Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/144 E. 2019/589 K. 19.06.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/144
KARAR NO : 2019/589

DAVA : Tazminat (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/02/2017
KARAR TARİHİ : 19/06/2019
KARAR YAZILMA TARİHİ : 23/07/2019
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Muhatap ile davacı arasında 02.08.2016 tarihinde yurt dışından gelecek hastaların teşhis ve tedavisi konusunda bir sağlık hizmetleri Sözleşmesi akdedildiğini, sözleşme şartları muvacehesinde davalı yurt dışından gelecek hastaları, teşhis ve tedavisi için davacıya ait ….Polikliniğine intikal ettireceğini, bunun karşılığında tedavi bedelin %20’sini aracılık bedeli olarak tahsil edeceğini, sözleşmeye göre Yurt dışından gelecek olan hastalar için yetkili kurumlardan alınacak özel C1 vizesi için ödenmesi gereken bedeller hastalardan muhatap kendileri tarafınca da yetkili kurum olan …. (… Demeği)’a bu bedeller intikal ettirileceğini, bu meyanda gelecek hastalar için özellikle Irak devleti vatandaşları için öngörülen C1 vizesi denilen vizeyi yetkili dernek nezdindeki başvuruları da kendileri adına takip ederek neticelendirecek gelen hastaları da tarafınca intikal ettireceğini, muhatap Sözleşmenin yapılmasının üstünden geçen zaman zarfında … nezdinde yurt dışından tedavi maksadı ile gelecek 98 hasta ve 46 refakatçi için kliniği adına başvuruda bulunarak yukarıda bahsedilen C1 vizesini …. dan aldığını, ancak sözleşmenin feshine kadar hiçbir hastanın davacıya intikalini sağlamadığını, vize alınan hastalar ile ilgili de bir bilgi vermediğini, sorulduğunda şifahi olarak bugün yarın denilerek geçiştirilen hastalara ait bilgiler talep üzerine …. tarafindan kendilerine bildirildiğini, buna göre 144 kişi için vize işlemi yapıldığını ve bunun 98′ i hasta 46’ sı da refakatçi olarak işlem gördüğünü, hastaların tarafınca intikalinin sağlanmaması sebebi ile sözleşmenin ücretlendirme bölümünün son cümlesinde belirlenen genel tanı ve araştırma Check Up bedeli olarak belirlenen beher hasta başına 194,00 TL olan bedel bu sebeple hastalardan tahsil edilemediğini, bu itibarla vizeleri adına alınan ancak tedavi için tarafınca intikal ettirilmeyen 98 hasta için %20 aracılık bedeli düşüldükten sonra beher hasta için 155 TL’den olmak üzere 98 hasta için toplam 15.209,00 TL gelir kaybı söz konusu olduğunu, buna karşılık muhatap tarafindan tarafınca sadece 06.09.2016 tarihinde 8.000,00 TL ödeme yapıldığını bakiye 7.209,00 TL davalı tarafindan ödenmediğini, hastaların Türkiye’de tedavi edilebilmesi için C1 vizesi alınması mecburiyeti dolayısı ile …. a yapılan başvurulardan kaynaklanan hizmet bedeli beher kişi başına 80 TL +14,40 TL KDV olmak üzere 94,40 TL 144=13.593,60 TL …. tarafından davacıya 22.09.2016 tarih ve Seri … nolu fatura ile fatura edilmiş olup işbu bedelin müvekkiline davalı tarafından ödeneceğini, davacının eşi ve işletme müdürü …….. Bey’in cep telefonuna kayıtlı whatsapp hattından yapılan yazışmalarda davalı firma yetkilileri ve aracıları beyan ve taahhüt edildiği halde ödenmediği gibi bilahare iletişim vasıtaları ile ulaşım da sağlanamadığını, …. ile yapılan görüşmelerde davalı şirket yetkililerinin davacıya ait kaşe ve imzayı taklit ederek sahte bir taahhütname verdiğini de davacının öğrenmesi üzerine hem sözleşmenin feshi için hem de alacakları ödenmesi için davalı şirkete İhtarname gönderildiğini, İhtar da sözleşmenin, hükmü gereğince feshedildiğini ve munzam zararı ile …. tarafindan ödenmesi istenen bedelin tarafınca ödenmesini aksi halde dava açmak zorunda kalacağını da beyan ettiğini, ihtara davalı tarafından müsbet cevap verilmemesi üzerine ….’a önce 25.11.2016 tarihinde 2.000,00 TL ödeme yaptığını, bilahare bakiye bedel …. tarafından İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün ….Esas dosya nolu ile 22.09.2016 tarih ve Seri… nolu faturaya istinaden talep olunan 13.236,00 TL bedeli haciz işlemi yapılmaması için 02.02.2017 tarihinde ödemek zorunda kaldığını, davalı ile davacı arasında aktedilen sözleşme her iki tarafa borç yükleyen sürekli edimli bir sözleşme olduğunu davacı, davalı tarafından intikal ettirilecek hastaların tedavisini üstlendiği iken davalı da vize işlemlerini yaptırdığı şahısları davacıya ait Polikliniğe intikal ettirmekle yükümlü olduğunu, davalı firma davacıya ait Polikiliniğin adına açılan ve davalı firma yetkilileri tarafindan kullanılan e mail adresi üzerinden 98 adet hasta ve 46 adet refakatçi için …. nezdinde vize işlemlerini tamamladığını ancak hiçbir hastanın intikalini tarafınca yapmadığı gibi vize işlemleri için ödenmesi zorunlu harç ve diğer giderleri de ödemeyerek davacıya zarara uğratması sebebi ile sözleşme BK 124-126. Maddesi mucibince tarafınca haklı sebeplerle feshedildiğini, davalı tarafindan gerek sözleşme ile yükümlendiği …. a ödenmesi gereken vize bedelleri ödemediğini ve gerekse bu sözleşme ile davacının kazanması gereken asgari bedel olan her hasta için yapılacak muayene ve chek up bedelinin 98 hasta için ödemesi gereken bedeli ihtara rağmen ödemediği için işbu davanın açılmasına zaruret hasıl olduğunu, neticeten; sözleşmenin fesih olduğunun tespitine, ….’a davacının ödenmek zorunda kalınan 15.236,00 TL bedel ve 98 adet hastanın kliniğine intikal ettirilmemesini ve sözleşmenin davalının temerrüdü sebebi feshinden dolayı oluşan munzam zararı olan 7.209,00 TL bedel olmak üzere cem’an 22.445,00 TL’nin ihtarın tebliğinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte tahsiline, mahkeme masrafları ile vekalet ücretinin davalıya tahmiline, karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı ile davalı, anlaşması özetle CEK-UP yapılması hakkında olduğunu, müvekkilinin o dönemde IRAK ‘da anlaşma yaptığı ajans tarafından gelen bilgi ve listeyi davacıya ilettiğini ve onlarda VİZE alınması için … kurumuna ilettiğini, çıkan vize sonrasında ajans tarafından hiçbir hasta getirilmediğini, bu durum davacıya defaten söylendiğini, davacının en azından …. ile arasında sorun olmasın diye bu rakamların yatırılmasını talep ettiğini, davalı her ne kadar hiç bir kazanç elde etmese de, mağduriyet yaşanmaması için bir miktar ödeme çıkardığını ancak davacının bu ödemeyi …’ a yapmadığını ve kendisi kullandığını, davalı şirket yetkilisini aradığı zamanda, bu soru üzerine o zaman ihtiyaç olduğunu kullandıklarını şimdi durumu olmadığını kendileri ödeyin daha sonra bir şekilde bakarız ifadelerini kullandığını, yine davacı bu hastaların geldiği ama başka yere yönlendirildiğini ima ettiğini, bu konuda davalıya gelen bir grup veya hasta olmadığını, davacı ekte liste yolladığını öncelikle İç İşleri Bakanlığı ve sonrasında Sağlık Bakanlığı’na sorularak bu listedeki kişiler herhangi bir sağlık kuruluşundan bu hizmeti alıp alınmadığı görülebileceğini, davalıya bir yönde bir talep gelmediğini ve başkacada bir yere hastaları yönlendirmediğini, bu durum ilgili bakanlıklardan müzekkere yolu ile sorulmasını talep ettiklerini, dolayısı ile ortada olmayan bir kazançtan nasıl bir mahrumiyet olmuş olabileceğini, davacının müvekkiline fatura kestiğini bununda 13.593.60 TL tutarında olduğunu buna ilişkin daha önce kendilerine 8.000,00 TL ödeme yaptıklarını, dava tutarı olsa olsa 5.593.60 TL olabileceğini, esasında müvekkilinin hiç kazancı olmadığı halde mağduriyet olmasın diye böyle bir durumu kabul ettiğini aslında alacak verecek olmadığı gibi davacının almış olduğu 8.000,00 TL’ yi iade etmesi gerektiğini ancak müvekkilinin iyi niyetinden farklı düşündüğünü ve sadece 5.593.60 TL’ yi kabul ettiğini, ancak davacı ise açtığı dava tutarı 22.445,00 TL olduğunu, neticeten; davacının hukuki mesnedi bulunmayan, müvekkilinin elde etmediği bir gelirin talebi mümkün olmadığını, borçlar kanunu kapsamında haksız zenginleşme kabul edilemeyeceğini bu nedenlerle davanın reddini talep etmişlerdir.
Davacı vekili cevaba cevap dilekçesinde özetle: davalının ileri sürülerin iddialara makul ve hukuken kabul edilebilir cevaplar sunmadığını taraflar arasındaki münakit anlaşmanın davalının iddiası gibi yalnızca cek-up anlaşması olmadığını, davalı tarafından müvekkiline yapılan ödemenin … fatura bedeli ile hiçbir alakasının bulunmadığını, olayda davalının edimlerini bihakkın yerine getirilmemesi sebebiyle süresinden önce haklı sebeplerle fesih edilmiş bir akit olduğunu, davalının açık bir şekilde 5.593,00 TL lik kısmını ikrar ettiğini, açık ikrar nedeniyle önceklik e 5.593,00 TL lik kısmının kabulüne, davalı cevaplerinin reddi ile tüm davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Taraflar tacir olup delil olarak ticari defterlere dayanıldığından TTK’nun 83 ilâ 85 ve HMK’nun 222. maddeleri uyarınca tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde konusunda uzman bilirkişi marifetiyle bilirkişi incelemesi yapılmıştır.
Bilirkişi 04/04/2019 havale tarihli raporunda; davacı şirketin davalı firmayla ilgili fatura belgelerinin muhasebe teknik ve usullerine uygun olarak 2016 yılı defter kayıtlarına işlendiği, rapor tarihi itibariyle davacının 5.593,60 TL asıl + 148,27 işlemiş faiz olmak üzere toplamda 5.741,87 TL alacağının olduğunu, davacının 5.593,60 TL bakiye alacağının haricinde 15.209,00 TL kar kaybı talebinde bulunabileceği yönünde karar verilmesi halinde davacı yanın davalı yandan (5.593,60 TL + 15.209,00 TL) 20.802,60 TL asıl ve 551,41 TL işlemiş faiz olmak üzere toplamda 21.354,01 TL alacaklı olduğunu bildirmiştir. Davalı yana HMK 222 ve TTK nın 83. Maddeleri gereği bilirkişi incelemesi günü tüm ticari defter ve belgelerini hazır etmesi konusunda usulüne uygun ihtarat yapılmış, HMK 94/1-3 maddeleri gereği defter deliline dayanmaktan vazgeçmiş ve ibraz eden tarafın usulüne uygun olarak tutulmuş defter kayıtlarına göre karar verileceği usulüne uygun olarak ihtar edilmiştir. Ancak davalı yan bilirkişi incelemesine katılmadığı gibi defter ve belgelerini sunmamış yerinde inceleme talebinde de bulunmamıştır. Rapor taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, davalı yan rapora karşı herhangi bir beyanda bulunmamış, usulüne uygun olarak yapılan ihtarat sonucu rapora karşı itiraz hakkından vazgeçmiş sayılmıştır.
Davacı davasını 08/04/2019 tarihinde bilirkişi raporu doğrultusunda ıslah etmiştir. Davacı vize masrafları olarak dava dilekçesinde 15.236,00 TL talep etmiş, raporda vize masrafları 5.593,60 TL olarak belirlenmiştir, davacı kar kaybı olarak 7.209,00 TL talep etmiş, raporda kar kaybı 15.209,00 TL olarak hesap edilmiştir. Davacı vekili bilirkişi raporunu kabul ile dava ve taleplerini; vize masrafı 5.593,60 TL kar kaybı 15.209,00 TL ve faiz olarak dava tarihine kadar işlemiş 551,41 TL olmak üzere 21.354,01 TL olarak ıslah etmiştir. Davacının dava dilekçesinde toplam talebinin 22.445,00 TL olduğu anlaşılmaktadır.
İncelemeye sunulan defter ve belgeler ile tüm dosya kapsamına göre, davacının takip ve dava tarihi itibariyle davalıdan 5.593,60 TL alacağının bulunduğu, HMK 308 gereği davalının davacının talep sonucunu kısmen muvafakat ettiği ve böylelikle belirtilen alacak kalemi bakımından davayı kabul ettiği anlaşıldığından davanın kısmen kabulüne, davacının ıslah dilekçesi ile arttırmış olduğu kar kaybı 15.209,00 TL tazminat talebine ilişkin ve dava tarihine kadar işlemiş faiz taleplerinin dosyaya yeterli delil sunulmaması ve ispat yükü üzerinde olan davacı tarafından kanıtlanamaması nedeniyle reddine karar verilerek davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kısmen kabulu ile 5.593,60 TL nin davalıdan 18/11/2016 tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte alınarak davacıya VERİLMESİNE,
2-Fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 382,10 TL harçtan peşin alınan 383,31 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.21 TL harcın hükmün kesinleşmesini müteakiben ve istem halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan 960,00 TL. (posta, tebligat, bilirkişi vs.) yargılama giderinden davanın red ve kabul edilen kısımları dikkate alınarak takdiren 239,23 TL. yargılama gideri ile 418,10 TL. toplam harç masrafı ki toplam 657,33 TL. yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-HMK’nun 333. maddesi uyarınca yatırılan avanstan kullanılmayan gider avansının (iş bu kararın tebliğ gideri avanstan karşılanmak ve bu gider mahsup edilmek kaydıyla) kararın kesinleşmesinden sonra resen davacıya iadesine,
6-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Yürürlükteki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap edilen 2.725,00 TL avukatlık ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
7-Davalı tarafından yapılan 18,50 TL. yargılama giderinden davanın red ve kabul edilen kısımları dikkate alınarak takdiren 13,89 TL. yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalı tarafa ödenmesine, bakiye yargılama giderinin davalı üzerinde bırakılmasına,
8-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Yürürlükteki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap edilen 2.725,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
Dair, 6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345. maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekilinin yüzene karşı davalının yokluğunda açıkça okunup, usulen anlatıldı. 19/06/2019

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır