Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/427 E. 2020/482 K. 17.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/427 Esas
KARAR NO : 2020/482

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/05/2017
KARAR TARİHİ : 17/07/2020
GEREKÇELİ KARAR
YAZILDIĞI TARİH : 28/07/2020
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının, müvekkilinden, yatırılan paranın istendiği an geri çekebileceği garantisi ve yüksek faiz taahhüdü ile 24/09/2000 tarihinde senetleri karşılığında 24.000-DM (12.271 Euro) karşılığı 47.451,95 TL yatırım yaptığını, parayı geri istemesine rağmen alamadığını, müvekkilinin aldatıldığını ve hile ile sözleşmeye sevk edildiğini, davacıya verilen hisse senetlerinin geçersiz olduğunu, müvekkilinin şirket ortağı olmadığını, müvekkilinden tahsil edilen 24.000-DM (12.271-Euro) karşılığı 47.451,95 Tl nin fazlaya dair haklarımız saklı tutulmak kaydıyla ve tahsil tarihinden başlayacak en yüksek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Dosyaya konu alacağın dayanağı olan hamiline hisse senetlerinin aslının ibraz edilmediğini, 3. Kişiye ciro edilmiş olabileceklerini, bu halde dava şartı yokluğundan davanın reddinin gerektiği, aksi halde zamanaşımı sürelerinin dolduğunu, davacının kötü niyetli olduğunu, hisse senedi bedeli olarak talep edilen bedelin güncel olmadığını, faiz talebinin dayanaktan yoksun olduğunu, bu nedenlerle davanın reddini talep etmiştir.
Dava; davalıların var olduğu ileri sürülen haksız ve hukuka aykırı fiilleri sonucu davalı şirkete yatırılan paranın davalılardan tahsiline ilişkin bir tazminat davasıdır.
Tüm dosya kapsamı incelendiğinde; davacı tarafından her ne kadar kendisinin şirket ortağı olmadığından bahisle ödediği bedelin tahsili noktasında mahkememizden alacak talebinde bulunmuşsa da yargılama sırasında 7194 Sayılı Kanunun 41. Maddesi ile davalının şirket ortağı olduğu hususu tartışmasına son verilmiştir.
Mezkur düzenlemeye göre;
25/3/1987 tarihli ve 3332 sayılı Sermaye Piyasasının Teşviki, Sermayenin Tabana Yaygınlaştırılması Ve Ekonomiyi Düzenlemede Alınacak Tedbirler İle 5422 Sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu, 213 Sayılı Vergi Usul Kanunu Ve 3182 Sayılı Bankalar Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
“GEÇİCİ MADDE 4- 31/12/2014 tarihine kadar, pay sahibi sayısı nedeniyle payları halka arz olunmuş sayılan ve payları borsada işlem gören anonim ortaklıklar tarafından doğrudan veya dolaylı olarak nominal ya da primli değer üzerinden pay veya pay adı altında satışı yapılmış olan her türlü araç, 6/12/2012 tarihli ve 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanununun kaydileştirmeye ilişkin şartlarına tabi olmaksızın 29/6/1956 tarihli ve 6762 sayılı mülga Türk Ticaret Kanunu ile 13/1/2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında pay addolunur, bu ortaklıklara yapılan ödemeler pay karşılığı yapılmış kabul edilir ve ortaklık ilişkisi kurulmuş sayılır. Bu payların kaydileştirilmemiş olması ortaklık haklarına halel getirmeyeceği gibi ortaklık ilişkisinin kurulmadığı da iddia edilemez.
Birinci fıkra kapsamında kurulmuş olan ortaklık ilişkileri hakkında; geçerli bir ortaklık ilişkisi bulunmadığı veya primli pay satışı yapıldığı ileri sürülerek sebepsiz zenginleşme, haksız fiil, sözleşme öncesi görüşmelere aykırılık veya sözleşmeye aykırılık nedenlerine dayalı olarak açılan ve kanun yolu incelemesindekiler dahil görülmekte olan menfi tespit, tazminat veya alacak davalarında, karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilir ve yargılama gideri ile maktu vekalet ücreti ortaklık üzerinde bırakılır.”
Dolayısıyla söz konusu düzenleme dikkate alındığında davacının davalı şirkette ortak olduğu ve bu haliyle geçerli bir ortaklık ilişkisi bulunmadığı iddiasının dikkate alınamayacağı gözetilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-7194 sayılı kanunun 41.maddesine eklenen geçici 4.maddesi uyarınca davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
2-Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 54,40 TL harcın, peşin yatırılan 810,37 TL harçtan mahsubu ile, kalan 755,97 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yatırılan 31,40 TL başvurma harcı ile, peşin harçtan mahsup edilen 54,40 TL harç olmak üzere toplam 85,80 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından sarf edilen ayrıntısı Uyapta kayıtlı 182,50 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca tayin ve takdir olunan 3.400 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısım olur ise HMK 333. Maddesi gereği karar kesinleştiğinde ilgili tarafa talep halinde iadesine,
Dair, 6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345.maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar davacı ve davalı vekillerinin yüzüne karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı.17/07/2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır