Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1007 E. 2020/144 K. 07.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/1007
KARAR NO : 2020/144

DAVA : Ticari Ünvanın Korunması
DAVA TARİHİ : 06/11/2017
KARAR TARİHİ : 07/02/2020
KARAR YAZILMA TARİHİ : 12/02/2020
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının …… Ticaret A.Ş. ticaret unvanını kullandığını; bu durumun müvekkilinin isim hakkından haksız faydalanma olduğunu; ticaret unvanının ticaret sicilden terkini gerektiğini, …. unvanını 2000 yılında Kocaeli Ticaret Odasında …… İstasyon Sistemleri Ltd. Şti. olarak kullanmaya başladıklarını sonrasında İstanbul’a naklettiklerini, ….. ve Bilişim Sistemleri A.Ş.’y,i 2007 yılında İstanbul Ticaret Odasına kaydettirerek faaliyetlerini sürdüğünü, 8 farklı ülkede ve 50 şehirde hizmet sunduklarını, davalı ile müvekkilinin iştigal alanlarının aynı olduğunu, Kadıköy ….. Noterliğinden 04/04/2017 tarih ve ….. yevmiye ile ihtar çektiklerini, bu ihtarın 06/04/2017 tarihinde tebliğ edildiğini, davalının ihtara cevap verdiğini cevaplarında, farklı kitlelere hizmet verildiğinden terkin işleminin gerçekleşmeyeceğini belirttiklerini, talep olarak da ticari unvana tecavüzün önlenmesini, davalı firmanın ticari unvanının iptalini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; şirket unvanlarının benzerlik göstermediğini, her iki şirketin faaliyet alanın aynı olmadığından karışıklıktan bahsedilemeyeceği, …… ’in faaliyet ve satış alanının araç takip sistemleri, çarpışmayı önleyici sistemler ile filo yönetimi olduğunu, faaliyet alanı konusu telekomünikasyon, uydudan izleme, uzmanlık gerektiren telekomünikasyon uygulamalarının sağlanması, çevrimiçi internet erişimi sağlanması olduğunu, İTO kayıtlarında da meslek grubunun telekominikasyon olduğunu, müvekkilinin…… isimli araç takip sistemlerini kullandığını, davacı şirketin bilgisayar, bilgisayar çevre birimleri ve yazılımların toptan satıcısı olduğunu, bu kapsamda da bilet dolum cihazları geliştirme, ATM cihazları, pos cihazları, toplu ulaşım araçlarına LED güzergah ekranları temine etme, dolum cihazları ve validatör satışı yaptığını; İTO kaydında meslek grubunun bilgi teknolojileri olduğunu, davacının unvanıyla müvekkilinin unvanının ne söyleniş ne de simge bakımından benzer olduğunu, internet arama motorlarında iki şirket de aratıldığında kendilerine ait sitelerin çıktığını, internet sitelerinin alt alta dahi çıkmadığını, bu durumunda karıştırılma ihtimalinin olmadığını gösterdiğini, hiçbir tüketicinin aracına güzergah paneli ya da bilet dolum makinesi satın alacak iken, güvenlik amacıyla kullanılan araç takip sistemini almayacağını, bu durumunda müşteri portföyünün farklı olduğunu gösterdiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Dava, davacının ticaret ünvanına yapılan tecavüzün önlenmesi, davalının ticaret ünvanının iptali istemine ilişkindir.
Konunun uzmanlık gerektirmesi nedeniyle yapılan bilirkişi incelemesinde;
Bilirkişi 15/01/2019 havale tarihli raporunda özetle; ….. ile …… sözcüklerinin yazım, okunuş, logo bakımından farklı olması, U harfinin TTK 45’te tanımlanan farklılığı sağladığı, davacı ile davalının ticari faaliyet alanlarının farklı olması, İTO meslek gruplarının farklı oluşu, ortalama tüketicilerinin ticari unvanları karıştırma ihtimali bulunmaması, davalının ticari unvanında ……’i kullanmasının TTK 52 uyarınca ticari dürüstlüğe aykırı bir biçimde haksız kullanımı olmayışı sebeplerinden dolayı davalının ticari unvanında yer alan …… sözcüğünün silinmesi gerektirecek şartların oluşmadığına dair kanaatini bildirir rapor sunmuştur.
İtiraz üzerine alınan 31/10/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle, dava konusu ticaret unvanının davacı ticaret unvanı ile benzer olmadığı, davacı ticaret unvanına tecavüz oluşturmadığı ve bu çerçevede dava konusu ticaret unvanının iptali / hükümsüzlüğü şartlarının oluşmadığı, dava konusu ticaret unvanının davacı markaları ile karıştırmaya sebep olacak kadar benzer olmadığı, davacı markalarına tecavüz oluşturmadığı ve bu çerçevede dava konusu ticaret unvanının iptali / hükümsüzlüğü şartlarının oluşmadığını bildirmiştirtir.
İncelenen tüm dosya kapsamına, tarafların iddia ve savunmalarına, bilirkişi raporları içeriğine göre; davacının ticaret unvanının “….. ve Bilişim Sistemleri A.Ş.” olduğu, davalının ticaret unvanının “….. Sistemleri Ticaret A.Ş” olduğu, davacının, davalının ticaret unvanının kendi ticaret unvanına benzer olduğu ve her iki şirketin iştigal alanlarının aynı olması nedeniyle davalının ticaret unvanının iptaline karar verilmesini talep ettiği, yapılan incelemede, her iki unvanda da ayırt edici kısmın …… ve ….. ile faaliyet konusu ile şirket türünü ifade eden “….. Sistemleri Ticaret A.Ş.” ve ” …… Bilişim Sistemleri A.Ş.” olduğu, faaliyet konusunu ifade eden “….. Sistemleri Ticaret A.Ş” ve ” …… Bilişim Sistemleri A.Ş.” kısımlarının oldukca farklı olduğu, unvanların asıl kısmını oluşturan “…… ” ve “….. ” kısımlarının görsel olarak benzerlik gösterdiği, bu kısımların her ikisinin de son hecesini oluşturan “…… ” harflerinin ülkemizde marka ve ticaret unvanlarında “sistem”, “sistemleri” kelimesinin kısaltılmış hali şeklinde yaygın olarak kullanıldığı ve o şekilde algılandığı, bu kelimelerin okunuş ve hece sayısı bakımandan da farklılaştığı, bir bütün olarak tarafların ticaret unvanlarının farklı olduğu, tarafların iddia, savunma ve ticaret kayıtlarında sundukları mal veya hizmetlerin kurumsal müşterileri hedef alan mal veya hizmetler olduğu,bu mal ve hizmetlerin günlük tüketime yönelik olmadığı, bu mal veya hizmetlerin niteliği gereği ve satış sonrası destek gibi olanlar dahil müşteriler ile tek seferlik değil bir sürece yayılan ticari ilişki gerektirdiği, davalının ticaret unvanının tescilinden dava açıldığı tarihe kadar geçen sürede taraf unvanlarının karıştırıldığına ilişkin somut herhangi bir delil sunulmadığı, her ne kadar Ankara ….. Fikri Sinai Haklar Mahkemesinin ….. E. – ….. K. sayılı dosyasında dosyamız davalısının marka başvurusunun reddine dair YİDK kararının iptali istemi ile açılan davanın reddine karar verilmiş ise de, dava konusunun marka olduğu, mevcut dava dosyasında konunun marka olmayıp firmaları birbirinden ayırt etme fonksiyonu icra eden ticaret unvanı olduğu, davalı ticaret ünvanının davacının ticaret unvanına tecavüz oluşturmadığı anlaşılmakla davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın reddine,
2-Alınması gerekli 54,40 TL harçtan davacı tarafça yatırılan 31,40 TL harcın mahsubuyla bakiye 23 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3- Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4- Davalı tarafından yapılan 50 TL masrafın davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-AAÜT gereğince hesap edilen 3.400,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, 6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345.maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar taraf vekillerinin yüzüne karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı. 07/02/2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır