Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/495 E. 2021/147 K. 09.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/495 Esas
KARAR NO : 2021/147

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 26/05/2017
KARAR TARİHİ : 08/02/2021

Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; ……’ın malik ve sürücüsü bulunduğu …… plakalı aracın karşıtığı trafik kazası neticesinde müvekkili …’nın hayati tehlike geçirecek şekilde yaralandığını, Bakırköy …… Asliye Ticaret Mahkemesinin ……. esas sayılı dosyası ile 1.500,00-TL maddi, 10.000,00-TL manevi tazminat talebi ile dava açıldığını, davalılardan …… tarafından manevi tazminat taleplerinin ödendiğini ve maddi tazminat taleplerinin 1.000,00-TL’sinin ödendiğini, davalılardan …… Sigorta A.Ş.0 kendisinin sorumlu olmadığından bahisle davayı …ne ihbar ettiğini, ilgili davada aldırılan bilirkişi raporunda 2.318,50-TL maddi tazminat hesaplandığını, maddi tazminat yönünden dava ihbar olunanla, SGK’nın da sorumluluğu da bulunduğunun tespitinin yapıldığını, dava sonunda manevi tazminat ödendiğinden manevi tazminat talebi yönünden karar verilmesine yer olmadığına, maddi tazminat yönünden ise 1.000,00-TL ödendiğinden davanın kısmen kabulü ile 2.318,50-TL maddi tazminatın olay tarihi olan 09/12/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan ……’tan tahsilinin hüküm altına alındığını, diğer davalı …… Sigorta A.Ş. hakkında açılan davanın reddine karar verildiğini fakat ihbar olunan zorunlu mali mesuliyet sigortacısı ile SGK davada taraf olmadığından haklarında hüküm kurulamadığını, görülen davada bilirkişi raporuyla zorunlu mali mesuliyet sigortacı olan …… Sigorta Şirketi ile SGK nın da sorumlu bulunduğundan 2.318,50-TL maddi tazminatın müştereken ve müteselsilen davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle: …… plakalı aracın sigorta şirketi tarafından tanzim edilen 17/01/2013/2014 vadeli …… poliçe nolu zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, Bakırköy …… Asliye Ticaret Mahkemesinin …….esas …… karar sayılı dosyasına istinaden taraflarına yönlendirilen bu davaya itiraz ettiklerini, Bakırköy ……. Asliye Ticaret Mahkemesinde aldırılan raporda sigortalı araç sürücüsünün %25 kusurlu bulunduğunu, kusur uyarınca hesap bilirkişisi raporundaki sorumluluğun 626,74-TL olarak belirlendiğini, ancak kararın %100 sorumluluk üzerinden kurulduğunu, müvekkil şirketin sorumluluğunun trafik poliçesindeki limitler ve sigortalının kusuru ile sınırlı olduğunu, kusur durumlarının tespiti için dosyanın Adli Tıp Kurumuna sevkini talep ettiklerini, bu nedenlerle haksız ve mesnetsiz davanın sigortalı araç sürücüsüne atfı kabil kusur bulunmadığından davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …. vekili cevap dilekçesinde özetle: görev itirazlarının bulunduğunu, iş mahkemelerinin görevli olduğunu, davacının dava konusu ettiği hususta kurumlarına başvuruda bulunmadığını, HMK 114/1-h maddesi gereği öncelikle dava konusu hususta kurumlarına başvuruda bulunulması, başvurusunun olumsuz sonuçlanması durumunda dava açılması gerektiğini, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER : Bakırköy …… Asliye Ticaret Mahkemesinin …….esas …… karar sayılı dosyası, trafik sigorta poliçesi, tüm dosya kapsamında sunulan deliller.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava, davacının trafik kazası nedeniyle davacının maddi tazminat istemine ilişkindir.
Bakırköy ….. Asliye Ticaret Mahkemesinin …….esas …… karar sayılı dosyasının incelemesinde; davacı tarafından davalı …… Sigorta A.Ş. Aleyhine açılan davanın subuta ermediğinden reddine, davacının davalı …… aleyhine açmış olduğu manevi tazminat talepli dava yönünden yargılama aşamasında manevi tazminat ödendiğinden bu talep yönünden karar verilmesine yer olmadığına, davacı tarafından davalı …… alehine açılan maddi tazminat davasının ıslah talebi kapsamında kısmen kabulü ile 2.318,50TL’nin olay tarihi olan 09.12.2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte iş bu davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin ıslah talebinin reddine, karar verildiği tespit edilmiştir.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ….. Hukuk Dairesi’nin …… Esas – …… Karar sayılı 20/12/2018 tarihli ilamı ile Bakırköy ….. Asliye Ticaret Mahkemesinin davalısı …… vekilinin ilk derece mahkemesinin kararına yönelik istinaf dilekçesinin ve isteminin HMK’nun 341/2, 346/1 ve 352. maddeleri hükümleri uyarınca reddine kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildiği ve mahkemenin kararının kesinleştiği anlaşılmıştır.
Bakırköy ……. Asliye Ticaret Mahkemesince yapılan yargılamada dosyanın kusur bilirkişisi ……’ya tevdi edildiği, bilirkişinin düzenlemiş olduğu 06/02/2017 tarihli raporunda; “kazanın oluşumunda davacı yaya …’nın %75 oranında, davalı araç sürücüsü ……’ın ise %25 oranında kusurlu olduğu; maddi tazminatla ilgili rapor düzenleyen bilirkişi Dr. ……’in düzenlemiş olduğu 01/01/2017 tarihli raporunda davacı tarafın mevcut trafik kazası nedeniyle talep edebileceği tedavi gideri ve iş göremezlik tazminat miktarının yapılan ödemelerin mahsubundan sonra 2.318,50TL olduğu”nun tespit edildiği, karara dayanak Dr. ……’in düzenlemiş olduğu 01/01/2017 tarihli raporunda trafik kazasından kaynaklı tedavi harcamalarının SGK tarafından karşılandığı, tedavinin devamı sırasında ortaya çıkan harcamanın SGK tarafından karşılanmadığı, SGK’nun idame tedavi harcamalarından sorumluluğunun bulunmadığı, idame tedavisi sırasında yapılan harcamalardan sigorta şirketi ve diğer davalıların sorumlu olduğunun bildirildiği anlaşılmıştır.
Kesin hüküm HMK’nın 303. maddesinde düzenlenmiş olup şekli ve maddi anlamda kesin hüküm olarak ikiye ayrılır. Verilen bir hükme karşı kanun yolları kapalı ise veya kanun yolları açık olsa bile süresinde gidilmemişse veya tüm kanun yolları tükenmişse hüküm şeklen kesinlik kazanmıştır. Maddi anlamda kesin hükmün koşulları; dava konularının (müddeabihlerinin), dava nedenlerinin ve taraflarının aynı olmasıdır. Buna karşılık, taraflar arasında aynı ya da benzer konuda kesinleşmiş olan bir hüküm ve burda saptanan maddi olgular, daha sonra ortaya çıkan uyuşmazlıklarda yukarıda açıklanan koşulların üçünün aynı anda bulunmaması nedeni ile kesin hüküm oluşturmasa bile güçlü delil oluşturabilir.
Önemle vurgulanmadır ki; maddi anlamda kesinlik, yalnız hüküm fıkrası için söz konusudur. Hüküm fıkrası, davada (veya karşı davada) istenen hususlar (talep sonucu) hakkında mahkemece verilen kararı (hükmü) gösterir. Hükmün gerekçesinin kesin hüküm gücü yoktur. Bununla beraber, gerekçe maddi anlamda kesinlikten tamamen soyutlanmış da değildir.
Maddi anlamda kesin hüküm, yargısal kararlara tanınan yasal gerçeklik vasfıdır. Bu vasıf yargısal kararların gerçeğe uygun olarak verildiğinin kabul edilmesini zorunlu kılar. Kesin hüküm kuralı, haklı ve adil kararların korunması yanında, kişiler arasındaki çekişmelerin sonsuza dek davam etmesini önlemek, toplumun istikrar ve düzenini sağlamak, hukukun ve yargının güvenilirliğini korumak amacıyla da kabul edilmiştir. Bütün yasal yollar kapandıktan ve verilen hüküm kesinleştikten sonra, aynı davanın tekrar yargı önüne getirilmesi, toplumda sonu gelmeyen çekişmelere, huzursuzluklara, istikrarsızlıklara, kazanılmış hakların her zaman ortadan kaldırılabileceği endişesine neden olur. Çelişkili kararların çıkmasına sebebiyet verir. Bu itibarla, tarafları, konusu ve sebebi aynı olan davalarda hâkimin tarafsız araştırması ve iradesi ile kurulan, tüm yasal yollardan geçmek suretiyle; diğer bir anlatımla şekli yönüyle de kesinleşen önceki hükmün korunmasında kamunun büyük yararı bulunmaktadır.
Hukukumuzda kamu düzeninden sayılan ve HMK’nın 303. maddesinde düzenlenen kesin hüküm tarafların anlaşmaları ile ortadan kaldırılamadığı gibi, mahkemece kendiliğinden (resen) göz önünde tutulur. Düzenlediği hak ve çıkar ilişkileri yönünden yasal gerçeklik (hakikat) sayıldığından taraflarını bağlar.
İncelenen tüm dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları,Bakırköy ….. Asliye Ticaret Mahkemesinin …….esas …… karar sayılı dosyası içeriğine ve kararına göre; davanın 20/12/2018 tarihinde kesinleştiği, kesin hükmün mahkememizce da bağlayıcı olduğu, … bakımından davanın kabulüne, SGK bakımından husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerektiğinden aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın davalılardan … bakımından kabulü ile 2.318,50 TL 09/12/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … Şirketinden (sigorta şirketinin poliçe teminat limitiyle sınırlı olmak üzere) alınarak davacıya verilmesine,(Bakırköy ….. Asliye Ticaret Mahkemesinin ……. esas – …… karar sayılı ilamı ile tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile)
2-Davanın davalılardan ……. bakımından reddine,
3-Alınması gerekli 158,37-TL harçtan davacı tarafça yatırılan 31,40-TL harcın mahsubuyla bakiye 126,97-TL harcın davalı …’nden alınarak hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan 31,40-TL başvurma harcı, 31,40-TL peşin harç, 4,60-TL vekalet harcı, 219,00-TL posta tebligat gideri olmak üzere toplam 286,40-TL’nin davalı …’nden alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı kendisini yargılamada vekille temsil ettirdiğinden yürürlükteki AAÜT gereğince hesap edilen 2.318,50-TL ücreti vekaletin davalı …’nden alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı …Başkanlığı kendisini yargılamada vekille temsil ettirdiğinden yürürlükteki AAÜT gereğince hesap edilen 2.318,50-TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalı ……. ‘ya verilmesine,
7-Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, HMK ilgili maddeleri gereğince dava değeri istinaf-temyiz sınırının altında kalmış olması nedeniyle kesin olmak üzere verilen karar davacı vekilinin yüzünde davalıların yokluğunda açıkça okunup, usulen anlatıldı. 08/02/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır