Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1065 E. 2021/415 K. 01.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/1065
KARAR NO : 2021/415

DAVA : Ticari Şirket (Tasfiyeye İlişkin)
DAVA TARİHİ : 22/11/2017
KARAR TARİHİ : 01/04/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 12/04/2021
Yukarıda isim ve adresleri yazılı taraflar arasında mahkememizde görülen davanın açık yargılaması ve dosyanın tetkiki sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: davacı vekili özetle; davalı şirketin aile şirketi olduğunu, başlangıçta ve uzun yıllar yine bir aile şirketi olarak %10 pay ile davalı şirketin ortağı olan ……. Avize San. Tic. A.Ş. ile birlikte 4 aile bireyinin eşit oranlarda kalan hisselerin sahibi bulunduğu toplam beş ortaklı bir yapıya sahip olduğunu, aile bireyi olarak şirket ortağı olan kişiler ise 1 baba (………) ile 1 erkek (……) ve 2 kız (…, ….) çocuğu olduğunu, davalı şirketin gençliğinde ve sağlığında baba ……, son yıllarda ise erkek kardeş …… tarafından yönetildiğini, müvekkilinin de içerisinde bulunduğu kız kardeşlerin ise şirket yönetimine sadece kendilerinden imza istendiğinde getirilen belgelere imza atmakla katıldıklarını, müvekkilinin %15 hisse oranı ile huzurdaki davanın ikamesi hususunda azınlık hakkı sahibi olarak tek başına dava şartını taşımakta ise de; fazlaya ilişkin hisse payları yönünden talep ve dava hakkını saklı tuttuklarını, davalı şirketin önceleri petrol istasyonu işletmeciliği yapmışsa da üzerinde petrol istasyonu kurulu taşınmazın 2015 yılında ……. Holding A.Ş. tarafından satılması üzerine bu faaliyeti sona erdiğini, bugün itibariyle ise Sapanca’da bulunan arsa üzerinde kurulu ve kiraya verilen otelden elde edilen kira geliri ile mevcudundaki arsaları kat karşılığı inşaat sözleşmeleri doğrultusunda müteahhite vermiş olup, şirketin payına düşen taşınmazların satışının devam ettiğini, şirketin başkaca bir faaliyeti kalmadığını, şirket adına kayıtlı bulunan taşınmazlar kiraya verilirken gerekli özenin gösterilmediğini ve daha önceki kiracılardan yüklü miktarlarda kira alacakları tahsil edilemediğini, şirket yönetiminde gerekli özenin gösterilmediğini, şirket çıkarları gerektiği gibi korunmadığını,…… Ada …. parsel ve …. Ada ….. parselde kayıtlı taşınmazlar, kat karşılığı inşaat sözleşmeleri doğrultusunda müteahhite verildiğini ve … parsel üzerine …. katlı ofis ve işyerleri ile ….. parsel üzerine A Blok 11 kattan B Blok 7 kattan oluşan ofis ve işyerleri yapıldığını, bu taşınmazların ise bir kısmının satıldığını, diğerlerinin satışı da devam ettiğini, yapılan bu inşaat işleri ve satışlarda, gayrimenkuller gerçek değerleri üzerinden gösterilmeyerek Şirket karının kayıtlarda düşük olmasının sağlandığını, şirketi bu güne kadar özellikle de son yıllarda yöneten …… bu yolla, Şirket kaynaklarını kendi menfaatine kullandığını, aile şirketi olan davalı şirket karar ve tasarruflarda davacı ortağa hiç bir bilgi verilmeden oğul ……’nın çıkarları doğrultusunda ve keyfine göre idare edilmekte olup; ortaklar arasındaki güven ilişkisi tamamen ortadan kalktığını, davalı şirket yönetim kurulu, gündeminin 7. sırasındaki “Şirket sermayesinin 470.000,00 TL’den 5.000.000,00 TL’ye çıkarılmasına” ilişkin teklifle birlikte 24.11.2017 tarihinde Genel Kurul toplantısı yapmaya karar vererek bu hususu ticaret sicil gazetesinde ilan ettiğini, şirketin şu an itibariyle sermaye ihtiyacı bulunmayıp aksine kar payı dağıtması gerektiğinden bahisle öncelikle, ileride telafisi imkansız zararlara sebebiyet vermemek adına müvekkili ve şirketin haklarının korunması amacıyla huzurdaki yargılama tamamlanıncaya dek davacı müvekkilinin ve şirketin haklarının korunması amacıyla davalı şirkete kayyım atanmasına, davalı şirketin ……. Bankası nezdindeki banka hesaplarına ihtiyati tedbir konulmasına, davalı şirketin işbu dilekçede bildirilen mal varlıkları ile uyap’a entegre sistemler üzerinden yapılacak sorgulama neticesinde davalı şirkete ait olduğu tespit edilen diğer menkul ve gayrimenkul malları üzerine 3. kişileri devri önlemek yönünden ihtiyati tedbir konulmasına, davalı şirketin ttk 531. maddesi uyarınca fesih ve tasfiyesine, mahkemenin aksi kanaatte olması halinde davalı müvekkilin ortaklıktan çıkartılarak şirketin karar tarihine en yakın tarihteki gerçek değeri üzerinden hesaplanacak pay bedelinin (HMK 107 maddesi kapsamında şimdilik 70.500,00 TL’nin) yasal faizi ile birlikte davacıya ödenmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: davacı taraf, her ne kadar şirketin faaliyetinin bulunmadığı, kar payı dağıtılmadığı, sermaye artırımının kötü niyetle yapıldığı, şirkette aktif rol oynayamadığı ve şirketin keyfiyete göre yönetildiği iddiasıyla ortaklar arasındaki güven ilişkisinin ortadan kalktığından bahisle işbu davayı açmışsa da, davacının tüm iddiaları hukuki dayanaktan yoksun ve asılsız olup, tamamen kötü niyetli olduğunu, anonim şirketin feshine karar verilebilmesi için gereken haklı sebep mevcut olmadığını, davacı taraf, kişisel husumet nedeniyle ve tamamen kötü niyetle huzurda bir takım taleplerde bulunduğunu ve dahi şirketin feshini talep ettiğini, söz konusu ettiği ve kötü niyetle “her nasıl olmuşsa” diyerek, bilmiyormuş gibi yaptığı, kendi imzasına havi belgeli, makbuzlu hisse devirleri ve dahi söz konusu ettiği diğer hususlar üzerinden geçen süre nazara alındığında, bunlara dair iddia ve talepleri zamanaşımına uğradığını, bu nedenle, ilgili taleplerinin zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesini, şimdi 83 yaşında olan baba ……, konu şirketin kurucusu, sermayedarı, hiç yoktan ortaya çıkaranı ve adeta gece gündüz çalışarak, yokluk ve açlık günlerinden bir ömür harcayarak bugünlere getireni olduğunu, özellikle son zamanlarda baba ……’nın aniden rahatsızlanması ve ölümle burun buruna gelmesi üzerine, haksız ve fahiş talep elde etmek amacıyla bu kötü niyetli ihtirasını artık gizlemez olmuş ve baba ……’nın giderek iyileşmesine rağmen, ne olursa olsun akla mantığa aykırı fahiş taleplerle biran önce varlığa kavuşmak için adeta harekete geçmiş ve elinden geleni ardına koymamaya başladığını, davacının, istediği zaman şirketin faaliyetiyle ilgili bilgi ve belgeleri inceleme hakkı ihlal edilmediğini, davacı … şirketle ilgili şirket yönetiminden bugüne kadar baba ……’nın ani rahatsızlığından hemen sonra 22.02.2017 tarihinde, 2013,2014,2015 yıllarına ait finansal tabloları inceleme talebinde bulunmuş, iş bu talebinin gereği Bakırköy ……. Noterliği’nin 28.02.2017 tarih ve …… yevmiye numaralı ihtarı ile yerine getirildiğini, davacının, müvekkilinin şirketin 22/08/2017 tarihli genel kurul toplantısına katıldığını, ortaklardan ……’ya olmadık haksız hakaretlerde bulunmaya başladığını, olmadık karışıklıklar çıkarmaya çalıştığını, her türlü kötü niyetli tavrı sergilediğini, daha sonra 24.11.2017 tarihli genel kurul toplantısına da iki avukat, bir mali müşavir ile katıldığını ve yine aynı kötü niyetinde ısrarla her türlü karışıklığı yine çıkarmaya çalıştığını, bütün bu tutumlarına rağmen yönetim kurulu faaliyet raporları, denetçi raporu, bilanço ile kar ve zarar cetveli ile kurumlar vergisi beyannamesi örneğini dahil her türlü belgenin bakanlık temsilcisi huzurunda ıslak imzalı asılları davacıya teslim edildiğini, davacının bugüne kadar yapılan tüm genel kurul toplantılarına usulüne göre çağrılmış ve çağrı üzerine bütün genel kurul toplantılarına katılmış, toplantılarda alınan kararlarla ilgili toplantı tutanaklarını imzalamış, şirketin takip eden son 24/11/2017 tarihinde yapılan genel kurul toplantısına kadar yapılan tüm genel kurul toplantılarında alınan kararlarla ilgili tutanaklara herhangi bir itirazi şerh koymadığı gibi, herhangi bir dava da açmış değildir ve dahi tüm bu işlemler baba …… sağlıklı ve işin başında olduğu dönemlerde vuku bulduğunu, hisse devirlerinin baba ……’nın sağlığında ve başkanlığında ve fiilen işin başında bulunduğu dönemlerde yapılan işlemler olmakla, bu işlemlere ait gerekli tüm tutanaklar zamanında ve usulüne uygun olarak tanzim olunmak üzere istanbul ticaret odası dahil tüm yetkili mercilere ibraz ve teslim edildiğini, ayrıca, davacı taraf tüm bu toplantılara yukarıda belirtildiği üzere usulüne uygun çağrı ile katılmış, şirketin takip eden sonraki son genel kurul toplantısına kadar herhangi bir ihtirazi kayıt koymaksızın tutanakları imzaladığını, bunca yıl sonra, kötü niyetli olarak, huzurdaki beyan ve taleplerinin zaman aşımına uğradığı açık olduğundan, zaman aşımı itirazında bulunduklarını, hisse devirleri hususundaki kötü niyetli itirazlarının zaman aşımı nedeni ile de ayrıca reddini talep ettiklerini, eski kanun zamanında gerçekleşen olaylar hakkında, yeni kanun hükümleriyle vaz olunan konulardan biri olan “fesih” talep edilemeyeceğini, şirketin faaliyette olmadığı iddiası gereceği yansıtmadığını, sermaye artırımı şirketin borçlarını ödemek maksadıyla yapıldığını, 6102 Sayılı TTK’nın 531.maddesinin somut olaya uygulanamayacağından, dava için haklı sebep bulunmadığından, davacının haklı sebep olarak dayandığı olay ve davaları davacının kendisinin yarattığından, davacının açıkça kötü niyetli hareket ettiğinden, amacının gözettiği şahsi ve fahiş menfaat talepleri uğruna şirkete ve kardeşlerine zarar vermek olduğundan, davacıya şirketle ilgili bilgi verilmediği hususunun gerçek dışı olduğundan, davacının çekmiş olduğu bütün ihtarnamelere cevap verildiğinden, davalı şirket kayıtlarının TTK hükümleri çerçevesinde tüm ortakların incelemesine açık olduğundan bahisle davacı tarafın taleplerinin zaman aşımı nedeniyle reddine, neticede haksız, mesnetsiz ve tamamen kötü niyetli davanın esastan reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: ihtarname örnekleri, K.çekmece vergi dairesi ve SGK yazı cevapları, Bahçelievler, Bagcılar ve Çatalca Tapu Müdürlüğünden gelen tapu kayıtları, Bağcılar Belediye Başkanlığı İmar ve Şehircilik Mürlüğünden gönderilen projeyi içeren CD örneği, Bahçelievler Belediye Başkanlığı İmar ve Şehircilik Mürlüğünden gönderilen imar işlem dosyasını içeren CD örneği ticaret sicil kayıtları, Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesinin …. esas sayılı dosya fotokopisi, Bakırköy ….. Sulh Hukuk Mahkemesinin …… esas sayılı dosya fotokopisi, Sapanca Asliye Hukuk Mahkemesinin (Asliye Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) …… Talimat dosyası üzerinden alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davalı şirketin TTK 531. maddesi uyarınca fesih ve tasfiyesi istemine ilişkindir.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Ekonomi ve Finans Uzmanı ticaret ve Borzçlar Hukuku öğretim üyesi Dr. ……., Yeminli Mali Müşavir …… ve inşaat mühendisi ……. tarafından hazırlanan 28/12/2020 tarihli bilirkişi ek raporunda “…davalı şirketin haklı nedenle feshi ya da davacının şirketten çıkması şartlarının gerçekleşmediği ancak sayın mahkemenin aksi kanaatte olması halinde fesih kararının son çare olarak düşünülmesi gerektiği, somut olayda çoğunluk pay sahiplerinin şirketin devamı yönünde irade göstermeleri hususu dikkate alındığında fesih ve tasfiye yerine davacının ortaklıktan çıkarılmasına karar verilmesinin gerektiği, davacının ayrılma payının esas sermaye payının gerçek değerine uygun olarak belirlenmesi gerektiği, ayrılma payı belirlenirken ayrıca şirket öz varlığının hüküm tarihine en yakın tarihteki rayiç değeri üzerinden hesaplanması gerektiği, bu yönde karar verilmesi halinde şirketin tasfiye rayiç değerinin hesaplanması sonucu davacıya isabet eden hisse bedelinin 31/03/2020 tarihi itibariyle 13.498.154,80 TL olarak hesaplandığı….” görüş ve kanaatiyle rapor tanzim edildiği görülmüştür.
TTK.m.531 uyarınca haklı sebeplerin varlığı halinde şirket sermayesinin en az onda birini ve halka açık şirketlerde yirmide birini temsil eden pay sahiplerinin, haklı sebeplerin varlığı halinde şirketin feshine karar verilmesini isteyebileceği, mahkemece, fesih yerine, davacı pay sahiplerine, pay bedellerinin karar tarihine en yakın tarihteki gerçek değerlerinin ödenmesi suretiyle davacı pay sahiplerinin şirketten çıkarılmalarına veya duruma uygun düşen ve kabul edilebilir diğer bir çözüme de karar verebileceği, öngörülmüştür.
Şirketler hukuku bakımından şirketin devamlılığının sağlanılması esas olup; düzenleme uyarınca, ekonomik değer taşıyan şirketin feshi yerine şirketi ayakta tutacak diğer çözüm yollarının hakimce değerlendirilmesi zorunlu kılınmıştır.
Yargıtay, konuyla ilgili verdiği bir kararında, bir aile şirketinin haklı sebeple feshi talebi ile ilgili olarak “… Dava konusu şirketin ana sözleşmesinde yer alan faaliyet amaçlarım gerçekleştirmeye yarar bir kısım taşınmazlarını elinden çıkardığı, 2006yılından beri gayri faal durumda olduğu, ortaklar arasında yaşanan ihtilaflar nedeniyle davaların süregeldiği ve bu itibarla davada haklı nedenlerle fesih koşullarının gerçekleştiği sabit ise de…” demek suretiyle, ortaklığın, anasözleşmesinde yer alan faaliyet amaçlarını gerçekleştirmeye yarar bir kısım taşınmazlarını elinden çıkarmış olmasını, 2006 yılından dava tarihi olan 2011 yılına kadar gayri faal durumda olmasını ve ortaklar arasında ihtilaf yaşanmasını aile şirketleri bakımından haklı sebep olarak kabul etmiştir (Yarg. 11. HD 02.06.2014, E. 2014/3669 K. 2014/10238).
Sürekli hukuki ilişkilere son verme imkanı sağlayan haklı sebeple fesih kavramının temelinde, dürüstlük kuralı ve kişilik haklarının korunması ilkesi bulunmaktadır. Zira, hiç kimseden kendisi için çekilmez bir hale gelen bir hukuki ilişkiye devam etmesi beklenemez. Bu nedenle, tarafların şahsını ilgilendiren veya taraflar dışındaki olaylar, sözleşme ilişkisini taraflardan birisi için çekilmez hale getiriyorsa, haklı sebeple fesih hakkı doğmaktadır.
Haklı sebep, her olayın özelliğine göre değerlendirilmelidir. Duruma bağlı olarak, şirket ortakları arasındaki anlaşmazlık ve husumet, şirketin mahkemece feshi için haklı bir neden olarak görülebilir (Y. 11. HD.’nin E. 2000/55, K. 2000/1242 sayı ve 21.2.2000 tarihli kararı; Y. 11. HD.’nin E. 2003/2194, K. 2003/8154 sayı ve 22.9.2003 tarihli kararı). Mali hakların özellikle kar payı hakkının ihlali, ortaklığa katılım, bilgi alma, denetleme haklarının ihlali, amaç ve konunun öznel olarak imkânsız hale gelmesi (TTK. m. 529/1-b), ortaklığın kar elde edemez, mali durumu kötülemiş hale gelmesi (TTK. m. 376), organların işlevsiz, çalışamaz hale gelmesi (TTK. m. 530), kötü yönetim, iş göremezlik, kişisel anlaşmazlıklar da haklı sebep olarak sayılmaktadır (Erdem, s. 111 vd.; Y. 11. HD.’nin E. 2004/7433, K. 2005/1213 sayı ve 15.2.2005 tarihli kararı). Ortakların davranışları ortaklığın faaliyetlerini önleyecek, zarara uğratacak yahut karşılıklı güveni sarsmış ve ortaklar artık bir arada olamayacaklar ve ortaklık faaliyetlerini sağlıklı şekilde yürütemeyecekler ise haklı sebeplerin varlığını kabul gerekir. Buna göre söz konusu maddede düzenlenen hususlarda karar verilmesinin ön şartı haklı nedenlerin varlığının ispatıdır.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, celp edilen bilgi ve belgeler,, bilirkişi rapor ve ek raporları ile tüm dosya kapsamına binaen; davacının talebi, davalı şirketin TTTK nun 531.maddesi uyarınca feshi ve tasfiyesi taleplerinden ibarettir. Davalı şirketin haklı nedenle feshi ya da davacının şirketten çıkması şartlarının gerçekleşmediği, şirketler hukuku bakımından şirketin devamlılığının sağlanması esas olup düzenleme uyarınca ekonomik değer taşıyan şirketin feshi yerine şirketin ayakta tutacak diğer çözüm yollarının değerlendirilmesi gerekir. (İstanbul BAM 13 HD.2019/108esas 2021/472 karar) tarafların kusuru, şirketin mali yapısı itibariyle kuruluş amacına gerçekleştirilebilir olup olmadığı ve diğer çözüm yollarına ilişkin bilirkişi inceleme raporları alınmış, fesih nedenlerinin oluşmadığı anlaşılmış, haklı fesih şartları oluşmadığından şirketin mali yapısı, kuruluş amacı, mali yapısı itibariyle kuruluş amacını gerçekleştirebilecek olup olmadığı dikkate alınarak ayrılma akçesine karar verilmemiş olup aşağıdaki şekilde davanın reddine ilişkin hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 59,30 TL harç peşin alınan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 27,90 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konu hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
5-HMK’nun 333. maddesi uyarınca yatırılan avanstan kullanılmayan gider avansının (iş bu kararın tebliğ gideri avanstan karşılanmak ve bu gider mahsup edilmek kaydıyla) kararın kesinleşmesinden sonra resen davacıya iadesine,
6-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Yürürlükteki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap edilen 4.080,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
7-HMK’nun 333. maddesi uyarınca davalı tarafından yatırılan avanstan kullanılmayan bakiye avansın kararın kesinleşmesinden sonra resen davalıya iadesine,
Dair karar, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde HMK’nun 342. Maddesi gereğince dilekçe ile mahkememize veya başka bir yer mahkemesine İstinaf kanun yolu harcı, tebliğ giderleri dahil olmak üzere tüm giderler ödenerek istinaf yolu açık olmak üzere davacılar vekilleri, davacı asil ve davalı vekilinin yüzüne karşı oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 01/04/2021
Başkan …
¸(e-imzalıdır)
Üye …
¸(e-imzalıdır)
Üye …
¸(e-imzalıdır)
Katip …
¸(e-imzalıdır)