Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/592 E. 2018/946 K. 18.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/592
KARAR NO : 2018/946

DAVA : Kooperatif Genel Kurul Kararının İptali
DAVA TARİHİ : 23/06/2017
KARAR TARİHİ : 18/10/2018
KARAR YAZIM TARİHİ : 26/10/2018
Yukarıda isim ve adresleri yazılı taraflar arasında mahkememizde görülen davanın açık yargılaması ve dosyanın tetkiki sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: davacı vekili özetle; müvekkili olan davacının, davalı kooperatifin üyesi olduğunu, davacının katılımı olmaksızın genel kurul toplantısının düzenlendiği, toplantının gün saat ve yerinin 30 gün önceden bildirilmesi zorunlu olduğu halde usulüne uygun olarak toplantı çağrısının davacıya bildirilmediğini, söz konusu genel kurul kararından 25.05.2017 tarihli ihtardan haberdar olduğunu, toplantı çağrısının davacının yıllardır mukim olduğu adres yerine davacı ile ilgisi olmayan adrese tebliğ çıkarıldığı, adreste olmaması nedeniyle kapıya haber kağıdının yapıştırıldığını, davacı aleyhine Bakırköy …. İcra Müd. …. E. Sayılı dosya ile icra takibi başlatıldığı bu dosyaya süresinde itiraz edememesi sebebiyle Bakırköy … ATM’nin …E. sayılı dosyası ile menfi tespit davasını ikame ettiği ancak bu dosyanın kesinleşmediğini, çağrı usulüne aykırı davranılarak yapılan genel kurul kararlarının yok hükmünde olduğunun tespit edilmesi gerektiğini, davalı kooperatifin 2006 yılında işlerini tamamlamış tasfiye sürecine girmiş ve durum ticaret sicil kayıtlarına işlendiğini, tasfiye sürecinde genel kurul toplantılarında toplantı nisabının aranmaması hükmünün davalı kooperatif tarafından kötüye kullanıldığı kat maliklerinin haklarını ihlal eden haksız borç doğuran keyfi kararların alındığını, genel kurulda alınan kararların,muvazaalı işlem ve usulsüzlüklerle denetime elverişsiz hale getirildiğini, kooperatif tasfiye halinde olmasına rağmen sınırlı ehliyetinin dışında inşai nitelikte kararlar alındığını, kooperatifin kat maliki kurulunun yerine geçerek haksız tasarrufa yönelik işlemler yaptığını, yapılan işlem ve alınan kararların ana sözleşme ve dürüstlük kurallarına aykırı olması nedeniyle hükümsüz olup iptalinin gerektiğini,kat maliklerine yüklenen aidat bedellerinin arsa payı üzerinden hesaplanması gerekirken, tüm üyelerin eşit oranda aidat bedelinden sorumlu tutulmasının kat mülkiyeti kanununun 20. Maddesine aykırı olduğunu bu nedenlerle toplantı çağrısının usule aykırı olması nedeniyle genel kurul toplantısı ve alınan kararların yok hükmünde bulunduğunun tespitine, toplantı sürecinde genel kurul toplantılarında toplantı nisabı aranmaksızın maddesinin kötüye kullanılmak suretiyle ortakların haklarını ihlal eden keyfi ,haksız ve hukuka aykırı kararların iptaline, aidat bedelinden ancak kat mülkiyeti kanunun 20 mad sine göre arsa payına göre sorumlu olunacağının tespitine, üyelerin eşit miktarda aidat bedeli ödemesi yönündeki alınan kararın mutlak butlanla sakat olması nedeniyle iptaline, tasfiye halinde bulunan kooperatifin ehliyet sınırını aşarak inşai nitelikte aldığı kararlarların hukuka aykırılığı sebebiyle iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Davanın önce usulden reddinin bunun kabul görülmemesi halinde ise esastan reddinin gerektiğini, huzurdaki davanın 1 aylık hak düşürücü süre içinde açılmadığını, davalı kooperatifin yazlık site yapmak amacıyla kurulan bir kooperatif olduğu ve hali hazırdaki temel amacının kooperatif adına tescilli, parsel numaraları belli olan taşınmazların ortakları arasında paylaşılması olduğu,davaya konu olağan genel kurul toplantısının toplantı çağrı usulüne ve kanun ana sözleşme hükümlerine uygun olarak yapıldığını, ana sözleşmenin 87/9 maddesi gereğince tasfiye süresince yapılacak genel kurul toplantılarında, toplantı nisabının aranmayacağını, genel kurul toplantısının 06.04.2017 tarihinde toplantıdan 30 gün önce yer saat ve toplantı gündeminin Yenigün gazetesinde ilan edilerek duyurulduğunu, ayrıca PTT’den taahhütlü mektupla toplantı çağrısının yapıldığını, yapılan genel kurulda 2017 yılı çalışma programının ve 2017 yılı bütçesinin oy birliği ile kabul edildiğini, aidatların Mayıs ayından itibaren 150.TL olmasına oy birliği ile karar verildiği ve tüm üyelerin genel kurul mektubu ile bu hususta ayrıca bilgilendirildiğini, davacının davalı kooperatife “…. Sok. …. Sitesi No:….Altunizade / ÜSKÜDAR adresini bildirmiş olmakla, kooperatife ibraz ettiği ikamet senedinde, ortaklık senedinde ve kooperatif kayıtlarında bu adresinin bulunduğunu, davacının kooperatif kayıtlarına bildirdiği bu adresin değiştiği yönünde hiçbir bildirimde bulunmadığını, aksini kabul manasına gelmemekle beraber bir kısım ortaklara toplantı çağrısının yapılmamış olmasının da tek başına iptal nedeni olmadığını, genel kurulda alınan kararların toplantı ve karar nisabı bulunmak suretiyle usulüne uygun olarak alındığını, … davacının kooperatif aleyhine ikame ettiği bahsi geçen menfi tespit davasında yapılan yargılama neticesinde, davanın kısmen red kısmen kabulüne karar verilerek davacının davalı kooperatife 16.356.81.TL borçlu bulunduğunun tespiti ile 5.551.73.TL lik miktar yönünden borçlu olmadığının tespitine karar verildiğini, davacının üyeliği gereği akçeli yükümlüklerini yerine getirmediğini, dava konusu genel kurul toplantısında tasfiye amacı ile sınırlı ehliyetin dışında inşai nitelikte kararlar alındığını belirtmiş ise de, alınan kararlara bakıldığında kooperatif ve üyeler açısından zaruri ve yarım kalan işlerin tamamlanması amacı ile alındığını, davacının genel kurul toplantısına katılmasa da alınan kararlara uymakla yükümlü olduğunu, bu nedenlerle davalı kooperatifin hukuka aykırı ve muvazaalı bir işleminin bulunmaması, alınan kararların tüm aşamalarının kanun ve usulüne uygun olarak gerçekleştirilmesi nedeniyle davanın reddini savunmuştur.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; 07/05/2017 tarihli davalı kooperatifin genel kurul toplantısında alınan kararların usule aykırı çağrı sebebiyle yok hükmünde olup olmadığı, hukuka aykırı ve muvazalı kararların bulunup bulunmadığı ile iptali taleplerinin subut bulup bulmayacağı noktasında toplandığı anlaşıldı.

GEREKÇE:
Dava, davalı kooperatifin 07.05.2017 tarihli genel kurul toplantısında alınan kararların, öncelikle usule aykırı toplantı çağrısı sebebiyle yok hükmünde bulunduğunun tespiti ile, hukuka aykırı ve muvazaalı kararların iptali isteminden ibaret olup, tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, iptali istenen genel kurul kararları, hazirun cetvelleri, dayanak kooperatif kayıtları, ticaret sicil kaydı, çevre ve şehircilik il müdürlüğünden celbedilen bilgi ve belgeler, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına binaen; 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 53. mad hükmüne göre, genel kurulun iptali davasını açmaya hakkı olan kişilerden biri de ortaklardır. Ortaklık hak ve sıfatına bağlı olarak dava açmak hakkına sahip kişinin, şayet yargılama sırasında bu sıfatı sona erecek olursa ortağın davayı takip ve sonuçlandırmakta hukuki yararı kalmaz. Bu nedenle bu husus dava koşulu olup, davacının ortaklık sıfatının yargılama sonuna kadar devam etmesi de yasal zorunluluktur. 13/09/1995 tarihinde düzenlenen ortaklık senedine göre davacının davalı kooperatifin 210 nolu ortağı bulunduğu anlaşılmıştır.
Kooperatifler Kanunu’nun 53. maddesine göre, dava açmaya yetkili olan kişilerin iptal davasını, toplantıyı kovalayan günden başlamak üzere bir ay içerisinde açmaları gerekir. Bu süre hak düşürücü süre olup, bu sürenin geçmesinden sonra dava açma hakkı düşecektir.
6100 sayılı HMK 92/2 maddesi gereğince süreler; hafta, ay veya yıl olarak belirlenmiş ise sürenin başladığı güne son hafta, ay veya yıl içinde karşılık gelen günün tatil saatinde biteceğine göre 07/05/2017 tarihli genel kurul kararının iptali için dava açma süresi 07/06/2017 gününün tatil saatinde sona ereceğidir. Somut olayda, davacının, huzurdaki 07.05.2017 tarihinde yapılan genel kurul kararların iptali ve yokluğunun tespiti davasını 23.06.2017 tarihinde açmış olduğu dikkate alındığında, iptal edilebilir nitelikteki kararlar yönünden 1163 sayılı kanunun 53. maddesinde belirtilen 1 aylık hak düşürücü süre içinde açılmadığı tevşik edildiğinden, iptal edilebilir nitelikteki kararların iptali istemi yönünden davanın süresinde açılmadığının kabul edilmesi gerekeceği, davacı tarafın usulsüz çağrı iddiasıyla ile ilgili olarak, usulsüz çağrının, genel kurul kararlarının iptali için başlı başına yeterli bir neden olmadığı, usulsüz çağrı, usulüne uygun olarak çağırılmayan ortağa, sadece genel kurulda alınan kararlara muhalif kalıp, keyfiyeti tutanağa geçirtme koşulları aranmaksızın iptal davası açma hakkını bahşedeceği, bu nedenle usulsüz çağrı sebebiyle alınan kararların yok hükmünde olduğunun tespitinin istenemeyeceği, Genel kurul toplantı çağrısı usulsüz olsa bile genel kurul kararlarının iptali davasının bir ay içinde açılması gerektiğinden ve 1163 Sayılı Kanun’un 53. maddesindeki bu süre hak düşürücü süre olup, davacının usulsüz çağrı sebebiyle 07.05.2017 tarihli genel kurulda bulunmamasının 1 aylık sürenin başlamasına engel olmayacağından davacının bu iddiası yerinde olmadığı, dosyaya ibraz edilen toplantı çağrısına yönelik belgeler ve yasal açıklamalar çerçevesinde davalı kooperatifin üyelerine, genel kurul toplantısına yönelik çağrıyı kanun ve ana sözleşme hükümlerine uygun olarak yapmış olduğu anlaşılmakla süresinde açılmayan davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-1163 sayılı kanunun 53.maddesi gereğince davanın hak düşürücü süre içinde açılmadığı anlaşılmakla HMK 114/2 ve 115/2.maddeleri gereğince davanın özel dava şartı nedeniyle usulden reddine,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 35,90 TL harçtan peşin alınan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 4,50 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-HMK’nun 333. maddesi uyarınca yatırılan avanstan kullanılmayan gider avansının (iş bu kararın tebliğ gideri avanstan karşılanmak ve bu gider mahsup edilmek kaydıyla) kararın kesinleşmesinden sonra resen davacıya iadesine,
5-Davalı tarafından yapılan 2.000,00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
6-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Yürürlükteki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap edilen 2.180,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
7-HMK’nun 333. maddesi uyarınca davalı tarafından yatırılan avanstan kullanılmayan bakiye avansın kararın kesinleşmesinden sonra resen davalıya iadesine,
Dair karar, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde HMK’nun 342. Maddesi gereğince dilekçe ile mahkememize veya başka bir yer mahkemesine İstinaf kanun yolu harcı, tebliğ giderleri dahil olmak üzere tüm giderler ödenerek istinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.18/10/2018

Başkan …

Üye ….

Üye …

Katip …