Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1013 E. 2020/336 K. 12.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/1013
KARAR NO : 2020/336

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 07/11/2017
KARAR TARİHİ : 12/03/2020
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 23/03/2020
Yukarıda isim ve adresleri yazılı taraflar arasında mahkememizde görülen davanın açık yargılaması ve dosyanın tetkiki sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: davacı vekili özetle; müvekkil şirket hakkında İstanbul Anadolu …….. Sulh Ceza Hakimliği’nin 28/07/2016 tarihli ve ……… D. İş numaralı kararı ile FETÖ/PDY Terör Örgütüne finansal destek sağlandığı gerekçesiyle CMK 133/1 gereği şirket yönetimine kayyum atanması tedbiri uygulanması karar verildiğini, şirket hesaplarında yapılan araştırmalar sonucunda şirketin pay sahibi ve yönetim kurulu başkanı olarak davalı ……..’nun toplamda 622.989,36 TL cari hesap borcunun bulunduğunu, Müvekkil şirketten 27.03.2015 tarihinde 1.552.584,00 TL, 15.07.2015 tarihinde 659.400,00 TL, 15.09.2015 tarihinde 900.000,00 TL, 04.03.2016 tarihinde 2.062.579,00 TL olmak üzere toplamda 5.174.563 TL tutarındaki ödeme şirket hesabından davalı tarafa gönderildiğini, Ayrıca adat faizleri adına şirketçe ödenen ve davalı ortağın carisine yansıtılan; 30.06.2016 tarihli 23.185,44 TL tutarlı fatura, 30.09.2016 tarihli 17.966,68 TL tutarlı fatura, 31.12.2016 tarihli 18.748,63 TL tutarlı fatura, 31.03.2017 tarihli 25.755,12 TL tutarlı fatura toplamları olan 85.655,87 TL adat faizi borcu bulunduğunu, davalı ortağın 4.637.249,51 TL tutarındaki ödemesinin toplamda 5.260.218,87 TL tutarındaki borcundan mahsup edilmesi ile 622.989,36 TL borcu bulunmaktadır. İşbu borçlanma “Pay sahipleri, sermaye taahhüdünden doğan vadesi gelmiş borçlarını ifa etmedikçe ve şirketin serbest yedek akçelerle birlikte karı geçmiş yıl zararlarını karşılayacak düzeyde olmadıkça şirkete borçlanamaz.” Şeklindeki hükmün aradığı şartlara aykırı olarak yapıldığını, TTK 358. Maddesinin emredici hükmüne ve hükmün amacına aykırı olarak şirkete borçlanan ve pay sahibi-yönetici olan davalıdan işbu tutarın tahsili adına Bakırköy …….. İcra Müdürlüğü’nün ……. E. Sayılı dosyası ile İcra takibine girişildiğini, fakat davalının alacağı sekteye uğratmak adına yapmış olduğu kötü niyetli itiraz üzerine mezkur İcra takibinin durdurulmasına karar verildiğini, bunun üzerine huzurdaki davanın ikame edilerek itirazın iptali ile takibin devamına ve % 20′ den aşağı olmamak üzere İcra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: müvekkilinin, ……. Holding yönetim kurulu başkanı olduğunu, müvekkilinin hissesinde herhangi bir tedbir ve kayyım kararı bulunmadığını, bünyesinde on beş bine yakın personel çalıştırmakta olduğunu ve dünyanın bir çok ülkesinde ticaret yaptığını, müvekkilinin davacı şirkette de pay sahibi olduğunu, davacı şirketin mevcut sermaye tutarının 30.000.000 TL olduğunu, müvekkilinin hisse payının ise 8.400.000,00 TL olduğunu ve hisse oranının ise % 28 olduğunu, Davacı şirket ile ……. Bank arasında 05.03.2013 tarihli genel kredi sözleşmesi akdedildiğini, Akdedilen bu genel kredi sözleşmesi ile davacı şirketin kredi çektiğini, Müvekkili ve müvekkilinin ortağı ve yönetim kurulu başkanı olduğu ……. yapı İnşaat ve Gayrimenkul Geliştirme San.ve Tic.A.Ş.’de davacı şirketin hissedarı olarak banka ile akdedilen mezkur tarihli kredi sözleşmesine müşterek ve müteselsil kefil olduğunu, müvekkilinin, davacı şirketten almış olduğu borç bedelin çok üstünde bir bedeli davacının kredi borcu için ödemek zorunda kaldığını, bu durumda müvekkilinin davacı şirkete kefaletinden dolayı 15.000.000 USD kredi borcunu ödeme riski var iken müvekkilinden 622.989,36TL’nin geri ödemesi istendiğini, davacı şirket maliki bulunduğu benzin istasyonunu 51.000.000 TL muhammen bedelle ihaleye çıkardığını ve ihalede alıcı bulunmasına rağmen fiyatı düşük bulduğunu beyan ederek ihaleyi iptal ettiğini, Şirketin kasa ve banka hesaplarında yaklaşık 7-8 milyon Türk liracı nakit para bulunduğunu, arz ve izah olunan sebepler ile; Müvekkili aleyhine açılan dava reddine, yargılama harç ve giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:Bakırköy …… İcra Müdürlüğü’nün ……. esas sayılı takip dosyası, ticaret sicil kayıtları, 05.03.2013 Tarihli Genel Kredi Sözleşmesi, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı.
Celp edilen Bakırköy …… İcra Müdürlüğü’nün …….. esas sayılı takip dosyasının tetkikinde, Alacaklı (Davacı) ……. Turz.İnş.Tah. San.Tic.A.Ş. tarafından Borçlu (Davalı) …….. aleyhine toplam 622.989,36.-TL alacak yönünden takip başlatıldığı, davalı tarafından takibe itiraz edildiği, itiraz nedeniyle takibin durduğu anlaşılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Sorun: Davacının davalıdan alacağının bulunup bulunmadığı, davalının itirazlarının yerinde bulunup bulunmadığı varsa davacının takibe konu alacağın miktarının ne olduğuna ilişkin olduğu anlaşılmıştır.
Çözüm: Taraflarca sunulan delillerle, TBK, TTK, ve İİK, bakımından değerlendirilmesinin yapılmasıdır.
Dava, fatura alacağının tahsili istemiyle yapılan icra takibine vaki itirazın iptali, takibin devamı ve icra inkar tazminatı taleplerinden ibarettir.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Taraflar tacir olup delil olarak ticari defterlere dayanıldığından TTK’nun 83 ilâ 85 ve HMK’nun 222. maddeleri uyarınca davacının (davalı ihtara rağmen ticari defter ibraz etmediğinden) ticari defter ve belgeleri üzerinde konusunda uzman bilirkişi marifetiyle bilirkişi incelemesi yapılmıştır.
Mahkememizce alınan bilirkişi raporlarındaki tespitin olayın oluş şekline uygun görülmesi nedeniyle bilimsel veri ve içeriğe sahip denetime elverişli kabul edilmiş, hükme esas alınmıştır.
Genel Olarak; Faturaya dayalı alacak davalarında davalı akdi ilişkiyi açıkça kabul etmemiş ise taraflar arasında akdi bir ilişkinin bulunduğunu ispat külfeti faturayı düzenleyen alacaklı tarafa düşmektedir, öncelikle şunu belirtmek gerekir ki, bir ticari ilişki ve bu ilişkiden kaynaklı alacağının olduğunu iddia eden taraf bunu yazılı belgeler ile ispat etmesi gerekir. İspatın konusu, ispat yükünün kimde olduğu ve ispat vasıtalarının neler olduğu HMK 187,190 ve 200. Maddelerinde açıkça belirtilmiştir. Alacaklı düzenlediği faturadaki malların ya da hizmetin karşı tarafa teslim edildiğini HMK 200. Maddesinde belirtilen deliller ile ispat etmesi gerekir. Fatura tek başına taraflar arasındaki akdi ilişkinin belgesi sayılamaz. Fatura sözleşmenin kurulması safhasıyla ilgili olmayıp ifasına ilişkin olduğundan öncelikle temel bir borç ilişkisinin bulunması gerekir. (Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu E:2001/1, K:2003/1, T:27.06.2003.
Davacının, davalı borçlu ile aralarında akdi bir ilişki olduğunu, bir başka anlatımla takibe konu faturadaki fatura konusu hizmet ifası ile ilgili ticari ilişkiyi ispat etmeden iddia ettiği alacağın tahsilini sağlaması mümkün değildir. Akdi ilişki ise, taraflar arasında düzenlenen imzası davalı tarafından kabul edilmiş bir sözleşme, faturaya konu malların borçluya teslim edildiğine dair bir irsaliye ve teslim fişi ile vb. somut yazılı belgelerle ispat edilebilir.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, ticaret sicil kaydı, Bakırköy …… İcra Müdürlüğü’nün ……. esas sayılı dosyası, davacının ticari defterleri üzerine yapılan inceleme sonucu alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına binaen; davacı şirketin 2015-2016 ve 2017 yıllarına ait ticari defteler davacı şirket lehine delil olma vasfına haiz olduğu, davacı şirketin ticari kayıtlarına göre 21.06.2017 icra takibi tarihi itibariyle davalıdan 622.989,36.-TL alacaklı olduğu, alacağı oluşturan bakiyenin 537.313,49 TL’si 04/03/2016 tarihi itibari ile davacı tarafından davalıya gönderilen miktarlardan 73.241,22 TL’ si ise ana para bakiyesine uygulanan adat (faiz) faturalarından kaynaklandığı, itibar edilen bilirkişi raporunda yapılan hesaplama sonucu 21.06.2017 icra takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 610.554,71 TL alacaklı olduğu anlaşılmakla davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kısmen kabulü ile 610.554,71 TL asıl alacak yönünden davalının Bakırköy …… İcra Müd. ……. esas sayılı takibe itirazının iptali ile takibin bu miktar yönünden devamına, asıl alacağa talep doğrultusunda avans faiz oranını geçmemek üzere yasal faiz oranı uygulanmasına, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Asıl alacağın %20 si üzerinden hesap edilen 122.110,94 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 41.707,00 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan 1.680,00 TL yargılama giderinden davanın red ve kabul edilen kısımları dikkate alınarak takdiren 1.454,54 TL. posta masrafının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan 84,60 TL. yargılama giderinden davanın red ve kabul edilen kısımları dikkate alınarak takdiren 11,35 TL. yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalı tarafa ödenmesine, bakiye yargılama giderinin davalı üzerinde bırakılmasına,
6-HMK’nun 333. maddesi uyarınca yatırılan avanstan kullanılmayan gider avansının (iş bu kararın tebliğ gideri avanstan karşılanmak ve bu gider mahsup edilmek kaydıyla) kararın kesinleşmesinden sonra resen davacıya iadesine,
7-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Yürürlükteki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap edilen 47.577,74 TL avukatlık ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
8-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Yürürlükteki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap edilen 12.938,81 TL avukatlık ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
9-HMK’nun 333. maddesi uyarınca davalı tarafından yatırılan avanstan kullanılmayan bakiye avansın kararın kesinleşmesinden sonra resen davalıya iadesine,
Dair karar, davacı vekili ile davalı …….. vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde HMK’nun 342. Maddesi gereğince dilekçe ile mahkememize veya başka bir yer mahkemesine İstinaf kanun yolu harcı, tebliğ giderleri dahil olmak üzere tüm giderler ödenerek istinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 12/03/2020

Başkan ……
¸(e-imzalıdır)
Üye…….
¸(e-imzalıdır)
Üye …….
¸(e-imzalıdır)
Katip …….
¸(e-imzalıdır)