Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1139 E. 2018/316 K. 30.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
BAKIRKÖY
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/1139 Esas
KARAR NO : 2018/316

DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Ödünç Verme Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/12/2017
KARAR TARİHİ : 30/03/2018
KARAR YAZILMA TARİHİ : 27/04/2018
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalılardan …’ın daha önce birlikte işçi olarak çalıştıklarını, bu nedenle birbirlerini tanıdıklarını, diğer davalılar …. ve …. de …’ın oğulları olduklarını, müvekkilinin 2013 yılında …’ın ise 2009 yılında işlerinden ayrıldıklarını, …’ın 2009 yılında …… Şti’ diye bir şirket kurduğunu, ancak sıkıştığını, kendisi para bulamazsa şirketin batacağını belirterek müvekkilinden borç para istediğini, müvekkilinin de kredi çekerek borç parayı kendisine teslim ettiğini, bu şekilde müvekkili ile davalılar arasında alacak süreci başladığını, müvekkilinin vermiş olduğu borç parayı geri alamadığını ve alamayacağını da anladığından 2012 yılından sonra …’ı bir daha aramadığını, 2013 senesinde …’ın müvekkilini tekrar arayarak işlerin iyi gitmediğini, bir ortak aradığını ve müvekkilinden aldığı kredi borcunuda ödeyeceğini belirterek müvekkilini ikna ettiğini, müvekkilinin işyerine yazıhane gerekli olması ancak …’ın hiç parasının bulunmadığını, masrafları müvekkilinin ödemesini, kazanılan para ile borçlarını ödeyeceğini beyan etmesi üzerine müvekkilinin 12/10/2013 tarihinde bir arkadaşından 100.000,00 TL borç para alıp …’a teslim ettiğini, …’ın bu 100.000,00 TL’nin 69.000,00 TL’sini şahsi ihtiyaçları için kullandığını, ….’in oğlu ….’ın da kendileriyle beraber işe başladığını, bu ilişkiye daha sonra …’in diğer oğlu … ‘inde dahil olduğunu, işyeri için alınması gereken makinaların senet imzalanarak alındığını ve senetlere müvekkilinin borçlu olarak imza attığını, makinalar alındıktan sonra atölyenin kurulduğunu, …’ın işyerine hiç uğramaz hale geldiğini, daha sonra işleri yürüten …’ın da işi bıraktığını, işleri devralan ustanında ücretlerin ödenmediğinden işi bıraktığını, müvekkilinin …’ın isteği üzerine arkadaşından 1.400 EURO ve 8 Cumhuriyet Altını borç aldığını, bu para ile işletmenin bir kısım borçlarının ödendiğini, müvekkiline ortak olduğu söylenmesine rağmen davalıların ortak oldukları şirketten kendisine herhangi bir şirket hissesi devredilmediğini, bu konunun her seferinde davalılar tarafından geçiştirildiğini, makinalardan kaynaklı senetlerin 5 tanesi dışındakilerin ödenmediğini ve işletmenin haciz tehdidi altına girdiğini, müvekkilinin bu aşamaya kadar 200.000,00 TL üzerinde nakdi ve kredi kartından davalılar için ödeme yaptığını, senetlerin ödenmesi içinde müvekkiline, dairesinin satılmasını yoksa batacaklarını söylediklerinden müvekkilinin alelacele evini satmak durumunda kaldığını ve bu satıştan 100.000,00 TL zarara uğradığını, satıştan kaynaklanan parayla senet bedellerinin ödenip müvekkili tarafından tek kuruşuna dokunulmadığını, müvekkilinin satmış olduğu evden her ay 1.000 TL kira geliri varken bu kira kaybından da davalıların sorumlu olduğunu, işletmenin bir süre daha rahatlaması sonrası 2 aylık bir süreye kalmadan elektrik borcunun ödenmemesinden dolayı elektriklerin kesilip faaliyetin durduğunu, müvekkilinin bu borcu ödeyemeyeceğini belirtmesi üzerine …’ın “artık bu işletmeye gelme” diyerek müvekkilinin elinden anahtarları zorla aldığını, müvekkilinin o sırada dolandırıldığını anladığını, daha sonra müvekkilinin işletmeye gitmek istediğinde içeri alınmadığını, müvekkilinin işletme ile ilgili ve davalıların şahsı ile ilgili sürekli ödemeler yaptığını, ödemelerin çok az bir kısmının ispat edilemez durumda olduğunu, çoğunun ödeme kaydının ve ispatının olduğunu, müvekkilinin davalı şirkete ortak edileceği bahanesiyle kandırılarak hem şirketin ödemeleri hemde davalı şahısların geçimlerini sağlayacak ödemelerinin yaptırıldığını, müvekkili tarafından yapılan ödemelerin uğramış olduğu menfi ve müspet zararlarının en yüksek faiziyle davalılardan alınarak müvekkiline verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle: mahkemenin bu davada görevsiz olduğunu, davanın Asliye Ticaret Mahkemesi’nde görülebilmesi için TTK’nun 4.maddesinde belirtilen nispi veya mutlak ticari dava olması gerektiğini, somut olayda taraflardan….. Ltd. Şti hariç diğerlerinin gerçek kişi olup, tacir kayıtlarının bulunmadığını, huzurdaki davanın nispi ticari niteliğinin bulunmadığını, davanın mutlak ticari davalardan da olmadığını belirterek Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli olması nedeniyle davanın usülden reddine karar verilmesini istemiştir.
Dava, taraflar arasındaki alacak borç ilişkisi kapsamında sebepsiz zenginleşmeye dayalı olarak açılmış alacak davasıdır.
Davalı … … Ltd. Şti’ne ait ticaret sicil kayıtları dosya içerisine alınmış ve davacının davalı şirkette ortak olmadığı, davacının gerçek kişi tacir olup olmadığı hakkında yapılan araştırmada da gerçek kişi tacir kaydınında bulunmadığı gelen müzekkere cevaplarından anlaşılmıştır.
6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesine göre; her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işleri ve tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın maddede altı bent halinde sayılan davalar, ticari dava sayılır. Taraflardan biri, tacir değilse veya tacir olmasına rağmen uyuşmazlığın ticari işletmeyle ilgisi yoksa ticari davanın varlığından söz edilemez. Zira, Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı, ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir.
6335 Sayılı Kanun’un 2. maddesi ile değişik 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesi uyarınca, ticari davalar Asliye Ticaret Mahkemelerince görülerek karara bağlanır. Diğer taraftan aynı düzenleme gereğince, Asliye Ticaret Mahkemeleri ile diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki, 6762 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’ndan ve 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6335 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki halinden farklı olarak iş bölümü ilişkisi değil, görev ilişkisidir.
Yapılan bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; davacının tacir olmadığı, taraflar arasındaki uyuşmazlığın davacı tarafça davalıların ortağı olduğu, davalı … Çorap .. Şti için ve davalıların şahsi ihtiyaçları için verilen borç paraların sebepsiz zenginleşme teşkil ettiğinden iadesi kapsamında bulunduğu anlaşılmaktadır. Davaya konu edilen alacağın doğum sebebinin sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayandığı bu nedenle de TTK madde 4 ve 5 gereğince ticaret kanununda düzenlenmeyen ve mutlak ve nispi ticari dava niteliği taşımayan talep ile ilgili olarak ticaret mahkemesinin görevli olmadığı, davada Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğu anlaşıldığından mahkememizin görevsizliğine dosyanın görevli Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının açtığı davada,mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmakla; açılan davanın, HMK’nun 115/2.maddesi uyarınca aynı kanunun 114/1-(c) maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden REDDİNE,mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-Görevli Mahkemenin Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemesi OLDUĞUNA,
3-HMK 20. Maddesi gereğince süresi içerisinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmesi halinde iki hafta içinde mahkememize müracaat ile dosyanın görevli mahkemeye GÖNDERİLMESİNE, başvurulmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına,
4-Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra dava yetkili ve görevli mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’ nun 331/2. maddesi gereğince bir karar verileceğinin İHTARATINA,
5-Harç ve masrafların görevli mahkemede nazara ALINMASINA,
Dair,6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345.maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar taraf vekillerinin yüzünde açıkça okunup, usulen anlatıldı. 30/03/2018

Katip …

Hakim …