Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/22 E. 2020/825 K. 18.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/22 Esas
KARAR NO : 2020/825

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/01/2017
KARAR TARİHİ : 18/11/2020
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 08/12/2020
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; müvekkilinin parça başı fason tekstil ürün imalatı ve satışı yapan bir firma olduğunu, davalının ise toptan kumaş ticareti ile iştigal ettiğini, davacının kurulduğu günden bu yana davalıdan kumaş satın alıp, bedelini ödeyerek sipariş ettiğini, müvekkilinin ağırlıklı olarak çalıştığı ……… Mağazası’nın sipariş iptallare nedeniyle 4 aydır faaliyetsiz kalan ve elindeki siparişleri teslim eden davacı, davalıya daha önce bedelini ödediği ve davalı tarafça teslim edilmeyen ürünlerin teslimini, aksi halde fazla ödenen bedelin iadesini talep etmiş ise de, davalının bunu reddettiğini, yapılan araştırmalarda müvekkiline vekaleten siparişleri takip eden ……. tarafından sipariş bahanesiyle başkaca avans çekleri verilmesinin sağlandığını, buna rağmen avans çeklerinin iadesinin yapılmadığını, emniyete suistimal ve dolandırıcılık suçlamasıyla ilgili … ve davalının oğlu …… hakkında suç duyurusunda bulunacaklarını, müvekkili şirket ile davalı arasındaki ticari ilişkiden kaynaklanan ve fazla ödenmiş bulunan 251.258,01 TL alacağın tahsili amacıyla davalıya karşı Bakırköy ….. İcra Müdürlüğü’nün ……. esas sayılı dosyasıyla icra takibi başlatıldığını, davalı-borçlunun dosya borcuna itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek itirazın iptaline, takibin devamına davalının %20 icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin toptan kumaş işi yapmakta olup, malı satıp karşılında ödeme aldığını, davacı şirket tarafından verilen çek ve senetler ödenmeyince müvekkilinin başlattığı icra takiplerinden sonra huzurdaki davaya konu takibin yapıldığını, müvekkilinin davacıya herhangi bir borcunun olmadığını, malın gönderilmeme ya da fazla ödeme gibi bir durumunun olmadığını, olağan ticaret hayatında bedel ödenerek sipariş verilmeyeceğini, mal tesliminde borcun ödendiğini belirterek davanın reddini istemiştir.
Dava, fazla ödenen paranın iadesi talebiyle davacının, davalı aleyhine giriştiği icra takibine vâki itirazın İİK’nun 67.maddesi gereğince iptali ile takibin devamına ve icra inkâr tazminatı istemine ilişkindir.
Bakırköy …… İcra Müdürlüğü’nün ……. esas sayılı takip dosyası incelendiğinde; davacı şirketin davalı aleyhinde dayanak 251.258,01 TL asıl alacak ile asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsili için ilamsız icra takibine geçildiği, borçluya ödeme emrinin tebliği üzerine borçlunun süresinde, borca itiraz ederek takibin durmasına sebebiyet verdiği, İcra Müdürlüğü’nce takibin durdurulmasına karar verildiği, bu kararın alacaklıya tebliğ edilmediği, davanın yasal bir yıllık süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Taraflar tacir olup delil olarak ticari defterlere dayanıldığından TTK’nun 83 ilâ 85 ve HMK’nun 222. maddeleri uyarınca tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde konusunda uzman bilirkişi marifetiyle bilirkişi incelemesi yapılmıştır.
Dosya bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişi tarafından sunulan 19/03/2018 tarihli rapora yapılan itirazlar doğrultusunda bilirkişiden 05/06/2018 tarihli ek rapor alınmış ise de, bilirkişi ek ve kök raporları arasında çelişki olup, itiraz konuları değerlendirilmediğinden ve cari hesaba konu uyuşmazlık tespit edilmeyip, rapor teknik olarak yeterli bulunmadığından dosya başka bir mali müşavir bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişi tarafından sunulan 28/02/2019 havale tarihli raporda; davacının ticari defterlerine göre davalıdan 251.258,01 TL alacaklı olduğu, davalının ticari defterlerine göre davalının davacıya 65.944,20 TL borçlu olduğu, cari hesap farkının 93.013,92 TL’sinin sayfa 8’deki tabloda belirtilen hususlardan kaynaklı olduğu, davacının, davalıya verdiği 185.000,00 TL tutarlı çeklerin karşılıksız çıktığı ancak çeklerin davacıya iade edildiğine dair dayanak evrak olmadığı, bu nedenle hesaplama dışı bırakılacağı, 9.sayfadaki tabloda ispata muhtaç bırakılan evrakların ikmali sonucu rapor verilebileceği belirtilmiş olup, bilirkişi tarafından sunulan 26/07/2019 tarihli ek raporda; 29/04/2016 tarihli çekin mükerrer olarak kayıt altına alındığı, 185.000,00 TL tutarlı 3 adet çekin karşılıksız çıktığı, ancak çeklerin davacıya iade edildiğine dair dayanak evrak olmadığından hesaplama dışı bırakıldığı, davacının keşide ettiği çeklerin karşılıksız çıkması neticesinde karşılıksız çıkan çeklerin, çek bedellerinin davalı borcuna eklenmesi gerekeceği, 27/10/2016 tarihli 162.000,00 TL tutarlı ve 29/10/2016 tarihli 161.999,80 TL tutarlı faturalarda …’nun davacı adına ürünleri aldığı gözükmekle birlikte …’nun davalı çalışanı olup olmadığı tespit edilemediğinden hesaplamaya dahil edilmediği, 31/12/2016 tarihli, 40.000,00 TL tutarlı çekin dayanak evrakı sunulmadığından hesaplama dışı bırakıldığı, bu haliyle kök rapor sonrası sunulan evraklar neticesinde, davalının davacıya 182.744,20 TL borçlu olduğu bildirilmiştir.
İncelenen tüm dosya kapsamına, tarafların iddia ve savunmalarına, bilirkişi raporu içeriğine göre; bilirkişi raporunda belirtilen ve taraflarca bildirilen davacı tarafça keşide edilen çeklere ilişkin banka müzekkere cevapları ve icra takibine ilişkin evrakların dosya içerisine alınmış olduğu, davalı vekili tarafından sunulan 02/10/2019 tarihli beyan dilekçesinin son sayfasında belirtilen ilk 4 çekle ilgili davalı tarafça, davacı hakkında İstanbul …… İcra Müdürlüğü’nün ….. esas sayılı dosyasında takip yapıldığı, diğer 2 çekin uyuşmazlık konusu olmadığından bunlarla ilgili herhangi bir araştırma yapılmadığı, bilirkişi raporunda bahsedilen 27/10/2016 tarihli 162.000,00 TL tutarlı ve 29/10/2016 tarihli 161.999,80 TL tutarlı faturalarda teslim alan kısmında imzası bulunan …’nun davalı çalışanı olup olmadığıyla ilgili SGK’na yazılan müzekkere cevabında …’nun fatura tarihinde davacı şirket çalışanı olduğu bildirilmiş olup, isticvabına karar verilen … duruşmadaki beyanında; 27/01/2016 ve 29/10/2016 tarihli irsaliyelerdeki faturalardaki imzanın kendisine ait olduğunu beyan etmiştir.
Davacı vekili, duruşmada ve aşamalardaki beyanlarında; davalının oğlu ile çalışanı …’nun resmi defterlerde bulunan alacağı kapatmak nedeniyle mal teslimi olmadığı halde irsaliye düzenleyerek hileli işleme giriştiğini belirtmiş olup, dava dilekçesinde suç duyurusunda bulunulacağı belirtilmiş olmasına rağmen tahkikat tamamlanıp son duruşmaya gelinene kadar herhangi bir suç duyurusunda bulunulmadığı, son celse İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na şikayette bulunulduğu belirtilerek …… soruşturma sayılı dosyasının bekletici mesele yapılması talep edilmiş ise de, dava tarihinden itibaren aradan geçen 4 yıl gibi bir süreçte herhangi bir şikayette bulunulmayıp, gelinen aşamada şikayette bulunulması ve esasen şikayetin niteliğininde hukuki uyuşmazlığa ilişkin olması dikkate alındığında davacının bekletici mesele yapılmasına ilişkin talebinin dosyaya uzatmaya matuf olduğu değerlendirilerek kabul edilmemiştir.
Davanın, davacı tarafça avans olarak ödenen çeklerden dolayı fazla yapılan ödemenin iadesi istemine ilişkin olduğu ve uyuşmazlığın da davacı şirket çalışanı …’nun imzasının bulunduğu 27/10/2016 ve 29/10/2016 tarihli irsaliyeli faturalardaki malların teslim edilmediği iddialarına dayandığı, yapılan yargılamada, davalı tarafça düzenlenip 27/10/2016 ve 29/10/2016 tarihli sevk irsaliyeleri ile davacıya gönderilen ürünlerin bizzat davacı çalışanınca teslim alındığı irsaliyede imzası bulunan davacı çalışanının beyanından anlaşılmış olup her ne kadar davacı tarafça çeklerin avans olarak verildiği ve ödemenin siparişlerden önce yapıldığı iddia edilmiş ise de, genel kural aynı anda borçların ifası olup, davacı avans olarak ödeme yaptığı hususunu da ispat edememiştir.
Açıklanan gerekçe doğrultusunda davacının davasında haklı olmadığı, fazladan yapılmış bir ödeme olduğu iddiasının ispatlanamadığı anlaşıldığından davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davanın reddine,
Alınması gerekli 54,40 TL harçtan davacı tarafça yatırılan 3.034,57 TL harcın mahsubuyla bakiye 2.980,17 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafça posta / tebligat / bilirkişi gideri olarak yapılan (ayrıntısı uyapta kayıtlı) 842,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
AAÜT gereğince hesap edilen 26.038,06 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, 6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345.maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar taraf vekillerinin yüzünde açıkça okunup, usulen anlatıldı. 18/11/2020

Katip …

Hakim …