Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/802
KARAR NO : 2020/188
DAVA : Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/08/2016
KARAR TARİHİ : 14/02/2020
KARAR YAZILMA TARİHİ : 27/02/2020
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı …’nın 11.09.2007 tarihinden 05.02.2016 tarihine kadar müvekkili …… firmasında Büro Memuru olarak çalıştığını ve 14.12.2015 tarihinde vermiş olduğu istifa dilekçesi neticesinde kendi isteği ile davacı kurumdan ayrıldığını, davalının işe başladığı 2007 yılında büro memuru olarak işe başlamış olup, devam eden yıllarda büro memurluğunun çok ötesinde bir görev ve sorumluluğa sahip olduğunu, davalının çalışmış olduğu bu süre boyunca davacı firmanın müşteri çevresi, ticari ve üretim sırları hakkında detaylı bir bilgiye sahip olduğunu, davalının işten ayrılmasının ardından …. Ticaret unvanı ile davacı firmanın faaliyet göstermiş olduğu sektörde çalışan bir şirket kurduğunu, rekabet yasağına aykırı olarak davacının çalıştığı sektörde kendi firmasını kuran davalının davacı firmada çalışırken edinmiş olduğu davacı müşteri portföyünü kullanarak davacı müşterilerini çalmaya çalıştığını, davacının Yunanistan’da bulunan tüm alıcı ve tedarikçileri ile temasa geçen davalının davacının, satış fiyatı, ürün kalitesi, portföyü gibi ticari sırlarını müşteriler ile paylaştığını, davacının kısa bir süre önce davalının kendi sektöründe çalışan bir firma kurduğunu ve teker teker bütün müşterilerini arayarak, müşterileri kendileri ile çalışmak konusunda ikna etmeye çalıştığına dair müşterilerinden bilgi aldığını, davalının böyle bir faaliyette bulunacağına inanmayan davacının mevcut durumu araştırmaya başladığını, yapmış olduğu araştırma neticesinde davalının davacı firmada çalıştığı sürede kullanmış olduğu şirket mailine davacının müşterilerinden …… ve Dış Ticaret A.. konulu …..@…….gr tarafından yanlışlıkla gönderilen e-maili gördükten sonra davalının rekabet yasağına aykırı olarak şirket kurduğunu ve şirket müşterilerine davacı kötüleyip, sırlarını paylaştığını ve onları çalmaya çalıştığını anladığını, bununla birlikte davacı tarafindan bir diğer müşterisine de fiyat teklif e-maili gönderildiğinin tespit edildiğini, davalının …… ve Dış Tic. A.Ş gibi firmaları çalmaya çalışmasının yanında davacının kendi sektöründe en büyük rakiplerinden olan firmalarla da iletişime geçerek ticari sırlarını bu şirketlere verdiğini ve bu şirketlerle iş yaptığını, dilekçe ekinde bulunan maillerden davalı … ‘nın davacıya karşı gerek rakipleri ile iş yaparak gerekse müşterilerini çalmaya çalışarak davacıya karşı rekabet yasağı ve dürüstlük kurallarına aykırı olarak faaliyette bulunduğunu ispatladığını, davalı … davacı şirketin kendi müşterileri ile yapmış olduğu işlemlerdeki fiyatları yapmış olduğu iş dolayısı ile bilmekte olup, bu bilgiyi kullanarak firmalara teklif verdiğini ve müşterilere davacının satışı pahalı bir fiyattan yaptığını söylediğini ve davacı tüm bağlantılarını aleyhte kullandığını, davacının davalının bu davranışlarından dolayı olan zararı henüz davacı tarafından tam olarak belirlenemediğini, verilen zararın cezai şart miktarının çok üzerinde olduğunu, davalı ile imzalanan belirsiz süreli iş sözleşmesinin sır saklama yükümlülüğü ve rekabet yasağı başlıklı 14. Maddesinde bu durum düzenlendiğini, maddeden açıkça işçinin işten ayrıldıktan sonra da sır saklama yükümlülüğünün devam edeceğini ve işçinin işten ayrılması durumunda 2 yıl süre ile işverenin iş kolu ve iş yerinin olduğu yerlerde rekabet edemeyeceği düzenlendiğini, bu anlaşma ile işçinin söz konusu sır saklama yükümlülüğü ve rekabet yasağına uymadığı takdirde 30.000,00 TL tutarında cezai şartın işçi tarafından işverene ödemesi gerektiği düzenlendiğini bu hükümde belirtilen miktar tamamen davacının iyi niyetli bir şekilde hareket etmesi sebebi ile 30.000,00 TL ile sınırlandırılmış olup, davalının davacı firmanın iyi niyetini bu denli suiistimal edebileceği öngörülemediğini, her ne kadar iş sözleşmesinde rekabet yasağı ve sır saklama yükümlülüğüne uymamanın cezası olarak 30.000,00 TL kararlaştırılsa da davalı … ‘nın davacıya iş bu cezai şarttan çok daha fazla zarar verdiğini, bu sebepler ile fazlaya ilişkin talep hakları saklı kalmak kaydı ile 50.000,00TL tutarındaki maddi tazminatın davalı işçiden alınarak davacıya verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
