Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/488 E. 2019/866 K. 26.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/488
KARAR NO : 2019/866

DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 24/05/2017
KARAR TARİHİ : 26/09/2019
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 07/10/2019
Yukarıda isim ve adresleri yazılı taraflar arasında mahkememizde görülen davanın açık yargılaması ve dosyanın tetkiki sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: davacı vekili özetle; müvekkiline ait çek yaprağının müvekkilinin haberi olmaksızın daha önceden müvekkili şirkete mali işler sorumlusu olarak çalışan … tarafından düzenlenerek kardeşi olan davalı …’ya verildiği, müvekkili ile davalı arasında herhangi bir ilişki bulunmadığını, bu davanın da dava konusu çeki diğer davalı …’a verildiğini banka tarafından arandıklarında konudan haberdar olduklarını belirterek suç duyurusunda bulunduklarını, müvekkilinin imzasının taklit edilerek sahtecilik yapıldığını iddia ederek dava konusu çek nedeniyle müvekkilinin davalılara borçlu olmadığının tespitine ve çekin davalılar tarafından bankaya ibrazında ödenmesinin ve arkasının yazılmasının önlenmesine, bu mümkün olmadığı takdirde çekin icra takibine konulmasının ve çek ile yapılacak icra takibinin tedbiren durdurulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle: davacı taraf ile davalı … ve İhbar olunan ….. arasındaki ticari ilişkiyi yada alacak borç ilişkisini bilmesi yada bilmesinin lazım gelmesinin müvekkili davalı …,den hukuken beklenemeyeceği gibi keşideci çek üzerindeki imzanın keşideci şirket yetkilisine ait olup olmadığı da davalı müvekkili olan … tarafından bilinmediğini, Davacı tarafın usul ve yasaya aykırı, İİK.72/2 mad.uyarınca tedbir talebinin reddi ile İyi niyetli 3-kişi konumundaki davalı müvekkili …’ye ilişkin davanın maddi ve somut unsurları bulunmamakla hukuki ve yasal dayanağı mevcut bulunmadığından açılan iş bu davanın REDDİNE, haksız ve kötü niyetli olarak dava açan davacı aleyhine alacağın %20 sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesi ile ücreti vekalet ve yargılama giderlerinin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … …. vekili cevap dilekçesinde özetle: dava konusu çeke ilişkin İstanbul … İcra Hukuk Mahkemesinin ….. esas sayılı dosyada ‘imzaya itiraz’ yoluna gidilmiş, bu dosyada gelen bilirkişi raporunda da imzanın davacı şirket yetkilisinin eli ürünü olduğunun tespit edildiğini, davacının kendisi tarafından sunulan imza sirkülerindeki imza ile çekteki imza birbirinin aynısı olduğunu, alınan bilirkişi raporunda imzanın şirket yetkilisi ….. eli ürünü olduğu açıkça ortaya koyulduğunu, davacı aynı borca istinaden müvekkiline daha önce de çek verdiğini, ibraz süresi dolana kadar ödeme vaadiyle müvekkilini oyaladığını, müvekkili tarafından Bakırköy … İcra Müdürlüğünün ….. esas sayılı dosyasıyla takibe koyulması üzerine ise itiraz ederek takibi durdurduğunu, mahkemece verilen tedbir kararının kaldırılması ile davanın reddine karar verilmesini, davacı aleyhine borcun %20sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
İhbar olunun … cevap dilekçesinde özetle; davacı şirket yetkilisinin imza örnekleri alınmak suretiyle çekteki imzanın kendisine ait olup olmadığının tahkiki ile davanın reddini, davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, mahkeme masraflarının davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Istanbul …. İcra Hukuk Mahkemesinin …. E. Sayılı dosyası, mail yazışmaları, banka hesap dökümleri, Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı …. soruşturma sayılı dosyası, fatura suretleri, stanbul …. İcra Müdürlüğü,nün … esas sayılı icra dosyası ile tüm dosya kapsamı.
Dava konusu çekin fotokopisinin incelenmesinde; davacı tarafından keşide edildiği, 16/05/2017 tarihli 200.000 USD bedelli olup , lehtarının … olduğu, arkasında ise diğer davalının ciranta olarak yer aldığı ve 22/05/2017 tarihinde bankaya ibraz edildiği, banka tarafından işbu çekteki imza keşideciye ait olmadığından işleme alınamamıştır şeklinde şerh bulunduğu görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, ….bank …. Şubesine ait, …. çek Nolu, 16/05/2017 tarihli 200.000 USD bedelli bonodan dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespiti talebinden ibarettir.
Davacı vekili 07.02.2018 tarihli dilekçe ile, davalılardan … hakkındaki davadan feragat ettiklerini beyan etmiş, davalı … vekili, 07.02.2018 tarihli dilekçe ile, feragati/vazgeçmeyi kabul ettiklerini, vekalet ücreti ve yargılama gideri taleplerinin bulunmadığını beyan etmiştir.
Bu kapsamda davacı vekilinin, davalılardan … hakkında, davadan vazgeçtiklerini açıkça bildirdiklerinden, davalı … yönünden vazgeçme nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmiştir.
Davacının ihtiyati tedbir talep ettiği, Mahkememizin 25/05/2017 tarihli tensip tutanağının 4.maddesinin f ve g bendi gereği tedbir kararı verilmiş, kesin süre belirtilmiştir. Mahkememizin 06/06/2017 tarihli ara kararında, “…Kararın verildiği tarih olan 25/05/2017 tarihinden itibaren sürenin dolduğu 01/06/2017 tarihine kadar teminatın mahkememiz veznesine depo edilmesi gerekirken sürenin geçtiği 02/06/2017 tarihinde bu işlem yerine getirilmiş olduğu görüldüğünden, HMK 393/1.fıkrası kapsamında tedbir kararının hükümsüzlüğüne…” karar verildiği, davacı vekilinin 13/06/2017 tarihli dilekçe ile yeniden tedbir talep ettiği, mahkememizin 20/06/2019 tarihli ara kararında, “…Davacı vekilinin tedbir talebi İİK 72/2 kapsamında istenmiş ise de, derdest dosyada davadan sonra olsada başlatılan bir icra takibi bulunması nedeniyle talebin İİK 72/3.maddesi kapsamında kabulüne, -İcra Müdürlüğünden alınacak kapak hesaba göre alacak ve fer’ilerinin tamamının takdiren %15 i oranında nakdi veya kesin ve süresiz banka teminat mektubu karşılığı ihtiyati tedbir yoluyla İstanbul …İcra Müdürlüğünün …. esas sayılı dosyasında icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesine..” şeklinde karar verildiği, davacı tarafından 02/06/2017 tarihinde teminat yatırıldığı, davacı vekili tarafından sunulan 07.02.2018 tarihli dilekçede, İstanbul ….İcra Müdürlüğünün …. esas sayılı icra dosyasında ödemenin yapılarak dosyanın kapatıldığını, yatırılan teminat bedelinin icra dosyasının infaz edilmesi ve tedbirin kaldırılması nedeni ile teminatın iadesini talep ettiği, davalı … vekilinin 27/02/2019 tarihli dilekçe ile dosyadaki teminatın davacıya ödenmesine muvafakatları olduğunu bildirmiş, davacı tarafından yatırılan teminat 09/03/2018 tarihinde davacıya iade edilmiştir.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, davaya konu çek sureti, İstanbul … İcra Hukuk Mahkemesinin …. esas sayılı dosyası, banka hesap dökümleri ve tüm dosya kapsamına binaen; dava konusu çeke ilişkin İstanbul …. İcra Hukuk Mahkemesinin …. esas sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporunda,
davaya konu çekteki imzanın davacı şirket yetkilisi …..’ın eli ürünü olduğunun tespit edildiği, Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı ….. soruşturma …. karar sayılı kararında, davaya konu çekin birinci ciranta imzasının …..’un, ikinci ve üçüncü ciranta imzalarının ise …’nin eli ürünü olduğu, çek ön yüzündeki yazı ve rakamların … ve …’un eli ürünü olmadığının alınan bilirkişi raporu ile tespit edildiği, bu nedenle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği, söz konusu belgedeki imzanın davacı şirket yetkilisinin eli mahsubu olduğunun anlaşılması karşısında davacının iddiasının yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
İddia veya savunmanın haklılığı, bu olay ve hukuki işlemlerin varlığının ispatlanmasına bağlıdır.
İspat hakkı, Anayasa’nın 36. maddesinde bir temel hak olarak garanti altına alınmıştır. Anayasal dayanağı olan ispat hakkını, usûl hukukunda taraflar, kanunda belirtilen süre ve usûle uygun olarak kullanırlar. Bu hak yalnızca kanunla sınırlanabilir.
İddia ve savunmaya dayanak gösterilen ve mahkemenin karar vermesinde etkili olacak olgulardan hangisinin kim tarafından ispat edileceği hususuna ise ispat yükü denir.
İspat yükü üzerine düşen taraf ispat etmesi gereken hususu ispat edemediği durumda ispatsızlık durumu söz konusu olacaktır. Hâkim bir husus ispatsız kalmış olsa dahi medeni yargılamada karar vermek durumundadır. TMK 6. Maddesinde, “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguları ispatla yükümlüdür.”
HMK m.190’da ispat yükü, “ İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.” Buna göre, bir vakıayı kimin ileri sürdüğü değil, kimin bundan lehine bir hak çıkardığı önemlidir. Her iki taraf da ispat yükünün kime düştüğünü gözetmeden delil göstermişlerse, bu durumda hâkimin ispat yükünün kime düştüğünü araştırmasına gerek yoktur. İlk olarak hâkim tarafların göstermiş oldukları delilleri incelemekle yükümlüdür. Tarafların göstermiş oldukları delillerle çekişmeli vakıalar ispat edilmişse bu durumda da ispat yükünün hangi tarafta olduğunun araştırılmasına gerek yoktur. Delil ikamesi, bir davada tarafların kendi vakıa iddialarının doğru olduğu veya karşı taraf iddialarının doğru olmadığı hususunda ispat sonucuna ulaşabilmek ve kendi lehine karar verilmesini sağlayabilmek amacıyla çekişmeli vakıalar hakkında deliller sunarak gerçekleştirdikleri usûli bir faaliyettir. Delil ikame etmemenin veya delil ikame faaliyetinin başarısız kalmasının yaptırımı, bu faaliyet için zorlanmak değil, sadece ulaşılmak istenen usuli hedefe ulaşamamak ya da aleyhte sonuçlara katlanmaktır.Bu bakımdan ispat yükü ile delil gösterme yükü, aynı kavramlar değildir. Nitekim ispat yükü, olayın ispat edilmeme riskinin kime ait olduğunu belirlerken; delil gösterme, ispat yükünün yerine getirilmesinin biçimi ve yöntemi ile ilgilidir. Delil ikame yüküyle ilgili kurallar, ispatın biçimini ve yöntemini belirleyen kurallar olduğu için usul hukukuna ilişkindir ve bir vakıanın ispat edilememiş olmasının sonuçlarına yönelikken, delil ikame yükü, bir vakıa hakkında kendi iddiasının doğruluğu veya karşı tarafın iddialarının asılsızlığı hususunda hâkimde kanaat oluşmasını sağlamaya yönelik olup yargılamanın ilerleyişine ve hâkimin takdirine göre, taraf değiştirebilir.
Çoğu kez ispat yükü taşıyan taraf delil gösterme yükünü de taşır fakat bu her zaman böyle değildir. Zira ispat yükünün sabit olmasına rağmen delil ikame yükü, taraf değiştirir. Üzerinde delil ikame yükü bulunmayan taraf, karşı tarafın iddia ve savunmalarının haklılığı bağlamında, delil göstermesini beklemeden, asılsızlığı ortaya koymak maksadıyla delil gösterebilir. Bu halde karşı delilden söz edilir. Karşı delil göstermiş olan taraf, bu davranışı nedeniyle ispat yükünü üzerine almış sayılmayacaktır (HMK m.191,c.2).
Davacı vekili , davalı … ile anlaşarak bu davalı yönünden davadan vazgeçmiştir. Davalı … vekili de, borcun ödendiğini beyan etmiştir.
Alacak davası çeke dayalı olup İstanbul ….İcra Müdürlüğünün ….. esas sayılı icra dosyası ile, davalılardan … tarafından, … ve … aleyhine takip yapılmış, … borcun ödendiğini beyan etmiştir.
İşbu menfi tespit davası 24/05/2017 tarihinde açılmıştır. İcra takibi ise 30/05/2017 tarihinde başlatılmıştır. İcra takibinden sonra borcun ödendiği anlaşılmıştır.
Davacı tarafça delil olarak gösterilen Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı …. soruşturma …. karar sayılı kararında, davaya konu çekteki keşideci imzasının davacı şirket yetkilisi …..’ın eli ürünü olduğu alınan bilirkişi raporu ile tespit edildiği görülmüştür.
6102 sayılı TTK., HMK. 190. maddesi, toplanan tüm deliller hep birlikte değerlendirildiğinde, ispat ve sorumluluğun davacı vekilinde olması koşulu, davanın özü yönünden ıspat koşulunun sağlamadığı, davacının davaya konu çekten dolayı borçlu olmadığı yönündeki iddiasını ispatlayamadığı, bu nedenle tespit talebinin ispata muhtaç kaldığı, İstanbul …. İcra Hukuk Mahkemesinin …. esas sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporunda,davaya konu çekteki imzanın davacı şirket yetkilisi …..’ın eli ürünü olduğunun tespit edildiği, icra takibinde borçluların … ve … olduğu, işbu davanın 24/05/2017 tarihinde açıldığı, İcra takibinin ise 30/05/2017 tarihinde yapıldığı anlaşılmakla davalı … yönünden davanın reddine karar verilmiş, davalı … yönünden ise vazgeçme nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, İstanbul ….İcra Müdürlüğünün …. esas sayılı icra dosyasında davalı …’un borçlu konumunda olması ve takip tedbiren durdurulmadığından kötü niyet tazminat talebi bakımından karar verilmemiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı … yönünden vazgeçme nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına,
2-Davalı … yönünden ise davacının davasının reddine,
3-Davalı … vekilinin kötü niyet tazminat talebinin, İstanbul …İcra Müdürlüğünün …. esas sayılı icra dosyasında borçlu konumunda olması ve takip tedbiren durdurulmadığından ve REDDİNE,
4-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 44,40 TL harçtan peşin alınan 12.200,17 TL harcın mahsubu ile bakiye 12.155,77 TL harcın hükmün kesinleşmesine müteakip istem halinde davacıya iadesine,
5-Yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-HMK’nun 333. maddesi uyarınca yatırılan avanstan kullanılmayan gider avansının (iş bu kararın tebliğ gideri avanstan karşılanmak ve bu gider mahsup edilmek kaydıyla) kararın kesinleşmesinden sonra resen davacıya iadesine,
7-Davalı … tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konu hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
8-Talep edilmediğinden Davalı … lehine lehine vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmesine yer olmadığına,
9-Davalı … kendisini vekille temsil ettirdiğinden Yürürlükteki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap edilen 42.526,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan tahsili ile davalı …’a ödenmesine,
10-HMK’nun 333. maddesi uyarınca davalılar tarafından yatırılan avanstan kullanılmayan bakiye avansın kararın kesinleşmesinden sonra resen davalılara iadesine,
Dair karar, davacı vekili ile davalı …… vekili ile ihbar olunan …’un yüzüne karşı diğer davalının yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde HMK’nun 342. Maddesi gereğince dilekçe ile mahkememize veya başka bir yer mahkemesine İstinaf kanun yolu harcı, tebliğ giderleri dahil olmak üzere tüm giderler ödenerek istinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.26/09/2019

Başkan …
¸(e-imzalıdır)
Üye …
¸(e-imzalıdır)
Üye …
¸(e-imzalıdır)
Katip …
¸(e-imzalıdır)