Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1097 E. 2023/86 K. 30.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/1097 Esas
KARAR NO : 2023/86

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01/12/2017
KARAR TARİHİ : 30/01/2023
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 21/02/2023
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; müvekkilinin makine mühendisi olup, mühendislik, asansör ve inşaat işlerinde faaliyet gösterdiğini, müvekkilinin oturduğu evde 09.05.2017 tarihinde hırsızlık olayı yaşandığını ve müvekkile ait çek karnesi çalındığını, müvekkile ait çek karnesinde, …… Bankası A.Ş. ….. Şubesinden alınmış …… çek seri numarası ile başlayan ve …… çek seri numarası ile biten boş çek yaprakları bulunduğunu, icra takibine konu çek ….. seri numaralı çalınan boş çek yaprağı olduğunu, söz konusu boş çek yaprağı doldurulduğunu ve müvekkil adına sahte imza atılarak bankaya ibraz edildiğini, çekteki keşideci …… adına atılan imzanın müvekkiline ait olmadığını, evrak suretlerinde ki imza örnekleri ile çekte keşideci …… adına atılan imza karşılaştırıldığında müvekkili …… adına atılan imzanın sahte olduğunu ve müvekkilinin imzası ile benzerlik bile göstermediği çıplak gözle bile anlaşıldığını, hırsızlık olayında müvekkile ait araçlar ile boş çek yaprakları ve nakit para çalındığını, söz konusu soruşturma dosyasından da anlaşılacağı üzere davaya konu çek, boş çek yaprağı olarak müvekkilin evinden 09.05.2017 tarihinde yaşanan hırsızlık olayı neticesinde çalındığını, Davaya konu çekin çalıntı çek olması ve çekteki keşideci imzasının müvekkil ……’E ait olmaması nedeni ile müvekkili davacının, davalılara karşı borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini, davaya konu çekin icraya konulması ve müvekkilinin malvarlığı değerlerinin haczedilmesi halinde telafisi güç ve imkânsız durumlar ortaya çıkacağından ileride açılması muhtemel olan icra takibinin durdurulması amacı ile İİK. Md. 72/2 gereğince ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin dava konusu çeki sahih ticari alacağına mahsuben almış bulunduğunu, müvekkilinin dava konusu çekte keşideci hariç beşinci ciranta konumunda olduğunu, Çekin ödenmemesi nedeniyle de mağdur durumda olduğunu, Çek aslı tahsile verilen …… Bankası …. Şubesinde olup müvekkilin yedinde olmadığını, Dava konusu …… Bankası A.Ş. ….. Şubesinin … numaralı ve 25.10.2017 keşide tarihli ve 8.000 TL bedelli çekin diğer davalı …… Elemanları Tic. Ve San. Ltd. Şti.’den 21.07.2017 tarihinde tahsilat makbuzu karşılığında alındığını, Müvekkili şirketin ticari alacağına mahsuben çeki aldığı …. Elemanları Tic. Ve San. Ltd. Şti. İle uzun zamandır devam eden bir ticari ilişkisi bulunduğunu, Müvekkili şirketin ulusal çapta birden fazla Alüminyum Üreticisinin Yetkili Bayisi olup perakende ve toptan mal satışı yapmaktadır buna karşılık müşterileri ile cari hesap usulü ile çalıştığını, bu nedenle sürekli çek alışverişi söz konusu olduğunu, her aldığı çeke ilişkin banka üzerinden sorgulatarak ticari anlamda sağlam olmayan hukuksal problemi olan hiçbir kambiyo evrakını kabul etmediğini, müvekkili şirketin dava konusu çeki teslim aldıktan sonra 26.07.2017 tarihinde …… Bankası ….. Şubesine tahsil için teslim ettiğini, Bu tarihten itibaren çek müvekkilin yedinde bile olmadığını, Ve keşide tarihi geldiğinde banka tarafından aranarak bu durumdan haberdar olduğunu, İleride hak kaybı olmaması açısından fazlaya dair haklarımızı saklı tutarak davacının istemiş olduğu tazminata yargılama gideri ve avukatlık ücretine itiraz ettiklerini, müvekkilinin çekin çalıntı olduğunu bilmesi yada bilebilecek durumda olmasının söz konusu olmadığını, müvekkilinin çeki bankaya sorarak aldığını ve teslim aldıktan sonra hemen yine bankaya teslim ettiğini, Tahsile kadar geçen 25.10.2017 keşide tarihine kadar da çekin bankada kaldığını, fazlaya ilişkin tüm haklarının saklı kalmak kaydıyla, açılmış olan davanın reddine, davacının %20’den az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine, yargılama gideri ile avukatlık ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER : faturalar, ATK incelemesi, tüm dosya kapsamında toplanan deliller.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava, taraflar arasındaki ticari ilişki sebebiyle verilen çek nedeniyle davacının borçlu olmadığının tespitine yönelik menfi tespit davasıdır.
Adli Tıp Kurumu Başkanlığı’nın 01/12/2022 tarihli raporunda; İnceleme konusu çek fotokopisinde yer alan keşideci imzası ile ……’in mukayese imzaları arasında; tersim biçimi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir bakımından farklılıklar saptandığından, söz konusu imzanın mevcut mukayese imzalarına kıyasla kuvvetle muhtemel ……’in eli ürünü olmadığı hususları belirtilmiştir.
Kanunda öngörülüp açık bir hükümle düzenlenen bu durumların dışında gerek doktrinde ve gerekse de uygulamada “imzanın sahte olması”, “senet metninde sahtekarlık (tahrifat) yapılmış olması”, “borçlunun borçlanma ehliyetinin bulunmaması”, “senette zorunlu şekil koşullarının bulunmaması”, “imza sahibinin temsil yetkisinin bulunmaması”, “senedin zamanaşımına uğramış bulunması” vb. defiler senedin hükümsüzlüğüne yönelik olup her hamile (iyiniyetli olsa dahi) karşı ileri sürülebilen mutlak def’i olarak kabul edilmektedir. (Yargıtay HGK 2013/1746 esas ,2015/896 karar sayılı 4.3.2015 tarihli ilamı )
Dava, imza inkarına dayalı menfi tespit davasıdır. Davacı icra takibine konu senet üzerindeki imzanın kendisine ait olmadığını ileri sürmüş olup senedin incelenmesinde mevcut imzanın Adli Tıp Kurumu tarafından yapılan incelemesinde ; senetteki imzaların ….. ‘ın eli ürünü olmadığı anlaşılmıştır. İmzanın sahteliği mutlak def’i olup herkese karşı ileri sürülebilir.
Anılan durum karşısında Adli Tıp Kurumu Başkanlığı’nın 01/12/2022 tarihli raporunda ; Dava konusu ….. Bankası A.Ş. …. Şubesinin ….. numaralı ve 25.10.2017 keşide tarihli ve 8.000 TL bedelli çekin davacı ……’in eli ürünü olmadığı anlaşılmakla davanın kabulüne karar vermek gerekmiş, davalı-alacaklı aleyhine tazminata hükmedilebilmesi için davalı alacaklı tarafından yapılan icra takibinin haksız olmasının yanı sıra takibin kötü niyetle yapılmasının da şart olduğu, eldeki davada davalı-alacaklının kötüniyetli olduğunun ispat edilemediği anlaşıldığından kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın Kabulü ile, davacının …. Bankası A.Ş. nin ….. Şubesinin …… çek seri numaralı, 25.10.2017 keşide tarihli ve 8.000,00 TL bedelli çekden kaynaklı olarak davalıya borçlu olmadığının tespitine,
2-Alınması gerekli ‭546,48‬ TL harçtan davacı tarafça yatırılan 136,62 TL harcın mahsubuyla bakiye ‭409,86‬ TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan 31,40 TL başvurma harcı, 136,62 TL peşin harç olmak üzere toplam ‭168,02‬ TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafça posta / tebligat / bilirkişi gideri olarak yapılan (ayrıntısı uyapta kayıtlı) 595,60 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davacının diğer davalı yönünden yaptığı yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-AAÜT gereğince hesap edilen 8.000,00 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair,6100 sayılı HMK’nun ilgili maddeleri gereğince dava değerinin istinaf/temyiz sınırının altında kalması nedeniyle kesin olmak üzere verilen karar davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzünde açıkça okunup, usulen anlatıldı. 30/01/2023
Katip ….
¸(e-imzalıdır)

Hakim ….
¸(e-imzalıdır)