Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1190 E. 2021/883 K. 11.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/1190 Esas
KARAR NO : 2021/883

DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 25/12/2017
KARAR TARİHİ : 11/10/2021

Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 3645 Sayılı Kanun ile kurulan bir kamu kurumu olan müvekkilince İstanbul – Otogar – Bağcılar – …… Köyü – …… Konutları ….. İnşaatı, Elektro – Mekanik işlerinin yapımı ve araç temini işi için ihaleye çıkıldığını, ihaleyi kazanan ……. Adi Ortaklığı ile 01/02/2005 tarihinde sözleşme imzalandığını, metro inşaatının yapımı sırasında, dava dışı …….’nin maliki oladuğu inşaat güzergahında bulunan İstanbul Bakırköy ….. Bölgesi Esenler’de bulunan konutun zarar gördüğü gerekçesiyle, idare aleyhine zararın giderilmesi ve maddi karşılığının tazmini talebiyle İstanbul ……. İdare Mahkemesinde …..( ……. esas) esas sayı ile dava açıldığını, yapılan yargılama neticesinde davacı müvekkili aleyhine hükmolunan tazminatı, faizi, masrafı ve vekalet ücreti ile birlikte dosya borcu olan toplamda 18.267.73-TL yi müvekkili idarenin davacıya davacının müvekkili idareye borçlu olduğu kısmı mahsuplaşarak ödendiğini, ödenen meblağın ihale sözleşmesi hükümleri uyarınca …… Adi Ortaklığından talep edildiğini ancak ilgili şirketler tarafından her hangi bir ödeme yapılmadığını, müvekkili tarafından dava dışı …….’ye ödenen 18.267,73-TL nin ödeme tarihi olan 23/03/2017 tarihinden işleyecek ticari faiziyle birlikte sözleşme ve poliçe hükümleri uyarınca zarardan sorumlu olan davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsili ile yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı idare ile imzalanan 01/02/2005 tarihli sözleşmenin 46. Maddesi gereğince taraflar arasında tahkim şartının mevcut olduğunu, dolayısı ile mahkemenin görevsiz olduğunu, tahkim itirazının kabul görmemesi halinde ticari nitelikte olmayan talepler bakımından Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğunu, görev itirazının kabul edilmemesi halinde yetki itirazında bulunulduğunu, müvekkillerinin yerleşim yeri olan İstanbul Beykoz veya Ankara Mahkemelerinin yetkili olduğunu, …… ile…… arasında imzalanan 30/06/2011 tarihli Protokol ile ……. , 01/02/2005 tarihli sözleşmeye konu (müvekkil Ortaklığın metro inşaatı işi ile ilgili) tüm hak ve alacaklarını ……. ‘ye devrettiğini ve bu doğrultuda İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile Ortaklık arasında 08/08/2011 yürürlük tarihli mutabakat zaptı imzalandığını, söz konusu Mutabakat Zaptı ile Ortaklığın …… aleyhine tahkim yoluyla başlatılan davalardan feragat ettiğini, bunun karşılığında ise ……. ile Ortaklık arasında işin ……. ‘ye devri öncesinde ilgili taraflar arasındaki her türlü iş ve işlemler hakkında tarafların birbirlerine karşı hukuksal ihtilafa yol açabilecek hiçbir talep ve görüşte bulunmayacaklarının kararlaştırıldığını, bu sebeple davacının aktif dava ehliyetinin bulunmadığını, metro inşaatı yapımı işini kapsayan ihale konusu inşaat işinde emir, talimat, kontrol ve denetim yetkisine sahip olan ve bu projede nihai karara da yetkili olan makamın davacı ……. İşletmeleri Genel Müdürlüğü olduğunu ve huzurdaki davaya konu ettiği bedelleri ödeme sorumluluğu bizzat kendisine ait olduğunu, zira, davacının …….’nin maliki olduğu taşınmazda meydana geldiği iddia olunan zararlar nedeniyle, aynı taşınmaz ile ilgili, bu taşınmazda (apartmanda) hak sahibi bulunan diğer malikler tarafından müvekkil şirketler ile davacı aleyhine Bakırköy …… Asliye Hukuk Mahkemesi’nin …… E. sayılı dosyası üzerinden, maddi ve manevi tazminat ile irtifak bedelinin ödenmesi istemiyle dava açılmıştır ve bu davanın Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin …… E. ……. K. sayılı kesinleşen ilamıyla müvekkili şirketler bakımından pasif husumet yokluğu gerekçesi ile reddedildiğini, Yargıtay ……. Hukuk Dairesi’nin söz konusu kararına da yansıdığı üzere, aynı taşınmaz ile ilgili aynı taleplere dayalı olarak müvekkili şirketlere husumet yöneltilemeyeceğini, rücu bedeli adı altında ödeme yapılması istenemeyeceğini, davacı tarafın …….’ye yapmış olduğu ödemeye dair belge taraflarına tebliğ edilmediğini, bu bakımdan, …….’ye yapılan ödemenin tarihinin bilinmemesi karşısında, her hangi bir hak kaybına uğramamak zımnında 2 yıllık zamanaşımı süresine tabi huzurdaki davaya zamanaşımı yönünden de itiraz ettiklerini, davacı tarafın huzurdaki davaya konu ettiği bedelin her ne kadar ihale sözleşmesinin 21. maddesi ve ilgili hükümleri uyarınca müvekkili ortaklıktan tahsil edilmesi gerektiğini ileri sürmüş ise de, bu beyana da itibar edilmesinin mümkün olmadığını, “………. İşlerinin Yapımı ve Araç Temini İşi” sözleşmesine göre müvekkili şirketlerin davacı idarenin iddia ettiğinin aksine, sorumlu olmadığını, zira sözleşmenin konusuna göre dava dışı …….’nin mülküne zarar gelmesi, 21/5. maddenin istisnası kapsamında yer almakta olduğunu, meydana gelen zararın davacı idarenin sorumluluğunda olduğunu, davacı idarenin sözleşme hükümleri uyarınca rücu talebinde bulunabilmesinin mümkün olmadğını, bir an için meydana gelen zararın sözleşmenin anılan maddesinin istisnası kapsamında yer almadığı varsayılacak olsa dahi, güçlü olan tarafa diğer tarafın zararına işlemler yapma imkanı veren ve zayıf tarafın özgürlüğünü kısıtlayan tüm sözleşmelerin geçersiz olduğunu, sözleşmenin taraflarından birinin diğer tarafa göre daha güçlü pozisyonda olması nedeniyle, şartları esasen tek taraflı olarak belirlenen ve böylece güçsüz durumdaki diğer tarafın kişisel ve iktisadi işlem yapma özgürlüğünü kısıtlayan hükümlerin, ahlaka ve kamu düzenine aykırı olduğu için TBK 20 – 25 ile 26, 27, TMK 2/1 ve EBK 19 – 20, MK 24 maddeleri uyarınca geçersiz olduğunu, Anayasamızda ifadesini bulan Hukuk Devleti İlkesi (M.2); sözleşme özgürlüğünün ancak demokratik toplum düzenine aykırı olmamak kaydıyla geçerli olacağını ve Kanunlara, Kamu Düzenine ve Ahlâka aykırılıkların geçersizlik (Butlan) nedeni sayılacağını düzenlendiğini, güçlü olan tarafa diğer tarafın zararına işlemler yapma ve iktisadi karar verme imkanı veren, zayıf tarafın kişisel veya iktisadi işlem yapma özgürlüğünü kısıtlayan bu tür sözleşmelerin, kelepçeleme sözleşmeleri olarak adlandırıldığını, davacı ……. İşletmeleri Genel Müdürlüğü tarafından müvekkillerine sunulan Matbu nitelikteki İhale Sözleşmesi’ndeki bir çok hüküm ve özellikle 21. maddenin açıkça Kelepçeleme Sözleşmesi kapsamında kaldığını, bu sözleşmelerin gerek doktrinde gerekse Yargıtay İçtihatlarında ahlaka aykırı olduğu gerekçeleri ile Geçersiz / Batıl / Kesin Hükümsüz kabul edildiğini, bu bakımdan da geçersiz ve hükümsüz maddelere dayanılarak öne sürülen haksız taleplerin tümüyle reddini talep etmiştir.
Davacı tarafından cevaba cevap ve davalılar tarafından ikinci cevap dilekçeleri dosyaya ibraz edilmiştir.
İhbar Olunan ……. Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesi özetle; davalılar ile imzalanan ……. no. İNŞAAT ……. SİGORTA POLİÇESİ ile İstanbul Otogar – Bağcılar raylı toplu taşıma sistemi inşaat elektro – mekanik işlerin yapımı ve araç temin işinde meydana gelecek hasarlar ile II. şahıslara verilecek zararlar poliçede belirlenen kapsam dahilinde teminat altına alındığını, bu kapsama girmeyen veya bu kapsama girmekte beraber, istisnalar ile muafiyet ile hasar dışı tutulan miktarların altındaki hasarların poliçe korumasında sayılmayacağını, söz konusu hasar nedeniyle müvekkili şirket nezdinde ….. no.tu hasar dosyaları açılmış ekte yer alan İnşaat All Risk Sigorta Poliçesi kapsamında, söz konusu hasar muafiyet altında kaldığından müvekkili şirketin öncelikle bu nedenle poliçeden kaynaklanan sorumluluğunun bulunmadığını, istisnalar kısmında yer alan muafiyet şartına göre, hasar miktarının poliçedeki muafiyet sınırının altında kaldığından poliçe kapsamında bir ödeme yapılmasının zaten mümkün olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER : 01/02/2005 tarihli İhale Sözleşmesi ve ihale dokümanları, İstanbul …. İdare Mahkemesinin ……. E. ….. K. Sayılı dosyası, Bakırköy …… Asliye Hukuk Mahkemesi’nin …… E. sayılı dosyası, Bakırköy …… İcra Müdürlüğü’nün ….. Esas sayılı takip dosyası, Dava dışı …….’ye yapılmış olan ödemeyi gösteren belge, İnşaat All Risks Sigorta Poliçesi, Beşiktaş ….. Noterliğinin 10/02/2017 tarih ……. yevmiye nolu ihtarnamesi, bilirkişi incelemesi, tüm dosya kapsamında toplanan deliller.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava; metro inşaatı nedeniyle dava dışı …….’nin konutunda meydana gelen zarara ilişkin İstanbul …… İdare Mahkemesinin ……. E. Sayılı dosyasında verilen kararla davacının aleyhine hükmedilen ilamdan kaynaklı olarak dava dışı şahsa yapılan ödemenin taraflar arasında akdedilen sözleşme kapsamında davalılardan rucüen tazmini istemine ilişkindir.
Bakırköy ….. İcra Müdürlüğü’nün ……. Esas sayılı icra takip dosyasında; davacının ……. Adi Ortaklığına karşı 18.267,73-TL asıl alacak, 369,36-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 18.637,09-TL için asıl alacağa yıllık yasal faiz işletilmesi talebiyle 09/06/2017 tarihinde icra takibi başlatıldığı, Adi ortaklık ve davalı şirketler vekilince icra takibine itiraz edildiği, adi ortaklığı Türk Borçlar Kanunu nazarında adi şirket hükümlerine tüzel kişiliği haiz olmayan, taraf ehliyeti bulunmayan bir ortaklık olması sebebiyle öncelikle usulden itiraz edildiği, yine sözleşme 46. Maddesi gereğince tahkim itirazında bulunulduğu, tüm borca, faiz ve ferilerine itiraz edildiği tespit edilmiştir.
İstanbul ……. İdare Mahkemesinin …… E. ….. K. Sayılı dosyasında; davacısının dava dışı ……., davalısının mahkememiz davacısı olduğu, İstanbul ili, ….. İlçesi, ……. Mahallesi, ….. Sokak, …… pafta, …….parsel, No:…… adresinde bulunan binanın 5 nolu bağımsız bölümünün maliki olan davacı ……. tarafından, söz konusu binanın bu güzergahtan geçen Otogar – Bağcılar Toplu Taşıma Sistemi tünel kazı çalışması nedeniyle oturulamayacak derecede zarar gördüğü ileri sürülerek, uğradığı iddia edilen 58.798,00-TL zararın tespit tarihi olan 25/02/2008 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle tazmini ve daha önce ödenmekteyken dava açılmasıyla birlikte ödenmeyen tahakkuk etmiş kira bedellerinin ödenmesinin talep edildiği, mahkemece Danıştay bozması sonrasında davanın kısmen kabulüne, 7.547,23-TL maddi zararın davalı idareye başvuru tarihi olarak kabul edilen 13/08/2008 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte, davacı tarafça yapılan üç aylık kira ödemesi toplamı olan 1.500,00-TL’nin davalı idare tarafından davacı tarafa ödenmesine, fazlaya ilişkin 51.250,77-TL maddi tazminat istemi ile 25/02/2008 tarihinden itibaren işletilecek faiz talebinin reddine karar verildiği, kararın Danıştay ……. Dairesi’nin ……. Esas …… Karar sayılı 04/10/2016 tarihli ilamı ile onandığı, kararın 06/12/2016 tarihinde kesinleştiği tespit edilmiştir.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan inşaat mühendisi, mali müşavir ve borçlar hukuku alanında nitelikli hesap uzmanı akademisyen bilirkişilerden oluşan heyet tarafından bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
SMMM ……., Öğretim Üyesi Prof. Dr. ……. ve İnşaat Mühendisi ……’dan müteşekkil bilirkişi heyeti 20/03/2020 tarihli raporunda; 09/06/2017 takip tarihi itibariyle, Davacı ……. İşletmeleri Genel Müdürlüğü’nün Davalı …… Adi Ortaklığını oluşturan …… Ağır Sanayi İnşaat ve Taahhüt A.Ş. ve …… İnşaat ve Ticaret A.Ş.’den 18.267,73-TL Asıl Alacak alacağı olduğunu, davacının takip öncesi 369,36-TL işlemiş faiz talebinde bulunduğu, 355,85-TL faiz alacağı hesaplandığı ve 355,85-TL faiz alacağı olduğu sonuç ve kanaatine varıldığını bildirmiştir.
Gerek tarafların bilirkişi raporuna karşı itirazları gerekse de bilirkişi heyetinin işbu davayı itirazın iptali davası olarak değerlendirmeleri nedeniyle bilirkişi heyetinden ek rapor aldırılmasına karar verilmiştir.
Bilirkişi Heyeti 19/11/2020 tarihli ek raporunda; davacı ……. İşletmeleri Genel Müdürlüğü’nün Davalı …… Adi Ortaklığı’nı oluşturan …… Ağır Sanayi İnşaat ve Taahhüt A.Ş. ve Doğuş İnşaat ve Ticaret A.Ş.’den; dava dışı zarar gören 3.kişi ……. tarafından davacı ……. İşletmeleri Genel Müdürlüğü’ne hitaben yazılmış tarihsiz mutabık kalma belgesinde; “… zarar görmesi nedeniyle İstanbul ….. İdare Mahkemesinde …… Esas ile açılan davanın 24/12/2015 tarih ve ……. sayılı ilamıyla zarar bedelinin tarafıma ödenmesine karar verildiğinden idare alacağı 6.107,23-TL’nin mahsup edilerek kalan 12.160,28-TL’nin aşağıda belirttiğim banka hesabına ödenmesi halinde bu dosyayla ilgili olarak ……. İşletmeleri Genel Müdürlüğü’nden alacağım kalmayacağını beyan eder, gereğini arz ederim, Ek. Azil ve Kimlik belgesi eki.” şeklinde beyan verdiğinin tespit edildiği, dava dışı zarar gören 3.kişi ……. tarafından imzalanan, 6.107,23-TL’lik mahsup talebinin ödeme belgesi olarak kabulü halinde Davacının Davalılardan 18.267,73-TL alacağı olduğu, 6.107,23-TL’lik Mutabakat Mektubunun kabul edilmeyip, Davacı ……. İşletmeleri Genel Müdürlüğü tarafından Dava dışı …….’ye 23/03/2017 tarihinde ödenen 12.160,00-TL’lik ödemenin kabul edilmesi durumunda, Davacının Davalılardan 12,160,00-TL alacaklı olduğu, davacı vekili dava dilekçesinin sonuç bölümünde, dava dışı …….’ye ödenen 18.268.73-TL’nin ödeme tarihi olan 23/03/2017 tarihinden işleyecek ticari faizi ile birlikle iadesi talep edilmişse de; davacı tarafından davalıların temerrüde düşürüldüğüne, davalılardan alacağın talep edildiğine dair ihlarnameye rastlanılmadığını, davalının 23/03/2017 olan ödeme tarihi itibariyle temerrüde düşürülmediğinin kabulü halinde davalıların dava ile olaydan haberdar olduğunun kabulü halinde faiz başlangıcının dava tarihi olan 25/12/2017 olabileceği, taraflar arası belirlenmiş bir faiz oranı da olmadığından, yasal faiz uygulanması gerektiğini, davalıya ait borcu mahkeme ilamı uyarınca ödemek zorunda kalan davacının zararı ödeme tarihinde 23/03/2017 günü doğduğundan, açtığı rücu davasında ödeme tarihinden itibaren faiz talep edebilmesi için karşıt tarafa ayrıca bir ihtar ile temerrüde düşürmesine gerek olmadığının kabulü halinde, faiz başlangıcının ödeme tarihi olan 23/03/2017 olabileceği, taraflar arası belirlenmiş bir faiz oranı da olmadığından yasal faiz uygulaması gerektiğini, rücu hakkının başkasına ait bir borcu yerine getiren kişinin malvarlığında meydana gelen kaybı gidermeye yönelen tazminat niteliğinde bir talep hakkı olduğunu, davacının mal varlığındaki eksilme 23/03/2017 günü ödeme tarihinde gerçekleştiğinin kabulü halinde, 23/03/2017 ödeme günüden itibaren yasal faiz telebinin yerinde olduğunu bildirmiştir.
Taraflar arasındaki sözleşmeye göre, “……. Konutları 4 Raylı Toplu İnşaatı, Elektro Mekanik işlerinin yapımı ve araç temini işi içi ihaleye çıkılmış, ikaleyi kazanan …… – …… Adi Ortaklığı ile 01/02/2005 tarihinde sözleşme imzalanmıştır, Anılan sözleşmenin 21. Maddesine göre, Yüklenici (sözleşmede aksi belirtilmedikçe) işin inşası ve montajı yüzünden şahıslara ve mülklere gelebilecek her türlü zarar ve ziyan) işyerinde bulunan arazi veya mahsul bakımından kiracı veya bunları işgal edenlere verilen yüzeysel veya diğer zararlardan ortaya çıkabilecek bütün kayıp ve isteklere bununla ilgili her türlü tazminat, dava, ceza ve masraflara karşı işvereni masun tulacak ve bunları peşinen tekeffül etmiş sayılacaktır.
Davaya temel alınan İstanbul ……. İdare Mahkemesinin 24/12/2015 tarih ve ….. Esas ….. Karar sayılı ilamı içeriğine göre davalılar anılan zararın meydana gelmesine kendi kusurları ile sebep olmuşlardır. Anılan karar kesinleştiğinden icraya konulabilecek niteliktedir.
Çeşitli maddelerin genel işlem koşulları vb. sözleşmeyi geçersiz kılacak nitelikleri içerdiği ileri sürülmüş olup bilindiği gibi TBK 20 vd. maddeleri Genel İşlem Koşulları kavramını ve varlığı halinde uygulanabilecek yaptırımı belirlemektedir. 20. maddeye göre; “Genel işlem koşulları, bir sözleşme yapılırken düzenleyenin ileride çok sayıdaki benzer sözleşmede kullanmak amacıyla, önceden tek başına hazırlayarak karşı tarafa sunduğu sözleşme hükümleridir.” 21. Maddeye göre ise, “Karşı tarafın menfaatine aykırı genel işlem koşullarının sözleşme kapsamına girmesi, sözleşmenin yapılması sırasında düzenleyenin karşı tarafa, bu koşulların varlığı hakkında açıkça bilgi verip, bunların içeriğini öğrenme imkanı sağlamasına ve karşı tarafın da bu koşulları kabul elmesine bağlıdır. Aksi takdirde, genel işlem koşulları yazılmamış sayılır.” 22. Maddeye göre de, “Sözleşmenin yazılmamış sayılan genel işlem koşulları dışındaki hükümleri geçerliliğini korur.” Anılan maddenin ve sözleşmenin incelemesinde sorumluluktan kurtulma durumları içine kusurlu davranışın girmediği görüldüğünden ve davalıların TTK 18. Müdde uyarınca “basiretli bir iş adamı gibi davranıp sözleşme hükümlerini incelemesi” gerektiğinden, davalıların sözleşmenin geçersizliği konusundaki itirazları yerinde görülmemiştir.
Davalılar görev itirazında bulunmuşsa da görev hususu TTK 4. maddede düzenlenmiş olup her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava olup taraflar arasında akdedilen sözleşmenin mahiyeti gereği mahkememizin görevli olduğuna karar verilmiştir. Davalılar tarafça yapılan yetki itirazı usulüne uygun olmayıp yetkili mahkeme birden fazla yer olarak gösterilmiştir. Yine davalılar vekilince 07/10/2019 tarihli 4 nolu celsede yetki itirazından feragat edilmiştir. Davalıların zamanaşımı definin ise davacı tarafından dava dışı şahsa yapılan ödeme tarihi 23/03/2017 olup, dava tarihi 25/12/2017 dikkate alındığında reddi gerekmiştir. Davalıların aktif dava ehliyeti itirazı bakımından davacının kesinleşmiş idare mahkemesi kararına istinaden bu davayı açmakta aktif dava ehliyeti bulunduğu anlaşılmış olup yine davalıların kendilerine husumet yöneltilemeyeceği itirazı ile ilgili olarak sözleşmenin tarafının yüklenici davalıların oluşturduğu ortak girişim olması, davacının dava dışı şahsa yapmış olduğu ödemeye istinaden tarafların arasındaki sözleşme hükümlerine göre rücuen tazminat talebinde bulunmuş olması da göz önüne alındığında davalıların pasif ehliyete sahip oldukları tespit edilmiştir.
Tarafların iddia ve savunmaları, kesinleşmiş idare mahkemesi kararı, bilirkişi raporları, dosyada bulunan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; dava dışı …….’ye ait taşınmazın davacı ve davalıların oluşturduğu adi ortaklık arasında akdedilen sözleşme gereği yapılan metro inşaatı neticesinde zarara uğradığı, bu zarara istinaden dava dışı …….’nin İstanbul ……. İdare Mahkemesi’nin ……. Esas -…….. Karar sayılı dosyası ile ……. İşletmeleri Genel Müdürlüğü aleyhine dava açıldığı, mahkemece verilen kararın kesinleştiği, 7.547,23-TL maddi zarar, 1.500,00-TL 3 aylık işlemiş zarar, 5.810,14-TL faiz 1.836,15-TL yargılama gideri, 488,55-TL nisbi harç ve 1.085,66-TL vekalet ücreti olmak üzere toplamda 18.267,73-TL davacı adına zarar oluştuğu, davacının dava dışı şahsa 23/03/2017 tarihinde 12.160,00-TL ödemede bulunduğu, bunun sebebinin dava dışı şahsın mahkememiz davacısına hitaben mutabık kalma belgesinde idare alacağı 6.107,23-TL’nin mahsup edilerek bakiye alacağının ödenmesi halinde başkaca alacağının kalmayacağına yönelik beyanda bulunmasından kaynaklandığı, taraflar arasında akdedilen sözleşmenin 21. maddesi gereği yüklenici davalıların bu zarardan sorumlu oldukları, davacının davalıları dava tarihinden önce temerrüte düşürdüğüne dair dosya kapsamında sunulmuş bir delil bulunmadığı, her ne kadar dava tarihinden önce icra takibi başlatılmış olsa da icra takibinde borçlu olarak adi ortaklık gösterilmiş olup usulüne uygun bir takipten söz edilemeyeceği, bu sebeple davalılar için temerrüt tarihinin dava tarihi olarak kabul edilmesi gerektiği anlaşılmakla davanın kabulü ile 18.267,73-TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacıya verilmesine karar verilmiş aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ ile 18.267,73 TL’nin 25/12/2017 dava tarihi itibariyle işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
2-Alınması gerekli 1.247,87-TL karar ve ilam harcından davacı tarafça yatırılan 311,97-TL peşin harcın mahsubuyla bakiye 935,90-TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan 31,40-TL başvurma harcı, 311,97-TL peşin harç olmak üzere toplam 343,37-TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafça posta/ tebligat/ bilirkişi gideri olarak yapılan (ayrıntısı uyapta kayıtlı) 3.293,70-TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
5-AAÜT gereğince hesap edilen 4.080,00-TL ücreti vekaletin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
6-Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, 6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345.maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekilinin yüzünde davalı tarafın yokluğunda açıkça okunup, usulen anlatıldı. 11/10/2021

Katip …..
e-imzalıdır

Hakim …..
e-imzalıdır