Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/213 E. 2018/704 K. 17.07.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/213 Esas
KARAR NO : 2018/704

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/06/2016
KARAR TARİHİ : 17/07/2018
KARAR YAZILMA TARİH : 25/07/2018

Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; müvekkili davacı ile davalı arasında 19.01.2015 tarihli… belge numaralı Acentelik Sözleşmesi ve yine 19.01.2015 tarihli Acentelik Sözleşmesi Ek protokolü imzalandığını, müvekkilinin davalı şirketin acenteliğini Gaziantep ilinde üzerine düşen tüm sorumluluklarını tam ve eksiksiz olarak getirmekte iken hiçbir sebep yokken ve müvekkilinin de anlam veremediği şekilde Zeytinburnu … Noterliğinin 14.01.2016 tarihli ve …. yevmiye numaralı ihbarnamesi ile sözleşmenin tek taraflı olarak davalı tarafından feshedildiğini, fesih bildiriminin müvekkiline tebliğ tarihinin 18.01.2016 olduğunu ve dolayısıyla fesih işleminin sözleşmede belirtilen her iki süreye de uyulmayarak yapılmakla sözleşmenin hukuken feshedilmiş olmadığını, sözleşmenin bitim süresinin en az 19.01.2017 tarihine kadar uzadığını,davalının acente sözleşmesini haksız olarak sonlandırmasından dolayı müvekkilinin işçilerini işten çıkarmak zorunda kaldığını ve dolayısı ile de işçilerine de ihbar tazminatlarını ödemek zorunda kaldığından bahisle, davalarının kabulü ile, 1.000,00 TL maddi tazminatın fesih tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınmasına, 10.000,00 TL manevi tazminatın fesih tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınmasına, 17.677,80 TL maddi tazminatın işçilere ödeme yaptıkları günden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkili davacıya verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın her ne kadar davayı Gaziantep’te açmış ise de taraflar arasında akdedilen Acentelik Sözleşmesinde Bakırköy adliyesinin yetkisinin açıkça gösterildiğini, tarafların imzaladığı ve davacı yanın da kabul ettiği Acentelik Sözleşmesinin 8. Maddesinin feshe ilişkin usul ve esasları düzenlendiğini, fesihin süresinde olduğunu, herhangi bir usulsüzlüğün söz konusu olmadığını, ayrıca fesihten çok önce müvekkili şirketçe durumun davacı tarafa bildirildiğini, aktin feshedileceği bilgisi verildiğini, ancak davacının çeşitli bahanelerle fesihnameyi imzalamaktan imtina ettiğini, bu durum karşısında müvekkili tarafından kendisine noter aracılığıyla aktin feshedileceğine ilişkin ihtarnamenin çekildiğini, tüm süreç esnasında protokolde belirlenen usul ve esaslara göre hareket edildiğini, davacının portföy tazminatı talebinde bulunabilmesi için bazı şartların mevcut olması gerektiğini, istenilen manevi tazminatın da sebebinin anlaşılamadığını, manevi tazminat için istenilen faiz başlangıç tarihinin de kabul edilemez olduğunu, davacı tarafın kendi iş yerinde çalışan işçilerinin işten çıkarılması sebebi ile işçilere ödenen ihbar tazminatlarını müvekkilinden talep ettiğini ancak buna ilişkin menfi ya da müspet zararı isteyebilmesi içni müvekkilinin sözleşme hükümlerinin gereğini yerine getirilmemiş olması gerektiğini, oysa müvekkilinin sözleşme hükümlerini yerine getirdiğini ve gene sözleşme hükümlerine göre sözleşmeyi yenilemeyeceğini bildirdiğini, davacı tarafın ihbar tazminatıyla ilgili talebi hakkında menfi tazminat hususunda gerekli şartlar oluşmadığından bu talebin kabulünün mümkün olmadığından bahisle, öncelikle davanın usulden reddini, davanın esasına girilmesi halinde davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Dava, acente sözleşmesinin haksız olarak feshine dayalı talep edilen maddi tazminat ve TTK 122.maddesi uyarınca talep edilen maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir.
Taraflar arasında 19/01/2015 tarihli acentelik sözleşmesi ve yine 19/01/2015 tarihli acentelik sözleşmesi ek protokolü imzalanmış olup, protokolün 12.maddesinde sözleşmenin süresi ve feshi açıkça düzenlenmiştir. Protokolün 12.1 maddesi “Acentelik sözleşmesi, acente olacak tarafın acentelik hizmeti vermeye başladığı tarihten itibaren başlar ve karşılıklı irade ile 3 yıla kadar sürecek şekilde 1 yıl süreyle yapılır, 1 yıllık veya 3 yıllık sürenin bitiminden evvel 3 ay içinde, her halükârda 15 gün evvelinde karşı tarafa ulaşmış taraflardan birinin noter aracılığıyla veya usulüne uygun karşı tarafa tebliğ edilebilecek bir fesih ihbarnamesiyle veya karşılıklı fesihname ile feshedilmediği sürece bir yıl uzatılır.” şeklinde düzenlenmiştir.
Davalı tarafından Zeytinburnu …. Noterliğinin 14/01/2016 tarihli ve … yevmiye no’lu fesih ihbarnamesinin davalıya tebliğ edildiğine ilişkin tebligat şerhi sunulmamış ise de, davacı dava dilekçesinde ihbarnamenin 18/01/2016 tarihinde tebliğ edildiğini bildirmiştir.
Protokolün 12.maddesi dikkate alındığında 1 yıllık sözleşmenin sona erdiği 18/01/2016 tarihinden 4 gün önce gönderilen ve 18/01/2016 tarihinde davacının eline ulaştığı anlaşılan ihbarnamenin “1 yıllık veya 3 yıllık sürenin bitiminden evvel 3 ay içinde, her halükârda 15 gün evvelinde karşı tarafa ulaşmış” olması gerektiğine ilişkin süreyi karşılamadığından tek taraflı olarak yapılan feshin süre yönünden geçerli olmadığı tespit edilmiştir.
Davacının acente sözleşmesinin haksız olarak feshedilmesinden dolayı işçilere ödediğini iddia ettiği ihbar tazminatı istemine ilişkin talebinin değerlendirilebilmesi için Gaziantep SGK İl müdürlüğüne müzekkere yazılarak işçilerin işe giriş ve işten ayrılış bildirgeleri ile hizmet döküm cetvelleri celbedilmiş, belgelerin incelenmesinde ….’ın davacı yanında işe giriş tarihinin 24/12/2014, işten ayrılış tarihinin ise 18/01/2016 olduğu, işten ayrılış kodunun 17 (işyerinin kapanması), ….’ın davacı yanında işe giriş tarihinin 22/01/2014, işten ayrılış tarihinin ise 18/01/2016 olduğu, işten ayrılış kodunun 17 (işyerinin kapanması), …’ın davacı yanında işe giriş tarihinin 11/05/2009, işten ayrılış tarihinin ise 18/01/2016 olduğu, işten ayrılış kodunun 17 (işyerinin kapanması), ….’nun davacı yanında işe giriş tarihinin 03/07/2012, işten ayrılış tarihinin ise 18/01/2016 olduğu, işten ayrılış kodunun 17 (işyerinin kapanması), …’nun davacı yanında işe giriş tarihinin 25/09/2013, işten ayrılış tarihinin ise 18/01/2016 olduğu, işten ayrılış kodunun 17 (işyerinin kapanması), …’ın davacı yanında işe giriş tarihinin 06/04/2009, işten ayrılış tarihinin ise 18/01/2016 olduğu, işten ayrılış kodunun 17 (işyerinin kapanması), ….’nın davacı yanında işe giriş tarihinin 07/09/2006, işten ayrılış tarihinin ise 18/01/2016 olduğu, işten ayrılış kodunun 17 (işyerinin kapanması) olarak belirtildiği, davacının 26/02/2009’dan itibaren yük nakli acenteliği hususunda mükellefiyet kaydının bulunduğu dikkate alındığında, davacının daha öncede yük nakli acentesi olduğu ve ihbar tazminatı ödendiği belirtilen işçilerin işe başlama sürelerinin davalı ile yapılan acentelik sözleşmesinin başladığı tarih olan 19/01/2015 tarihinden çok daha öncesine dayandığı, işyerinin kapanmasının işverene iş akdini sonlandırmak için haklı neden oluşturmadığı gibi işçilere kıdem tazminatı ödenmeksizin yalnızca ihbar tazminatı ödemesi yapıldığı, işçilerin çıkartılmasının acentelik sözleşmesinin feshedilmesi nedeniyle olduğu hususu davacı tarafça ispatlanamadığından bu nedenle talep etmiş olduğu maddi tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
Davacının TTK 122.maddesi uyarınca talep etmiş olduğu maddi manevi tazminat istemleri ise, denkleştirme istemi başlığını taşıyan TTK 122.maddesi nedeniyle istemde bulunabilmesi için 3 ayrı şartın gerçekleşmesi gerektiği, birinci şartın acentenin bulduğu yeni müşteri bulunması ve sözleşmenin sona ermesinden sonrada bu müşteriler sebebiyle önemli menfaatlerin elde edilmesi olduğu, taraflar arasında düzenlenen sözleşme hükmü ve acente işinin kargo taşımasına ilişkin olduğu, davacı acentenin yeni müşteri bulma gibi bir yükümlülüğünün bulunmadığı, kaldı ki davacı tarafından bu şartın gerçekleştiği hususuna dair herhangi bir ispat vasıtası sunulmadığı; ikinci şart olarak acente tarafından işletmeye kazandırılmış müşterilerle yapılmış veya kısa bir süre içerisinde yapılacak işler dolayısıyla elde edeceği ücret isteme hakkını kaybetmiş olması gerektiği, 3.şartında somut olayın özelliği ve şartları değerlendirildiğinde ödemenin hakkaniyete uygun düşmesi gerektiğidir. Acentelik hususunda davacıya tekel hakkı verilmediği ve TTK 122.maddesi gereğince davacının tazminat isteminin hukuki dayanığının bulunmadığı, davacı tarafça da bir ispat vasıtasının öne sürülmediği dikkate alındığında davacının davasının reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davanın reddine,
Alınması gerekli 35,90 TL harçtan davacı tarafça yatırılan 489,75 TL harcın mahsubuyla fazla alınan 453,85 TL harcın talep halinde ve karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına
AAÜT gereğince hesap edilen 3.441,24 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair,6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345.maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde verilen karar taraf vekillerinin yüzünde açıkça okunup, usulen anlatıldı. 17/07/2018

Katip …

Hakim …