Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1131 E. 2019/886 K. 02.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
BAKIRKÖY
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR
ESAS NO : 2017/1131
KARAR NO : 2019/886

DAVA :İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/11/2013
KARAR TARİHİ : 02/10/2019
GER. KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 30/09/2019
Mahkememizin 8/04/016 gün … es sayılı dosyasında karar verildiği, davalı vekilinin temyiz talebi üzerine dosyanın Yargıtay …Hukuk Mahkemesinin 27/09/2017 gün … e. … k. sayılı kararı ile bozularak yukarıdaki esasa kaydı yapılmakla,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle; davalının müvekkili şirketten … Ürünü aldığını, bu husus davalı tarafın imzasını ve kabulünü taşıyan ürünlerin teslimine ilişkin 19.08.2010 tarih ve …. sıra numaralı 4.730,40 TL. meblağlı irsaliydi fatura ile sabit olduğunu, malların 19.08.2010 tarihinde davalı tarafça teslim alındığını, satılan ürünlerin bedelinin ödenmemesi üzerine davalı taraf aleyhine faturaya dayalı olarak Bakırköy … .İcra Müdürlüğünün …. E.sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, takibe davalı/borçlu tarafından 20.08.2013 tarihli itiraz dilekçesi ile “hizmet alınmadığından bahisle” itiraz edildiğini, davalı borçlunun itirazlarını kabul etmediklerini, müvekkili tarafından davalıya mal satıldığı ve fatura düzenlendiği bir hizmet sunulmadığı, davalı/borçluya mal satışı ve teslimi 19.08.2010 tarihli fatura ile sabit olduğu, davalı borçlunun borca itiraz dilekçesindeki beyanlarını kabul etmediklerini, davacı /alacaklı şirketin alacağı likit ve belirlenebilir alacak olduğunu, davalı /borçlu tarafından takibe haksız olarak itiraz ettiğini, dava konusu alacak miktarının taraflar arasında fatura ile açıkça kararlaştırılıp davalı / borçlu tarafından da ödeneceği kabul ve beyan edildiğini, bu nedenle davalı/borçlunun dava konusu alacak miktarının %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemesine karar verilmesini, davalı Borçlunun Bakırköy …İcra Müdürlüğünün dosyasına yapılan haksız itirazının iptali ile takibin devamına, borca itirazında haksız bulunan davalı şirketin dava konusu alacağın likit ve belirli olması nedeniyle dava konusu alacağın %20 ‘sinden aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatı ödemeye mahkûm edilmesine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretini davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili mahkememize verdiği cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın beyanlarını kabul etmediklerini, müvekkilinin davacı tarafa hiçbir borcu bulunmadığını, davacı tarafın dava konusu etmiş olduğu 19.08.2010 tarih ve … sıra nolu 4.730,40 TL. bedelindeki faturadan kaynaklı hiçbir mal ve hizmeti davacıdan almadığını. Davacı tarafın söz konusu faturadaki imzanın müvekkile ait olduğu iddiası tamamen gerçek dışı olduğu, davacı taraf söz konusu faturayı müvekkile tebliğ etmediğini, davacı tarafın 19.08.2010 tarihli faturayı çok uzun bir süre sonra işleme koyması da davacı tarafın kötü niyetli olduğunun bir göstergesi olduğunu, davacı tarafın müvekkilinden takip talebinde talep ettiği faiz talebini kabul etmedikleri, dava konusu faturayı müvekkilin imzalamadığı gibi davacı taraf alacağının ödenmesi konusunda müvekkiline hiçbir temerrüt ihtarında bulunmadığını, bu sebeple davacı tarafın faiz talebini kabul etmediklerini, davacı tarafın müvekkili hakkında haksız ve kötü niyetli olarak icra takibi başlatmış olması sebebiyle %20 kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini, davacı tarafın davasının reddine, davacı taraftan alacağın %20 den aşağı olmamak üzere tazminata mahkûm edilmesine, yargılama giderleri ve ücreti vekâletin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama neticesinde tarafların iddiası, alınan bilirkişi raporu ve diğer delillerin değerlendirilmesi neticesinde; davanın kısmen kabulüne dair karar davalı vekili tarafından temyiz edilmekle, Yargıtay …Hukuk Dairesi 27/09/2017 tarih … Esas …Karar sayılı ilamı ile, “Uyuşmazlık taraflar arasındaki alım satım ilişkisinden kaynaklanmaktadır. Davacı davalıya mal satıp teslim ettiğini, ancak satım bedelinin ödenmediğini iddia etmiş,davalı ise mal teslim edilmediğini belirterek davanın reddini istemiştir.Bu durumda mahkemece ispat külfeti kendisinde olan davacının davalıya mal satıp teslim ettiği yönündeki iddiasını kesin delillerle kanıtlaması gerektiği hususu üzerinde durulmalıdır.Somut olayda dosyaya irsaliyeli fatura örneği sunulmuş olmasına rağmen irsaliyeli fatura aslı sunulmadığından ve fotokopi üzerinden imza incelemesi yapılamayacağından mahkemece sözü edilen belgenin iddianın delili olarak değerlendirilmesi mümkün görülmemiştir. Her ne kadar davacı defterlerinde faturanın kaydı bulunmakta ise de davacı defterlerinin usulüne uygun tutulmadığı bilirkişi raporu ile saptanmıştır.Usulüne uygun tutulmayan davacı defterlerinin lehe delil olması kabul edilemez.Yerel mahkeme gerekçesinde faturaya 8 gün içinde itiraz edilmediğini belirtmişse de davalı kendisine mal teslim edilmediğini savunmuş olup,davacının bu savunmanın aksini kanıtlaması, yani davalıya mal teslimini usulüne uygun delillerle kanıtlaması halinde faturaya 8 gün içinde itiraz edilmemesinin fatura münderacatını kabul sonucunu doğuracaktır. Bu nedenle mahkemenin bu gerekçesininde somut olay bakımından isabetli olmadığı görülmektedir. Mahkemece belirtilen bu hususlar üzerinde yeterince durulup, tartışılmadan ve mal teslimi yönündeki iddianın kanıtlandığını gösteren deliller yeterince açıklanmadan yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
” denilerek hüküm bozulmakla, dosya yeni esasa kaydedilmiş, yapılan yargılamada davalının davacı tarafından sureti sunulan faturadaki imzayı kabul etmemesi, fatura aslının bulunamaması, BA-BS formlarında alacağın varlığının tespit edilememesi, HMK 220/2 maddesi gereğince yeminine başvurulan davalının fatura asılının kendisinde olmadığı ve bu fatura karşılığında herhangi bir mal veya hizmet sunulmadığı yönündeki yeminli beyanı dikkate alınarak, davacının davalıya davaya konu fatura karşılığı mal teslim ettiğini usulüne uygun delillerle ispatlayamaması nedeniyle davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davanın reddine,
Harçlar kanunu gereğince alınması gerekli 44,40 TL harçtan peşin alınan 83,10 TL. harcın mahsubu ile bakiye 38,70 TL. harcın hükmün kesinleşmesini müteakiben ve istem halinde davacı tarafa iadesine,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerine bırakılmasına,
Davalı tarafından yapılan 195,80 TL. yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap edilen 2.725,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin taraflarca peşin olarak yatırılan yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair, 6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345. maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar taraf vekillerinin yüzüne karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı.02/10/2019

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır