hissedarların imzalarının sahte olması nedeniyle ve yine çağırısız genel kurul şartlarına uyulmaması sonucu butlan olduğunun tespitine ilişkindir.
Ana Davada davacı …, davalısı ….. olup iptali istenen Genel kurul toplantısı 29.05.2014 tarihli Olağanüstü Genel Kurul toplantıdır. Birleşen ….. esas sayılı dosyada davacıları … ve … davalısı ….. olup, 29.05.2014 tarihli aynı genel kurul kararı iptaline yönelik olarak açıldığı anlaşılmıştır.
Davalı şirketin …. kayıtlarına göre; ….. sicil numaralı şirketin sermayesinin 5.000.000-TL, ana sözleşme tescil tarihinin 08/04/1999 olduğu, mevcut ortaklarının … ve …. olduğu görülmüştür.
Davalı şirketin ticari defter ve kayıtları ile dosya kapsamı üzerinde iddia ve savunmalar değerlendirilerek konusunda uzman bilirkişilerden rapor alınmıştır.
Davacının İmza örnekleri alınarak Grafoloji uzmanı bilirkişisinden 16/07/2019 tarihli bilirkişi raporu alınmıştır.
16/07/2019 tarihli bilirkişi rapor incelemesinde, davalı şirket adına düzenlenmiş 28.12.2012 tarihli ….. yevmiye numarası ile 29.05.2014 tarihli “1-2” numaralı karaları da içerir 2 sayfadan oluşan kurulu karar defterinde … adına atılmış imzalar ile …’a ait mevcut mukayese imzalar arasında, tersim biçimi, işleklik derecesi,alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından da farklılıklar saptandığından inceleme konusu imzaların, mevcut mukayese imzalarına kıyasla …’ın eli ürünü olmadığı kanaatiyle rapor tanzim edilmiştir.
12.06.2014 tarihli, 8589 sayılı TTSG’ye göre; 29.05.2014 tarihli 2 numaralı genel kurul kararının; Davalı Şirketin Kadıköy ….. Noterliğinden 3.5.2014 tarih …. sayı ile onaylı genel kurul kararının tescil ve ilanı istenmiş olmakla, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümlerine uygun olarak 06.06.2014 tarihinde tescil edildiğinin ilan edildiği, …, …., Şirket ortakları şirket merkezinde toplanarak, şirket müdürlüklerine 10 seneliğine … İle …. Atanmış, şirketi her hususta müşterek imzaları ile temsil ve ilzam etmek üzere yetki verilmiştir.
Genel Kurul kararlarının butlanı ve iptal edilebilirliği meseleleri, huzurdaki uyuşmazlık bakımından uygulama alanı bulacak 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nda açıkça düzenlenmektedir. TK ile özel ve pozitif düzenlemeye kavuşturulan genel kurul kararlarının butlanı haline ilişkin o;arak TK 447’de, “Genel kurulun, özellikle; a) Pay sahibinin, genel kurula katılma, asgari oy, dava ve kanundan kaynaklanan vazgeçilmez nitelikteki haklarını sınırlandıran veya ortadan kaldıran, b) Pay sahibinin bilgi alma, inceleme ve denetleme haklarını, kanunen izin verilen ölçü dışında sınırlandıran, c) Anonim şirketin temel yapısını bozan veya sermayenin korunması hükümlerine aykırı olan ” kararlarının batıl olduğu hüküm altına alınmıştır.
Bir kararın butlanından söz edilebilmesi için, öncelikle geçerli bir genel kurul toplantısının yapılmış olması ve alının kararların içeriği itibariyle TTK’nın 447.maddesinde sayılan aykırılıkları içermesi gerekir. Eğer yokluk söz konusu ise iptal veya butlanın tartışılmasına gerek bulunmamaktadır.
TTK MADDE 416– (1) Bütün payların sahipleri veya temsilcileri, aralarından biri itirazda bulunmadığı takdirde, genel kurula katılmaya ve genel kurul toplantılarının yapılmasına ilişkin hükümler saklı kalmak şartıyla, çağrıya ilişkin usule uyulmaksızın, genel kurul olarak toplanabilir ve bu toplantı nisabı varolduğu sürece karar alabilirler.
(2) Çağrısız toplanan genel kurulda, gündeme oybirliği ile madde eklenebilir; aksine esas sözleşme hükmü geçersizdir.
11.06.2014 tarihli, 8588 sayılı TTSG’de ilgili genel kurul toplantı tutanağı incelenmesinde, toplantıya katılanların, …, …, …, …. olduğu, genel kurulda, Şirket hissedarlarından … şirkette mevcut 50.000,00- TL’si hissesini Büyükçekmece …. Noterliğinden 14/04/2014 tarih ve …. sayı ile tasdikli hisse devir ve temlik sözleşme ile ….’ya devrederek ortaklıktan ayrılmıştır.. Şirket hissedarlarından … şirkette mevcut 50.000,00- TL’si hissesini Büyükçekmece … Noterliğinden 14/04/2014 tarih ve ….. sayı ile tasdikli hisse devir ve temlik sözleşme ile ….’ya devretmiştir. Şirket hissedarlarından … şirkette mevcut 2.400.000.00-TL’si hissesini Bakırköy …. Noterliğinden 01/04/2014 tarih ve … sayı ile tasdikli hisse devir ve temlik sözleşme ile ….’ya devrederek ortaklıktan ayrılmıştır. Bu haliyle bahsi geçen devrin kabulüne ve devir hususunun şirket pay defterine işlenmesine karar verilmiştir.
Genel kurul kararının hukuki anlamda hüküm doğurabilmesi için, kanun ve esas sözleşme hükümlerine göre organ sıfatındaki genel kurulun toplanması, önceden belirlenen gündem çerçevesinde ve yapılan teklifler doğrultusunda yeterli sayıda pay sahibinin iradelerinin aynı yerde birleşmesi gerekmektedir. Bir toplantının Kanuna göre alınan kararların geçerliliği için toplantı tutanağının kanunda belirtildiği gibi düzenlenmesi gerekir. Bunun için tutanakta hazır bulunan pay sahipleri veya temsilcilerinin ad soyadları, sahip oldukları paylara ilişkin grup, sayı ve itibari değerlerinin ne olduğu, genel kurul sırasında sorulan sorular ve cevapların ne olduğu, alınan kararlar ve bu kararlar için kullanılan olumlu ve olumsuz oyların sayısı, toplantı başkanı ve bakanlık temsilcisi bulunması gereken toplantı ise bakanlık temsilcisinin imzası şarttır. Yargıtay da, kararların varlığını toplantı tutanağının varlığına bağlamıştır. Genel kurulda alınan kararların geçerli olabilmesi için TTK 445, 446, 448 ‘e göre iptal edilmemeleri ve butlan sebeplerinin bulunmaması gerekmektedir.
Hukuki işlemlerin sağlıklı bir şekilde oluşması ve kendinden beklenen hukuki sonuçları doğurması için söz konusu işlemin hem kurucu unsurlarında hem de geçerlilik şartlarında eksiklik bulunmamalıdır. Eksiklik bulunması halinde hukuki işlem geçersiz olacaktır. Hükümsüzlük halleri; Medeni Hukuk’ta yokluk, butlan, askıda hükümsüzlük ve iptal edilebilirlik şeklinde sıralanmakta olup genel kurul kararlarının geçerliliği açısından da böyle sınıflandırma yapılması gerekir.
Somut olayda, Davacılardan …’ın davalı şirketin hissedarı olduğundan, yapılan genel kurul toplantısına usulüne uygun olarak çağrılması gerektiği açıktır. İspat kuralına ilişkin MK. m. 6 hükmüne göre: “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür”. HMK. m. 190/1 hükmüne göre: “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir”. Bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran/iddia eden taraf o vakıayı ispat etmeye mecburdur. Dolayısıyla anılan hüküm uyarınca, davalı şirket tarafından anılan davacının usulüne uygun olarak genel kurul toplantısına çağrılmış olduğunun kanıtlanması gerektiği açıktır. Dava dosyasında bu yönde herhangi bir somut delile rastlanmamıştır.
Davalının iddiası, hisselerin devredildiğine ilişkin kararlarda davacıların haberlerinin olduğu, muhtelif beyanlarında bu durumu ikrar ettikleri ve devir sözleşmesinin noter aracılığı ile yapılan 29/05/2014 tarihli kararların ticaret sicil gazetesinde tescil ve ilan edildiğidir. Bu durumda askıda hükümsüzlük hallerintartışılması gerekir.
Askıda hükümsüz halinde işlem, kurucu unsurlarındaki eksikliklerin tamamlanmasıyla artık geçerli bir hukuki işlem haline gelir. Hüküm ifade edebilmesi için bir kısım pay sahiplerinin onayının arandığı yahut alınan kararın ticaret siciline tescil edilmesi şart koşulduğu durumlarda askıda hükümsüzlük söz konusudur.
Davalı tarafın diğer bir iddiası ise, dava konusu genel kurulda alınan kararlardaki imzanın davacı …’a ait olduğu yönündedir. Genel kurul tutanağındaki imzanın anılan davacıya ait olup olmadığı hususunda mahkememizce Grafoloji uzmanı bilirkişisinden 16/07/2019 tarihli bilirkişi raporu alınmış, itibar edilen raporda, davalı şirket adına düzenlenmiş 28.12.2012 tarihli ….. yevmiye numarası ile 29.05.2014 tarihli “1-2” numaralı karaları da içerir 2 sayfadan oluşan kurulu karar defterinde … adına atılmış imzaların davacı …’ın eli ürünü olmadığı tespit edilmiştir. Bu durumda davalın savunması bakımından askıda hükümsüzlük hali mevcut değildir.
Kötü niyetle dava açılması hali TTK 451. Maddede düzenlenmiş olup şirketin uğradığı zararlardan iptal davası davacıları müteselsilen sorumludur. Kanun koyucu bu hükümle genel kurul kararlarına karşı kötü niyetli dava açılmasını engellemek ve şirketin işleyişini kolaylaştırmak istemiştir.
Kötü niyet şirkete zarar vermek kastı şeklinde olabileceği gibi , bencilce kişisel istekleri şirkete kabul ettirebilmek için baskı aracı olarak dava açılması da olabilir.
Genel kurulda alınacak kararlarda çoğunluğu elinde bulundurulanların şirket menfaatleri yerine kendi menfaatlerini gözetme gibi bir sakınca doğurabilmektedir. Bunu önlemek için kanun koyucu belli şartların varlığı halinde hem oy çoğunluğuna sahip ortakların yetkilerini sınırlandırmış hem de azınlığı ve şirket organlarına alınan kararların iptali için dava hakkı tanımıştır.
Dava konusu genel kurul ve kararları yönünden yukarıda yapılan değerlendirmeler ile iki ortaklı davalı şirketin her iki ortağın dava konusu genel kuruldan önce 29/05/2014 tarihinde yapılan genel kurulda 10 yıl süreyle ve müşterek imza ile şirketi yetkili müdür atanmış oldukları ve tarafların menfaat dengeleri de dikkate alınarak, kötüniyet iddiasının kabulü mümkün olmayıp dava konusu 29/05/2014 tarihli genel kurulda alınan kararların yoklukla malul olduğunun tespitine karar verilmiştir.
Birleşen ….. esas sayılı davada, 29.05.2014 tarihli genel kurul kararının iptalinin istendiği anlaşılmıştır.
Birleşen dava için, Pay sahiplerinin (oydan yoksun olanlar dahil) dava açma hakkı paya bağlı bir hak ve emredici kanun hükmüne dayalı bir haktır. Pay sahiplerinin kararın iptali halinde menfaatlerinin olduğunu iptalin şirketin yararına olacağını ispat etme zorunlulukları bulunmamaktadır.
Dava hakkı paya bağlı bir hak olduğundan dava açılması sırasında ve dava devam ettiği sürece pay sahipliğinin devam etmesi gerekmektedir.
Bilindiği üzere şirket genel kurulu kararının iptali için açılan davada davacının şirket ortağı olması bir dava şartıdır ve dava şartının davanın sonuçlanmasına kadar devam etmesi gerekir.
Gerek genel kurul kararlarına karşı butlan gerekse de yöneticilerin yapmış oldukları işlemlere karşı sorumluluk davası açabilmeleri için öncelikle hissedar olmaları gerektiği açıktır.
Ancak somut olayda, Davacılardan … ve …’ın davalı şirkette hissedarlıkları bulunmadığından taraf ehliyetlerinin de bulunmadığının kabulü gerekmiştir.
Davanın 12/01/2018 tarihinde açıldığı, davacı …’ın dava tarihinde şirket ortağı olmadığı hissesinin bulunmadığı anlaşılmakla bu davacı yönünden davanın usulden reddi gerekmiş, her ne kadar diğer davacı …’ında dava açılış tarihi itibariyle şirkette hissedarlığının bulunmadığı bu sebeple aktif dava ehliyetinin bulunmadığı tespit edilmiş ise de, davayı takip etmemesi nedeni ile davanın mahkememizce 20/12/2018 tarihinde yenileninceye kadar işlemden kaldırılmasına karar verildiği ve bu tarihten itibaren 3 aylık yasal süresi içinde davanın yenilenmediği anlaşılmakla davacı … yönünden HMK’nun 150. maddesi uyarınca davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Asıl dava bakımından (mahkememizin ….. esas) 29/05/2014 tarihli genel kurulda alınan kararların TTK 416/2.maddesi gereğince yoklukla malul olduğunun tespitine, davacı …’ın diğer taleplerinin reddine,

2-Birleşen mahkememizin ….. esas sayılı dosyası bakımından ise …’ın dava tarihinde şirket ortağı olarak gözükmediğinden aktif husumetten reddine,

3-…’ın da 20/12/2018 tarihli duruşmada müracaata bıraktığı ve yenilemediği de anlaşılmakla HMK 150/5-6 ve HMK 320. maddeleri uyarınca açılmamış sayılmasına,
ASIL DAVA YÖNÜNDEN;

1-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 44,40 TL harçtan peşin alınan 35,90 TL harcın mahsubu ile eksik 8,5 0TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,

2-Davacı tarafından yapılan 6.508,90 TL posta masrafı ile toplam harç gideri 62,80 TL ki toplam 6.571,70 TL. yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,

3-HMK’nun 333. maddesi uyarınca yatırılan avanstan kullanılmayan gider avansının (iş bu kararın tebliğ gideri avanstan karşılanmak ve bu gider mahsup edilmek kaydıyla) kararın kesinleşmesinden sonra resen davacıya iadesine,

4-HMK’nun 333. maddesi uyarınca davalı tarafından yatırılan avanstan kullanılmayan bakiye avansın kararın kesinleşmesinden sonra resen davalıya iadesine,
BİRLEŞEN DAVA YÖNÜNDEN;

1-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 44,40 TL harçtan peşin alınan 35,90 TL harcın mahsubu ile eksik 8,50 TL harcın davacılardan tahsili ile hazineye irad kaydına,

2-Yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,

3-HMK’nun 333. maddesi uyarınca yatırılan avanstan kullanılmayan gider avansının (iş bu kararın tebliğ gideri avanstan karşılanmak ve bu gider mahsup edilmek kaydıyla) kararın kesinleşmesinden sonra resen davacıya iadesine,

4-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Yürürlükteki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap edilen 2.725,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
Dair karar, Asıl dava davacısı-birleşen dava davacısı …, birleşen dava davacısı …, asıl ve birleşen dava davalısı ….. vekili Av. …’ın yüzlerine karşı, …’ın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde HMK’nun 342. Maddesi gereğince dilekçe ile mahkememize veya başka bir yer mahkemesine İstinaf kanun yolu harcı, tebliğ giderleri dahil olmak üzere tüm giderler ödenerek istinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 28/11/2019

Başkan …
(e-imzalıdır)

Üye …
(e-imzalıdır)

Üye …
¸(e-imzalıdır)

Katip …
¸(e-imzalıdır)