Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1184 E. 2020/600 K. 24.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/1184
KARAR NO : 2020/600

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 22/12/2017
KARAR TARİHİ : 24/09/2020
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 08/10/2020
Yukarıda isim ve adresleri yazılı taraflar arasında mahkememizde görülen davanın açık yargılaması ve dosyanın tetkiki sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: davacı vekili özetle; müvekkili ile davalı arasında, “…… Eğitim Turizm İthalat İhracat San Ve Tic. Ltd.şti.nin İstanbul Esenyurt’da Bulunan Binası İçin Alçıpan Boya İşleri” başlıklı 13.10.2015 tarihli sözleşme imzaladığını, Sözleşme kapsamında taahhüt edilen işler ve daha sonra davalı tarafından yapılması talep edilen işlerin tamamı eksiksiz olarak yaptığını ve sözleşmeye konu hastane binasını davalıya teslim edilerek faaliyete başlandığını, yapılan işe ilişkin olarak müvekkil tarafından 31.12.2016 tarih ve ….. seri nolu fatura tanzim edilerek davalıya teslim edildiğini, ve davalıya cari hesap borcu ile birlikte toplam 2.460.250,75-TL’nin ödenmesini istediğini fakat ödenmediğini, davalı ile yapılan görüşmelerde ödeme konusunda bir sonuç alınamadığını ancak 05.07.2017 tarihli hesap mutabakatı imzalandığını ve davalının 2.460.250,75-TL borcu olduğunu kabul ettiğini, Hesap mutabakatına rağmen borcunu ödemeyen davalı hakkında Büyükçekmece ….. İcra Müdürlüğü’ nün ….. E. sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, Davalı tarafın itiraz ederek takibi durdurduğunu, davalının bu itirazının haksız ve hukuka aykırı olduğunu, davalının gerek ticari defter ve kayıtlarda usulsüzlükler yapmak suretiyle ve gerekse kamuoyunun da vakıf olduğu şekilde fiili bir şekilde adresinde bulunan malları gece yarıları hukuka aykırı bir şekilde kaçırması sebebiyle davalının taşınır ve taşınmaz malları ile ve hisseleri ve özellikle hastane işletme ruhsatını faaliyet izin belgesinin (Sağlık Bakanlığı Özel Hastaneler Yönetmeliği kapsamında verilen faaliyet İzin Belgesi – işletme ruhsatı) üçüncü kişilere devredilmek suretiyle şirketin içinin tamamen boşaltılmasının önlen-mesi amacıyla ihtiyati tedbir kararı verilmesini, davalının Büyükçekmece ……. İcra Müdürlüğünün ……. E. sayılı dosyasına vaki itirazının iptali ile takibin kaldığı yerden devamına karar verilmesini, Davalının haksız ve hukuka aykırı bir şekilde itiraz etmiş olması sebebiyle %20’ den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini, yargılama gideri ile birlikte ücreti vekaletin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: davalı vekili cevap dilekçesinde özetle hastanenin yakın zamanda yönetim değişikliği ve hisse devri sonucu el değiştirdiğini, ticari defter ve kayıtlar incelendiğinde müvekkilinin borçlu olmadığının görüleceğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte davacı şirketin icra takibine konu alacağının olduğu kabul edilse bile işyeri devrinden önceki borçlardan şirketi devralan müvekkilin sorumlu olmayacağını, müvekkili şirketin hisseleri ile iş karşılığı taahhüt edilen değerler arasında gabin olduğu iddialarının asılsız ve gerçeğe aykırı olduğunu, ihtiyati tedbir şartlarının oluşmadığını beyan ederek davanın reddini savunmuştur.
DELİLLER:Büyükçekmece ……. İcra Müdürlüğünün …… E. sayılı dosyası, ticaret sicil kayıtları, hesap mutabakat örnekleri, sözleşme örneği, bilirkişi raporu ile tüm dosya kapsamı.
Dosyada bulunan ve davacı tarafından sunulan 05.07.2017 tarihli “hesap mutabakatında ”davacı ….. DEKORASYON İNŞ. TUR. MOB. TİC. LTD. ŞTİ.nin 31.12.2016 tarihle 2.460.250,75 TL alacaklı olduğu ve bu mutabakatın da davalı …… Eğitim Turizm İthalat İhracat San Ve Tic. Ltd.şti tarafından kaşe ve imza edildiği görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Sorun: Davacının davalıdan alacağının bulunup bulunmadığı, davalının itirazlarının yerinde bulunup bulunmadığı varsa davacının takibe konu alacağın miktarının ne olduğuna ilişkin olduğu anlaşılmıştır.
Çözüm: Taraflarca sunulan delillerle, TBK, TTK, ve İİK, bakımından değerlendirilmesinin yapılmasıdır.
Dava, alacağın tahsili istemiyle yapılan icra takibine vaki itirazın iptali, takibin devamı ve icra inkar tazminatı taleplerinden ibarettir.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Taraflar tacir olup delil olarak ticari defterlere dayanıldığından TTK’nun 83 ilâ 85 ve HMK’nun 222. maddeleri uyarınca tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde konusunda uzman bilirkişi marifetiyle bilirkişi incelemesi yapılmıştır.
Mahkememizce alınan bilirkişi raporundaki tespitin olayın oluş şekline uygun görülmesi nedeniyle bilimsel veri ve içeriğe sahip denetime elverişli kabul edilmiş, hükme esas alınmıştır.
İddia veya savunmanın haklılığı, bu olay ve hukuki işlemlerin varlığının ispatlanmasına bağlıdır.
İspat hakkı, Anayasa’nın 36. maddesinde bir temel hak olarak garanti altına alınmıştır. Anayasal dayanağı olan ispat hakkını, usûl hukukunda taraflar, kanunda belirtilen süre ve usûle uygun olarak kullanırlar. Bu hak yalnızca kanunla sınırlanabilir.
İddia ve savunmaya dayanak gösterilen ve mahkemenin karar vermesinde etkili olacak olgulardan hangisinin kim tarafından ispat edileceği hususuna ise ispat yükü denir.
İspat yükü üzerine düşen taraf ispat etmesi gereken hususu ispat edemediği durumda ispatsızlık durumu söz konusu olacaktır. Hâkim bir husus ispatsız kalmış olsa dahi medeni yargılamada karar vermek durumundadır. TMK 6. Maddesinde, “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguları ispatla yükümlüdür.”
HMK m.190’da ispat yükü, “ İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.” Buna göre, bir vakıayı kimin ileri sürdüğü değil, kimin bundan lehine bir hak çıkardığı önemlidir. Her iki taraf da ispat yükünün kime düştüğünü gözetmeden delil göstermişlerse, bu durumda hâkimin ispat yükünün kime düştüğünü araştırmasına gerek yoktur. İlk olarak hâkim tarafların göstermiş oldukları delilleri incelemekle yükümlüdür. Tarafların göstermiş oldukları delillerle çekişmeli vakıalar ispat edilmişse bu durumda da ispat yükünün hangi tarafta olduğunun araştırılmasına gerek yoktur. Delil ikamesi, bir davada tarafların kendi vakıa iddialarının doğru olduğu veya karşı taraf iddialarının doğru olmadığı hususunda ispat sonucuna ulaşabilmek ve kendi lehine karar verilmesini sağlayabilmek amacıyla çekişmeli vakıalar hakkında deliller sunarak gerçekleştirdikleri usûli bir faaliyettir. Delil ikame etmemenin veya delil ikame faaliyetinin başarısız kalmasının yaptırımı, bu faaliyet için zorlanmak değil, sadece ulaşılmak istenen usuli hedefe ulaşamamak ya da aleyhte sonuçlara katlanmaktır.Bu bakımdan ispat yükü ile delil gösterme yükü, aynı kavramlar değildir. Nitekim ispat yükü, olayın ispat edilmeme riskinin kime ait olduğunu belirlerken; delil gösterme, ispat yükünün yerine getirilmesinin biçimi ve yöntemi ile ilgilidir. Delil ikame yüküyle ilgili kurallar, ispatın biçimini ve yöntemini belirleyen kurallar olduğu için usul hukukuna ilişkindir ve bir vakıanın ispat edilememiş olmasının sonuçlarına yönelikken, delil ikame yükü, bir vakıa hakkında kendi iddiasının doğruluğu veya karşı tarafın iddialarının asılsızlığı hususunda hâkimde kanaat oluşmasını sağlamaya yönelik olup yargılamanın ilerleyişine ve hâkimin takdirine göre, taraf değiştirebilir.
Çoğu kez ispat yükü taşıyan taraf delil gösterme yükünü de taşır fakat bu her zaman böyle değildir. Zira ispat yükünün sabit olmasına rağmen delil ikame yükü, taraf değiştirir. Üzerinde delil ikame yükü bulunmayan taraf, karşı tarafın iddia ve savunmalarının haklılığı bağlamında, delil göstermesini beklemeden, asılsızlığı ortaya koymak maksadıyla delil gösterebilir. Bu halde karşı delilden söz edilir. Karşı delil göstermiş olan taraf, bu davranışı nedeniyle ispat yükünü üzerine almış sayılmayacaktır (HMK m.191,c.2).
6102 sayılı TTK’nın 573. Maddesinde, limited şirketlerde ortaklar şirket borçlarından sorumlu olmayıp sadece taahhüt ettikleri esas sermaye paylarını ödemekle ve şirket sözleşmesinde ön görülmüş olması kaydıyla ek ödeme ve yan edim yükümlülüklerini yerine getirmekle yükümlüdür.
6102 sayılı TTK. 602. Maddesinde, şirket borç ve yükümlülükleri dolayısıyla sade mal varlığıyla sorumluluk hükmü bu hususu açık bir şekilde düzenlemiş olup, ortakların sorumluluğu ise sadece limited ortaklığa karşı olup bunun sınırı ise koymayı taahhüt ettikleri esas sermaye payları tarafından çizilmektedir. TTK. 573/2 fıkrası açık şekilde ortakların şirket borçlarından sorumlu olmayacağını belirtmek ve ortakların sorumluluğunu sadece taahhüt ettikleri sermaye payları ile sınırlı tutmaktadır. Ortaklar esas sözleşmede ön görülmüş olması şartıyla ek ödeme yapma ve yan edim yükümlülüklerinden de sorumlu olmaktadır.
Şirketin kuruluşundan yahut sermaye arttırım sırasında taahhüt etmiş olduğu sermaye borcunu kısmen ödenmiş olması halinde ortağın sormulu olduğu borç sadece ödenmemiş kısım kadar olmaktadır. Ödenmemiş kısmın borcu için ortaklar yalnızca şirkete karşı borçlu olmaktadırlar. Buna göre şirket alacaklarının ortağın ödemiş olduğu bu borçlardan ötürü takip etmesine imkan yoktur. TTK. 553. Maddesine göre yöneticiler, kanunda ve esas sözleşmeden doğan yükümlülüklerini kusurlarıyla ihlal ettikleri takdirde hem şirkete hem pay sahiplerine hemde şirket alacaklarına karşı verdikleri zarardan sorumlu olmaktadırlar.
TTK. 632. Maddesinde, şirketin yönetimi ve temsil ile yetkilendirilen kişinin şirkete ilişkin görevleri yerine getirmesi sırasında işlediği haksız fiillerden ötürü şirketin sorumlu olduğu düzenlenmiştir.
İşletme konusu dışında kalan işlemlerden sorumluluk 6102 sayılı TTK.’da benimsenmemiştir. Ancak 6102 TTK. 576. 1-b maddesinde şirket sözleşmesinde esaslı noktalar belirtilmiş ve tanımlanmış bir şekilde işletme kaydının yer alması gerektiği belirtilmiştir.
TTK.11. Ve TBK. 202. Maddeleri uyarınca devralan devir tarihinden önceki borçlardan sorumludur. Devreden ise devrin ilanından itibaren 2 yıl boyunca devralanla birlikte müteselsilen sorumlu olmaya devam eder. İş yeri devrinde işçi alacakları bakımından iş kanunu’nun 6. Maddesinde belirtilmiştir. Hastane işletmesinin devredildiğine ilişkin tespit yoktur. Davalı şirketin borç sorumluluğunda değişiklik yoktur.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, ticaret sicil kaydı, Büyükçekmece ………. İcra Müdürlüğünün …… E. sayılı dosyası, tarafların ticari defterleri üzerine yapılan inceleme sonucu alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına binaen; davacı ile davalı şirket arasında akdedilen 13.10.2015 tarihli …… Eğitim İnşaat Turizm İth. İhr. Ltd. Şti.nin İstanbul Esenyurt’ta Bulunan Binası İçin Alçıpan Boya İşleri Sözleşme kapsamında davacı …. Yapı Dekorasyon İnş. Tur. Mob. Tic. Ltd. Şti.nin davalı şirkete ait İstanbul Esenyurt’ta bulunan hastane binasının alçıpan, asma tavan, sıva ve boya işlerini yapması öngörülmüş ve işin detayları ayrıntılı bir şekilde sözleşmede belirlenmiştir. Söz konusu sözleşmeden dolayı borç altına giren ve borcu ödemek zorunda olan davalı şirkettir. Davalı limited şirketin yönetimin değişmesi veya hissedarlarının / ortaklarının değişmesi, davalı limited şirket tüzel kişiliğini etkilemediği gibi tüzel kişiliğin borçlarının yönetici ve/veya ortaklar tarafından ödenmesi sonucunu doğurmamaktadır. Zira limited şirketin organlarını oluşturan ve limited şirketi temsil eden kişiler, kendi ad ve hesaplarına hareket etmeyip limited şirket ad ve hesabına hukuki işlem yapmaktadırlar ve limited şirketi temsilen yapılan işlerden doğan sonuçlar da limited şirkete aittir. Limited şirketler ortaklarının kişiliğinden ayrı bir kişiliğe sahip olduklarından, limited şirket tarafından gerçekleştirilen hukuki işlemler ortakları değil limited şirketi bağlamaktadır. Keza limited şirket ortaklarının, sermaye koyma borcunu ifa etmişlerse, limited şirketin borcunda da sorumlu olmazlar. Limited şirket kendi mal varlığıyla alacaklılara karşı sorumludur. Hal böyle olunca davalı limited şirketin yönetiminin ve/veya hissedarlarının / ortaklarının değişimi, limited şirketin borcunda bir etkisi olmaz. Dava dışı T…… tarafından imzalanan 21.08.2018 tarihli Sulh ve İbra Protokolü kapsamında davalı şirketin borçlarının ödenmesi kapsamında davacı şirkete yapılmış bir hisse / pay devrinin bulunmadığı ve davalı şirketin borcunun hisse / pay devri ile sona ermediği, huzurdaki davanın tarafları ile 21.08.2018 tarihli Sulh ve İbra Protokolü’nün taraflarının farklı olması ve söz konusu ile 21.08.2018 tarihli Sulh ve İbra Protokolü’ne imza atan ve hisselerini / paylarını devrederek davalı limited şirketin borcunu ödemeyi üstlenen dava dışı ortak …..’e karşı açılmış bir dava da bulunmadığından söz konusu sulh ve ibra protokolü kapsamında ileri sürülen hata, hile ve gabin iddialarının incelemesine yer olmadığına, incelenen sicil kaydında, şirket sermayesine tekabül eden 9600 payın dava dışı ortaklardan …..’e , 400 payın dava dışı …… ‘a aittir. Şirketin dava dışı ….. tarafından temsile başlanması, davalı şirketin borç durumuna herhangi bir etkisi olmaz. Taraflar arasında yapılan hesap mutabakatında; 31.12.2016 tarihle davalı …… Eğitim Turizm İthalat İhracat San Ve Tic. Ltd.Şti.nden alacaklı olduğu, davacı şirketin davalı şirketle akdettiği 13.10.2015 tarihli …… Eğitim İnşaat Turizm İth. İhr. Ltd. Şti.nin İstanbul Esenyurt’ta Bulunan Binası İçin Alçıpan Boya İşleri Sözleşmesi kapsamındaki üstlendiği işleri yaptığı ve bu kapsamda davalı şirketten 31.12.2016 tarihi itibari ile alacaklı olduğu, alınan bilirkişi raporuna göre davacının davalılardan aşağıdaki hüküm fıkrasının 1 nolu bendinde belirtilen miktar ve kalemler üzerinden alacağa müstehak bulunduğu, mutabakatta faiz hususunun belirtilmediği, icra takibinden önce ihtarın çekilip temerrüde düşürüldüğüne dair belge sunulmadığından TTK. 1530/4.a maddesi uyarınca temerrüdün oluşmadığı anlaşılmakla işlemiş faiz talebinin reddine karar verilmiş, (İstanbul BAM. 17. HD. 2017/2185 Esas 2018/2254 Kararı dikkate alınarak), alacağın likit olması karşısında davacının icra inkar tazminatına da müstehak olduğu görülmekle aşağıdaki şekilde davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile, Büyükçekmece …… İcra Müdürlüğünün ……. E. Sayılı dosyasındaki 250,75 TL asıl alacak, 100.000 TL cari hesap alacağı, 2.360.000,00 TL fatura alacağına yönelik itirazın iptali ile takibin devamına,
2-İşlemiş faiz yönünden talebin reddine,
3-Hüküm altına alınan alacağın %20’si oranında belirlenen 492.050,15 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 168.059,00 TL harç için peşin alınan 31.439,05 TL harcın mahsubu ile eksik 136.619,95 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
5-Davacı tarafından yapılan 3.485,00 TL yargılama giderinden davanın red ve kabul edilen kısımları dikkate alınarak takdiren 3.293,67 TL. yargılama gideri ile 31.475,05 TL. toplam harç masrafı ki toplam 34.768,72 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-HMK’nun 333. maddesi uyarınca yatırılan avanstan kullanılmayan gider avansının (iş bu kararın tebliğ gideri avanstan karşılanmak ve bu gider mahsup edilmek kaydıyla) kararın kesinleşmesinden sonra resen davacıya iadesine,
7-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Yürürlükteki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap edilen 108.109,51 TL avukatlık ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
8-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konu hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
9-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Yürürlükteki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap edilen 17.521,48 TL avukatlık ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
Dair gerekçeli kararın taraflara tebliğ edileceği tarihten itibaren başlatılmak suretiyle 2 haftalık yasal süresi içerisinde mahkememize sunulacak dilekçe ile Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar yüzlerine karşı açıkça okunup anlatıldı.24/09/2020

Başkan …
¸(e-imzalıdır)
Üye …
¸(e-imzalıdır)
Üye …
¸(e-imzalıdır)
Katip …
¸(e-imzalıdır)