Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/52 E. 2019/881 K. 01.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/52 Esas
KARAR NO : 2019/881

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/01/2017
KARAR TARİHİ : 01/10/2019
KARAR YAZILMA TARİHİ : 25/10/2019
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; davalı şirketin, 18/09/2010 tarihli son olarak 14/12/2015 tarihli bayilik sözleşmesi ile müvekkili şirketin bayisi olduğunu, davalı … Petrol’ün her ne olursa olsun borçlu bulunduğu ve ileride borçlanacağı meblağların azami 100.000,00 TL’sinin teminatını teşkil etmek üzere tapuda diğer davalı, hem şirket yöneticisi olan … adına kayıtlı Çanakkale İli, …., …. Köyü, …. Mevkii, …. Parselde kayıtlı bahçeli kerpiç ev nitelikli taşınmazın tamamı üzerinde 07/09/2010 tarih … yevmiye numarası ile 1.dereceden 100.000,00 TL’lik ipotek vererek müşterek borçlu, müteselsil kefil olduğunu, davalı şirketin müvekkili şirketten satın almış olduğu akaryakıt ürünleri ile sözleşmeye dayalı diğer alacak bedellerini ödememesi nedeni ile Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takibe girildiğini, davalının dosya borcuna itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek itirazın iptaline, takibin devamına davalı şirketin %20 icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafça sözleşmede belirtilen edimlerin yerine getirilmediğini ve aksak çalışmalar olduğunu, müvekkili tarafından akaryakıt alımı için gidildiğinde, hazır nakit parası olduğu halde, davacıdan hazır edilmemesi nedeni ile akaryakıt alamadığını ve ciddi anlamda mağdur olduğunu, müvekkilinin davacıdan aldığı tüm mallarının bedelini ödediğini, herhangi bir borcunun olmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
Dava, davacı tarafından ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla yapılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün ….. esas sayılı takip dosyası incelendiğinde; davacı şirketin davalılar aleyhinde dayanak 100.000,00 TL asıl alacak ile asıl alacağa takip tarihinden itibaren sözleşmesel faizi ile birlikte tahsili için ipotek senedine dayalı olarak ilamsız icra takibine geçildiği, borçluya ödeme emrinin tebliği üzerine borçlunun süresinde, borca itiraz ederek takibin durmasına sebebiyet verdiği, İcra Müdürlüğü’nce takibin durdurulmasına karar verildiği, bu kararın alacaklıya tebliğ edilmediği, davanın yasal bir yıllık süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış, bildirilen tanıklar dinlenilmiştir.
Yenice(Çanakkale) Asliye Hukuk Mahkemesin’den aldırılan 09/04/2018 havale tarihli bilirkişi raporunda; davalı şirketin ticari defterlerinin ibraz edilenlerin usulüne uygun tutulmadığı, bir kısmının hiç tutulmadığı, bir kısmının da ibraz edilmediği bildirilmiştir. Mahkememizce aldırılan 10/07/2018 havale tarihli bilirkişi heyeti raporunda; davacının 2010-2016 yılları ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu, davacının ticari defterlerine göre; davalıdan 520.557,68 TL alacaklı olduğu, sözleşme gereği cezai maddeye istinaden kesilen 2 adet toplamda 477.451,49 TL tutarlı faturaların sözleşmeye uygun olması nedeniyle davacının davalıdan toplamda 520.557,68 TL alacaklı olduğu bildirilmiştir. Teknik bilirkişisi tarafından sunulan 31/10/2018 tarihli ek raporda; taraflar arasında düzenlenen bayilik sözleşmesinin 11.maddesinin c)Zarar ziyan kararlaştırılmışsa cezai şart talep eder” maddesine istinaden düzenlenen 2 adet toplamda 477.451,49 TL tutarlı faturaların usulüne uygun olduğu, davalı tarafça borçların ödenmiş olduğu ve ürün temininin davacı tarafça yapıldığının iddia edilmesine rağmen, bununla ilgili bir ihtarname ve evrak sunulmadığı bildirilmiştir.
İncelenen tüm dosya kapsamına, tarafların iddia ve savunmalarına, bilirkişi raporu, içeriğine göre; taraflar arasında 18/09/2010 ve devamında son olarak 14/12/2015 tarihli bayilik sözleşmesi düzenlenmiş olup, davalı şirketin davacı şirketin bayisi olduğu ve davalı şirketin davacıdan aldığı petrol ürünlerine ve aradaki sözleşmeye bağlı olarak cezai şart ve alacaklara istinaden 100.000,00 TL’sini teminat için davalı … adına kayıtlı taşınmazın üzerine birinci dereceden 100.000,00 TL’lik ipotek verildiğini ve davalı şirketin davacıdan satın aldığı akaryakıt ürünleri ile sözleşmeye dayalı alacak bedellerini ödemediğinden bahisle davacı tarafça ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla davalılar hakkında takip yapıldığı, takibe itiraz üzerine işbu davanın açıldığı görülmüş olup, taraflar arasındaki sözleşmenin davalı şirket tarafından taahhüt edilen akaryakıtın alınmadığından feshedildiği, davacı tarafça da eksik mal alımı nedeniyle cezai şart alacağı ve erken fesih nedeniyle kar mahkumiyetinden dolayı cari hesap alacağının doğduğu iddiası üzerine yaptırılan bilirkişi incelemesinde; davalı defterlerinin usulüne uygun tutulmadığı, davacı defterlerinin usulüne uygun tutulduğu ve lehine delil niteliğinin bulunduğu, taraflar arasındaki cari hesap farklılığının 3 adet faturadan kaynaklı olduğu, sözleşme gereği cezai şart olarak kesilen 2 adet toplamda 477.451,49 TL faturaların sözleşmeye uygun olduğu ve davacı ticari defterlerine göre, davalıdan 520.557,68 TL alacaklı olduğu bildirilmiş, bilirkişi raporu mahkememizce de geçerli görülerek esas alınmıştır. Taraflar arasındaki 14/12/2015 tarihli bayilik sözleşmesinin teminat başlıklı 7.maddesinde “Bayi, işbu sözleşme ile doğmuş ve doğacak tüm borçlarının teminatını teşkil etmek üzere, azami meblağ kendisine tanınan risk limitinin 2 katı olmak üzere şirket lehine birinci derecede, birinci sırada ipotek tesis etmeyi veya risk limiti oranında kesin teminat mektubu vermeyi kabul ve taahhüt eder” hükmünü içermekte olup, sözleşmenin kayıtlar başlıklı 8.maddesinde bayinin şirket nezdinde tutulan ticari defter, kayıt, fatura, irsaliye vs. belgelerin, denetimler esnasında düzenlenen tutanakların kati delil teşkil ettiğini ve HUMK 287.maddesi uyarınca bu hükmün delil sözleşmesi mahiyetinde olduğunu kabul etmiş olup, davacı şirketin usulüne uygun tutulan defterleri kapsamında taraflar arasında düzenlenen sözleşmenin 11.maddesi ile düzenlenen cezai şart hükmü de dikkate alındığında, davalı tarafça sözleşmede kusurun davacıya ait olduğu ve borçların ödendiği belirtilmiş ise de bu hususun ispatlanmadığı, davacının davalıdan alacaklı olduğu anlaşıldığından davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve 100.000,00 TL asıl alacak yönünden davalıların Bakırköy …….. İcra Müdürlüğü’nün ….. esas sayılı takibe vaki itirazlarının iptaline, takibin asıl alacak yönünden devamına, İcra inkar tazminatı talebinin sözleşme kapsamında alacağın varlığı bilirkişi incelemesiyle tespit edilmiş olup, belirlenebilir bulunmadığından reddine, karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davanın kabulü ile 100.000,00 TL asıl alacak yönünden davalının Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün ….. esas sayılı takibe vaki itirazın iptaline, takibin asıl alacak yönünden devamına,
İcra inkar tazminatı talebinin alacak likit bulunmadığından reddine,
Alınması gerekli 6.831,00 TL harçtan davacı tarafça yatırılan 1.207,75 TL harcın mahsubuyla bakiye 5.623.25TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Davacı tarafından yapılan 31,40 TL başvurma harcı, 1.207,75 TL peşin harç olmak üzere toplam 1.239,15 TL’nin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı tarafça posta / tebligat / bilirkişi gideri olarak yapılan (ayrıntısı uyapta kayıtlı) 3.166,00 TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
AAÜT gereğince hesap edilen 10.750,00 TL ücreti vekaletin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
Davalılar tarafından yatırılan kullanılmayan gider avanslarının karar kesinleştiğinde istem halinde davalılara iadesine,
Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, 6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345.maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar taraf vekillerinin yüzünde açıkça okunup, usulen anlatıldı. 01/10/2019

Katip …

Hakim …