Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/514 E. 2018/976 K. 26.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/514
KARAR NO : 2018/976

DAVA : Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01/06/2017
KARAR TARİHİ : 26/10/2018
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 23/11/2018
Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizde yapılan yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkilinin 29/04/2016 tarihinde ÖTV ve KDV dahil 32.225,25 TL bedel ile 2016 model sıfır km … marka otomobil satın aldığını, müvekkilinin …Sigorta Aracılık Hizmetleri- …unvanlı acente tarafından … nezdinde kasko yaptırdığını bu kasko poliçesi ile aracın 29/04/2016-29/04/2017 tarihleri arasında kasko kapsamında risklere karşı sigorta edildiğini müvekkiline ait araç sürücüsü … kontrolünde iken 09/04/2017 tarihinde kaza yaptığını bu kazada müvekkiline ait ….plakalı aracın ağır hasar aldığını akabinde hasar dosyası açıldığını hasar dosyası ile yapılan incelemede müvekkilli araç sürücüsünün %100 kusurlu bulunduğunu kusur tespitine itiraz edildiğini fakat henüz itiraz neticesinde karar verilmediğini, ilgili kasko ve sigorta şirketine hasarın ihbar edildiğini ancak servis tarafından hasar işlemlerine başlanmasına rağmen davalı … şirketi tarafından hazırlanan 04/05/2017 tarihli yazı ile “olayın belirtilen/beyan edilen şekilde olamayacağı” iddiasıyla tazminat talebini karşılamayacaklarını bildirdiğini müvekkilinin mağduriyetine neden olduğunu, müvekkiline ait aracın ağır hasar alması nedeniyle kasko poliçesi kapsamında ödenmesi gereken teminat bedeli olarak şimdilik 10.000,00 TL tazminatın 09/04/2017 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalı … şirketinden alınarak taraflarına verilmesini, yargılama ve vekalet ücretinin davalı … şirketine yüklenmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili cevaba cevap dilekçesinde davalının aktif husumet yokluğu itirazına ilişkin beyanda bulunduğu dava şartı noksanlığı olması ihtimaline binaen ilgili bankadan muvafakat alınmak suretiyle eksikliğin tamamlanabileceğini red sebebi olmadığını belirtmiştir, müvekkilinin bankaya olan tüm borçlarını ödediğini bankanın araç üzerinde rehin alacağı kalmadığını ifade etmiştir, davalının polisin aranmadığı ve anlaşmalı tutanak düzenlenmesinin yaralamalı kaza olduğundan bahisle anlaşmalı tutanak düzenlenemeyeceği iddiasına ilişkin önemli bir rahatsızlık veya yaralanma olmadığını davalı yanın beyanlarının kabul edilemeyeceğini davalı vekilinin beyanına göre …’in çelişkili beyanı dışında sürücü …’un alkollü olduğuna dair başka beyan olmadığını, …’in beyanı olduğu iddia edilen ekte sunulu el yazılı evrakın …’e ait olmadığını sigorta eksperi tarafından düzenlendiğini ve altına sadece şahsın imzasını attığını kayıt düşülmeden imzalanan şaibeli bir evrak olduğunu, olay yerine polis çağrıldığını ancak uzun süre polisin gelmediğini, alkollü araç kullanma ile meydana gelen kaza arasında hiçbir illiyet bağı olmadığını, alkolün etkisiyle kazanın meydana geldiğini sigortacının ispatla yükümlü olduğunu, kazanın üstlenilmesi gibi bir durum olmadığını, belirtmiştir. Davalının fahiş bulduğu tazminat miktarının aracı inceleyen ve halen aracın bulunduğu Görkem oto servisince yapılan incelemesinde hasarın 74.076,10 TL olduğu araçtaki hasar bedelinin ilk yıl için %60 ını açtığı için aracın pert durumunda olduğunu bu nedenle sigortacının yükümlülüğünün aracın pert olması nedeniyle ödenecek KASKO BEDELİ olduğunu ifade etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının aktif husumet ehliyeti olmadığını poliçede kayıtlandırıldığı üzere poliçenin menfaatdarı ve dain mürtehin hakkı sahibi …. Bank A.Ş. …. Şubesi olduğu bu sebeple davanın esasına girmeden aktif husumet yokluğundan red edilmesi gerektiğini belirtmiştir. Söz konusu kaza ile ilgili davalı şirketçe yapılan araştırma sonucu hasar dosyası araştırma raporunda detaylıca belirtildiği üzere kazada yaralılar olmasına rağmen polise haber verilmediği ve trafik polisleri çağrılarak kaza tespit tutanağı düzenlenmediği, olayın hemen akabinde alkol raporu alınmadığı dolayısıyla kazasının beyan edilen şekilde olmadığı tespit edildiğinden, dava konusu olayda sigortalı/davacı tarafça ihbar yükümlülüğü iyi niyet kurallarına uygun ve doğru olarak yapılmadığından hadise teminat dışı olduğundan davacı şirketçe davalının tazminat talebi red edilmiştir. Davanın kabulü anlamına gelmemek kaydıyla talep edilen tazminat miktarının fahiş olduğu, davalı şirketçe yaptırılan ekspertiz raporuna göre araçta 51.687,88 TL hasar meydana geldiği, yapılacak bilirkişi incelemesinde aracın pert olduğunun tespiti halinde hasarlı halindeki değerinin hasar değerinden düşürülmesi gerektiği ifade edilmiştir. Davalının ikinci cevap dilekçesi sunmuş olduğu davacının cevaba cevap dilekçesine karşı beyanda bulunmuş olduğu, dilekçesinde Yargıtay kararları sunduğu ve cevaba cevap dilekçesinin gerçeğe aykırı olduğunu belirttiği görülmektedir.
Dosya içeriğinin incelenmesi neticesinde davacının kasko bedelini talep ettiği, yapılan sigorta türünün kasko sigortası olması karşısında ayrıca aracın da Uyap üzerinden yapılan sorgulamada hususi araç olduğu dikkate alındığında davanın TTK 4. madde anlamında ticari sayılabilecek nitelikte olmadığı sabit olmuştur.
6502 sayılı Kanuna göre, davacı 3. maddesinin (k) bendinde sayılan tüketici vasfındadır. Aynı maddenin (l) bendine göre sigortacı davalı ile tüketici sayılan davacı arasındaki sigortaya ilişkin her türlü sözleşme ve hukuki işlem kapsamında kalan tüketici işlemi ise bu davanın konusunu oluşturmaktadır.
6502 sayılı Kanun’ un 73. maddesinin 1. bendinde “Tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davlarda tüketici mahkemesi görevlidir.” yazmaktadır. Aynı Kanunun 83/2. Maddesinde “Taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu kanunun göreve ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez.” şeklinde özel bir düzenleme getirmiştir. Bu durumda taraflanın birinin tüketici olduğu işbu uyuşmazlık yönünden 6102 sayılı TTK.’nun 4. maddesindeki düzenleme dikkate alınamaz. TTK.’nun 4. ve devamı maddelerindeki düzenleme davaya konu işlerin tüketici işlemi sayılmasına ve Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’ un göreve ve yetkiye ilişkin hükümlerinin bu davada uygulanmasına engel teşkil edemez.
Dosya kapsamına göre, somut uyuşmazlık 6502 sayılı Kanun’ un 3. maddesine göre tüketici işlemi veya tüketiciye yönelik uygulamalardan doğmuş olup, aynı kanunun 73. Maddesi gereği davaya bakmak görevi Tüketici Mahkemesine aittir. Davanın açıldığı tarih itibarı ile 6502 sayılı Kanun yürürlüğe girmiştir. Bu kanun hükümlerinin uygulanması gerekmektedir.
HMK.’nun 114/1-c maddesi uyarınca görev dava şartıdır ve aynı kanunun 115. maddesine göre mahkemeler dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Bu durumda davaya bakmaya Tüketici Mahkemesinin görevli olması nedeniyle mahkememizin görevsizliğine karar vermek gerekmiştir.
Bu nedenlerle aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM:
1-Davacının açtığı davada,mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmakla; açılan davanın, HMK’nun 115/2. maddesi uyarınca aynı kanunun 114/1-(c) maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden REDDİNE, mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-Görevli Mahkemenin Bakırköy Tüketici Mahkemesi OLDUĞUNA,
3-HMK 20. maddesi gereğince süresi içerisinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmesi halinde iki hafta içinde mahkememize müracaat ile dosyanın görevli mahkemeye GÖNDERİLMESİNE, başvurulmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına,
4-Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra dava yetkili ve görevli mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’ nun 331/2. maddesi gereğince bir karar verileceğinin İHTARATINA,
5-Harç ve masrafların görevli mahkemede nazara ALINMASINA,
Dair, 6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345. maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar davacı ve davalı vekillerinin yüzlerine karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı. 26/10/2018

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır