Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/997 E. 2019/661 K. 04.07.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/997
KARAR NO : 2019/661

DAVA : Tazminat (Şirket Yöneticilerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/10/2016
KARAR TARİHİ : 04/07/2019
KARAR YAZIM TARİHİ :23/07/2019
Yukarıda isim ve adresleri yazılı taraflar arasında mahkememizde görülen davanın açık yargılaması ve dosyanın tetkiki sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili özetle; müvekkillerinden …’in tarafların ortağı bulunduğu ….A.Ş nin kurucu ortağı olduğunu, yaşının ilerlemesi nedeniyle şirket işlerinden fiilen uzaklaşarak tüm şirket idaresini davalı …’e bıraktığını, diğer davacı …’nin de babasının ısrarı üzerine şirketin tüm işler ve idaresinin davalı …’e bırakılmasına katlanmak zorunda kaldığını, davalı …’in 2004 yılında şirketin zararda olduğu ödenecek kredilerinin bulunduğu, aylık kredi ödemelerinin dahi yapılamayacağını ve davalı …’ün ortak olmak istediğini, bu surette ortaklık haliyle şirkete sermaye koymakla yetinmeyip ayrıca emisyon primi de ödeyerek şirketin zor durumdan kurtulacağı ve sıçrama yapacağı konusunda ikna ettiğini, akabinde şirketin 28/09/2014 ve 16/10/2014 tarihlerinde sermaye arttırımlarına giderek sonuç itibariyle sermayenin 64.600.450,00 TL ye çıkartıldığını, ancak şirketin kredi geri ödemesinin yapılamadığı, şirkete sermaye girmesine rağmen zararda olmasının ortaya çıkması sonucunda durumu sorguladıklarında davalı …’ün ortağı olduğu …. LTD.ŞTİ tarafından şirkete tek bir kuruş sokulmadığını, şirket kayıtları üzerinde oynanmak suretiyle şirkete para getirmiş gibi gösterildiğini, olmayan meblağların hesaplarda, kağıt üzerinde iç kaynak adı altında sermayeye eklenerek çıkarılan tüm hisselerin ….Ltd.Ştine verildiğini tespit edildiğini, söz konusu işlemler yapılırken TTK ve yabancı sermaye mevzuatının emredici hükümlerine aykırı olarak kararlar alındığını, bu surette hiçbir sermaye konmadan şirketin neredeyse %60 hissesine sahip olduğunu, bu eylemde davalı … ile birlikte hareket edildiğini, her iki sermaye arttırımına ilişkin kararın butlanının tespiti için Bakırköy …. ATM nin ….esas sayılı dosyasıyla dava açtıklarını, bu davanın açılmasından öncede 04/08/2016 tarihinde yapılan genel kurul toplantısının 10.maddesi ile aynı yöntemle sermaye arttırımı yapma girişiminin itirazları üzerine toplantının ertelendiği, ikinci toplantıdan sonuç alamamaları üzerine de sermaye arttırımına gitmediklerini, tutanağa geçen itirazlarının da halen tescil ve ilan edilmediğini, müvekkillerinin hakkını aramaya başlamasından sonra davalıların şirketin faaliyetlerini durdurduklarını ve bu durumu Beşiktaş …. Noterliği’nin 28 Eylül 2016 gün ve …. yevmiye sayılı ihtarname ile kendilerine bildirdiklerini, davalıların müvekkili …’in garantör olduğu bildirilen ve her iki müvekkilinin de şirket hisselerini rehnettiği …. A.Ş’ye kredi sağlayan konsorsiyuma olan kredi geri ödemelerini durdurduklarını, bu şekilde hem şirkete hemde müvekkillerine zarar verdiklerini öğrendiklerini, bu hususta konsorsiyum bankaların ve …a ihtarname çektiklerini, davalı …’in ortağı ve yöneticisi olduğu diğer şirketler üzerinden hileli ve muvazaalı işlemler gerçekleştirdiğini, bu bağlamda kendisinin veya müşterilerinden aldığı olağanüstü miktarlardaki çeklerin … A.Ş ye ciro ederek kendisinin veya şirketlerini yahut …’ü alacaklandırdığı, yine muhtemelen ilişkisi bulunan faktoring şirketlerine bu çekleri vererek düşük bedelle nakde dönüştürdüğü, bu nakdi kendi şirketlerine aktardığı,… ve …A.Ş lehine alacaklarına yüksek faiz işlettiğini, söz konusu şirketlerden …. A.Ş ye mal almış gibi gösterilerek ….A.Ş ye fatura kesilerek borçlandırıldığı, üstelik faturada gösterilen emtianın piyasa değeri rayicinin neredeyse iki katı fiyatla satılmış gibi gösterilerek bu şirketlere nakit transferi yapıldığını tespit ettiklerini, faturalarda satılmış ve teslim edilmiş gibi görünen malları miktar itibariyle depolayacak alanlarının olmadığını, aksine şirketin iflas durumuna geldiğini, bu hususların özel denetçiyle incelenmesine yönelik Bakırköy …. ATM nin… esas sayılı davasının da derdest olduğunu, davalı …’ün bir yandan hakim ortağı görünmesinden yararlanarak hakim konumunu kötüye kullanmak suretiyle kendi grup şirketlerine usulsüz faturalar faktoring işlemleriyle zarar verdikleri gibi transfer fiyatlandırması, örtülü kazanç dağıtımı gibi vergi mevzuatına aykırı davranmakta, keza şirkete nakit sermaye getirilmediği halde şirket kayıtlarında getirilmiş gösterilerek vs eylem ve işlemleriyle TTK nun 202 vd 553 vd hükümleri çerçevesinde şirkete zarar vermeye devam ettiklerini, zarar veren grup şirketlerin yönetiminde davalılardan … ve …’ün bulunduğunu, temsilcinin …. aleyhine kendi kendisiyle işlem yapması hükümleri çerçevesinde davalıların sorumluluklarının bulunduklarını, verilen zararlar nedeniyle müvekkillerinin hisselerinin neredeyse değersiz ve kâr payı dağıtılamaz duruma geldiğini, zarar miktarının tam olarak yargılama sonucunda ortaya çıkacağını beyanla şimdilik 100.000,00 TL zararın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile müvekkillerinin ortağı olduğu … A.Ş ye ödenmesine, hali hazırda şirket yönetiminde bulunan … ve …’ün aynı şekilde yöneticisi olduğu….Ltd.Şti’nde de şirketin içinin boşaltığı gerekçesiyle çok sayıda hukuk ve ceza davasının açıldığı hatta şirkete kayyım atandığından bahisle ….A.Ş’ye yönetim kayyımı atanarak şirkete zarar verildiği ve şirketin tazminat alacağının muaccel olduğu ve alacağın rehinle karşılanmadığı da dikkate alınarak davalılar aleyhine ihtiyati haciz kararı verilmesini talep ve dava etmiş, safahatta davacı asiller 18/02/2019 havale tarihli dilekçe ile davadan feragat ettiklerini beyan etmiştir.
Davalı … … vekili özetle; müvekkilinin aleyhine iddiaların asılsız olduğunu, 08/04/2015 tarihinde şirketin genel müdür pozisyonunda çalıştığını ve 21 Ağustos 2015 tarihli imza sirküleri ile şirket yönetim kurulu üyeleri … veya … ile müştereken imza yetkilisi olduğunu, bu tarihten önce gerçekleştiği iddia edilen iddialarla herhangi bir ilgisinin bulunmadığını, davacıların iddia etmiş oldukları şahsi alacaklarını tahsili için B.Çekmece … İcra müd. … esas sayılı icra dosyasıyla ilgili iddiasının da gerçeği yansıtmadığını, davacılar tarafından başlatılan takipten şirket yetkililerinin haciz esnasında haberdar olduklarını, B.Çekmece … İcra müd. … esas sayılı dosyası üzerinden şikayette bulunduklarını, usulsüz tebligat nedeniyle ödeme emri tebliğinin düzeltildiğini, kendilerinin değil davacıların zarar vermeye çalıştıklarını, haczedilen malların kaçırılmasının söz konusu olmadığını, takip kesinleşmeden yapılan haciz işleminin verilen karar ile batıl hale geldiğini, davacıların dava dilekçesinde diğer davalı …’e ait olduğunu ve …A.Ş nin paralarının aktarıldığını iddia ettikleri …. şirketinin ise %100 …A.Ş nin iştiraki olduğunu, bu nedenle ihracat gelirlerinin davalı …’e aktarıldığı iddiasının gerçek olmadığını, dava dilekçesi ve eklerindeki tüm iddiaların asılsız olduğunu, ihtiyati haciz şartlarının bulunmadığını, TTK da anonim şirketlere kayyım atanmasının düzenlenmediğini, şirketin tüm organlarının iş başında olduğunu beyanla davanın reddini savunmuştur.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın davalıların yöneticisi oldukları …. AŞ ye zarar verip vermedikleri, verilen bir zarar varsa miktarının ne olduğuna ilişkin olduğu anlaşılmıştır.
Davacı asiller 18/02/2019 havale tarihli dilekçe ile davadan feragat ettiklerini beyan etmiştir.
Davalılardan …, … ve … vekili 21.02.2019 tarihli dilekçe ile, müvekkileri adına herhangi bir yargılama gideri ve avukatlık ücreti talebinın olmadığını beyan etmiştir.
HMK.’nun 310. maddesi uyarınca, feragat ve kabul hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir. Aynı Kanun’un 311. maddesi uyarınca da feragat kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. Bu kapsamda davacı asillerin kimlik kontrolü de yapılmak suretiyle davadan feragat etmesi karşısında aşağıdaki şekilde davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Feragat nedeniyle davanın reddine,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 44,40 TL harçtan peşin alınan 1.707,75 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.663,35 TL harcın hükmün kesinleşmesine müteakip istem halinde davacıya iadesine,
3-Yapılan yargılama giderlerinin taraflar üzerinde bırakılmasına,
4-HMK’nun 333. maddesi uyarınca yatırılan avanstan kullanılmayan gider avansının (iş bu kararın tebliğ gideri avanstan karşılanmak ve bu gider mahsup edilmek kaydıyla) kararın kesinleşmesinden sonra resen davacıya iadesine,
5-Talep edilmediğinden davalılar lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-HMK’nun 333. maddesi uyarınca davalılar tarafından yatırılan avanstan kullanılmayan bakiye avansın kararın kesinleşmesinden sonra resen davalıya iadesine,
Dair karar, tarafların yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde HMK’nun 342. Maddesi gereğince dilekçe ile mahkememize veya başka bir yer mahkemesine İstinaf kanun yolu harcı, tebliğ giderleri dahil olmak üzere tüm giderler ödenerek istinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 04/07/2019
Başkan … Üye … Üye … Katip 242619
E-İmzalıdır E-İmzalıdır E-İmzalıdır E-İmzalıdır