Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/45 E. 2020/635 K. 30.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/45 Esas
KARAR NO : 2020/635

DAVA : Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/01/2017

MAHKEMEMİZ DOSYASI İLE BİRLEŞEN BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET
MAHKEMESİ’NİN 2017/288 ESAS SAYILI DOSYASI YÖNÜNDEN;

DAVA : TAZMİNAT (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/03/2017
MAHKEMEMİZ DOSYASI ve BİRLEŞEN DOSYA YÖNÜNDEN;
KARAR TARİHİ : 30/09/2020
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 26/10/2020
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; müvekkilinin sanayi tipi fan üretimi yaptığını, davalı …’ın 2012 – 2015 yılları arasında müvekkilinin muhasebe bölümünde çalıştığını, davalı …’ın .. ve … Metal ticari ünvanını kullanmakta olan şahıs firmasının sahibi, müvekkili firmanın eski tedarikçisi olduğunu, …’ın …. ticari ünvanını kullanmakta olan …’ın gayriresmi ortağı olduğunu, davalılar arasında organik bağ bulunduğunu, davalının müvekkili yanında çalıştığı dönemde müşteri bilgilerine, ürün-fiyat bilgilerine, üretim tekniklerine, ticari sırlarına vakıf olduğunu, taraflar arasında imzalanan 07/12/2012 tarihli iş sözleşmesinin, sır saklama yükümlülüğü başlıklı 14.maddesi gereği cezai şart ödemeyi kabul ettiğini, çalıştığı dönemde davalı …’a işlerin takibi nedeniyle vekil olarak tayin edildiğini, vekalet ilişkisi nedeniyle ticari bilgi ve sırların kendisine tevdi edildiğini, …’nın, Umreye gideceği bahanesiyle izin isteyip uzun süre gelmemesi nedeniyle arandığını, şirketteki pozisyonunun verdiği rahatlıkla müvekkilinin mali müşavirinin yanında çalışan ve samimi olduğu kişileri arayarak kendisinin sigorta çıkışını şirketten gizli şekilde gerçekleştirdiğini, …’ın bilgisayarı incelendiğinde 2015 yılı itibariyle müvekkiline ait ticari sır niteliğindeki tasarım görselleri, teknik çizimler ve bilgiler, müşteri iletişim bilgileri gibi ticari bilgileri yanında götürdüğünün anlaşıldığını, kısa bir süre sonra müşteriler tarafından müvekkilinin aranarak …’ın kendileri ile iletişime geçip, müvekkilinin fiyatlarının altında fiyat teklifi vererek haksız rekabet yaptığının öğrenildiğini, davalının bu eylemleri sebebiyle zarara ve itibar kaybına uğranıldığını, davalıların el birliği içerisinde müvekkilinin TPE’nin tescil ve koruması altında bulunan endüstriyel tasarımlarını izin ve rıza olmaksızın kendi kataloğuna koyup, ticari biçimde kullandıklarını, müvekkiline ait tasarımları, teknik çizim, tablo ve görselleri bire bir kullanarak katalog ve internet sitesi hazırladıklarını ve “asilfan.com” internet sitesinde kendilerine aitmiş gibi teşhir edip, haksız rekabet ettiklerini, açıklanan nedenlerle haksız rekabetin meni ve haksız rekabette kullanılan internet sitesi içeriklerinin kaldırılması, malların imhası ve ilanının talep edildiğini, TTK 54. ve devamı hükümlerinden dolayı müvekkilinin uğramış olduğu zarar ve ziyanının giderilmesi, şimdilik 10.000,00 TL maddi tazminatın davalılardan tahsilini ve 50.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğunu, Küçükçekmece Mahkemeleri’nin yetkili olduğunu, …’ın SGK’lı bir işçi olup, şirkette herhangi bir ortaklığının bulunmadığını, 07/10/2016 tarihinde …’ın, diğer davalı olan …’ın firması ….’da işe başladığını, davacının iddialarının iftira olup, asılsız olduğunu, …’ın işçilik alacaklarının tahsili için iş mahkemesinde dava açtığını, …’ın teknik çizimlere ulaşmasının mümkün olmayıp, bu sırları kullanmasınında mümkün olmadığını, davanın dayanağı olarak gösterilen Fikri Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nde alınan değişik iş dosyasına itiraz ettiklerini, davalı … yönünden işlerinin faaliyet alanının %99’undan fazlasının döküm nedenine dayalı ticaretten kaynaklandığını, …’ın SGK’lı muhasebeci olarak işe alındığını, davaya konu nedenlerle davacının doğmuş bir zararı olmadığını, davacının zararını ispat etmesi gerektiğini, zamanaşımı itirazında bulunduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
Mahkememiz dosyası ile birleşen Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyası yönünden;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının 2012-2015 yılları arasında şirketin muhasebe bölümünde görev yaptığını, iş akdini mevcut konumundan yararlanarak haksız şekilde sonlandırdığını, … isimli şahısla gayri resmi ortaklık kurarak …. ve …. Metal ticari ünvanı altında iş yaptığını, …. Metal’in şirketin eski tedarikçisi olduğunu, davalının … ticari ünvanı kullanmakta olan …’ın gayri resmi ortağı olduğunu ve müvekkili şirkette çalıştığı dönemde şirketin müşteri bilgileri, ürün fiyat bilgileri, üretim teknikleri, know-how’larına ve ticari sırlarına vakıf olduğunu, işi gereği müvekkili şirketin müşterileri ile birebir muhattap olduğu, 2015 yılında umreye gideceği bahanesiyle izin istediği, talebinin uygun görüldüğü ancak ardından uzun süre işyerine gelmemesi üzerine kendisine ulaşmak isteyen müvekkilinin telefonlarını açmadığı, davalının vekalet ilişkisinden ve şirketteki pozisyonunun verdiği rahatlıktan faydalanarak müvekkili şirketin mali müşavirinin yanında çalışan samimi oldukları kişileri arayarak sigorta çıkışını şirketten gizli şekilde gerçekleştirdiğini, işten ayrılmasından kısa bir süre sonra müşterilerin şirket yetkililerini arayarak davalının kendileri ile irtibata geçip müvekkili şirketin ürettiği tipte fanlar için fiyat teklifi verdikleri, fiyatların da müvekkili şirketi fiyatlarının altında olduğunu bildirdikleri, davalının bu eylemleri ile sürekli zarara ve itibar kaybına uğrayan şirketin davalının … ticari ünvanını kullanarak gerçekleştirdiği eylemleri mercek altına aldığı, davalının müvekkiline ait TPE nezdinde tescil ve koruma altına almış bulunduğu endüstriyel tasarımları müvekkilinin izin ve rızası olmaksızın kendi kataloguna koyup ticari biçimde kullandığı, davalının haksız rekabet ve tasarım tecavüzü eylemlerinin açıkca anlaşıldığı, davalının işe alınırken kendisine görevlerinden dolayı verilen ticari sırları paylaşması kaçınılmaz olduğu bu nedenle taraflar arasında 07/12/2012 tarihli imzalanan iş sözleşmesinin 14. maddesinde sır saklama yükümlülüğü verildiği, davalının bu nedenle tazminat ve cezai şarttan dolayı sorumlu olduğunu, cezai şarttan dolayı maddi tazminat talep ettikleri, HMK ve Borçlar Kanunu’nun 446/2 maddesi gereğince yasağa aykırı davranışa son verilmesi, iş akdinin 14. maddesi gereğince 10.000 Euro cezai şartın faizleriyle tahsili ve davalının haksız rekabet eylemlerinin mennine karar verilmesine talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesi ve eklerinin taraflarına tebliğ edilemediğini, görev itirazlarının bulunduğunu, huzurda görülen davada asliye hukuk mahkemelerinin görevli olduğunu, yetki itirazlarının da bulunduğunu, yetkili mahkemenin Küçükçekmece Mahkemeleri olduğunu, huzurda görülen davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddinini gerektiğini, müvekkilinin SGK’lı bir işçi olduğunu, herhangi bir şirkette ortaklığının bulunmadığın, müvekkilinin tasarım görsellerine, tablo ve teknik çizimlere uluşmasının mümkün olmadığını, bu sırları kullanmasının da mümkün olmadığını, huzurda görülen dava dayanağı olarak gösterilen Bakırköy … Fikri Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin …. D.İş dosyasından alınan bilirkişi raporuna itirazlarının mevcut olduğunu, davaya konu nedenlerle davacının doğmuş hiç bir zararının olmadığını, davacının iddia ettiği zararı ispat etmesi gerektiğini, zamanaşımı itirazlarının bulunduğunu, bu nedenlerle dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine, davanın esasına girilmesi halinde davaya dayanak yapılan sözleşmenin 14.maddesinin müvekkilince imzalanmamış olduğunu, davaya konu cezai şart hükmünü davacı tarafın sonradan metne dahil ettiğini, davacının tüm iddialarının müvekkiline olan husumetinden kaynaklandığını, doğmuş hiç bir zararının bulunmadığını, davanın esas yönünden reddine, tüm yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davacı üzerinde bıraklımasına karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, haksız rekabetin meni ve maddi manevi tazminat; birleşen davanın ise, cezai şart alacağı istemlerine ilişkindir.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış, Bakırköy … Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin … değişik iş sayılı dosyası dosyamız içerisine celbedilmiş ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
25/03/2019 tarihli bilirkişi raporuna yapılan itirazlar değerlendirilerek teknik bilirkişi olarak endüstri mühendisi bilirkişi eklenmek suretiyle tekrardan rapor aldırılmış ve sunulan 19/02/2020 tarihli heyet raporu mahkememiz ve istinaf denetimine elverişli olup, yeterli teknik incelemeyi içerdiğinden rapora yapılan itirazların reddine karar verilmiştir.
Her ne kadar raporlar arasında çelişki olduğundan bahisle itiraz edilmiş ise de; uzmanlık konusu nedeniyle heyete eklenen endüstri mühendisi bilirkişinin teknik incelemeleri doğrultusunda yeni bir rapor oluşturulmuş olup, daha önceki heyette görevli bilirkişilerin uzmanlık alanları dikkate alındığında, bu husus çelişki olarak değerlendirilmemiş, aksine ikinci raporda da, ilk rapordaki tespitlerden uzmanlık alanlarına göre faydalanılmıştır.
Kaldı ki, ilk raporda endüstri ürünleri tasarımcısı üye heyette bulunmadığından ürünün harcı alem olup olmadığı hususunda görüş belirtilmesinin mümkün olmadığı bildirilmiş, web sitesindeki basımın dosyadaki kataloğun aynısı olduğu hususu her iki raporda da tespit edilmiştir.
Davalı tarafça görev ve yetki itirazında bulunulmuş ise de, TTK 4.maddesi dikkate alınarak davalının görev ve yetki itirazları reddedilmiştir. Yine TTK 60.maddesi gereğince davalının zamanaşımı itirazının reddine karar verilmiştir.
Her ne kadar cezai şart istemine ilişkin birleşen dosya yönünden davalı … yönünden açılan işçilik alacağı davası, bekletici mesele yapılmış ise de, alınan bilirkişi raporu ve dosya kapsamı ile … yönünden haksız rekabetin oluşmadığı kanaatine varıldığından bu dosyanın beklenmesinden vazgeçilerek karar verilmiştir.
Davalı …’ın, celbedilen hizmet döküm cetvellerinde davacı işyerinde muhasebe elemanı olarak görev yaptığı, 01/02/2016 tarihinde kod 4 ile çıkışının verildiği ve kod 4’ün “Belirsiz süreli İş sözleşmesinin işveren tarafından haklı sebep bildirilmeden feshi” olarak düzenlendiği, yine davalının 01/09/2016 tarihinde muhasebeci olarak davalı …’ın yanında işe başladığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce aldırılan 25/03/2019 havale tarihli raporda; davalı ve davacı şirketlerin müşterilerinin karşılaştırılması yapılmış ve ortak müşterilere ilişkin bilgiler tablo olarak sunulmuş, yine aynı zamanda müşterilere gerçekleştirilen toplam satış tutarı oranına ilişkinde hesaplamalar yapılarak %2,24 olarak rakam belirtilmiştir.
Şirketin toplam satış hasılatı içindeki payda, %3,10 olarak bildirilmiştir.
Yine aynı raporda, tarafların web sitelerindeki ürünlere ait görseller ve bilgilerin karşılaştırıldığında, davalının görüntülerinin, davacı görüntüleri ve ürün açıklamalarıyla birebir aynı olduğunun tespit edildiği bildirilmiştir.
19/02/2020 tarihli ek raporda; davaya konu, davacı tasarımı fan ile davalı üretimi olan fanın aynı tasarımda olduğu, ancak yapılan araştırmada bu tasarımın davacının buluşu niteliğinde özel bir tasarım olmadığı, 2006 yılı tasarım tescili öncesinde de salyangoz fan kullanımının bilinir olduğu, beraberinde benzeri tasarımdaki salyangoz fan için uluslararası tescillerinde çok daha eski tarihlerde varolduğu, ek olarakda daha eski tarih olan 2003 tarihli benzeri … tasarımının varlığının görülmüş olduğu, ürün ve tasarımların bu şekilde yayımlanarak üretilip, yaygın şekilde 100 yılı aşkın bir süredir kullanılarak kamuya açık ve aleni hale gelmiş olduğunun görüldüğünü, üretim yapma amacı ve bilgi birikimi olan girişimcilerin bu tasarımcılara ulaşmasının mümkün olduğunu, bundan dolayı davaya konu tasarım geçmişten beri kullanılagelen bir tasarım olduğundan kopyalama veya itibas ile tasarım hakkına tecavüzün bulunmamakta olduğuna kanaat edildiğini(ayrıca TPE nezdinde tasarım koruması 03/05/2016 tarihinde yenilenmesi gerekirken, yenilenmemiş ve 03/05/2016 tarihi itibariyle korumasının bitmiş olduğunu), sanayide üretilen ürünün satılacağı müşteri portföyü tespitinde günümüz şartları düşünüldüğünde davalı …’ın davacı işletmeden, davalı işletmeye bilgi birikim taşımasına ihtiyaç olmadığını, tasarımı bilinen piyasada benzerleri geçmişten beri olan bir tasarım olup, bu tarz üretimlerin 1898’den beri patentli olduğu, aynı zamanda patent ve tasarım bilgilerinin web siteleri, kataloglar, piyasada gezen ve kullanımda olan ürünler, müşteriler, satıcılar vb. herşey gerçek ve sanal ortamda mevcut olduğunun bilindiğini, her bilgiye kadar ulaşılabilen günümüz şartlarında dava konusu ürünün kopyalanması iddiası tek kişide biriken bir bilgi kümesinden kaynaklanmadığı kanaatinde olduğunu bildirmiştir.
İncelenen tüm dosya kapsamına, tarafların iddia ve savunmaları, bilirkişi raporu, içeriğine göre; endüstriyel tasarım yönünden tasarım hakkına tecavüz bulunmamakta olup, bilirkişi raporlarında tespit edildiği üzere … Tasarımının daha eski tarih olan 2003 tarihinde benzer bir tasarımının bulunduğu, özgün bir durum olmadığı, tasarımın geçmişten beri kullanılagelen bir tasarım olduğu, tasarım hakkına tecavüzün olmadığı anlaşılmış ise de, katalog ve web tasarım yönünden piyasaya yeni girmiş olan davalı şirketin fazladan emek harcamadan davacıya ait ürün kataloğunu birebir kopyalamak suretiyle kendi sitesinde yayınlaması dürüstlük kuralına aykırı olarak kabul edilmiş ise de, bu eylem davacının eski çalışanı olan …’ın iş sözleşmesinin 14.maddesinde düzenlenen sır saklama yükümlülüğünün ihlal etmek kaydıyla yapıldığı dosya kapsamı ile ispat olunamamıştır. Nitekim bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere web siteleri, kataloglar piyasada gezen ve kullanımda olan ürünler gerçek ve sanal ortamda mevcut olup, günümüz şartlarında bu bilgiye ulaşmak son derece kolay olup, tasarımın kopyalanma iddiası tek kişide biriken bir bilgi kümesinden kaynaklanmadığından, bu eylemden yalnızca işyeri sahibi olan davalı … sorumlu tutulmuştur.
Davalı …, davacı ve diğer davalı işyerlerinde muhasebeci olarak çalışmakta olup, davacı tarafça davalılar arasında ortaklık ve organik bağ olduğu iddiasında bulunulmuş ise de, bu hususta ispatlanamamıştır.
Bu haliyle davalı … yönünden haksız rekabet teşkil eden bir eylem bulunmamakta olup, asıl davada …’a ilişkin talebin reddine karar verilmiş, birleşen dava konusu olan sözleşmeden dolayı cezai şart istemine ilişkin talebin de davacı tarafça sözleşmenin 14.maddesinde düzenlenen sır saklama yükümlülüğünün ihlal edildiği iddiası ispatlanamadığından reddine karar verilmiştir.
Davalı … yönünden ise, davacının kataloglarındaki tasarım, resim ve çizimlerin davalıya ait web sayfasında umuma iletmesi, iktisadi rekabetin iyi niyetli olmayan davranışlarla kötüye kullanımı niteliğinde olduğu anlaşıldığından, davalı …’ın bu eyleminin haksız rekabet oluşturduğunun tespitine karar verilmiş, haksız rekabet nedeniyle talep edilen maddi tazminat yönünden ise tasarımın kopyalanması suretiyle gerçekleşen haksız rekabet eylemi belli bir veriye dayanmayıp, somut zarar hesaplaması mümkün bulunmadığından ilk raporda tespit edilen ortak müşteri oranı (%2 – %3 arasında) ve kataloğun hazırlanması için harcanacak emek göz önünde bulundurularak takdiren 5.000,00 maddi tazminatın kadri marufunda olacağı kanaatine varılmıştır. Tazminat miktarı takdir edilirken ortak müşterilerin tamamının sadece katalog aracılığıyla ürünü edinmedikleri, ancak emek harcanmaksızın kataloğun kopyalanmasının haksız bir eylem olduğu hususu dikkate alınmıştır.
Davalıya ait web sitesindeki katalogların yayından kaldırıldığı anlaşıldığından haksız rekabetin meni yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Davacının manevi tazminat istemi yönünden ise, TBK’nun 58.maddesi uyarınca manevi tazminata karar verilebilmesi için Türk Medeni Kanunu’nun 24.maddesi hükmünde genel olarak açıklanan kişilik haklarına bir saldırı bulunması, hukuka aykırı fiil sonucunda kişilik haklarının zarar görmüş olması zorunludur.
Bu durumda davacının iddia ettiği olayların kişilik hakları, örneğin; hayatını, sağlığını, vücut bütünlüğünü, şeref ve haysiyetini ya da somut olayda iddia edildiği üzere ticari itibarını naslı ihlal ettiğini somut olarak açıklaması ve bu iddialarını ispat etmesi gerekir. (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2014/6575-2014/12690E.K., İstanbul BAM 14. Hukuk Dairesi’nin 2018/1594-2019/1420 E.K.) Somut olayda bu olguların varlığı ispat edilemediğinden koşulları oluşmayan manevi tazminat taleplerinin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
A-Asıl dava yönünden;
1-Davanın kısmen kabulü ile davacının kataloglarındaki tasarım, resim ve çizimlerin davalıya ait web sayfasında umuma iletmeleri, iktisadi rekabetin iyi niyetli olmayan davranışlarla kötüye kullanımı niteliğinde olduğu anlaşıldığından, davalı …’ın bu eyleminin haksız rekabet oluşturduğunun tespitine,
2-Davalıya ait web sitesindeki katalogların yayınının kaldırıldığı anlaşıldığından haksız rekabetin meni yönünden karar verilmesine yer olmadığına,
3-Haksız rekabet nedeniyle takdiren hükmolunan 5.000,00 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalı …’dan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
4-Davacının manevi tazminat talebinin reddine,
5-Davalı … yönünden davanın reddine,
B-Mahkememiz dosyasıyla birleşen Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin .. esas sayılı dosyası yönünden davanın reddine,
Asıl dava yönünden alınması gerekli 341,55 TL harçtan davacı tarafça yatırılan 1.024,65 TL harcın mahsubuyla bakiye 683,10 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Davacı tarafından yapılan 31,40 TL başvurma harcı, 341,55 TL peşin harç olmak üzere toplam 372,95 TL’nin davalı …’dan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı tarafça posta / tebligat / bilirkişi gideri olarak yapılan (ayrıntısı uyapta kayıtlı) 3.495,70 TL yargılama giderinden kabul ve red oranı üzerinden takdiren 291,30 TL yargılama giderinin davalı …’dan alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
Davacının diğer davalı yönünden yaptığı yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
AAÜT hükmolunan maddi tazminat miktarı gereğince hesap edilen 3.400,00 TL ücreti vekaletin davalı …’dan alınarak davacıya verilmesine,
AAÜT’nin 13/3. maddesi ve reddolunan maddi tazminat miktarı gereğince hesap edilen 3.400,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
AAÜT’nin 10/3.maddesi gereğince reddolunan manevi tazminat üzerinden hesap edilen 3.400,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
Davalı tarafça posta / tebligat / bilirkişi gideri olarak yapılan (ayrıntısı uyapta kayıtlı) 1.000,00 TL yargılama giderinden kabul ve red oranı üzerinden takdiren 916,66 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine, bakiye yargılama giderinin davalılar üzerinde bırakılmasına,
Birleşen dosya yönünden alınması gerekli 54,40 TL harçtan davacı tarafça yatırılan 661,76 TL harcın mahsubuyla bakiye 607,36 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
AAÜT gereğince hesap edilen 5.812,50 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak birleşen dosya davalısı …’a verilmesine,
Davalı tarafından yatırılan kullanılmayan gider avanslarının karar kesinleştiğinde istem halinde davalıya iadesine,
Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, 6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345.maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar taraf vekillerinin yüzünde açıkça okunup, usulen anlatıldı. 30/09/2020

Katip …

Hakim …