Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/228 E. 2021/1053 K. 30.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/228 Esas
KARAR NO : 2021/1053

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/03/2017
KARAR TARİHİ : 30/11/2021
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 19/01/2022 (babalık izni ve yıllık izin sebebi ile)
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; davalı şirket ile davacının kumaşı davalıya ait olan tekstil ürünlerinin belirlenen bedel üzerinden fason şeklinde dikilmesi amacıyla anlaştığını, taraflar arasında varılan anlaşma gereği fason tekstil ürünlerinin hazırlanıp tesliminden sonra iş karşılığı olan bedelin alınması için davalı şirkete faturalar düzenlenerek teslim edildiğini, davacının fason olarak dikmiş olduğu bir kısım ürünlerin karşılığı faturaların çeşitli aralıklarla ödendiğini, ancak dava konusu faturanın ödenmediğini, maruz sebeplerle haksız ve mesnetsiz itirazın iptaline ve takibin devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi yürütülmesine, itirazında haksız çıkan borçludan %20 tazminatın tahsiline, masraf ve ücreti vekaletin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı ile davacı arasında 09/12/2016 tarihinde fason dikim anlaşması imzalandığını ve kendisine yapılacak dikim için gerekli numuneler de verilerek nasıl bir ürün dikileceği ve ürünün özelliklerinin belirtildiğini, ancak davacının sözleşme gereği numuneye uygun olarak yapması gereken işi hatalı yaptığını ve numunede bulunan fermuarı yanlış yere diktiğini, bu durumun davacıya 09/01/2017 tarihinde bildirildiğini, bildirim yazısını davacının kendisinin imzaladığını, davacının yaptığı bu hatadan dolayı davalı ürünleri sipariş veren firmaya satamadığını, müşterinin bu haliyle ürünleri satın alamadığını, davacıya iade faturası düzenlenerek gönderildiğini, arz ve izah edilen nedenlerle haksız ve kötü niyetli olarak açılan davanın reddine, dava masrafları ile ücreti vekaletin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmişlerdir.
DELİLLER : Bakırköy …… İcra Müdürlüğü’nün ……. esas sayılı takip dosyası, ticari defterler, kayıtlar, fatura, sevk irsaliyeleri, bilirkişi incelemesi, dikim sözleşmesi, iade faturası, yazışmalar, tüm dosya kapsamında toplanan deliller.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava, davacının, faturaya dayalı alacağının tahsili için davalı aleyhine giriştiği icra takibine vâki itirazın İİK’nun 67. maddesi gereğince iptali ile takibin devamına ve icra inkâr tazminatı istemine ilişkindir.
Bakırköy ….. İcra Müdürlüğü’nün ….. esas sayılı takip dosyası incelendiğinde; davacının davalı aleyhinde dayanak 13.503,62-TL asıl alacak, 175,08-TL asıl alacak faizi olmak üzere toplam 13.678,70-TL alacak ile asıl alacağa takip tarihinden itibaren %9,75 reeskont avans faizi ile birlikte tahsili için faturaya dayalı olarak ilamsız icra takibine geçildiği, borçluya ödeme emrinin tebliği üzerine borçlunun süresinde, borca itiraz ederek takibin durmasına sebebiyet verdiği, davanın yasal bir yıllık süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Taraflar arasında akdedildiği iddia edilen 09/12/2016 tarihli sözleşme, davacının imzanın kendisine ait olmadığı iddiası ile bilirkişi marifetiyle incelettirilmiştir. Sözleşme aslı; davacının imzalarını içeren 22/11/2019 tarihli istiktap tutanağı aslı, 12/07/2013 tarihli sözleşme aslı, kira başlangıcı 12/07/2013 olan kira sözleşmesi aslı, 12/07/2013 tarihli işe başlama bildirimi aslı, 19/07/2013 tarihli Gelir İdaresi Başkanlığı Yoklama fişi aslı, ……. bank Bireysel ürün ve hizmet paketi sözleşmesi aslı ile birlikte Adli Tıp – Adli Bilimler Uzmanı Belge İnceleme Uzmanı Prof. Dr. …… tarafından mukayeseli incelemesi yapılmıştır. Grafolog Bilirkişi 28/01/2020 havale tarihli raporunda; inceleme konusu sözleşmedeki imza ile davacının karşılaştırma belgelerindeki imzaları arasında grafolojik ve grafometrik tanı unsurları açısından benzerlik noktasında bir ilişki bulunmaması nedeni ile, ……. antetli kağıda yazılmış, 09/12/2016 tarihli sözleşmede yer alan imzanın, karşılaştırma belgelerindeki imzalarına kıyasla, davacının eli ürünü olmadığı kanaatine varıldığını bildirmiştir.
Delil olarak ticari defterlere dayanıldığından TTK’nun 83 ilâ 85 ve HMK’nun 222. maddeleri uyarınca tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde konusunda uzman bilirkişi marifetiyle bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiştir.
Muhasebe Hesap Denetim Uzmanı Bilirkişi ……. 28/12/2020 tarihli raporunda özetle; davacının incelemeye ticari defter ve belge ibraz etmediğini, davalının 2016 yılı ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunmadığını, 2017 yılı ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğunu, davalı yan tarafından davacı adına düzenlenen 18/01/2017 tarihli Reklamasyon açıklamalı 26.999,04-TL tutarlı faturanın kabul edilmesi durumunda davacı yanın 13/02/2017 takip tarihi itibariyle davalı yandan alacağının bulunmadığını, davalı yana 13.694,77-TL borçlu durumda olduğunu, mahkemenin düzenlenen reklamasyon faturasını kabul etmemesi durumunda ise davacı yanın davalı yandan takibe konu edilen 24/12/2016 tarihli ……. no.lu faturadan dolayı 13.503,62-TL alacaklı olduğunu, davacının takip tarihinden önce davalıya bir ödeme ihtarının bulunmadığını, takip tarihi itibariyle davacının 175,08-TL işlemiş faiz talebinin dayanağı bulunmadığından, takip tarihi itibariyle işlemiş faiz yönünden alacağının bulunmadığının kabulünün gerekeceğini, mahkemece davacının davasında haklı görülmesi ve takibin devamına takdir edilmesi halinde, davacının takip tarihi itibariyle davalıdan olan asıl alacağına takip tarihinden itibaren davacının talebi ile bağlı olarak faiz talep edebileceğini belirtmiştir.
Ayıplı eser, sözleşmede kararlaştırılan vasıfları veya vazgeçilmez bazı vasıfları taşımayan eserdir. Diğer anlatımla ayıp, bir malda eserde sözleşmesi ya da kanun hükümlerine göre normal olarak bulunması gereken niteliklerin bulunmaması ya da bulunmaması gereken bozuklukların bulunmasıdır. Yüklenicinin kasten sakladığı bozukluklarla, usulüne uygun yapılan gözden geçirmede fark edilemeyecek ayıplar için sorumluluğu devam eder. Eğer, meydana getirilen eserin, teslim alındığı sırada usulüne uygun yapılan gözden geçirme ile var olan bozukluğu görülmemişse, ortada gizli bir ayıbın olduğu kabul edilir. Açık ayıplar, eserin tesliminden sonra, işlerin olağan akışına göre imkan bulunur bulunmaz bizzat yapılan veya uzmanına yaptırılan gözden geçirme sonucu saptanınca, uygun sürede; gizli ayıplar da ortaya çıkar çıkmaz, gecikmeksizin yükleniciye bildirilmelidir. Ayıp bildirimi süresinde yapılmadığı takdirde iş sahibi bu ayıbı örtülü olarak kabul etmiş sayılır. Ayıp ihbarının yazılı olarak yapılması zorunlu olmayıp süresinde ayıp ihbarının yapıldığı her türlü delille ve tanık beyanıyla dahi kanıtlanabilir. Yine ayıp bedelinin de ayıbın ortaya çıktığından itibaren geçecek makul süre dikkate alınarak hesaplanması gerekir.
Kural olarak, eserin sözleşmeye uygun olarak tamamlanıp teslim edildiğini ispat yükü yüklenicidedir. TMK.’nın 6. maddesinde düzenlenmiş olan genel ispat kuralından çıkarılan bu sonuç, Yargıtay ,……. Hukuk Dairesi’nin bir çok kararında “kural olarak eser sözleşmelerinde eserin teslimini, sözleşmeye ve tekniğine uygun olup olmadığını kanıtlamak yükleniciye aittir.” şeklinde ifade edilmiştir.
Teslim edilen eserin ayıplı ve/veya eksik olduğunu ve bedelin ödendiğini ispat yükü ise iş sahibine aittir. İçtihatlarda, Yargıtay’ın da bu doğrultuda tutum sergilediği görülmektedir. “Eser sözleşmesine dayalı ilişkilerde eserin teslim edildiğini ispatlama yükümlülüğü yüklenicide, eserin ayıplı olduğu iddiası ve bedelin ödendiğini ispatlama yükümlülüğü ise iş sahibindedir.” (bkz.Yargıtay 15.HD’nin 30.05.2013 tarih ve 2013/5906 Esas, 2013/3519 Karar sayılı kararı)
Somut olay irdelendiğinde; icra takibine konu faturanın davalının ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, bu faturadan sonra davalı şirket tarafından davacı muhatap alınarak düzenlenen 09/01/2017 tarihli yazıda; ” ……. order no ve ………. irsaliye nolu siparişteki ürünlerin bacak fermuar yönünün yanlış dikildiği görülmüştür. Üretim için atölyenize teslim edilen dosya, kalıp ve orjinal numunedeki tüm bilgi ve veriler fermuarların iç bacakta olması gerektiği yönünde olmasına rağmen, ürünlerin fermuarları dış bacağa dikilmiştir. Müşteriden gelecek tüm talepler (indirim, yeniden üretim, tamir) tarafınıza yansıtılacaktır…” denmekte olup her iki tarafın imzası ve kaşesinin mevcut olduğu tespit edilmiştir. Grafoloji alanında uzman bilirkişi aracılığıyla yapılan incelemede bu sözleşmede yer alan imzanın davacıya ait olmadığı tespit edilmiştir. Yine bu sözleşmeye istinaden davalı tarafından davacı adına 18/01/2017 tarihinde reklamasyon açıklamalı 26.999,04-TL tutarlı faturanın düzenlendiği ve davalı kayıtlarına alındığı, davalı tarafından reklamasyon faturasının davacıya tebliğe çıkartıldığına ilişkin belgelerin incelenmesinde davacıya tebliğ edilip edilmediğinin tespit edilemediği, bu sebeple ……. A.Ş.’ye yazılan müzekkereye ……. ‘nden gelen yanıtta gönderinin 06/03/2017 tarihinde davalıya iade edildiğinin bildirildiği tespit edilmiştir.
Davalının ayıp ihbarına ilişkin sunmuş olduğu sözleşmedeki imza davacıya ait olmadığı gibi davalı tarafından ayıba ilişkin kesilen reklamasyon faturası ve buna ait gönderinin de davacıya tebliğ edilmediği, davalıya iade olduğu tespit edilmiştir. İspat yükünü üzerine alan davalı tarafça iddiaları ispat edilememiştir. Davacı tarafından davalı şirketin icra takibi öncesi temerrüdü düşürüldüğüne dair dosyaya tevsik edici bir belge sunulmadığından davacının işlemiş faiz talebinin reddi gerekmiştir.
Tarafların iddia ve savunmaları, incelemeye sunulan defter ve belgeler, hükme esas alınan bilirkişi incelemeleri ile tüm dosya kapsamına göre; davacının takip ve dava tarihi itibariyle davalıdan 13.503,62-TL faturaya dayalı alacağının bulunduğu anlaşıldığından davalının itirazının kısmen iptaline, davalının aleyhine girişilen icra takibinin tamamına haksız ve kötüniyetli olarak itiraz ettiği, dava İİK.nun 67. maddesi uyarınca açılan itirazın iptali davası olup, icra takibi faturadan kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik olduğu, bu durumda açılan itirazın iptali davasında hüküm altına alınan alacak bilinebilir, bir başka deyişle likit olduğundan hükmedilen miktarın % 20’si oranında İİK.nun 67. maddesi uyarınca davacı yararına tazminata hükmedilmesine karar verilerek davanın kısmen kabul kısmen reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile; davalının Bakırköy ……. İcra Müdürlüğünün ……. esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin asıl alacak miktarı olan 13.503,62 TL üzerinden aynı koşullarda devamına,
2-Fazlaya ilişkin talebin Reddine,
3-Davacı lehine 2.700,72 TL icra inkar tazminatına hükmedilerek bedelin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Alınması gerekli 922,43-TL harçtan davacı tarafça yatırılan 164,21-TL harcın mahsubuyla bakiye 758,22-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
5-Davacı tarafından yapılan 31,40-TL başvurma harcı, 164,21-TL peşin harç olmak üzere toplam 195,61-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafça posta/ tebligat/ bilirkişi gideri olarak yapılan (ayrıntısı uyapta kayıtlı) 1.771,45-TL yargılama giderinden davanın kabul ve red oranı üzerinden takdiren 1.748,78-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-AAÜT gereğince hesap edilen 5.100,00-TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Reddedilen kısım üzerinden hesap edilen 175,08-TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, 6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345. maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekilinin yüzünde davalı vekilinin yokluğunda açıkça okunup, usulen anlatıldı.30/11/2021

Katip …
(e-imzalıdır)

Hakim …
(e-imzalıdır)