Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/315 E. 2018/932 K. 15.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
BAKIRKÖY
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/315
KARAR NO : 2018/932

DAVA : İtirazın İptali (Taşınmaz Kira Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 31/03/2017
KARAR TARİHİ : 15/10/2018
KARARIN YAZIM TARİHİ : 14/11/2018
Yukarıda isim ve adresleri yazılı taraflar arasında mahkememizde görülen davanın açık yargılaması ve dosyanın tetkiki sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili özetle; alacağın muaccel olduğu ve tahsili için İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün …. esas sayılı dosyasından yapılan takibe yetki itirazı nedeniyle bu kez Büyükçekmece …. Müdürlüğünün …. esas sayılı dosyasından ilamsız İcra takibine devam edildiği, davalı/borçlu borca itirazı ile takibin durduğu, takibe konu 51.870.40 TL.nin tarafların ticari defter ve kayıtlarında fatura ve belgelerden kaynaklı olduğu, takibe konu alacak davalının da ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, bu nedenle alacağın likit olduğu ve davalı aleyhine % 20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiğini takibin 51,870,40 TL üzerinden devamını talep edildiği anlaşılmaktadır.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Davacı taraf müvekkili şirkete Ayıplı …. sattığı, kullanılmaya başladığı tarihten itibaren birçok kere arızalanan vinç müvekkilinin işlerinin aksamasına ve zarar etmesine sebep olduğu, garanti kapsamında olmasına rağmen ayıplı …. için Müvekkili şirketçe talep edilen servis bakımının davacı tarafça ücretlendirildiği, davacının bu tutumunun ticari kaidelere aykırı olduğu gibi yasalara da aykırı ve kötü niyetli olduğu, müvekkile satılan ayıplı vinçin, çok kısa aralıklarla dört defadan fazla arıza yaptığı, yapılan işin mahiyeti ve satışa konu vinçin ebatları nedeniyle bakım ve onarımın vincin kurulu bulunduğu müvekkili şirket fabrikasında yapılması gerektiği, ayıplı vinç yenisiyle ikame edilmediği, müvekkili şirketin işlerinin aksamasına ve zarar etmesine yol açtığı, davacının icra takibine konu ettiği alacak esasen ücretsiz olarak sağlanması gereken bakım/onarım hizmetlerini kötü niyetli olarak ücretiendirmesinden kaynaklandığı,
Davacı taraf kötü niyetli olduğu, vinç satışını ayrı bir şirket, servis bakımını ise ayrı bir şirket üzerinden faturalandırarak sanki iki ayrı farklı iş yapılmış gibi müvekkili şirketten haksız talepte bulunduğu, vinç Satışını yapan …. A.Ş. Servis Bakımım yapan ise…. Ltd. Şti. olarak görüldüğü, her iki şirketin aynı şahsa ait olduğu, ayıplı Vinç satışından dolayı uğranılan, zarara ilişkin dava haklarının saklı tutulduğu, izah edilen nedenlerle, haksız ve kötü niyetli açılan davanın reddi ile takibin iptaline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesi talep ettiği anlaşılmaktadır.
Davacı vekili cevaba cevap dilekçesinde özetle: Davalı şirketin müvekkilden satın almış olduğu Vinç için ayıplı olduğu iddiasının doğru olmadığı gibi bu iddianın dava ile ilgisinin bulunmadığı, taraflar arasındaki borç/alacak ilişkisinin araştırılmasında yasalardaki ayıp ihbar ve sürelerine riayet etmeden borcu ödemeyerek aleyhe yapılan icra takibi olmasından sonra bu iddiada bulunmasının hukuken mümkün olmadığı, bu anlamda davalı şirketin satın almış olduğu vinç için ayıp söz konusu olmadığı gibi ayıp ihbarı TTK. 23 Md. göre süresinde de olmadığı, ayıp ihbarının dinlenilmesinin imkansız olduğu, davalının cevap dilekçesindeki diğer iddiaların hukuki değerde olmadığı ve Kabul edilmediği, davanın haklılığının tarafların ticari defterlerinin incelenmesi ile anlaşılacağı, Açıklamalar ile haklı davanın kabulüne karar verilmesi talep edilmiştir.
Davacı vekili tarafından 23/03/2018 havale tarihli dilekçe ile beyan dilekçesi sunulmuş olduğu görülmüştür.
Dosyada inceleme yapılabilmesi için dosyanın bilirkişi heyetine tevdi edildiği raporun neticesinde davacının davalıdan dava tarihi itibari ile aralarındaki akdi ilişkiden kaynaklanan 51.871,40 TL cari hesap alacağı bulunduğu, davacı davalıyı takip tarihinden önce bir temerrüt ihtarnamesi ile temerrüde düşürmediği için işlemiş temerrüd faizi alacağı olmadığı davacı alacağının dava tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte tahsili gerektiğine yönelik hesaplama bilirkişi heyet raporu sonucunda mahkemenin takdirine sunulmuştur.
Davacı vekilinin 31/08/2018 tarihli taraflar arasındaki sulh sözleşmesi kaynaklı olarak davadan vazgeçtiği ve konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesini talep ettiği, davalı vekilinin 12/10/2018 tarihli davacı şirket ile sulh olduğuna dair beyanı ile karşılıklı olarak masraf ve vekalet ücreti talebinden sulh sözleşmesi kapsamında feragat ettiği tespit olunmuştur. 15/10/2018 tarihli 5 nolu celsede davacı vekilinin sulh sözleşmesi protokolünün aslını mahkememize sunduğu mahkememizce incelenip kendisine iade edildiği, beyanında davalı ile sulh olduklarını karşılıklı vekalet ücreti ve masraf taleplerinin bulunmadıkları dosya içeriğinden anlaşılmaktadır.
HMK. 313 gereği sulh görülmekte olan bir davada tarafların aralarındaki uyuşmazlığın kısmen veya tamamen sona erdirmek amacıyla mahkeme huzurunda yapmış oldukları bir sözleşmedir, dava konusunun dışında kalan hususlarda sulhun kapsamına dahil edilebilir. HMK 315 gereği sulh ilgili bulunduğu davayı sona erdirir ve kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. Mahkememizce karar duruşmasında istinaf yolu açık olarak karar verilmiş olsada mahkememizce sehven yapılmış bir hata olduğu anlaşılmaktadır. Mahkeme taraflar sulhe göre karar verilmesini isterlerse sulh sözleşmesine göre; sulhe göre karar verilmesini istemezler ise karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilir. Hükmü gereği aşağıdaki şekilde hüküm verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın tarafların HMK. 313. gereği sulh yapmış oldukları anlaşıldığından dava konusu hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 35,90 TL harçtan peşin alınan 885,82 TL harcın mahsubu ile bakiye 849,92 TL harcın hükmün kesinleşmesine müteakiben ve istem halinde davacıya iadesine,
3-Talep edilmediğinden vekalet ücreti ve yargılama gideri konusunda karar verilmesine yer olmadığına,
4-HMK’nun 333. maddesi uyarınca yatırılan avanstan kullanılmayan gider avansının (iş bu kararın tebliğ gideri avanstan karşılanmak ve bu gider mahsup edilmek kaydıyla) kararın kesinleşmesinden sonra resen davacıya iadesine,
5-HMK’nun 333. maddesi uyarınca davalı tarafından yatırılan avanstan kullanılmayan bakiye avansın kararın kesinleşmesinden sonra resen davalıya iadesine,
Dair, 6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345. maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekilinin yüzüne davalı vekilinin yokluğunda açıkça okunup, usulen anlatıldı. 15/10/2018

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır