Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/943 E. 2018/440 K. 08.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/943
KARAR NO : 2018/440

DAVA TARİHİ : 12/10/2016
KARAR TARİHİ : 08/05/2018
KARARIN YAZIM TARİHİ : 09/05/2018
Yukarıda isim ve adresleri yazılı taraflar arasında mahkememizde görülen davanın açık yargılaması ve dosyanın tetkiki sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı özetle; … nolu elektrik abonesi iken yasal çerçevede başka bir enerji kuruluşuna geçtiğini, bu sebeple davalı şirketinin Nisan 2016 yılında sözleşme sona ermesine rağmen fesih tazminatı bedeli adı altında tarafına 2.268,00 TL’lik bir cezai işlem olarak fatura gönderdiğini, itiraz etmesine rağmen bir sonuç alamadığını, söz konusu cezayı ödemediği takdirde iş yeri elektriğinin kesileceğini, şayet davalı şirket ile yeni sözleşme yapılırsa cezanın kaldırılacağı yönünde açıklama yapıldığını, 14/10/2016 son ödeme tarihli haksız fesih tazminat bedeli adı altındaki faturanın iptalini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekilinin 19/11/2016 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle, Davacı tarafın kendisi ile yapılan 08.11.2006 tarihli abonelik sözleşmesine aykırı bir şekilde sözleşmeyi fesh ettiğini, abonelik sözleşmesinin 10.maddesinin c bendinde açıkça belirtildiği müşteri tek taraflı olarak sözleşmeyi sona erdirmek istediğinde şirkete yazılı olarak başvuruda bulunmak zorunda olduğunu, ancak davacı tarafça müvekkili kuruma gönderilen herhangi bir fesih bildirimi olmadığını, davacı tarafın bu iddiasını ispatlayıcı herhangi bir delil sunmadığını, davacının abonelik sözleşmesine aykırı olarak sözleşmeyi sona erdirip basiretli tacir gibi davranmadığından ötürü 2.268,00-TL’lik fesih tazminat bedeli faturası tahakkuk ettirildiğini, düzenlenen faturanın EPDK mevzuatına ve hukuka uygun olup ödenmesi gerektiğini, yukarıda izah olunan ve re’sen gözetilecek nedenlerle davacının açmış olduğu haksız davanın reddi ile yargılama giderleri ve ücret-i vekaletin davacı yana tahmiline karar verilmesini izah olunan nedenlerle davanın reddini talep ettiği görüldü.
DELİLLER: … A.Ş.’den celp edilen işlem dosyası, 09/10/2017 havale tarihli bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına binaen;
Mahkememizin 23/05/2017 tarihli celsesinde, tarafların ticari defterleri ve belgeleri üzerinde inceleme yapılması için inceleme günü verilmiş, 16/06/2017 tarihinde mahkememiz kaleminde inceleme yapılmış, dosya Mali Müşavir … ve Elektrik Mühendisi …’a tevdii edilmiş ve bilirkişiler 09/10/2017 havale tarihli bilirkişi raporunu sunmuştur.
Davalı vekili 23/05/2016 tarihli bilirkişi raporuna karşı beyan dilekçesinde, Bilirkişi raporunda sözleşme kapsamında kabul edilmiş herhangi bir cezai fatura şartı kabulünün bulunmadığı beyan edilmektedir. Söz konusu beyanın kabulünün mümkün olmadığını, Müvekkili şirketin müşteriler ile yapmış olduğu sözleşmeler sebebiyle bazı yatırımlar ve sözleşme gereklerini sağlamak amaçlı harcamalar yapıldığı, müşterinin keyfi olarak sözleşmeden dönmesinin müvekkili şirketin mağduriyetine sebebiyet vereceği, Davacı yanın müvekkili şirkete sözleşme kurulması ile vermiş olduğu güvenle hizmetin devamlılığını sağlamaya yönelik yapılan yatırım ve alınan önlemler için birtakım harcamalar yapıldığını, Bu yönüyle öngörülen fesih bedeli; ceza olmaktan öte, zamansız fesih nedeniyle müvekkili aleyhine bozulan dengeyi kısmende olsa düzeltmeye matuf bir tazmin düzenlemesidir. Yukarıda arz ve izah’a çalışılan ve re’sen görülecek nedenlerle; itirazlar niteliği itibariyle mahkemece değerlendirilebilecek hususlar olduğundan davanın doğrudan reddine, mevcut bilirkişiden ek rapor alınmasına karar verilmesi talep edilmiştir.
Davacı vekili 25/05/2016 tarihli bilirkişi raporuna karşı beyan dilekçesinde, Bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere herhangi bir cezai şart kabul etmediğim tespit edilmiş, Davalının talebinin yersiz ve yasalara aykırı bulunmasından ötürü bilirkişi raporuna denilecek herhangi bir şey bulunmadığını, dava dilekçesinde belirtilen talepler doğrultusunda karar verilmesi talep etmiştir.
Davacı vekili 29/09/2016 tarihli ıslah dilekçesinde, dava ile ilgili istemde mahkeme masrafı ile avukatla temsil durumunda vekalet ücreti talebi maddi bir hata sonucu yazılmadığını, Yazılmamış bulunan mahkeme masrafları, bilirkişi ücreti, harç, posta gideri ile vekalet ücreti harcamaları çok tutabileceğinden ve haksız açılmış bulunan dava masraflarını davalı tarafın ödemesine talep etmiş, 29/09/2016 tarihli ıslah dilekçesi ibraz etmiştir.
Mahkememizin 08/05/2018 tarihli duruşmasında davacı asil, esas hakkında son beyanında “..borcum kesinlikle yoktur, borç değildir, başka bir enerjiye geçmemden dolayı haksız fiilden kaynaklanan bir bedeldir, iptalinin talep ederim, ıslah talebimi de tekrar ederim…” şeklinde beyanda bulunmuş, aynı tarihli celsede davalı vekili esas hakkında son beyanında, “…rapora itiraz dilekçemizi tekrar ederiz, yazılı beyanlarımızı da aynen tekrar ederiz, davanın reddini talep ederiz…” beyanında bulunmuştur.
GEREKÇE:
Tüm dosya kapsamı, taraflarca sunulan bilgi ve belgeler ile bilirkişi raporu dikkate alındığında; TBK. Madde 12- Sözleşmelerin geçerliliği, kanunda aksi öngörülmedikçe, hiçbir şekle bağlı değildir. Kanunda sözleşmeler için öngörülen şekil, kural olarak geçerlilik şeklidir. Öngörülen şekle uyulmaksızın kurulan sözleşmeler hüküm doğurmaz. TBK. Madde 20- Genel işlem koşulları, bir sözleşme yapılırken düzenleyenin, ileride çok sayıdaki benzer sözleşmede kullanmak amacıyla, önceden, tek başına hazırlayarak karşı tarafa sunduğu sözleşme hükümleridir. Bu koşulların, sözleşme metninde veya ekinde yer alması, kapsamı, yazı türü ve şekli, nitelendirmede önem taşımaz. Aynı amaçla düzenlenen sözleşmelerin metinlerinin özdeş olmaması, bu sözleşmelerin içerdiği hükümlerin, genel işlem koşulu sayılmasını engellemez. Genel işlem koşulları içeren sözleşmeye veya ayrı bir sözleşmeye konulan bu koşulların her birinin tartışılarak kabul edildiğine ilişkin kayıtlar, tek başına, onları genel işlem koşulu olmaktan çıkarmaz. Genel işlem koşullarıyla ilgili hükümler, sundukları hizmetleri kanun veya yetkili makamlar tarafından verilen izinle yürütmekte olan kişi ve kuruluşların hazırladıkları sözleşmelere de, niteliklerine bakılmaksızın uygulanır. TBK.Madde 21- Karşı tarafın menfaatine aykırı genel işlem koşullarının sözleşmenin kapsamına girmesi, sözleşmenin yapılması sırasında düzenleyenin karşı tarafa, bu koşulların varlığı hakkında açıkça bilgi verip, bunların içeriğini öğrenme imkânı sağlamasına ve karşı tarafın da bu koşulları kabul etmesine bağlıdır. Aksi takdirde, genel işlem koşulları yazılmamış sayılır.Sözleşmenin niteliğine ve işin özelliğine yabancı olan genel işlem koşulları da yazılmamış sayılır. TBK. Madde 22- Sözleşmenin yazılmamış sayılan genel işlem koşulları dışındaki hükümleri geçerliliğini korur. Bu durumda düzenleyen, yazılmamış sayılan koşullar olmasaydı diğer hükümlerle sözleşmeyi yapmayacak olduğunu ileri süremez. TBK. Madde 23- Genel işlem koşullarında yer alan bir hüküm, açık ve anlaşılır değilse veya birden çok anlama geliyorsa, düzenleyenin aleyhine ve karşı tarafın lehine yorumlanır. TBK. Madde 25- Genel işlem koşullarına, dürüstlük kurallarına aykırı olarak, karşı tarafın aleyhine veya onun durumunu ağırlaştırıcı nitelikte hükümler konulamaz.
08.11.2006 tarihli abonelik sözleşmesinde fesih tazminat faturasının ne şekilde hesaplanacağı yönünde herhangi bir hükmün bulunmadığı, davacı tarafça sözleşme kapsamında kabul edilmiş herhangi bir cezai fatura şartı kabulünün olmadığı, davalı şirket tarafından davacı adına “Fesih tazminat bedeli” adı altında 2.268,00 TL tutarında fatura tahakkukunun yapılmasının yasaya aykırı olduğu anlaşılmakla işbu fatura bedelinden davacının sorumlu tutulamayacağı, davalı vekilinin, yapılan sözleşmeler gereği iptali durumunda şirketin mağduriyetine sebebiyet vereceği, davacı yanın müvekkili şirkete sözleşme kurulmasıyla vermiş olduğu güvenle hizmetinin devamlılığını sağlamaya yönelik yapılan yatırım ve alınan önlemler için harcamalar yapıldığını; bu yönüyle ön görülen fesih bedelinin ceza olmaktan öte zamansız fesih nedeniyle müvekkili aleyhine bozulan dengeyi kısmende olsa düzeltmeye matuf bir tazmin olayı şeklindeki savunmasının yukarda belirtilen borçlar kanunu hükümleri gereği kabul edilebilmesinin mümkün olmadığı kanaatine varılarak davanın kabulü ile 14/10/2016 tarihli haksız fesih tazminat bedeli adı altında alınan faturanın iptaline karar vermek gerekmiştir.
Mahkememizin 08/05/2018 tarihli kısa kararından sehven yasa yolunun açık olduğu yazıldığı anlaşılmış olup, davanın miktarı itibariyle kesin karar hükmünde olduğu anlaşıldığından aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kabulü ile 14/10/2016 tarihli haksız fesih tazminat bedeli adı altında alınan faturanın iptaline,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 154,92 TL harç için peşin alınan 38,74 TL harcın mahsubu ile bakiye 116,18 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan 1.602,80 TL.yargılama gideri ile toplam harç gideri 67,94 TL ki toplam 1.670,74 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
4-HMK’nun 333. maddesi uyarınca yatırılan avanstan kullanılmayan gider avansının (iş bu kararın tebliğ gideri avanstan karşılanmak ve bu gider mahsup edilmek kaydıyla) kararın kesinleşmesinden sonra resen davacıya iadesine,
5-HMK’nun 333. maddesi uyarınca davalı tarafından yatırılan avanstan kullanılmayan bakiye avansın kararın kesinleşmesinden sonra resen davalıya iadesine,
Dair, miktar itibariyle kesin olmak üzere verilen karar davacı … ile davalı vekili Av. …’nun yüzlerine karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı. 08/05/2018

Katip …

Hakim …