Davalı vekili cevap dilekçesine özetle:; davanın işçi ve işveren arasındaki uyuşmazlıktan kaynaklandığını, davanın iş hukukundan kaynaklanan bir alacak davası olması nedeniyle davaya bakmakla görevli mahkemelerin İş Mahkemeleri olduğunu, müvekkilinin, davacı firmada mavi yakalı pozisyonunda ve düz işçi olarak “büro memuru” sıfatı ile 11/09/2007-05/02/2016 tarihleri arasında çalıştığını, müvekkilinin davacı işverenin yanından istifa ederek ayrılmasının akabinde 15/02/2016 tarihinde kendi şirketi olan dava dışı ….. unvanlı şirketi kurduğunu, şirketin faaliyet konusunun tamamen aracı işletme sıfatı ile birlikte pamuk ticareti olduğunu, yani davalının kendi adına kurduğu şirketin aracı olmak dışında kesinlikle pamuk alım satımı yapmadığını, dava dilekçesinde geçen “…davalı,… müşteri pörtföyünü kullanarak müvekkilin müşterilerini çalmaya çalışmaktadır” şeklindeki gerçek durumla uzaktan yakından bir alakası olmayan ağır ithamlara karşı yasal yollara başvurma haklarını saklı tuttuklarını, taraflar arasında akdedilen ve davaya konu edilen iş sözleşmesinde yer alan “sır saklama yükümlülüğü ve rekabet yasağı” başlıklı cezai şarta ilişkin düzenlemenin yasa va Yargıtay kararlarına göre geçersiz olduğunu, sözleşme şartlarının eşit işlem ilkesine aykırı olduğunu ve adil olmadığını, ayrıca hakkaniyete, Borçlar Kanununa, Medeni Kanunun ilgili hükümlerine ve Anayasaya aykırı olduğunu, davacı işverenin iş bu davayı açmakta kötü niyetli olduğunu, müvekkilinin davacı firma aleyhine haksız rekabet gerektirecek açık veya kapalı herhangi bir eylemi olmadığını, davalının teknik bilgileri veya şirkete ait ticari sırları kullanma ve değerlendirme yeteneğine sahip satış pazarlama elemanı, Ar-ge Müdürü, Muhasebe Müdürü veya üst düzey yönetici olmayıp, sadece maın sevkiyatını sağlayan düz işçi olarak çalıştığını, davayı ve talepleri kabul anlamına gelmemekle birlikte talep edilen cezai şartın fahiş miktarda olduğunu beyanla davanın reddini talep etmiştir.
Dava, rekabet yasağı ve sır saklama yükümlülüğünü ihlalden kaynaklanan cezai şartın ve uğranılan zararın tahsili istemine ilişkindir.
Taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
09/09/2019 tarihli bilirkişi heyet raporunda özetle; dava konusunun, davalının haksız rekabet fiillerinden ötürü zarara uğradığını iddia eden davacı tarafından zararının tazmini talebiyle açılan tazminat davası olduğu, davacının 2014-2015-2016-2017 yılları ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu, davalının 2016-2017-2018 yılları ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu, taraflar arasında akdedilen iş sözleşmesinde davalı ile davacı şirket arasında imzalanan belirsiz süreli iş sözleşmesinin ” sır saklama yükümlülüğü ve rekabet yasağı ” başlıklı; 14. Maddesinde bu durum düzenlendiği, ” Çalışan; rekabet yasağı ve sır saklama yükümlülüğüne aykırı davranması halinde bunun sonucu olarak işverenin uğradığı bütün zararları tanzim etmekle yükümlü olduğunu ve ayrıca 30.000,00 TL cezai şartı işverenin ilk talebi üzerine derhal nakden ve defaten ödeyeceğini kabul, beyan ve taahhüt eder. ” maddesinin bulunduğu, davacı şirketinin alanının pamuk ticareti olduğu, davalı ise pamuk ticari komisyonculuğu yapmakta olduğunu, davalının fatura düzenlemiş olduğu …….. S.A isimli firmaların davacı yan müşterileri arasında bulundukları, davalı şirketin davacı şirket müşteri portföyünde bulunan şirketlere düzenlemiş olduğu komisyon faturalarının toplam tutarının 106.244,00 TL olduğu, davalı yanın düzenlemiş olduğu faturaların komisyon faturası olduğu başka bir deyişle üçüncü şahıs firmalar ile müşteri firmalar arasında yapılan ticaretin gerçekleşmesi için verilen aracılık hizmetine istinaden düzenlenmiş olduğu, mezkur faturaların içeriğinde, faturaların hangi üçüncü şahıs firmalar ile müşteri firmalar arasında yapılan ticarete istinaden düzenlenmiş olduğu, yapılan ticaretin miktarı ve tutarı belirtilmediğinden, davacının, bahse konu ticareti yapması halinde elde edebileceği kar tutarı ve davalı şirketin haksız rekabeti nedeniyle davacı şirketin maruz kaldığı kar mahrumiyeti hesap edilemediğini bildirmiştir.
İncelenen tüm dosya kapsamına, tarafların iddia ve savunmalarına, bilirkişi raporu, tanık beyanları içeriğine göre; davalının, davacı şirkette 11/09/2007- 05/02/2016 tarihleri arasında iş sözleşmesi uyarınca büro memuru olarak çalıştığı, davalı işçinin davacı şirketten istifa ederek kendi isteği ile ayrıldığı, davalının 15/02/2016 tarihinde kendisine ait ….. Dış Ticaret unvanlı şirketini kurduğu, davacı şirketin ticaret kayıtlarına göre iştigal alanının “pamuk toptan ticareti”, davalı işçinin kendi adına kurduğu şirketin iştigal alanının ise “pamuk toptan ticareti ithalat ihracat komisyonculuğu” olduğu, dosya kapsamında, taraflar arasında akdedilen 11/09/2007 tarihli sözleşmeyle sır saklama yükümlülüğü ve rekabet yasağı kapsamında çalışanın iş akdinin sona ermesinden itibaren iki yıl süre ile işverene karşı, işveren firmanın veya işverene ait grup firmalarının faaliyet gösterdiği bütün alanlarda ve yerlerde herhangi bir biçimde onunla rekabet etmekten, özellikle kendi adına rakip bir işletme açmaktan, başka bir rakip işletmede çalışmaktan, rakip işletme ile başka türden bir menfaat ilişkisine girmekten kaçınmayı taahhüt ettiği, aksi takdirde 30.000 TL cezai şartın ödenmesi konusunda sözleşme yaptıkları anlaşılmıştır. Tarafların ticari kayıtları üzerinde yapılan incelemede davalının, davacı şirketin müşteri pörtföyünde bulunan Yunanistan’daki şirketlere toplamda 106.244 TL tutarında aracılık hizmetine ilişkin fatura düzenlediği tespit edilmiştir. Dosyadaki mevcut delillerden davalının iş sözleşmesi uyarınca iş aktinin sona ermesinden sonra rekabet yasağına aykırı davranarak davacının müşterileri ile iletişime geçerek kendi şirketi lehine haksız rekabette bulunduğu anlaşılmıştır. Davalının imzaladığı hizmet akdinin rekabet yasağına ilişkin maddesinde bir coğrafi alan sınırlaması bulunmaması çalışma özgürlüğüne, akit serbestisine ilişkin yasal düzenlemelere aykırı ise de, dosyada bulunan mevcut delillerden davacının Türkiye sınırları dışında bulunan davacı müşterileri ile iletişime geçtiği, bu durumda işçinin mahvına sebep olacak çalışma özgürlüğünü ihlal edecek bir kısıtlamadan söz edilemeyeceği kanaatine varılmakla, iş sözleşmesi uyarınca haksız rekabet yasağına aykırı eylemde bulunan davalıdan 30.000 TL cezai şartın tahsiline, davacının uğradığını iddia ettiği diğer zararlarını ispatlayamaması nedeniyle fazlaya ilişkin talebin reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kısmen kabulü ile 30.000 TL maddi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Alınması gerekli 2.049,30 TL harçtan davacı tarafça yatırılan 853,88 TL harcın mahsubuyla bakiye 1.195,42 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan 29,20 TL başvurma harcı, 853,88 TL peşin harç olmak üzere toplam 883,08 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafça posta / tebligat / bilirkişi gideri olarak yapılan (ayrıntısı uyapta kayıtlı) 1.480,40 TL yargılama giderinden kabul ve red oranı üzerinden takdiren 888,24 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-AAÜT gereğince hesap edilen 4.500,00 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Reddedilen kısım üzerinden hesap edilen 3.400,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Davalı tarafından yatırılan kullanılmayan gider avanslarının karar kesinleştiğinde istem halinde davalıya iadesine,
8-Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, 6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345.maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar davacı asil ve vekilinin, davalı vekilinin yüzüne karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı. 14/02/2020
Katip …
e-imzalıdır
Hakim …
e-imzalıdır