Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/244 E. 2020/295 K. 05.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/244
KARAR NO : 2020/295

DAVA : İpotek (Tescil İstemli), İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan), Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/03/2017
KARAR TARİHİ : 05/03/2020
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 20/03/2020
Yukarıda isim ve adresleri yazılı taraflar arasında mahkememizde görülen davanın açık yargılaması ve dosyanın tetkiki sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: davacı vekili özetle; müvekkili ile …arasında İstanbul ili, ….. ilçesi, ….. Mah. …. ada,…… parselde bulunan inşaat için 02/05/2016 imza tarihli Cephe Uygulamaları Malzemeli İşçilik Yapılması İş Sözleşmesi akdedildiğini, müvekkili şirketin, sözleşme ile üstlenmiş olduğu taahhütleri belirlenen sürelerde ve şartlarda ifa ederek projeyi teslim aşamasına geldiğini, ancak ….. Yapı’nın projede eksiklikler olduğu iddiası ile projeyi teslim almadığı gibi müvekkili şirketin hak ediş bedellerini de ödemediğini, bunun üzerine ….. Sulh Hukuk Mahkemesinin ….. D.İş sayılı dosyasından delil tespiti istendiğini, akabinde alınan bilirkişi raporunda projenin %98 oranında bitirildiği, kalan %2’lik kısmın ise davalı …’nın projede yaptığı değişiklikler sebebiyle hazır edilemediğinin ifade edildiğini, yaşanan sürecin üzerine müvekkili şirket tarafından 06/02/2017 tarih ve ….. sıra numaralı fatura kesildiğini ancak bakiye kalan 2.023.340,00 TL’lik kısım için davalı …’nın müvekkiline ödeme yapmayacağının bildirildiğini, taraflar arasında defalarca sulh görüşmeleri yapılmasına rağmen davalı … Yapının ödeme yapma noktasında direndiğini ve netice itibari ile hiçbir ödeme yapmayacağını ifade ettiğini, yapılan araştırmalar neticesinde davalı şirket ….. Yapının diğer davalı İdeal Yapı adına dava konusu inşaatı yapmakta olduğu ve bu iki şirketin de ortaklarının aynı kişiler olduğu bilgisine ulaşıldığı, adına herhangi bir gayrimenkul ya da nakdi kaynak bulunmayan davalı … Yapının, müvekkili şirketin yasal takibe geçse dahi tahsil kabiliyeti olmadığından ve müvekkili şirket ile esas iş sahibi olan İdeal Yapı arasında da herhangi bir sözleşme bulunmadığından müvekkili şirketi zarara uğratmak kastı ile ödeme yapmaktan imtina ettiğini, ….. Yapının, alacaklıların alacağını tahsil edemeyeceği şekilde kurulduğunu, ….. Yapının yüklenicisi olduğunu, bu nedenle işbu dava ile öncelikle müvekkili şirketin davalı … Yapıdan olan alacağının tahsilinin talep edildiğini, müvekkili şirket ile davalı … arasında yapılan sözleşmenin 1.006.582,80 USD + KDV üzerinden imzalandığını, sözleşme başlangıcında ve inşaat devamında çeşitli tarihlerde davalı tarafından toplamda 1.945,841 TL ödeme yapıldığını, hesap ekstresinden de anlaşılacağı üzere davalı …’nın 2.023.340,00 TL borcu bulunduğunu, davalının bu borcu ödemediği gibi borcun ödeneceğine dair müvekkiline garanti de göstermediğini, 4721 sayılı Medeni Kanunu’nun 893. Maddesinin 3. Fıkrasında düzenlenen hüküm ile bir taşınmaz üzerinde yapılan kalıcı nitelikteki bir yapıya malzeme ve emek vererek veya sadece emek vererek katkıda bulunan, bu suretle taşınmaz malikinin malvarlığında değer artışı sağlayan yapı alacaklılarına kanuni ipotek hakkı tanındığını, bu nedenlerle öncelikle ihtiyati tedbir talebinin kabulü ile İstanbul ili, ….. ilçesi, ….. Mah. ….. ada, ….. parselde bulunan taşınmaz üzerindeki kat maliklerinin tapularına, TMK 1011 uyarınca alacak miktarı kadar geçici ipotek şerhi’nin işlenmesine, bu talebin kabul görmez ise taşınmaza davalıdır kaydı düşülmesine, davanın kabulü ile fazlaya dair talep ve dava hakkı saklı kalmak kaydıyla 2.023.340,00 TL’nin 1 nolu davalı yönünden alacak miktarının tamamından, diğer davalılar yönünden tapudaki hisseleri oranında, dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen alınarak müvekkili şirkete verilmesine, hükümle birlikte dava konusu taşınmazlar üzerine TMK 893 uyarınca alacak miktarı kadar kanuni ipotek şerhinin tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı … 04/05/2017 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; Kat maliki olarak davacının iddia ettiği hususların tamamen haksız ve hukuka aykırı olduğunu, hiçbirini kabul etmediğini, 02.05.2016 tarihli sözleşmenin tarafı olmadığını, sözleşmesel ilişkiden kaynaklanan borçtan/alacaktan sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını, uyuşmazlık konusu olan 02.05.2016 tarihli sözleşmenin tarafı olmadığımdan bu sözleşmeden kaynaklanan taleplerin tarafına yönlendirilemeyeceğini, sözleşmeden kaynaklanan borçtan sorumlu tutulmanın hukuken mümkün olmadığını, bu nedenle davanın kat malikleri olarak husumet yokluğu nedeniyle huzurdaki davanın reddi gerektiğini, kat malikleri olarak davacının alacağın kaynağı olarak gösterdiği sözleşmenin tarafı olmadığını, söz konusu sözleşmenin tarafı olmadığımdan diğer davalı ….. ile davacı arasında yaşanan husumetlerden ve işin ifası konusundaki anlaşmazlıklardan haberdar bulunmadığını, taşeron olan davacı şirketin sözleşme ile yapımını üstlendiği ….. PROJESİ kapsamındaki tüm sinterflex kaplama cephe, kompozit levha, kompakt laminant kaplama, cam dahil ısı yalıtımlı alüminyum doğrama, alüminyum yatay kutu ile güneş kırıcı teşkili yapım işlerinin projesine ve genel yapım tekniklerine uygun olarak yapılması işini gereği gibi sözleşmeye uygun olarak yapmadığı bilgisine ulaştığını, davacı şirketin yapmış olduğu işin ayıplı, eksik ve hatalı olduğunun öğrenildiğini, davacı şirketin söz konusu ayıp, eksik ve hataları gidermeksizin işi tamamlamadan şantiye alanını terk ettiğini, diğer davalı …… den alınan bilgiler doğrultusunda kat maliki olarak kendisinin de şantiye alanını ziyaret ettiğinde söz konusu eksik ve ayıpları ayrıca davacı şirketin işi bitirmeksizin inşaat alanını terk ettiğini gördüğünü ve tespit ettiğini, zaten diğer davalı ……. tarafından davacının işi gereği gibi yapmadığından dolayı, yapılan işteki eksik ve ayıpların tespitine dair 16.01.2017 tarihinde …..Sulh Hukuk Mahkemesi …..D.iş sayılı dosyasıyla tespit davası açtığını öğrendiğini, bu dava kapsamında bilirkişiden alınan 23.02.2017 tarihli rapora göre davacı tarafından yapılan işlerdeki hasar, bozukluk, eksiklik ve ayıpların giderilmesi için toplam 62.000,00-TL giderim bedeli ve dış kaplamada mevcut olan ayıp, eksiklik ve hasarlar için 77.104,24-TL nefaset kesilmesinin uygun olacağının tespitinin yapıldığını, tespit davası sonucunda alınan rapora göre eksiklik ve ayıpların giderilmesi için sözleşmenin tarafı olan diğer davalı …….’nin davacı şirket ile yapmış olduğu görüşmelerin sonuç vermediğini ve davacının işi tamamlayıp eksik ve ayıpları gidermediğini, görüldüğü üzere davacının işi gereği gibi yapmadığı hususunun bilirkişi raporuyla da sabit olduğunu, davacının işini sözleşmede belirtilen şekilde yapmadığından ücrete hak kazanmadığını, bu yönüyle huzurdaki davanın esas yönünden de reddedilmesi gerektiğini, davacının, maliki bulunduğu bağımsız bölüm hakkında kanuni ipotek kurulması ve tescili talebinin tamamen kötü niyetli ve hukuka aykırı olduğunu, yapı alacağı ipoteğinin tescili, işlerin “fiilen” bittiği tarihi izleyen günden başlayarak üç ay içinde istenmesi gerektiği, bu sürenin hak düşürücü süre olduğunu, anılan maddeye göre kanundan doğan yapı alacağı ipoteğinin tescilinin istenmesinin ilk şartı işin tamamlanmış olması olduğu, davacı tarafından yapılan isteki eksik, hata ve ayıpların ….. .Sulh Hukuk Mahkemesi ….. D.İŞ sayılı dosyası kapsamında alınan bilirkişi raporunda tek tek belirtilerek fotoğraflarla belgelenmiş olduğunu, işin bitirilmediğinin bu raporla kesin olarak belirlendiğini, bu nedenlerle davacı şirketin işi gereği gibi yapmadığından ve ifa ettiği kadarıyla da eksik, hatalı ve ayıplı iş yaptığından davacı şirketin işi bitirmiş olduğunun söylenemeyeceği, bu itibarla davacı şirketin yapı alacağı ipoteği tesis edilmesini isteme hakkının kesinlikle olmadığını, bu yönüyle şartları oluşmadığından davacının kanuni ipotek hakkın tescil edilmesi yönündeki taleplerinin reddi gerektiği, sonuç olarak kat maliki olarak uyuşmazlığın kaynağı olarak gösterilen sözleşmenin tarafı olmadığından bu sözleşmeden kaynaklanan bir uyuşmazlığın kendisine yöneltilemeyecek olması nedeniyle öncelikle husumet yokluğundan davanın usulden reddedilmesine,

Usulden reddi mümkün olmadığı hallerde ise diğer davalı …… den aldığı bilgiler doğrultusunda davacı işini gereği gibi, sözleşmeye ve projeye uygun olarak eksiksiz ve ayıpsız bir şekilde tamamlamadığından, söz konusu eksiklik, ayıp ve hatalar bilirkişi raporuyla da tespit edildiğinden davacı sözleşme ile üstlendiği işi yerine getirmemiş ve ücrete hak kazanamamış olup bu nedenle de davanın esastan reddini talep etmiştir.
Davalı … ve … vekilinin 03/05/2017 tarihli cevap dilekçesinde özetle;
Davacının davasının ve iddialarının kabulü anlamına gelmemek kaydı ile, iş bu davada müvekkillerine husumet yöneltilmesinin hukuken mümkün olmadığını, müvekkillerinin huzurdaki davada taraf sıfatının olmadığını, iş bu dava, davacı şirket ile davalı … AŞ. arasındaki 02.05.2016 tarihli Cephe Uygulamaları Malzemeli İşçilik Yapılması İş Sözleşmesi’nden doğan ihtilaftan kaynaklandığını, müvekkillerden …, İstanbul, ….., ada…. parselde kayıtlı taşınmazda ,,,,,,. kat …. nolu bağımsız bölümün, … ise ….. kat ……. nolu bağımsız bölümlerin malikleri olduğunu, müvekkillerinden …’ün taşınmazı …… Otelcilik Sağlık Hiz. Gıda Otomotiv Ve Turizm Tic. Ltd.Şti.’den 27.01.2017 tarihinde satın aldığını, müvekkili …’ün davalı … Turzim Ve Yapı AŞ ve…..Mühendislik Tic.Ltd.Şti. ile akdettiği herhangi bir sözleşmesi dahi olmadığını, her iki müvekkilinin, davacı şirket ile davalı … AŞ arasındaki sözleşmenin tarafı olmadığını, hukuken sözleşmeden doğan hak ve borçlar sözleşmenin tarafları açısından bağlayıcı olup sözleşmenin tarafları açısından sonuç doğurduğunu, her iki müvekkilininde davacı şirket ve/veya davalı … AŞ ile akdettikleri herhangi bir sözleşme olmadığını, müvekkillerinin 02.05.2016 tarihli sözleşmenin tarafı olmadığından iş bu sözleşmeden kaynaklandığı iddia olunan borçtan sorumlu tutulmalarının hukuken mümkün olmadığını, belirtilen nedenlerle, müvekkilleri yönünden davanın husumetten reddine karar verilmesini talep ettiğini, davacı tarafın iddia ve taleplerinin kabulü anlamına gelmemek kaydı ile, dava dilekçesi ile talep edilen ipotek ve ihtiyati tedbir taleplerinin haksız, dayanaksız ve hukuka aykırı olup reddi gerektiğini, müvekkillerinin dava konusu ihtilafın kaynaklandığı sözleşmeye taraf olmadığını, davacı tarafın iddia ettiği 2.023.340,00-TL alacağın muhatabının müvekkilleri olmadığı, TMK md. 895’e göre talep edilen yapı alacaklısı ipoteğinin (inşaatçı ipoteği) şartlarının dava konusu olay yönünden oluşmadığının dava dilekçesinden de anlaşıldığını, Yargıtay’ın yerleşmiş içtihatlarına göre yapı alacaklısı ipoteğinin tesisi için; yapı alacağının mevcut olması, alacağın çekişmeli olmaması, malik tarafından yeterli güvencenin gösterilmemiş olması, yüklenilen işin tamamlanmasından itibaren 3 ay içinde tescil talebinde bulunulması gerektiği, yasa maddesinde açıkça ifade edildiği üzere, davacı tarafından talep edilen ipoteğin sözleşme ile yüklenilen işin fiilen tamamlanmasından itibaren hak düşürücü 3 aylık süre içinde ipotek tescili talebinde bulunulması gerektiği, dava dilekçesinden ve arsa payı karşılığı kat karşılığı inşaat sözleşmesini üstlenen İdeal Yapı …Ltd.Şti ile sözleşmenin tarafı ….. Turizm Ve Yapı..AŞ’den edinilen bilgiye göre davacı tarafın üstlendiği işi 02.05.2016 tarihli Cephe Uygulamaları Malzemeli İşçilik Yapılması sözleşme şartlarına uygun tamamlamadığı, alacağın çekişmeli olduğu bilgisine ulaşıldığı, gelinen bu aşamada, davacının ipotek tesisi taleplerinin şartlarının oluşmadığının açıkça görüldüğü, davacının ihtiyati tedbir talebinin ve bağımsız bölümler üzerine davalıdır şerhinin işlenmesinin tamamen haksız ve kötüniyetli olduğu, dava konusu var olduğu iddia olunan alacağın mevcut olup olmadığı yargılamayı gerektirdiğinden, deliller toplanmadan ihtiyati tedbir kararı verilmeyeceğinin izahtan vareste olduğu, ayrıca, düzenleme şeklinde kat karşılığı satış vaadi ve inşaat sözleşmesine göre inşaatın yüklenicisi davalı…..Mühendislik Tic. Ltd.Şti. adına kayıtlı birçok daire bulunduğu, bu dairelerin piyasa rayiç değerleri davacının alacağı olduğunu iddia ettiği rakamın çok üstünde olduğu, davacı tarafın tedbir talebinin kabulü anlamına gelmemek kaydı ile, her ne kadar ipotek ve tedbir talepleri reddedilmiş ise de, sayın mahkemenin aksi kanaatte olması halinde dahi iddia olunan alacak miktarı ile ipotek/ihtiyati tedbirin orantılı olması gerektiği, hakkaniyet gereği davacının bu husustaki taleplerini davalı ….. Yapı..Ltd.Şti. ile ….. Turizm Ve Yapı AŞ’nin malik olduğu taşınmazlara yöneltmesi gerektiği, davacının her bir bağımsız bölüm malikinin taşınmazının üzerine ipotek veya ihtiyati tedbir veya davalıdır şerhi tesisi talebi kötüniyetli olup, müvekkillerin mülkiyet hakkını kısıtlamaya yönelik olduğu, müvekkillerinden … davalılardan İdeal Yapı .. Ltd.Şti. ile akdettiği kat karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan tüm edimlerini eksiksiz olarak yerine getirdiğini, yine müvekkili …’ün de taşınmazı satın aldığı …… Otelcilik Sağlık Hiz. Gıda Otomotiv Ve Turizm Tic. Ltd.Şti.’ye olan tüm edimlerini eksiksiz yerine getirdiğini, esasen davacı şirketten de iş bu dava ile birlikte haberdar olduklarını, müvekkillerinin davacı şirket ile herhangi bir sözleşmesi, ticari ilişkisi bulunmadığını, müvekkillerinin davacı ile davalı … AŞ arasındaki sözleşmenin tarafı olmadığını, bu nedenle, taraflar arasındaki sözleşmenin şartları ve sözleşmenin ifasında yaşananlar hakkında da bilgi sahibi olmadıklarını, huzurdaki davanın açılması ile müvekkillerinin iş bu ihtilaftan haberdar olduklarını, müvekkillerinin ….. Turizm ve…..şirketlerinden edindiği bilgiye göre davacının üstlenmiş olduğu işi tamamlamadan şantiye alanını terk ettiğini, …… Sulh Hukuk Mahkemesi’nin ….. D.İş. nolu dosyası ile yapılan keşif ile ayıp, eksiklik ve hatalar tespit edildiğini, tespit edilen eksikliklerin davacı şirket tarafından giderilmediği bilgisi müvekkillerine…..ve ….. Turizm tarafından verildiğini, davacı tarafın üstlendiği işi gereği gibi yapmadığı ….. Sulh Hukuk Mahkemesinin ….. D.İş nolu dosyasından ve bilirkişi raporundan anlaşıldığını, müvekkillerine ait bağımsız bölümlerin halen teslim edilmediğini, taraflar arasındaki yaşanan ihtilaftan dolayı müvekkillerinin mağdur olduğunu ve mağduriyetlerinin halen devam ettiğini, sözleşme ile üstlendiği işi sözleşme şartlarına uygun bir şekilde yerine getirmeyen davacının ücrete hak kazanmayacağının tartışmasız olduğu, bu nedenlerle davanın öncellikle husumetten reddine, davacı tarafın ipotek ve ihtiyati tedbir taleplerinin reddine, haksız ve mesnetsiz davanın esastan reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar…..Mühendislik … Ltd. Şti., …, …, …, …, … vekilinin 25/04/2017 tarihli cevap dilekçesinde özetle;
02.05.2016 tarihli sözleşmenin tarafı … ile davacı şirket olduğu, müvekkili arsa malikleri sözleşmesel ilişkiden kaynaklanan borçtan/alacaktan sorumlu tutulamayacağını ve arsa maliklerine bu konuda dava açılamayacağını, davacı 13.03.2017 tarihli dava dilekçesinde alacaklı olduğunu iddia ettiği bedelin 02.05.2016 tarihli sözleşmeye dayandığını ve bu sözleşmenin karşı tarafının diğer davalı …… olduğu bilgisine yer verdiğini, bu durumdan anlaşılacağı üzere huzurdaki davanın sözleşmesel bir alacaktan kaynaklandığını, sözleşme ikili bir ilişki olduğundan sözleşmeden doğan hak ve borçların ancak sözleşme taraflarını bağladığını, sözleşmenin tarafı olmayan 3. kişilerin bundan sorumlu tutulamayacağını, huzurdaki dava yönünden müvekkili arsa maliklerinin davacının alacaklı olduğunu iddia ettiği 2.023.340,00-TL bedele dayanak olarak gösterilen 02.05.2016 tarihli sözleşmenin tarafı olmadığından, sözleşmesel ilişkiden kaynaklanan borçtan/alacaktan sorumlu tutulmalarının mümkün olmadığını, bu nedenle davanın müvekkil arsa malikleri yönünden husumet yokluğu nedeniyle huzurdaki davanın reddi gerektiğini, davacının iddia ettiği alacak miktarının 2.023.340,00-TL iken sözleşme konusu işin yapıldığı ve ipotek tescili talep edilen toplam 45 adet dairenin toplam bedelinin yaklaşık 189.000.000,00 TL olduğu, tescil talep edilemeyeceği çünkü yeterli güvencenin olduğu, davacı tarafından dava dilekçesiyle beraber … tarafından inşası gerçekleştirilen ancak daha sonra mülkiyeti kat maliklerine devredilen taşınmazlar hakkında geçici ipotek şerhi işlenmesi ve nihayetinde kesin yapı alacaklısı ipoteği tescil edilmesinin tedbiren davacı tarafça talep edildiğini, davacının talebinin 45 daireyi ve bu dairelerin maliki olan 49 adet davalıyı kapsadığını, davacının alacaklı olduğunu belirttiği miktarın net olarak 2.023.340,00-TL olduğu, davacının ihtiyati tedbiren yapı alacaklısı ipoteği tescili talep ettiği yapımı tamamlanmış 45 dairenin dosyada mübrez eksper şirketinin değerlemesine göre toplam değerinin 189.000.0000.,00TL olduğu, … tarafından ….. Blok ….. Girişi ….. nolu Daire için …. TAŞINMAZ DEĞERLEME VE DANIŞMANLIK A.Ş ye yaptırılan eksper değerleme raporuna göre bir adet taşınmazın değerinin 4.200.000,00TL olup acil satış değeri dahi 3.800.000,00TL olduğu, çok net olarak davacının alacaklı olduğunu iddia ettiği miktarın bir dairenin yarısı kadar olduğu, bir dairenin yarısı kadar bedelden dahi daha az miktarda alacaklı olduğunu iddia eden davacının, 45 daire için ipotek tescil edilmesi talebinin davacının kötü niyetli olduğunun kanıtı olduğu, davacı tarafın bu tedbiri talep etmekteki kötü niyeti açık olup asıl amaç … nın işveren olarak yer aldığı projede işveren şirketi müvekkil arsa malikleri ile karşı karşıya getirmek ve üzerinde baskı kurdurmak olduğu, yapı alacağı ipoteğinin tescili, işlerin “fiilen” bittiği tarihi izleyen günden başlayarak üç ay içinde istenmesi gerektiği, yapı alacağı ipoteğinin tescili, işlerin “fiilen” bittiği tarihi izleyen günden başlayarak üç ay içinde istenmesi gerektiği, bu sürenin hak düşürücü süre olduğu, anılan maddeye göre kanundan doğan yapı alacağı ipoteğinin tescilinin istenmesinin ilk şartı işin tamamlanmış olması gerektiği, huzurdaki davada mübrez ….. .Sulh Hukuk Mahkemesi …… D.iş sayılı dosyası kapsamında alınan bilirkişi raporu tamamen gerçek durumu tüm çıplaklığıyla yansıttığından davacı tarafından yapılan işteki eksik, hata ve ayıpları tek tek belirtilerek fotoğraflarla belgelenmiş olup işin bitirilmediği bilirkişi raporu ile kesin olarak belirlenmiş durumda olduğu, davacı şirketin işi gereği gibi yapmadığından ve ifa ettiği kadarıyla da eksik, hatalı ve ayıplı iş yaptığından davacı şirketin işi bitirmiş olduğunun söylenemeyeceği, bu itibarla davacı şirketin yapı alacağı ipoteği tesis edilmesini isteme hakkının kesinlikle olmadığı, bu yönüyle şartları oluşmadığından davacının kanuni ipotek hakkının tescil edilmesi yönündeki taleplerinin reddedilmesi gerektiği, bu nedenlerle huzurdaki haksız ve kötü niyetli davanın müvekkil kat malikleri yönünden husumet yokluğundan ilk önce usulden reddine, usulden reddedilmemesi halinde esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekilinin 19/04/2017 tarihli cevap dilekçesinde özetle;
müvekkili ile davacı şirket arasında doğrudan hukuki bir münasebet olmadığı gibi, müvekkil malikin davacının alacağı olduğunu iddia ettiği şirket ile dahi hukuki bir ilişkisi bulunmadığını, öncelikle belirtmek gerekir ki, İstanbul ili, Bakırköy ilçesi, ….. Mah., …. ada,…… parselde bulunan taşınmazda bağımsız bölüm sahibi olan malik müvekkil ile davacının alacaklı olduğunu iddia ettiği ….. Turizm’in herhangi bir hukuki münasebeti bulunmadığını, davacı tarafın her ne kadar davalı … ile davalı …… Yapı’nın ortaklarının aynı olduğunu iddia etmekte ve talebini iddia olunan bu ilişkiye bağlamakta ise de, müvekkili malikin herhangi bir hukuki ya da organik ilişki içerisinde olmadığı bir üçüncü kişinin borcundan sorumlu olması ve bu sebeple müvekkilinin mülkiyet hakkının sınırlanmasına yönelik taleplerin kabulünün mümkün olmadığını, bir an için müvekkilinin doğrudan borçlu olduğu iddia edilen şirketle bir hukuki ilişki içerisinde olduğu kabul edilse dahi; müvekkilinin davacı ile arasında herhangi bir borç-alacak ilişkisi olmadığından, bu durumda da müvekkilinin söz konusu davanın tarafı olabilmesinin mümkün olamayacağını, tüm bu sebepler göz önünde bulundurulduğunda, huzurdaki davada özellikle alacak talebi yönünden müvekkiline husumet yöneltilmesi mümkün olmadığından, müvekkili hakkında açılan davanın pasif husumet ehliyetinin yokluğu sebebiyle reddi gerektiği, davacının, dava konusu yapıya yalnızca malzeme temin ettiği dikkate alındığından, yapı ipoteği hakkından yararlanabilmesinin mümkün olmadığını, davacının iddia ettiği alacağın çekişmeli olduğu dava dilekçesi ile de sabit olup, çekişmeli alacaklar için yapı ipoteği tesisinin mümkün olmadığını, yapı ipoteğinden yararlanabilmenin diğer bir şartının, güvence altına alınmak istenen yapı alacağının çekişmeli olmaması olduğu, bağımsız bölüm maliki müvekkili açısından konuya yaklaşacak olur isek de, alacağın malik tarafından kabul edilmiş veya mahkemece karara bağlanmamış olmasının yapı ipoteğinin tesisi için zorunlu olduğu, açıklanan nedenlerle, çekişmeli alacağın varlığı halinde yapı ipoteği tesisi mümkün olmadığından; şartları oluşmayan davanın reddi gerektiği, davacının yükümlendiği işleri yerine getirmediğinden tescil talebinde bulunmasının hukuka aykırı olduğu, bu nedenlerle müvekkilinin huzurdaki davada iddia olunan borcu doğuran hukuki işlemin tarafı olmadığından, müvekkili hakkında açılan alacak ve yapı ipoteği şerhi konulmasına yönelik davanın pasif husumet ehliyetinin yokluğu sebebiyle reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekilinin 24/04/2017 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle;
Davacı taraf dava dilekçesinde diğer davalı ……. ile 02.05.2016 tarihinde Cephe Uygulamaları Malzemeli İşçilik Yapılması iş Sözleşmesi imzaladığını, sözleşme gereğince üzerlerine düşen edimleri yerine getirip projeyi teslim aşamasına getirdiklerini, ancak sözleşme tarafı olan diğer davalı …nin projede eksiklikler olduğunu iddia ederek projeyi teslim almaktan kaçındığını ve gerekli ödemeleri yapmadığını, sözleşme ile kararlaştırılan bedelin kendilerine ödenmediğini, halen 2.023.340,00 TL alacaklı oldukarını iddia ederek sözleşme konusu taşınmaz ve bağımsız bölümler üzerine TMK m.893 gereğince kanuni ipotek tesis edilmesini talep ettiğini, davacı tarafın iddia ettiği hususların tamamen haksız ve hukuka aykırı olduğunu, hiçbirini kabul etmediklerini, huzurdaki davanın reddini talep ettiklerini, müvekkilinin 02.05.2016 tarihli sözleşmenin tarafı olmadığından sözleşmesel ilişkiden kaynaklanan borçtan/alacaktan sorumlu tutulmasının hukuken mümkün olmadığını, bu nedenle huzurdaki davanın husumet yokluğu nedenliyle müvekkili yönünden reddi gerektiği, tespit davası sonucunda alınan rapora göre eksiklik ve ayıpların giderilmesi için sözleşmenin tarafı olan diğer davalı ……nin davacı şirket ile yapmış olduğu görüşmeler sonuç vermemiş ve davacı işi tamamlayıp eksikliği gideremediği, bu nedenlerle müvekkilinin kat maliki olarak uyuşmazlık kaynağı olarak gösterilen sözleşmenin tarafı olmadığından bu sözleşmeden kaynaklanan bir uyuşmazlığın müvekkiline yöneltilmesi mümkün olamayacağından öncelikle husumet yokluğundan davanın usulden reddi, usulen reddi mümkün olmadığı hallerde ise diğer davalı …’dan almış olduğumuz bilgiler doğrultusunda yukarıda arz ve izah edilen nedenlerden davanın esastan reddini, davacı huzurdaki davayı açmakta haklı olmadığından müvekkilinin maliki bulunduğu bağımsız bölüme ipotek tesis edilmesi ve ihtiyati tedbir kararı verilmesinin hakkaniyete ve hukuka aykırı olacağını, bu nedenle bu yöndeki taleplerin de reddini talep etmiştir.
Davalı …… vekilinin 25/04/2017 tarihli cevap dilekçesinde özetle;
Davanın açılmasında hukuki yarar bulunmadığını, işbu dava açılmak suretiyle davacı tarafından, müvekkilinin de malik olduğu taşınmaz üzerine ipotek tesisi işlemi istenmişse de bu durum hukuki yarar şartını sağlamamakta ve hukuki yarar dava şartı olduğu için huzurda görülen bu davanın reddinin gerektiğini, davalılardan ….. Turizm ve Yapı A.Ş, diğer davalılarla yapmış olduğu sözleşmeye göre dava konusu taşınmazdaki birden çok daireyi aldığını ve ….. Turizm ve Yapı A.Ş’ ye ait olan bu dairelerin güncel değeri davacının alacağı olduğunu iddia ettiği rakamın üstünde olup bu alacağı karşılamaya yettiğini, bu anlamda, davacı tarafın taşınmazdaki bütün kat maliklerinin taşınmazları üzerine ayrı ayrı ipotek tesisi kurmakta hukuki yararı bulunmadığını, böyle bir istemin onlarca kişinin mağduriyetine sebebiyet vereceğini ve onlarca insan üzerlerine ipotek tesis edilmiş olan taşınmazlarını satamayacağını, üzerinde tasarrufta bulunamayacağını, bulunmak istese de normal bedelinin çok daha altına satmak durumunda kalacağını, bu anlamda işbu davanın davalısı pozisyonundaki onlarca kişinin mülkiyet hakkının kısıtlanacağını, hukuken davacının yararına olan çözümün, onlarca kişinin mülkiyet hakkını da kısıtlanmaması için, davacının istediği ipoteğin tescilinin sadece müteahhit …ye ait olan ve onun mülkiyetinde bulunan daireler üzerine tesis edilmesi gerektiğini, davacı …,…. Alüminyum Kompozit Market Ltd. Şti. tarafından huzurda açılan dava müvekkilin de bir bölümünün maliki olduğu taşınmaza Türk Medeni Kaanunu’ nun 893. Maddesi gereğince inşaatçi ipoteği tesis edilmesine ilişkin olduğunu, dava kaynağını davacı … ile bir diğer davalı …arasında düzenlenen 02/05/2016 tarihli sözleşmeden aldığını, dava dilekçesinin ekinde bulunan bu sözleşme incelendiğinde sözleşmeyi imzalayan tarafların davacı ….. Kompozit Market Ltd.Şti. ve …olduğunun görüleceğini, bu sözleşmede müvekkili …’nın bir imzası olmadığı için kendisinin bu sözleşmenin tarafı olmadığını ve sözleşmeye aykırılık iddiasıyla hak iddia edilecek merci münhasıran sözleşmeye aykırı davranan olduğunu, müvekkilinin bu sözleşmenin tarafı olmadığı için davacı …,…. Alüminyum Kompozit Market Ltd. Şti ile aralarında hukuki bir husumet bulunmadığını, bu bağlamda husumet itirazında bulunduklarını ve davanın müvekkili açısından reddine dair karar verilmesini talep ettiklerini, müvekkilinin bir diğer davalı ……..’ ye karşı bütün edimlerini ifa ettiğini, davacıya karşı sorumluluğu bulunmadığını, müvekkilinin bir diğer davalı ………’ ye karşı bütün edimlerini ifa ettiğini, davacıya karşı sorumluluğu bulunmadığını, müvekkili tarafından bir diğer davalı ……..’ ye karşı bütün sözleşmesel yükümlülükler ifa edilmiş olup, müvekkilinin davacıya karşı sorumluluğunın ortadan kalktığını, müvekkil ile …arasında yapılan sözleşmenin ve müvekkilinin sözleşmesel edimlerini yerine getirdiğine dair banka dekontlarının olduğunu, davacı yan bir hak iddiasında ise bu talebini sözleşme yaptığı şirkete karşı sunması gerektiği, müvekkilinin edimini ifa ettiği için zarardan sorumlu tutulamayacağını, davacı tarafından üzerine düşen edim tamamlanmamış olduğundan eksik ifanın söz konusu olduğu, edimini eksik olarak ifa eden tarafın, diğer taraftan sözleşmesel alacak hakkı olduğunu iddia edemeyeceğini, müvekkiline hala dairesinin teslim edilmediğini, bu açıdan da müvekkilinin mağduriyetinin devam ettiğini, işbu açılan dava ile; ola ki davanın kabulüne karar verilmesi durumunda müvekkilinin yaşamış olduğu mağduriyetin daha da artacağını ve mülkiyet hakkının da kısıtlanacağını, davacı tarafın işini gereği gibi yapmadığı, dosya kapsamındaki bilirkişi raporu ve Sulh Hukuk Mahkemesi kararından da anlaşıldığı, bu sebeple davacının, ipotek tesisinin tescilini talep etmek hakkına sahip olmadığını, bu bağlamda huzurda açılan davanın reddi gerektiği, ipotek tesisinin … ile fiili bağlantısı bulunan…..Mühendislik Ticaret Ltd. Şti.’nin mal varlığı üzerine tesis edilmesinin usul ekonomisi ilkesinin gereği olduğunu, davacı tarafın iddia ettiği ve İTO belgeleriyle desteklediği üzere sözleşmenin tarafı olan davalı …ile…..Mühendislik Ticaret Ltd.Şti. arasında fiili ve ekonomik bağ bulunduğunu,
bu bağlamda yapılması gerekenin, tescili istenen inşaatçi ipoteğinin sözleşmenin tarafı olan şirket ile fiili bağı bulunan…..Mühendislik Ticaret Ltd.Şti. ‘ nin mal varlığı üzerinde tesis edilmesi olacağı, çünkü sözleşmesel sorumluluğun gereği olarak sorumluluğun tamamen …ile bağlantısı tespit edilen…..Mühendislik Ticaret Ltd.Şti’ ye ait olduğu, müvekkilinin maliki olduğu taşınmaz üzerine böyle ipotek tesisinin gerçeklemesi durumunda müvekkili tarafından yeni bir rücu davası açılmak ve ….. Turizm ve Yapı A.Ş’ den uğranılan zararın karşılanmasını istemek mecburiyeti doğacağını, bunun da usul ekonomisine aykırı bir durum olacağını, davacı tarafından dava dilekçesinde, sözleşmenin tarafı olan davalı ……..’nin mal varlığı bulunmadığı, tahsilatın mümkün olmadığının ifade edildiği ancak işbu davanın kabul edilmesi ihtimalinde bu zararın tahsili zorunluluğu müvekkilinin üzerine geçeceğini, yani bu ihtimalde esasen tarafı dahi olmadıkları sözleşmeye aykırılık yapılmış olması sebebiyle külfetin müvekkilinin üzerine geçeceğini, bu bağlamda usul ekonomisi açısından ve sözleşmesel bir sorumluluğun olmaması da dikkate alınarak tahsilatın, tahsilat yapılamazsa ipotek tesisinin, sözleşmeye aykırı davrandığı iddia edilen …ile…..Mühendislik Ltd.Şti ‘ nin mal varlığı üzerinde tesis edilmesinin hukuk ve vicdanın gerek olduğu, ihtiyati tedbir yoluyla inşaatçi ipoteğinin tapu siciline geçici tesciline karar verilemeyeceğin, bu yüzden davacının ihtiyati tedbir talebinin yersiz olduğunu, davacı tarafın, dava dilekçesinde ilgili ipotek tesisi yönünde ihtiyati tedbir talebinde bulunmuş ise de bu davada ihtiyati tedbir, uygulanma alanı bulamayacağını, bu nedenlerle açılan davanın, husumetten, usul ve esastan tümden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …… vekili 21/04/2017 tarihli cevap dilekçesinde özetle;
Davacı tarafın iddialarının tamamen haksız, yersiz ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, davanın husumet yokluğundan reddine karar verilmesi gerektiği, davacı müvekkilinin iş bu davaya dayanak olan 02.05.2016 imza tarihli cephe uygulamaları malzemeli işçilik yapılması iş sözleşmesinin hiçbir şekilde tarafı olmadığı gibi sözleşmesel ilişkiden kaynaklanan borçtan/alacaktan dolayı 3. kişi konumunda olan müvekkiline husumet yöneltilmesinin hukuken mümkün olmadığını, müvekkilinden, davalılardan ….. Yapı ile davacı arasında akdedilmiş olan 02.05.2016 tarihli sözleşme nedeni ile talepte bulunulduğunu, müvekkilinin sözleşmede taraf olmadığını, dava konusu davacı alt yüklenici şirketin alacağı, davalılardan ….. Yapı arasında imzalanmış sözleşme uyarınca yaptığı imalatlardan kaynaklandığını, kabul anlamına gelmemekle davacı şirketin sözleşmeden doğan bir alacağı varsa bunun muhatabı ve borçlusunun sözleşmenin tarafı olan yüklenici olan şirket olduğu, bu nedenle müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, davacı şirketin dava dilekçesinde talep etmiş olduğu hiçbir şekilde şartları oluşmayan ihtiyati tedbir talebine karşı verilmiş olan 30.03.2017 tarihli red ara kararının hukuka ve mevzuata uygun olduğu, hukuksal düzenlemelere göre, yüklenici ipoteğinin geçici şerhi de, tescili de, yüklenici ve taşınmaz maliki arasında anlaşma olmadıkça dava yoluyla istenebileceği, taraflar, yüklenici alacağının miktarında ve gösterilebilecek teminatta anlaşamazlar ise, yüklenici ipoteğinin tescili davasının görülmesi ve verilecek kararın kesinleşmesi sürecinin uzaması ihtimalini gözeterek geçici şerh davasını açabileceğini ve bu davada geçici şerhe karar verilmesi sonucu yapılan geçici şerhin, yukarıda açıklandığı üzere yüklenici ipoteğinin mahkemece ya da mal sahibince kabulü hallerinde geçici tescil tarihinden itibaren varlık kazanan ipoteğin kesin tescili, terkin olunacak geçici şerhin tarih ve yevmiye numarası ile yapılır ve sıra almasını sağlayacağını, geçici şerh davası, diğer koşullar bakımından yüklenici ipoteğinin tescili davası ile aynı koşulları taşıdığını, İhtiyati tedbir ise, niteliğince bir dava olmayıp, geçici hukuki korumalardan olduğu, İhtiyati tedbirin şartları, uygulanması ve tedbir kararına karşı kanun yolları, tedbirin değiştirilmesi ve kaldırılması, ihtiyati tedbiri tamamlayan işlemler ve teminat bakımından, kanuni ipotek hakkının geçici şerhi davasından tamamen farklı olduğu, İhtiyati tedbir yoluyla geçici şerhe ya da tescile karar verilmesi durumunda, geçici hukuki koruma olan ihtiyati tedbirin, davanın yerine ikame edilmiş olacağından mahkeme uyuşmazlığın esasını çözümler şekilde ihtiyati tedbir kararı veremeyeceğini, davacı şirketin taraflar arasında akdedilmiş olan gereği gibi ifa edilmediğin, müvekkilinin taraflar arasında imzalanmış sözleşme gereğince yapılmış projeden, konut satın alan kat maliklerinden biri olduğu, hal böyle olunca davalılardan ….. Yapı ile davacı şirket arasında yaşanan husumet ve işin ifası konusundaki anlaşmazlıklardan haberdar olmadığını, uyuşmazlıktan ise aleyhine dava açıldıktan sonra, ….. yapı ile yapılan görüşmeler ile haberdar olunduğunu, ….. Yapı Şirketi tarafından müvekkiline; “Davacı Şirket ile ….. Yapı Şirketi arasında imzalanmış olan 02.05.2016 tarihli sözleşme ile şirketin yapımını üstlendiği …… Konakları Projesi kapsamındaki tüm sinterflex kaplama cephe, kompozit levha, kompakt laminant kaplama, cam dâhil ısı yalıtımlı alüminyum doğrama, alüminyum yatay kutu ile güneş kırıcı teşkili yapım işlerinin projesine ve genel yapım tekniklerine uygun olarak yapılması işini gereği gibi sözleşmeye uygun olarak yapmadığı gibi davacı şirketin söz konusu ayıp, eksik ve hataları gidermeksizin işi tamamlamadan şantiye alanını terk ettiği” yönünde beyanda bulunulması üzerine inşaatın şantiye alanı ziyaret edildiğinde, davacının sözleşmede belirtilmiş olan işleri bitirmeksizin inşaat alanını terk ettiğinin görüldüğü, akabinde müvekkili davalılardan ….. Yapı Şirketi tarafından, davacı şirketin taraflar arasında imzalanmış olan sözleşmedeki işin konusu ile ilgili işleri gereği gibi yapmadığından dolayı, yapılan işteki eksik ve ayıpların tespitine dair 16.01.2017 tarihinde Bakırköy …… Sulh Hukuk Mahkemesi ….. D.İş sayılı dosyasıyla tespit davası açtığını öğrendiği, Bakırköy ……Sulh Hukuk Mahkemesi ….. D.İş sayılı dosyası kapsamında bilirkişiden alınan 23.02.2017 tarihli rapora göre; davacı Şirket tarafından yapılan işlerdeki hasar, bozukluk, eksiklik ve ayıpların giderilmesi için toplam 62.000,00-TL giderim bedeli ve dış kaplamada mevcut olan ayıp, eksiklik ve hasarlar için 77.104,24-TL nefaset kesilmesinin uygun olacağı” şeklinde tespit yapıldığı, tespit kararında belirtildiği üzere davacı işini sözleşmede belirtilen şekilde yapmadığından ücrete de hak kazanmadığı, basiretli tacir gibi davranmayan davacının ayıplı ve eksik ifasını tamamlamadan haksız ve hukuksuz olarak sözleşmede taraf olmayan taşınmaz maliklerinden talepte bulunmasının mümkün olmadığı, davanın bu nedenle reddi gerektiği, davacı şirketin davalı müvekkilinin maliki bulunduğu bağımsız bölüm ile ilgili olarak kanuni ipotek kurulması ve tescili talebinin tamamen kötü niyetli haksız ve hukuka aykırı olduğu, müvekkilinin maliki bulunduğu bağımsız bölüm hakkında kanuni ipotek kurulması ve tescili talebinin tamamen kötü niyetli ve hukuka aykırı olmasının yanında yasal şartların da hiçbirisinin oluşmadığını, bu nedenlerle davacı Şirketin kötü niyetli ipotek tescili talebinin ve ihtiyati tedbir talebinin reddine, haksız ve mesnetsiz davanın reddine, yargılama gideri ile vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine dair karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … 19/04/2017 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle;
Davacının 13.03.2017 tarihli dava dilekçesinde alacaklı olduğunu iddia ettiği bedelin 02.05.2016 tarihli sözleşmeye dayandığını ve bu sözleşmenin karşı tarafının diğer davalı ……. olduğu bilgisine yer verildiğini, bu durumdan anlaşılacağı üzere huzurdaki davanın sözleşmesel bir alacaktan kaynaklandığını, sözleşme ikili bir ilişki olduğundan sözleşmeden doğan hak ve borçlar ancak sözleşme taraflarını bağlayacağı, sözleşmenin tarafı olmayan 3. kişilerin bundan sorumlu tutulamayacağını, huzurdaki dava yönünden kendisinin kat maliki olarak davacının alacaklı olduğunu iddia ettiği 2.023.340,00-TL bedele dayanak olarak gösterilen 02.05.2016 tarihli sözleşmenin tarafı olmadığımdan, sözleşmesel ilişkiden kaynaklanan borçtan/alacaktan sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını, uyuşmazlık konusu olan 02.05.2016 tarihli sözleşmenin tarafı olmadığından bu sözleşmeden kaynaklanan taleplerin tarafına yöneltilemeyeceğini, sözleşmeden kaynaklanan borçtan sorumlu tutulmasının hukuken mümkün olmadığını, bu nedenle davanın kat malikleri olarak husumet yokluğu nedeniyle huzurdaki davanın reddi gerektiği, kat malikleri olarak davacının alacağın kaynağı olarak gösterdiği sözleşmenin tarafı olmadığını, söz konusu sözleşmenin tarafı olmadığından diğer davalı ……… ile davacı arasında yaşanan husumetlerden ve işin ifası konusundaki anlaşmazlıklardan haberdar bulunmadığını, huzurdaki davanın açıldığına dair dilekçeyi tebliğ aldığında … ile görüşmeler yapmış ve bu hususta bilgi almış olduğunu, aldığı bilgilere göre taşeron olan davacı şirket sözleşme ile yapımını üstlendiği ….. KONAKLARI PROJESİ kapsamındaki tüm sinterflex kaplama cephe, kompozit levha, kompakt laminant kaplama, cam dahil ısı yalıtımlı alüminyum doğrama, alüminyum vatav kutu ile güneş kırıcı teşkili bakım islerinin projesine ve genel bakım tekniklerine uygun olarak yapılması isini gereği gibi sözleşmeye uygun olarak yapmadığı bilgisine ulaştığı, davacı şirketin yapmış olduğu işin ayıplı, eksik ve hatalı olduğu öğrenildiği, davacı şirket söz konusu ayıp, eksik ve hataları gidermeksizin işi tamamlamadan şantiye alanını terk ettiğini, diğer davalı ……. den alınan bilgiler doğrultusunda kat maliki olarak kendisinin de şantiye alanını ziyaret ettiğinde söz konusu eksik ve yapılan ayrıca davacı şirketin işi bitirmeksizin inşaat alanını terk ettiğini gördüğünü ve tespit etmiş bulunduğunu, zaten diğer davalı …….. tarafından davacının işi gereği gibi yapmadığından dolayı, yapılan işteki eksik ve ayıpların tespitine dair 16.01.2017 tarihinde Bakırköy ……Sulh Hukuk Mahkemesi …… d.iş sayılı dosyasıyla tespit davası açtığını öğrendiği, bu dava kapsamında bilirkişiden alınan 23.02.2017 tarihli rapora göre davacı tarafından yapılan İşlerdeki hasar, bozukluk, eksiklik ve ayıpların giderilmesi için toplam 62.000,00-TL giderim bedeli ve dış kaplamada mevcut olan ayıp, eksiklik ve hasarlar için 77.104,24-TL nefaset kesilmesinin uygun olacağının tespiti yapıldığı, tespit davası sonucunda alınan rapora göre eksiklik ve ayıpların giderilmesi için sözleşmenin tarafı olan diğer davalı … AS.’nin davacı şirket ile yapmış olduğu görüşmelerin sonuç vermediğini ve davacı isi tamamlayıp eksik ve ayıpları gidermediğini, görüldüğü üzere davacının isi gereği gibi yapmadığı hususu bilirkişi raporuyla da sabit durumda olduğu, davacı isini sözleşmede belirtilen şekilde yapmadığından ücrete hak kazanmadığını, bu yönüyle huzurdaki davanın esas yönünden de reddedilmesi gerektiği, davacının maliki bulunduğu bağımsız bölüm hakkında kanuni ipotek kurulması ve tescili talebinin tamamen kötü niyetli ve hukuka aykırı olduğu, bu nedenlerle huzurdaki haksız ve kötü niyetli davanın husumet yokluğundan ilk önce usulden reddine, usulden reddedilmemesi halinde esastan reddine, davacının kötü niyetli ipotek tescili talebinin ve ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … 19/04/2017 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle;
02.05.2016 tarihli sözleşmenin tarafı olmadığımdan, sözleşmesel ilişkiden kaynaklanan borçtan/alacaktan sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını, davacının 13/03/2017 tarihli dava dilekçesinde alacaklı olduğunu iddia ettiği bedelin 02.05.2016 tarihli sözleşmeye dayandığını ve bu sözleşmenin karşı tarafının diğer davalı … A,Ş. olduğu bilgisine yer verildiği, bu durumdan anlaşılacağı üzere huzurdaki davanın sözleşmesel bir alacaktan kaynaklandığını, sözleşme ikili bir ilişki olduğundan sözleşmeden doğan hak ve borçlar ancak sözleşmenin taraflarını bağladığı, sözleşmenin tarafı olmayan 3. kişilerin bundan sorumlu tutulamayacağını, huzurdaki dava yönünden kat maliki olarak davacının alacaklı olduğunu iddia ettiği 2.023,340,00TL bedele dayanak olarak gösterilen 02.05.2016 tarihli sözleşmenin tarafı olmadığından, sözleşmesel ilişkiden kaynaklanan borçtan/alacaktan sorumlu tutulmasının mümkün olmadığı, uyuşmazlık konusu olan 02.05.2016 tarihli sözleşmenin tarafı olmadığından bu sözleşmeden kaynaklanan taleplerin tarafına yöneltilemeyeceğini, sözleşmeden kaynaklanan borçtan sorumlu tutulmanın hukuken mümkün olmadığı, bu nedenle davanın kat malikleri olarak husumet yokluğu nedeniyle huzurdaki davanın reddi gerektiği, kat malikleri olarak davacının alacağın kaynağı olarak gösterdiği sözleşmenin tarafı olmadığını, söz konusu sözleşmenin tarafı olmadığından diğer davalı … A Ş. ile davacı arasında yaşanan husumetlerden ve işin ifası konusundaki anlaşmazlıklardan haberdar bulunmadığını, huzurdaki davanın açıldığına dair dilekçeyi tebliğ aldığında ….. TURİZM VE YAPI A Ş. ile görüşmeler yaptığını ve bu hususta bilgi almış olduğunu, aldığı bilgilere göre taşeron olan davacı şirket Sözleşme ile yapımını üstlendiği …… KONAKLARI PROJESİ kapsamındaki tüm sinterflex kaplama cephe, komoozit levha, kompakt faminant kaplama, cam dahil ısı yalıtımlı alüminyum doğrama, alüminyum vatav kutu ile güneş kırıcı teşkili yapım işlerinin projesine ve genel yapım tekniklerine uygun olarak yapılması işini gereği gibi sözleşmeye uygun olarak yapmadığı bilgisine ulaştığı, davacı şirketin yapmış olduğu işin ayıplı, eksik ve hatalı olduğu öğrenildiği, davacı şirketin söz konusu ayıp, eksik ve hataları gidermeksizin işi tamamlamadan şantiye alanını terk ettiğini, diğer davalı … A Ş. den alınan bilgiler doğrultusunda kat maliki olarak kendisinin de şantiye alanını ziyaret ettiğinde söz konusu eksik ve ayıpları ayrıca davacı şirketin İşi bitirmeksizin inşaat alanını terk ettiğini gördüğünü ve tespit ettiğini, zaten diğer davalı … A Ş. tarafından davacının işi gereği gibi yapmadığından dolayı, yapılan işteki eksik ve ayıpların tespitine dair 16.01.2017 tarihinde Bakırköy …… Sulh Hukuk Mahkemesi ….. D.İŞ sayılı dosyasıyla tespit davası açıldığını öğrendiğini, bu dava kapsamında bilirkişiden alınan 23.02 2017 tarihli rapora göre davacı tarafından yapılan işlerdeki hasar, bozukluk, eksiklik ve ayıpların giderilmesi için toplam 62,000,00-TL giderim bedeli ve dış kaplamada mevcut olan ayıp, eksiklik ve hasarlar için 77.104,24-TL nefaset kesilmesinin uygun olacağının tespiti yapıldığı, tespit davası sonucunda alınan rapora göre eksiklik ve ayıpların giderilmesi için sözleşmenin tarafı olan diğer davalı …nin davacı şirket ile yapmış olduğu görüşmelerin sonuç vermediğini ve davacının işi tamamlayıp eksik ve ayıplan gidermediğini, görüldüğü üzere davacının isi gereği gibi yapmadığı hususu bilirkişi raporuyla da sabit durumda olduğu, davacı isini sözleşmede belirtilen şekilde yapmadığından ücrete hak kazanmadığını, bu yönüyle huzurdaki davanın esas yönünden de reddedilmesi gerektiği, davacının maliki bulunduğu bağımsız bölüm hakkında kanuni ipotek kurulması ve tescili talebinin tamamen kötü niyetli ve hukuka aykırı olduğu, yapı alacağı ipoteğinin tescili, işlerin “fiilen” bittiği tarihi izleyen günden başlayarak üç ay içinde istenmesi gerektiği, bu sürenin hak düşürücü süre olduğu, anılan maddeye göre kanundan doğan yapı alacağı ipoteğinin tescilinin istenmesinin şartı işin tamamlanmış olması gerektiği, davacı tarafından yapılan işteki eksik hata ve ayıpların Bakırköy ……Sulh Hukuk Mahkemesi ….. d.iş sayılı dosyası kapsamında alınan bilirkişi raporunda tek tek belirtilerek fotoğraflarla belgelendiğini, isin bitirilmediği bu raporla kesin olarak belirlenmiş durumda olduğu, bu nedenlerle davacı şirketin işi gereği gibi yapmadığından ve ifa ettiği kadarıyla da eksik, hatalı ve ayıplı İş yaptığından davacı şirketin işi bitirmiş olduğunun söylenemeyeceği, bu itibarla davacı şirketin yapı alacağı ipoteği tesis edilmesini isteme hakkinın kesinlikle olmadığı, bu yönüyle şartların oluşmadığından davacının kanuni ipotek hakkın tescil edilmesi yönündeki taleplerinin reddedilmesi gerektiği, bu nedenlerle huzurdaki haksız ve kötü niyetli davanın husumet yokluğundan ilk önce usulden reddine, usulden reddedilmesi halinde esastan reddine, davacının kötü niyetli ipotek tescili talebinin ve ihtiyati tedbir talebinin reddine, yargılama harç ve masraflarının davacı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … 19/04/2017 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle;
02.05.2016 tarihli sözleşmenin tarafı olmadığımdan, sözleşmesel ilişkiden kaynaklanan borçtan/alacaktan sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını, davacının 13/03/2017 tarihli dava dilekçesinde alacaklı olduğunu iddia ettiği bedelin 02.05.2016 tarihli sözleşmeye dayandığını ve bu sözleşmenin karşı tarafının diğer davalı … A,Ş. olduğu bilgisine yer verildiği, bu durumdan anlaşılacağı üzere huzurdaki davanın sözleşmesel bir alacaktan kaynaklandığını, sözleşme ikili bir ilişki olduğundan sözleşmeden doğan hak ve borçlar ancak sözleşmenin taraflarını bağladığı, sözleşmenin tarafı olmayan 3. kişilerin bundan sorumlu tutulamayacağını, huzurdaki dava yönünden kat maliki olarak davacının alacaklı olduğunu iddia ettiği 2.023,340,00TL bedele dayanak olarak gösterilen 02.05.2016 tarihli sözleşmenin tarafı olmadığından, sözleşmesel ilişkiden kaynaklanan borçtan/alacaktan sorumlu tutulmasının mümkün olmadığı, uyuşmazlık konusu olan 02.05.2016 tarihli sözleşmenin tarafı olmadığından bu sözleşmeden kaynaklanan taleplerin tarafına yöneltilemeyeceğini, sözleşmeden kaynaklanan borçtan sorumlu tutulmanın hukuken mümkün olmadığı, bu nedenle davanın kat malikleri olarak husumet yokluğu nedeniyle huzurdaki davanın reddi gerektiği, kat malikleri olarak davacının alacağın kaynağı olarak gösterdiği sözleşmenin tarafı olmadığını, söz konusu sözleşmenin tarafı olmadığından diğer davalı … A Ş. ile davacı arasında yaşanan husumetlerden ve işin ifası konusundaki anlaşmazlıklardan haberdar bulunmadığını, huzurdaki davanın açıldığına dair dilekçeyi tebliğ aldığında ….. TURİZM VE YAPI A Ş. ile görüşmeler yaptığını ve bu hususta bilgi almış olduğunu, aldığı bilgilere göre taşeron olan davacı şirket Sözleşme ile yapımını üstlendiği ……. KONAKLARI PROJESİ kapsamındaki tüm …. kaplama cephe, komoozit levha, kompakt faminant kaplama, cam dahil ısı yalıtımlı alüminyum doğrama, alüminyum vatav kutu ile güneş kırıcı teşkili yapım işlerinin projesine ve genel yapım tekniklerine uygun olarak yapılması işini gereği gibi sözleşmeye uygun olarak yapmadığı bilgisine ulaştığı, davacı şirketin yapmış olduğu işin ayıplı, eksik ve hatalı olduğu öğrenildiği, davacı şirketin söz konusu ayıp, eksik ve hataları gidermeksizin işi tamamlamadan şantiye alanını terk ettiğini, diğer davalı … A Ş. den alınan bilgiler doğrultusunda kat maliki olarak kendisinin de şantiye alanını ziyaret ettiğinde söz konusu eksik ve ayıpları ayrıca davacı şirketin İşi bitirmeksizin inşaat alanını terk ettiğini gördüğünü ve tespit ettiğini, zaten diğer davalı … A Ş. tarafından davacının işi gereği gibi yapmadığından dolayı, yapılan işteki eksik ve ayıpların tespitine dair 16.01.2017 tarihinde Bakırköy …… Sulh Hukuk Mahkemesi …… D.İŞ sayılı dosyasıyla tespit davası açıldığını öğrendiğini, bu dava kapsamında bilirkişiden alınan 23.02 2017 tarihli rapora göre davacı tarafından yapılan işlerdeki hasar, bozukluk, eksiklik ve ayıpların giderilmesi için toplam 62,000,00-TL giderim bedeli ve dış kaplamada mevcut olan ayıp, eksiklik ve hasarlar için 77.104,24-TL nefaset kesilmesinin uygun olacağının tespiti yapıldığı, tespit davası sonucunda alınan rapora göre eksiklik ve ayıpların giderilmesi için sözleşmenin tarafı olan diğer davalı …nin davacı şirket ile yapmış olduğu görüşmelerin sonuç vermediğini ve davacının işi tamamlayıp eksik ve ayıplan gidermediğini, görüldüğü üzere davacının isi gereği gibi yapmadığı hususu bilirkişi raporuyla da sabit durumda olduğu, davacı isini sözleşmede belirtilen şekilde yapmadığından ücrete hak kazanmadığını, bu yönüyle huzurdaki davanın esas yönünden de reddedilmesi gerektiği, davacının maliki bulunduğu bağımsız bölüm hakkında kanuni ipotek kurulması ve tescili talebinin tamamen kötü niyetli ve hukuka aykırı olduğu, yapı alacağı ipoteğinin tescili, işlerin “fiilen” bittiği tarihi izleyen günden başlayarak üç ay içinde istenmesi gerektiği, bu sürenin hak düşürücü süre olduğu, anılan maddeye göre kanundan doğan yapı alacağı ipoteğinin tescilinin istenmesinin şartı işin tamamlanmış olması gerektiği, davacı tarafından yapılan işteki eksik hata ve ayıpların Bakırköy ……Sulh Hukuk Mahkemesi ….. d.iş sayılı dosyası kapsamında alınan bilirkişi raporunda tek tek belirtilerek fotoğraflarla belgelendiğini, isin bitirilmediği bu raporla kesin olarak belirlenmiş durumda olduğu, bu nedenlerle davacı şirketin işi gereği gibi yapmadığından ve ifa ettiği kadarıyla da eksik, hatalı ve ayıplı İş yaptığından davacı şirketin işi bitirmiş olduğunun söylenemeyeceği, bu itibarla davacı şirketin yapı alacağı ipoteği tesis edilmesini isteme hakkinın kesinlikle olmadığı, bu yönüyle şartların oluşmadığından davacının kanuni ipotek hakkın tescil edilmesi yönündeki taleplerinin reddedilmesi gerektiği, bu nedenlerle huzurdaki haksız ve kötü niyetli davanın husumet yokluğundan ilk önce usulden reddine, usulden reddedilmesi halinde esastan reddine, davacının kötü niyetli ipotek tescili talebinin ve ihtiyati tedbir talebinin reddine, yargılama harç ve masraflarının davacı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … 07/04/2017 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle;
02.05.2016 tarihli sözleşmenin tarafı olmadığımdan, sözleşmesel ilişkiden kaynaklanan borçtan/alacaktan sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını, davacının 13/03/2017 tarihli dava dilekçesinde alacaklı olduğunu iddia ettiği bedelin 02.05.2016 tarihli sözleşmeye dayandığını ve bu sözleşmenin karşı tarafının diğer davalı … A,Ş. olduğu bilgisine yer verildiği, bu durumdan anlaşılacağı üzere huzurdaki davanın sözleşmesel bir alacaktan kaynaklandığını, sözleşme ikili bir ilişki olduğundan sözleşmeden doğan hak ve borçlar ancak sözleşmenin taraflarını bağladığı, sözleşmenin tarafı olmayan 3. kişilerin bundan sorumlu tutulamayacağını, huzurdaki dava yönünden kat maliki olarak davacının alacaklı olduğunu iddia ettiği 2.023,340,00TL bedele dayanak olarak gösterilen 02.05.2016 tarihli sözleşmenin tarafı olmadığından, sözleşmesel ilişkiden kaynaklanan borçtan/alacaktan sorumlu tutulmasının mümkün olmadığı, uyuşmazlık konusu olan 02.05.2016 tarihli sözleşmenin tarafı olmadığından bu sözleşmeden kaynaklanan taleplerin tarafına yöneltilemeyeceğini, sözleşmeden kaynaklanan borçtan sorumlu tutulmanın hukuken mümkün olmadığı, bu nedenle davanın kat malikleri olarak husumet yokluğu nedeniyle huzurdaki davanın reddi gerektiği, kat malikleri olarak davacının alacağın kaynağı olarak gösterdiği sözleşmenin tarafı olmadığını, söz konusu sözleşmenin tarafı olmadığından diğer davalı … A Ş. ile davacı arasında yaşanan husumetlerden ve işin ifası konusundaki anlaşmazlıklardan haberdar bulunmadığını, huzurdaki davanın açıldığına dair dilekçeyi tebliğ aldığında ….. TURİZM VE YAPI A Ş. ile görüşmeler yaptığını ve bu hususta bilgi almış olduğunu, aldığı bilgilere göre taşeron olan davacı şirket Sözleşme ile yapımını üstlendiği …… KONAKLARI PROJESİ kapsamındaki tüm sinterflex kaplama cephe, komoozit levha, kompakt faminant kaplama, cam dahil ısı yalıtımlı alüminyum doğrama, alüminyum vatav kutu ile güneş kırıcı teşkili yapım işlerinin projesine ve genel yapım tekniklerine uygun olarak yapılması işini gereği gibi sözleşmeye uygun olarak yapmadığı bilgisine ulaştığı, davacı şirketin yapmış olduğu işin ayıplı, eksik ve hatalı olduğu öğrenildiği, davacı şirketin söz konusu ayıp, eksik ve hataları gidermeksizin işi tamamlamadan şantiye alanını terk ettiğini, diğer davalı … A Ş. den alınan bilgiler doğrultusunda kat maliki olarak kendisinin de şantiye alanını ziyaret ettiğinde söz konusu eksik ve ayıpları ayrıca davacı şirketin İşi bitirmeksizin inşaat alanını terk ettiğini gördüğünü ve tespit ettiğini, zaten diğer davalı … A Ş. tarafından davacının işi gereği gibi yapmadığından dolayı, yapılan işteki eksik ve ayıpların tespitine dair 16.01.2017 tarihinde Bakırköy ….. Sulh Hukuk Mahkemesi …… D.İŞ sayılı dosyasıyla tespit davası açıldığını öğrendiğini, bu dava kapsamında bilirkişiden alınan 23.02 2017 tarihli rapora göre davacı tarafından yapılan işlerdeki hasar, bozukluk, eksiklik ve ayıpların giderilmesi için toplam 62,000,00-TL giderim bedeli ve dış kaplamada mevcut olan ayıp, eksiklik ve hasarlar için 77.104,24-TL nefaset kesilmesinin uygun olacağının tespiti yapıldığı, tespit davası sonucunda alınan rapora göre eksiklik ve ayıpların giderilmesi için sözleşmenin tarafı olan diğer davalı …nin davacı şirket ile yapmış olduğu görüşmelerin sonuç vermediğini ve davacının işi tamamlayıp eksik ve ayıplan gidermediğini, görüldüğü üzere davacının isi gereği gibi yapmadığı hususu bilirkişi raporuyla da sabit durumda olduğu, davacı isini sözleşmede belirtilen şekilde yapmadığından ücrete hak kazanmadığını, bu yönüyle huzurdaki davanın esas yönünden de reddedilmesi gerektiği, davacının maliki bulunduğu bağımsız bölüm hakkında kanuni ipotek kurulması ve tescili talebinin tamamen kötü niyetli ve hukuka aykırı olduğu, yapı alacağı ipoteğinin tescili, işlerin “fiilen” bittiği tarihi izleyen günden başlayarak üç ay içinde istenmesi gerektiği, bu sürenin hak düşürücü süre olduğu, anılan maddeye göre kanundan doğan yapı alacağı ipoteğinin tescilinin istenmesinin şartı işin tamamlanmış olması gerektiği, davacı tarafından yapılan işteki eksik hata ve ayıpların Bakırköy ….. Sulh Hukuk Mahkemesi ….. d.iş sayılı dosyası kapsamında alınan bilirkişi raporunda tek tek belirtilerek fotoğraflarla belgelendiğini, isin bitirilmediği bu raporla kesin olarak belirlenmiş durumda olduğu, bu nedenlerle davacı şirketin işi gereği gibi yapmadığından ve ifa ettiği kadarıyla da eksik, hatalı ve ayıplı İş yaptığından davacı şirketin işi bitirmiş olduğunun söylenemeyeceği, bu itibarla davacı şirketin yapı alacağı ipoteği tesis edilmesini isteme hakkinın kesinlikle olmadığı, bu yönüyle şartların oluşmadığından davacının kanuni ipotek hakkın tescil edilmesi yönündeki taleplerinin reddedilmesi gerektiği, bu nedenlerle huzurdaki haksız ve kötü niyetli davanın husumet yokluğundan ilk önce usulden reddine, usulden reddedilmesi halinde esastan reddine, davacının kötü niyetli ipotek tescili talebinin ve ihtiyati tedbir talebinin reddine, yargılama harç ve masraflarının davacı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Birleştirilen Bakırköy …… Asliye Ticaret Mahkemesinin ….. esas …… karar sayılı dosyasında;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil Şirket ile borçlular arasında yapılan 02.05.2016 tarihli İstanbul ili, Bakırköy İlçesi, ….. Mahallesi,….. Naili Sk. No:…… Adresinde mukim, Tapunun ….. Ada, … Parselinde kayıtlı ….. Konakları Projesi çerçevesinde Cephe Uygulamaları Malzemeli İşçilik Yapılması sözleşmesine dayalı malzeme ve işçilik hizmetleri verdiğini yapılan iş ve uygulanan malzemeler karşılığı fatura kesildiğini, iş bu fatura ve taraflar arasındaki cari hesap bakiyesinden kaynaklanan alacağa ilişkin olarak borçlulara karşı Bakırköy …… İcra Md. 24.11.2017 gün ve …… esas nolu icra takibi başlatıldığını, borçlular vekilleri aracılığıyla iş bu takibe itiraz edildiği, ödeme emrilerini 28.11.2017 tarihinde tebellüğ ettiklerini, süresi içinde takibe, borcun aslına, ferilerine her yönlü en geniş anlamda itiraz ederek takibin durmasını talep ettiklerini, icra müdürlüğü tarafından takibin durdurulmasına karar verildiğini, davalı borçlular ve icra memurunun kararına yeni muttali olduklarını, borçluların haksız ve kötü niyetli itirazlarının iptaline, %20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmelerini, Bakırköy …… İcra D. …. esas sayılı dosya alacağının ticari faziziyle birlikte borçlulardan müştereken ve müteselsilsen alınarak müvekkile ödenmesini, alacağın ticari faziziyle birlikte hüküm altına alınmasını, takibin devamına karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalılar vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; davacının aynı konuda aynı dava sebebine dayanarak aynı taraflara ve aynı alacağın tahsiline yönelik olarak Bakırköy ….. Asliye Ticaret Mahkemesinin ….. Esas sayılı dosyası ile ihtiyati tedbir talepli olarak aynı sözleşmeden kaynaklı bir paranın tahsili amacıyla açılmış bir davanın olduğu, bu davada taraf teşkilinin henüz sağlanmadığı, yargılamanın devam etmekte olduğunu, HMK 114-Ie göre derdestlik itirazının bulunduğunu, davacı şirket müvekkiller hakkında icra takibi başlatmalarının tamamen kötü niyetli olduğunu, davacı şirket sözleşme ile üstlenmiş olduğu işi sözleşmeye uygun olarak ifa etmediğini, davacı şirketin sözleşmeye göre edimlerini yerine getirmemiş olması sebebiyle işi tamamlaması için davacı tarafa toplamda 5 adet ihtarname gönderildiğini, müvekkil şirketin davacı şirkete sözleşmeye göre yapması gereken tüm ödemeleri fazlası ile yaptığını, davacı şirket sözleşmenin hakediş ve ödemeler kısmını ihlal ettiğini, hukuken var olmayan bir alacak için haksız ve kötü niyetli olarak müvekkiller hakkında icra takibi başlatıldığını, davacı şirket sözleşme ile yüklendiği eseri teslim etmesi gerekirken, eseri teslim etmeksizin çalışmalarını yarıda bırakarak şantiye alanını terk ettiğini, davacının şantiyeyi terk ettiği tarihe kadar olan ödemelerin tamamı kendisine müvekkilce yapıldığını, …… Yapı Müh. Tic.Ltd.Şti. Ve … yönünden iddia edilen alacağın kaynağının sözleşme olması ve bu sözleşmede….. Müh. Tic.Ltd.Şti ve …’nın taraf olmaması sebebi ile bu kişiler açısından husumet yokluğu nedeniyle usulden reddine, huzurdaki davanın tüm müvekkiller açısından haksız, kötü niyetli ve hukuka aykırı talepler içermesi nedeniyle usulden reddedilmemesi halinde yapılan ödemeler ve diğer itirazlarımız da dikkate alınarak esastan reddine, davacı tarafın davasında haksız olması sebebi ile % 20 den az olmamak üzere kötü niyet tazminatı ödenmesine karar verilmesini, yargılama harç ve masrafları ile avukatlık ücretinin davacıdan tahsiline ve davalı tarafa ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Birleştirilen Bakırköy ….. Asliye Ticaret Mahkemesinin ….. esas….. karar sayılı dosyasında;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı şirket ile davalı şirket arasında 02/05/2016 tarihinde ”Cephe Uygulamaları Malzemeli İşçilik Yapılması İş Sözleşmesi” imzalandığını, müvekkili şirketin bu sözleşmede ”Yüklenici” sıfatına haiz olduğunu, davalı şirketin de sözleşmeye konu ”Nur Konakları” isimli projede yer alan evlerin cephe yapım işini üstlendiğini, davalı şirketin edimini eksik, hatalı ve geç ifa etmesi sebebiyle müvekkili şirketin birçok zarara uğradığını, davalı şirket sözleşme ile üstlendiği işi sözleşmeye uygun olarak ifa etmediğini, davalı şirketin sözleşmeye göre edimlerini yerine getirmemiş olması sebebiyle işi tamamlaması için davalı tarafa toplamda 5 adet ihtarname gönderildiğini, sözleşmeye göre müvekkili şirketin geç teslimden kaynaklanan cezai şart – gecikme cezası alacağının bulunduğunu, bu alacağın tahsilinin gerektiği, müvekkili şirketin davalı şirkete sözleşmeye göre yapması gereken tüm ödemeleri fazlası ile yaptığını ve davalı şirkete 1.945,954,31 TL ödediğini, davalı şirketin edimini gereği gibi ifa etmediğini, davalı şirketin sözleşme ile yüklendiği eseri teslim etmesi gerekirken eseri teslim etmeksizin çalışmalarını yarıda bırakarak şantiye alanınnı terk ettiğini, davalı ile müvekkili şirketin 40.272,00 TL masraf yapmak zorunda kaldığını, davalı şirketin sözleşme tanzim tarihinden bu yana kötü niyetle hareket ettiğini, şirketin sözleşmenin hakediş ve ödemeler kısmını ihlal ettiğini, hukuken var olmayan bir alacak için haksız ve kötü niyetli olarak müvekkili hakkında icra takibi başlatıldığını ve müvekkili şirketten 2.023,340,00 TL alacaklı olduğunu iddia ederek sözleşme konusu taşınmazlar üzerinde kanuni ipotek tesisi istemli dava açtığını, bu nedenlerle taraflar arasında tanzim edilen 02/05/2016 tarihli Cephe Uygulamaları Malzemeli İşçilik Yapılması İş Sözleşmesi kapsamında müvekkili şirket tarafından davalı şirkete fazladan ödenmiş paraların iadesi ve tahsilini, aynı sözleşmenin 6. Maddesi gereğince hesap edilecek günlük 2.000,00 TL cezai şart bedelinin davalıdan tahsilini, davalı şirketin geç, eksik ve ayıplı ifasından ötürü müvekkili şirket tarafından …. San. Ve Tic. Ltd. Şti.’ye eksik işler yaptırılarak bu şirkete ödenen 40.272,00 TL müvekkili şirkete ödenmesine, davalı şirketin sözleşmeye aykırı olarak eksik, ayıplı ve geç ifa sonucu müvekkili şirketin sözleşme tarihinden bugüne kadar uğradığı zararın tazminine, şimdilik 10.000,00 TL bedelin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava açılırken taleplerin ekonomik kısmı, harca esas değeri, netice-i talep kısmında belirtilen miktar olacağının kanunun amir hükmü olduğu, dava dilekçesinde ise davacı harca esas değer olarak 10.000,00 TL beyan ettiğini, bu miktar üzerinden harç yatırdığını, harcın karşı tarafça yatırılmamış olmasının dava şartı yokluğu sayılacağından davanın reddini talep ettiklerini, davanın hukuki yarar yokluğu sebebiyle karşı tarafa herhangi bir süre verilmeksizin reddedilmesi gerektiğini, davanın belirsiz alacak davası olarak açılabilmesi için, davanın açıldığı tarih itibariyle uyuşmazlığa konu alacağın miktar veya değerinin tam ve kesin olarak davacı tarafça belirlenememesi gerektiğini, bu sebeplerle davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddine, hukuki yarar yokluğu nedeniyle davanın reddine, davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı …,…. Alimunyum Kompozit Market Ltd. Şti.’nin 07/01/2020 havale tarihli dilekçesi ile esas dosyadan ve birleşen dosyalar yönünden ayrı ayrı feragat ettiklerine dair dilekçe verdiği, yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin olmadığını beyan etmiştir.
Birleşen dosya davacısı esas davada davalı …ve … vekilinin 08/01/2020 havale tarihli dilekçesi ile birleşen dosyalardan ve esas dosyadan feragat ettiklerini, davacının feragatini kabul ettiklerini, ayrıca yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin olmadığını beyan etmiştir.
Asıl dava davalıları … ve … vekilinin 05/03/2020 tarihli duruşmada feragati kabul ettiklerini, yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin olmadığını beyan etmiştir.
Asıl dava davalısı ….. vekilinin 05/03/2020 tarihli duruşmada feragati kabul ettiklerini, yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin olmadığını beyan etmiştir.
Asıl dava davalısı … vekilinin 05/03/2020 tarihli duruşmada feragati kabul ettiklerini, yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin olmadığını beyan etmiştir.
HMK.’nun 310. maddesi uyarınca, feragat ve kabul hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir. Aynı Kanun’un 311. maddesi uyarınca da feragat kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. Bu kapsamda taraf vekillerinin vekaletnamelerindeki yetkiye dayanarak davadan feragat etmesi karşısında aşağıdaki şekilde davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-)Mahkememiz asıl dosyası yönünden;
a-Davanın ve mahkememiz dosyası ile birleşen Bakırköy …… ATM’nin ….. esas sayılı dosyalarının feragat nedeni ile reddine,
b-Mahkememiz dosyası ile birleşen Bakırköy ….. ATM’nin …… Esas sayılı dosyasının feragat nedeni ile reddine,
c-Asıl dava yönünden Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 54,40 TL harçtan peşin alınan 34.553,59 TL harcın mahsubu ile bakiye 34.499,19 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
d-Yapılan yargılama giderlerinin taraflar üzerinde bırakılmasına,
e-Taraflarca vekalet ücreti talep edilmediğinden vekalet ücreti konusunda hüküm kurulmasına yer olmadığına,
2-)Birleştirilen Bakırköy ……Asliye Ticaret Mahkemesinin …… esas …… karar sayılı yönünden;
a-Birleşen Bakırköy ….. ATM’nin …. esas sayılı dosyasında Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 54,40 TL harçtan peşin alınan 26.087,11 TL harcın mahsubu ile bakiye 26.032,71 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı …’ne iadesine,
b-Yapılan yargılama giderlerinin taraflar üzerinde bırakılmasına,
c-Taraflarca vekalet ücreti talep edilmediğinden vekalet ücreti konusunda hüküm kurulmasına yer olmadığına,
3-)Birleştirilen Bakırköy …… Asliye Ticaret Mahkemesinin …… esas ……. karar sayılı dosyası yönünden;

a-Birleşen Bakırköy ….. ATM’nin ….. esas sayılı dosyasında Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 54,40 TL harçtan peşin alınan 170,78 TL harcın mahsubu ile bakiye 116,38 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı …ne iadesine,
b-Yapılan yargılama giderlerinin taraflar üzerinde bırakılmasına,
c-Taraflarca vekalet ücreti talep edilmediğinden vekalet ücreti konusunda hüküm kurulmasına yer olmadığına,
4-) HMK’nun 333. maddesi uyarınca yatırılan avanstan kullanılmayan gider avansının (iş bu kararın tebliğ gideri avanstan karşılanmak ve bu gider mahsup edilmek kaydıyla) kararın kesinleşmesinden sonra talep halinde taraflara iadesine,
Dair karar, yukarıda isimleri yazılı tarafların yüzlerine karşı diğerlerinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde HMK’nun 342. Maddesi gereğince dilekçe ile mahkememize veya başka bir yer mahkemesine İstinaf kanun yolu harcı, tebliğ giderleri dahil olmak üzere tüm giderler ödenerek istinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 05/03/2020

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır