Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/948 E. 2020/718 K. 15.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/948
KARAR NO : 2020/718

DAVA : Ticari Şirket (Tasfiyeye İlişkin)
DAVA TARİHİ : 13/10/2016
KARAR TARİHİ : 15/10/2020
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 06/11/2020
Yukarıda isim ve adresleri yazılı taraflar arasında mahkememizde görülen davanın açık yargılaması ve dosyanın tetkiki sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekili özetle; müvekkili ile ….’in davalı şirketi kurduklarını, …’in 10 yıl için şirket müdürü seçildiğini, müvekkilini hiçe sayarak şirketin tek sahibi gibi davranmaya başladığını, müvekkilini dışlamaya yönelik davranışlar içerisine girdiğini, şirket hesapları hakkında bilgi vermemeye başladığını, kâr dağıtımı yapılmamasına rağmen kendi malvarlığında gözle görülür biçimde bir artış meydana geldiğini, yurt dışında ….’ta …. temsilciliği aldığını, son bir yıldır neredeyse her ayın ortalama 20 gününü yurt dışında geçirmeye başladığını, şirket bünyesinde sigortalı olarak işe aldığı 7-8 kişiye verdiği talimatla müvekkilinin davalı şirkete girmesini, şirket defter ve kayıtlarını incelemesini engellediğini, Ağustos/2016’dan beri gerek …. tarafından gerekse yanında çalıştırdığı silahlı adamları tarafından müvekkkiline sürekli olarak gözdağı verilerek çok cüz’i rakamlar karşılığında hissesini devretmesi konusunda zorlayıcı davranışlar sergilenmeye başlandığını, müvekkilinin İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı7na 07/09/2016 tarih …. soruşturma no ile gerek diğer ortak ….. gerekse bu suçları işleyen adamları hakkında şikayette bulunduğunu, şirket ortaklarının birbirlerine karşı güvenleri kalmadığından bu şartlar altında şirketin devamının mümkün olmadığından haklı nedenlerin varlığından davalı şirketin feshine ve şirketin tasfiyesine, davanın devamınca ve tasfiye sonuçlanıncaya kadar 3.kişilere satılması ve hukuka aykırı olarak elden çıkartılmasının önlenebilmesi amacıyla şirket malvarlığı 3.kişilerdeki hak ve alacaklar ve banka hesapları üzerine ihtiyati tedbir uygulanmasına, davanın devamınca ve tasfiye sonuçlanıncaya kadar şirkete kayyum atanmasını talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:Davalı vekili özetle; müvekkili şirket ortaklarından ve yöneticisilerinden …..’in kendi şahsi çabaları ve maddi imkanları ile şirketi bir yere kadar getirmeye çalıştığını, bu şirketi ayakta tutmak için de her türlü fedakarlığı yaptığını, davacı yanın fesih yönündeki talebinin kabul edilmesi halinde şirketin diğer ortağı maddi ve manevi olarak çok büyük zararlara uğrayacağını, şirket mizan tablosu incelendiğinde şirketi ayakta tutmak için8 tüm borçları şahsen ödeyen ve şirketi devam ettirmeye çalışan kişinin şirket yetkilisi …..’in olduğunu, şirketin aylık kârının gerçek kazancından düşük gösteriğildiği iddiasının doğru olmadığını, şirket yetkilisi …..’in şirkete aldığı silahlı adamlarla kendisini şirkete almadığı ve defterlerini incelemesini engellediği iddiasının gerçek olmadığını, şirket yetkilisi …..’in bu şirket dışında 3 ayrı şirkette daha ortaklıkları bulunduğunu, emlak, danışmanlık üzerine hizmet veren şirketlerinin bulunduğunu, davacının müvekkili şirketin faaliyet alanının dışında ve diğer ortak …..’in ortağı olduğu diğer şirketlerin işlerine ve gelirlerine de kendisini ortak olarak gördüğünü ve bu şirketlere de giderir tahsilatlar yapmaya çalıştığını, bu nedenle diğer şirket çalışanları tarafından bu hususta kendisinden şikayetçi olunduğunu, müvekkili şirket yetkilisi adına alınan taşınmazlardan şirketin zarara uğramaması için ödemelerin tamamını kendisinden borçlanmak suretiyle yapıldığını, şirketin faaliyetini sekteye uğratanın davacının kendisinin olduğundan bahisle davacı yanın tedbir kararı verilmesi ve şirkete kayyum atanması taleplerinin reddine, müvekkili şirketin fesih talebinin reddi ile TTK’nun 636/3 maddesinde düzenlendiği üzere davacı ortağa payının gerçek değerinin ödenmesine ve davacı ortağın şirketten çıkarılmasına karar verilmesini savunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davalı …. Otelcilik Turizm Konaklama Ticaret Limited Şirketinin feshi ve tasfiyesi, kayyım atanması talebinden ibarettir.
Sorun: Haklı nedenlerle davalı şirketin feshi ve tasfiyesinin gerekip gerekmediği, tasfiye sonucuna kadar şirkete kayyım atanmasına lüzum bulunup bulunmadığına ilişkin olduğu anlaşılmıştır.
6102 sayılı TTK.’nun 630/2. maddesi uyarınca limited şirketlerde her ortak haklı sebeplerin varlığı halinde yöneticilerin yöneticilik hakkının ve temsil yetkilerinin kaldırılmasını mahkemeden isteyebilir. Aynı kanunun 636/3. maddesi uyarınca da haklı sebeplerin varlığında, her ortak mahkemeden şirketin feshini isteyebilir. Mahkeme istem yerine davacı ortağa payının gerçek değerinin ödenmesine ve davacı ortağın şirketten çıkarılmasına veya duruma uygun düşen ve kabul edilebilir diğer bir çözüme hükmedebilir.
TTK. Madde 636-(1) Limited şirket aşağıdaki hâllerde sona erer: a)Şirket sözleşmesinde öngörülen sona erme sebeplerinden birinin gerçekleşmesiyle. b) Genel kurul kararı ile. c) İflasın açılması ile. d) Kanunda öngörülen diğer sona erme hâllerinde. (2) Uzun süreden beri şirketin kanunen gerekli organlarından biri mevcut değilse veya genel kurul toplanamıyorsa, ortaklardan veya şirket alacaklılarından birinin şirketin feshini istemesi üzerine şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesi, müdürleri dinleyerek şirketin, durumunu Kanuna uygun hâle getirmesi için bir süre belirler, buna rağmen durum düzeltilmezse, şirketin feshine karar verir.(3) Haklı sebeplerin varlığında, her ortak mahkemeden şirketin feshini isteyebilir. Mahkeme, istem yerine, davacı ortağa payının gerçek değerinin ödenmesine ve davacı ortağın şirketten çıkarılmasına veya duruma uygun düşen ve kabul edilebilir diğer bir çözüme hükmedebilir. (4) Fesih davası açıldığında mahkeme taraflardan birinin istemi üzerine gerekli önlemleri alabilir.(5) Sona ermenin sonuçlarına anonim şirketlere ilişkin hükümler uygulanır.
Dava, haklı nedenlerle şirketin feshi ve tasfiyesi taleplerinden ibaret olup, ticaret sicil dosyası, vergi kaydı, tapu kaydı, kayyım raporları ve tüm dosya kapsamına binaen; davalı şirketin en son 17/04/2017 tarihinde tescil işlemi yaptırdığı, bu tarihten sonra sicilde herhangi bir işlemde bulunmadığı, 21/03/2020 havale tarihli kayyım raporunda, davacının ortağı olduğu, Davalı şirketin 2018 yılı sonu itibariyle, 20,000,00 Tl. olan sermaye öz varlığını yitirdiği ve -317 564,68 TL’ye yükselmek suretiyle, sermayenin 15 katı kadar öz varlığını yitirdiğini, Şirket ortaklarına toplam 468 485,37 TL Borçlu kalındığını, Şirket ortaklarının, kendi aralarında konsensüs sağlanması ve alınacak karar ile, söz konusu ortaklara olan borçlar toplamı olan 468 485,37 TL Sermayeye ilave edilecek durumda likit alacak olup, bu durumda öz varlık korunmak suretiyle, faaliyetine devam etmesi gereken son işlem olabileceği, Aksi kanaatte olmaları durumunda, alacaklarının şirket kaynaklarından tahsil etme kabiliyetleri kalmadığını, Şirketin yönetici kayyımı ile yürütülmesine karar verilmesi durumunda, mevcut duruma göre etkili olunacak bir husus kesinlikle olmayacağını, Gelinen aşamada, Sermaye artışına gidilmesi, ortaklıktan kaynaklı alacaklarından feragat etmeleri ile şirketin faaliyetinin sürdürülmesinin de mümkün olmayacağını, Şirketin bu aşamadan sonra tasfiyeden başka bir alternatifinin olmadığı rapor edilmiş olup davalı şirketin haklı nedenlerle feshi ve tasfiyesi talebinin haklı ve yerinde olduğu anlaşılmakla aşağıdaki şekilde davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kabulü ile İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün … nosunda kayıtlı davalı …. OTELCİLİK TURİZM KONAKLAMA TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ’nin TTK 630/2 maddesi gereğince FESHİNE,
2-636/4 maddesi gereğince Tasfiye memuru olarak yönetim kayyımı olan … ‘in atanmasına, kendisine bir kereye mahsus olarak 5.000,00 TL ücret takdirine, tayin edilen ücretin ve önceki tahsil edemediği 15.000,00 TL ücretin yargılama gideri olarak kabulü ile şirket kasasından tahsilinin sağlanmasına, buna ilişkin evrakların kayyım tarafından dosyaya ibrazına,
3-Tasfiye memurunun görevinin tasfiye kararının tescil edileceği tarihine kadar devamına, ticaret sicilde davacı tarafından masrafı karşılandığında ilanına,
4-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 54,40 TL harçtan peşin alınan 29,20 TL harcın mahsubu ile eksik 25,20 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
5-Davacı tarafından yapılan 517,00 TL posta masrafı ile toplam harç gideri 62,70 TL ki toplam 579,70 TL. yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
6-HMK’nun 333. maddesi uyarınca yatırılan avanstan kullanılmayan gider avansının (iş bu kararın tebliğ gideri avanstan karşılanmak ve bu gider mahsup edilmek kaydıyla) kararın kesinleşmesinden sonra resen davacıya iadesine,
7-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Yürürlükteki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap edilen 3.400,00 TL avukatlık ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Dair karar, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde HMK’nun 342. Maddesi gereğince dilekçe ile mahkememize veya başka bir yer mahkemesine İstinaf kanun yolu harcı, tebliğ giderleri dahil olmak üzere tüm giderler ödenerek istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne, davalı vekilinin yokluğunda oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.15/10/2020
Başkan ….
¸(e-imzalıdır)
Üye …
¸(e-imzalıdır)
Üye …
¸(e-imzalıdır)
Katip …
¸(e-imzalıdır)