Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/801 E. 2020/659 K. 07.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/801 Esas
KARAR NO : 2020/659

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/08/2016
KARAR TARİHİ : 07/10/2020
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 09/11/2020
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin, dava dışı …… Tatil köyünün tadilat ve yenileme işlemini üstlenmiş olduğunu, sahil fitness alanının zeminine döşenecek ahşap parkelerin tedarik edilmesi için davalı şirket ile anlaştığını, müvekkili şirketin 13/03/2013 tarihinde 9.000.00 TL avans ödeyerek İroka olarak tabir edilen ahşap parke siparişi verdiğini, davalı şirket tarafından sipariş alınan ürünlerin 21/03/2013 tarihinde …… sayılı fatura ile faturalandırdığını, bunun üzerine müvekkil şirket toplamda 35.191,00 TL olan bedelin kalan kısmı olan 26.191,00 TL’yi davalı şirkete ödediğini, her ne kadar sipariş edilen parkelerin sahil fitness alanına döşeneceği ve her türlü hava şartlarına uygun üretilmesi gerekirken parkelerin montajının yapılmasından hemen sonra deforme olduğunu, bir turizm işletmesinde söz konusu parkelerin bu haliyle kullanılmasının mümkün olmadığını, bütün monteli parkelerin değiştirilip yerlerine yeni ve hava koşullarına dayanıklı parkelerin döşenmesi gerektiğinin defalarca davalı şirkete belirtildiğini, bunun üzerine Kemer Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne taleplerinin tespiti için talepte bulunduklarını, Kemer Asliye Hukuk Mahkemesince mahallinde inşaat mühendisi bilirkişisi ve mimar bilirkişisi refakatinde keşif yapıldığını, bilirkişiler tarafından yapılan inceleme sonucunda dilekçelerinde öne sürdükleri saptamaların doğruluğunun tespit edildiğini, bilirkişi raporundan da görüleceği üzere ahşap parçalarda deformasyon sonucu kavislerin meydana geldiği, ahşap parçaların şişmesi nedeniyle parkelerde deformasyonun olduğunun saptandığının, yine bilirkişi raporunda, değerlendirmede parkelerin ayıplı olduğunun açıkça görüldüğünü, mevcut parkelerin imalatları sırasında bazı teknik hataların oluştuğunu düşünmeleri dolayısıyla tekrar kullanılmasının pek sağlıklı olmayacağı İroko ahşap modeli için yapılan araştırmalarının bu görüşlerini doğruladığını, yapılan piyasa araştırmaları sonucunda bulunan değerler ışığında 230 m2 büyüklüğündeki tespite konu olan …… Tatil köyünün sahil fitness alanının tespitin yapıldığı günkü kur değerine göre döşeme maliyetinin 44.850,00 TL olduğu böyle bir işlemin montajının 1 hafta süreceğine kanaat getirdiğini, takip borçlusu/davalı tarafın, davacı müvekkili şirkete borcu olmadığı iddiası ile hakkında başlatılan icra takibini haksız ve hukuka aykın bir şekilde itiraz ettiğini ancak davalı tarafın müvekkil şirkete borçlu olduğu Kemer/Antalya ….. Asliye Hukuk Mahkemesinin ……. D. İş esas ve ….. karar sayılı dosyası ile yapılan tespit ile sabit olduğunu, bu tespitle tamamen ayıplı olduğu ve müvekkil şirketin zararı olduğu yönünde karar verdiğini her ne kadar Büyükçekmece …… İcra Müdürlüğü’nün ….. esas sayılı dosyasına genel bir itirazda bulunduğunu, HMK’nun 403.maddesine göre karşı tarafa tebligat yapılmaksızın da delil tespiti yapılabileceğini, ayıp ihbarının süresinde yapılmamış olması hususunda ise, ahşap parkeler döşendikten hemen sonra deformasyona uğradığını her ne kadar bu durumla ilgili davalı şirketle temasa geçilmiş olmasına rağmen olumlu sonuç alınamadığını, taleplerin sonuçsuz kalması sebebiyle de dava yoluna başvurulduğunu, davalı taraf ürünlerde oluşan deformasyonlann uygulama ve kullanım hatalarından meydana geldiğini öne sürmüş ve dilekçesinde asıl uygulamanın nasıl olması gerektiği konusunda beyanlarda bulunduğunu, ahşap parkelerin döşendiği sahil fitness alanının üzerinde bir çatı bulunduğunu, söylenenin aksine parkelerin yağmur ve güneş korumalı oldukları için bu deformasyona uğramalarının söz konusu olmadığını, decklerin kullanılacağı alanın zemininin betondan oluştuğunun, zeminde yıkama sonrası veya yağmur sonrası biriken suyun akabileceği şekilde eğimli ve drenajlı olduğunu, oluklarının mevcut olduğunu, davalı şirketin parke montajı bittikten sonra son yağlamanın yapılması gerektiğinin vurgulandığını, ürünlerin zaten teak yağlı olarak hazır bir şekilde getirildiğini, …… ahşap parkelerin kullanımı ve uygulamasında bir hata olmadığım aksine davalı dilekçesinde belirtildiği şekilde monte edildiğini, müvekkil şirketin ayıplı ürünlerin değiştirilmesi gerektiği için zarara uğradığı ……’in kullanılmaz durumda olduğunu, davalı şirketin üretici olarak ayıptan doğan sorumluluğu bulunduğu için müvekkil şirketin zararını tanzim etmekle yükümlü olduğunu, müvekkil şirketin ise otelin açılacak olması ve telafisi imkansız durumlara sebebiyet vermemesi için başka bir inşaat şirketiyle anlaştığını ve taahhüdünü yerine getirdiğini, takip borçlusu/davalı davacı müvekkil şirkete herhangi bir borcu bulunmadığı iddiası ile itiraz ettiğini halbuki müvekkil şirkete vermiş olduğu zarar gereği borçlu bulunduğunu ve bu zarara faizin işletilmesinin kanuni bir hak olduğunu ve itirazın reddi gerektiğini, davalı şirketin kötü niyeti ile ilgili açıklamaları olduğunu, bu sebeple de HMK’nun 29. maddesi uyarınca idari para cezasına çarptırılması gerektiğini, davalı/borçlu şirketin taşınır taşınmaz mallan ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacaklannın ihtiyaten haczine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı şirketin, müvekkili firmanın dava konusu İroka ağacından imal edilmiş “……” diye tabir edilen ahşap dış mekan ürünlerini görerek satın almayı talep ettiğini, siparişi verilen bu ürünlerin 35.191,00 TL bedelle fatura kesilerek müvekkiline ait fabrikada davacı şirkete teslim edildiğini, müvekkili firmanın sadece üretici olduğunu, uygulama yapmadığını, dava konusu decklerin yerine döşenmesinin davacı tarafından yapıldığını, davacı şirketin satın aldığı bu ürünleri TTK’nun 23/e maddesinde öngörülen süreler içerisinde müvekkili firmaya bir ayıp ihbarında bulunmadığını, davacı firmanın 9 ay sonra ürünlerin deformasyona uğraması üzerine delil tespiti yaptırdığını, davacı firmaya teslim edilen ahşap dış mekan ürünleri kesinlikle ayıplı olarak imal edilmediğini, bu yöndeki iddiaları kabul etmediklerini, davacının iddiasını ispatlamakla mükellef olduğunu, her ne kadar davacı müvekkil firmaya ayıp ile ilgili olarak defalarca talepte bulunduğunu iddia etse de, bu iddiasının gerçek dışı olduğunu, davacı Kemer ……. Asliye Hukuk Mahkemesinin …… D.İş sayılı dosyası ile satın alınan ürünlerin ayıplı olup olmadığını ve uğradığı zarar bedelinin tespitini istediğini keşif gün ve saatinin kendilerine bildirilmediğini, taraflarının yokluğunda yapılan keşif ve bilirkişi incelemesine itiraz ettiklerini, Yargıtay’ın bazı emsal kararlan uyarınca karşı tarafın yokluğunda yapılan delil tespitine ilişkin rapora itiraz edilmesi halinde hükme esas alınamayacağını, orman ürünleri konusunda uzman bilirkişi marifetiyle hazırlanmamış teknik ve bilimsel açıdan yetersiz ve denetime elverişli olmayan bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulması hukuken mümkün olmadığını, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun emsal kararı uyarınca; konusunda uzman olmayan bilirkişilerce hazırlanan raporlann hükme esas teşkil etmeyeceği, bilirkişi raporunun değerlendirme ve sonuç bölümünün 1. maddesinde “parkelerin ayıplı olduğu açıkça görünmektedir.” şeklindeki soyut ve genel ifade ile bilirkişiler ayıplı olduğu sonucuna vardığını, fakat nasıl bir ayıbın olduğunu açıklayamadıklannı, bilirkişilerin “deck” diye tabir edilen ahşap dış mekan ürünlerinden “parke” diye söz etmesi bu konuda ne kadar yetersiz olduklarını açıkça gösterdiğini, raporun değerlendirme ve sonuç bölümünün 2.maddesinde “mevcut parkelerin imalatı sırasında bazı teknik hataların olduğunu düşündükleri için tekrar kullanılmasının sağlıklı olmayacağı” görüşünü belirtmiş iseler de ne tür teknik hataların olduğunu, nasıl bir inceleme yapıldığı somut ve bilimsel dayanaklar ile açıklanmadığını, davacı taraf, dava dilekçesinde, müvekkili firma tarafından satılan bütün decklerin deforme olduğunu decklerin bu haliyle kullanılamayacağını, bilirkişi raporuna göre yerine uygun parke döşenmesi halinde 44.850,00 TL maliyeti olacağını değerlendirdiğini, zararın daha da artmaması için otelin açılacak olması sebebiyle davalı şirketin zararı karşılaması beklenmemiş başka bir inşaat şirketi ile anlaşarak taahhüdünü yerine getirdiğini, dava dışı …… İnşaat tarafından zemin plastiğinin değiştirildiği ve ……. ahşaplarınında yenilendiği 28/05/2014 tarihli, 41.301,00 TL bedelli fatura içeriğinde belirtilmiş olduğunu, müvekkili firma çalışanlarından Orman Endüstri Teknikeri …’ün, 20/09/2014 tarihinde dava konusu decklerin döşendiği …… tatil köyüne giderek yaptığı inceleme ve çektiği fotoğraflarda değiştirildiği ve yenilendiği belirtilen decklerin müvekkili firma tarafından satılan ürünler olduğunun belirlendiğini, davacı tarafça, dava dilekçesi ekinde sunulan fotoğraflardan da, davacı firmanın dava konusu deckleri yenilemediğini, sadece ahşap kısımlar sistre yapılmak üzere tekrar kullanmaya devam edildiğini, decklerin zemin plastiklerinin dahi müvekkili tarafından satılan ürünler olduğunu, davacı firmanın asılsız ve gerçek dışı beyan ve delillerle kötü niyetli olarak müvekkil firmayı zarara sokmak amacıyla huzurdaki davayı açtığını, bu konuda hem davacı firma hakkında hem de …… İnşaatı naylon fatura ihdas etmek ve kullanmak suretiyle vergi dairesine ve Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunulacağını, davacı tarafından alınan dava konusu ürünlerin uygulamasında ve kullanılmasında yapılan hatalar sebebiyle deformasyona uğradığını, decklerin döşendiği zeminde tahliye kanalları veya drenaj sistemi olmadığından altta suyla beraber kum, çamur, yaprak gibi bitki artıklarından bir balçık oluştuğunu, decklerin devamlı suya ve neme maruz bırakıldıklarını, iroko ağacından imalatı yapılan dava konusu deck malzemelerin sürekli olarak suya ve neme maruz kalması onun çalışmasına ve deforme olmasına neden olduğunu, davacı firma deckleri dava dışı inşaat firmasına tümüyle yenilettiğini, 28/05/2014 tarihinden sonra … tarafından yapılan inceleme ve çekilen fotoğraflarda deckler yine deforme olduğunun görüldüğünü, davacı firma tarafından decklerin değiştirildiği ve yenilerinin döşendiği kabul edilse veya müvekkil firma tarafından satılan ürünlerin tamir edilerek döşenmiş olması halinde de yani her iki ihtimalde de decklerin ikinci defa deforme olması deck malzemenin ayıplı yada kusurlu olmadığım aksine deck ürünlerin uygulamasında ve kullanılmasındaki hatalardan dolayı deforme olduğu yönündeki iddialarını açıkça ispatladığını, decklerin uygulandığı alanlarda kenarların kapalı olup üstten gelen suyu tahliye edecek kanalların mevcut olmadığını, bu durumun decklerin uygulanmasının hatalı yapıldığını açıkça ortaya koyduğunu, sonuç olarak deck malzeme altında biriken su, nemli kum, bitki artıkları ve balçık vb. masif higroskopik malzeme olan ağaçlara uzun süre temas etmesi halinde bünyesine nüfus ederek ahşap malzeme olan deck’in hacminin genişlemesine sebep olduğunu, altta nemli ve ıslak bir ortamda ağaç nemi %20’nin üzerine çıkarken üstte gündüz sıcaklığını 35 dereceyi aştığı şartlarda nem değeri %10 ve hatta daha aşağı ‘değerlere düşebildiği ve bu durumda alttan nem alan ağacın hacimce genişleyeceği aynı anda da üstten de sıcaklığın etkisiyle hızlı bir daralma eğilimi göstererek gerilmeler yaşayacak ve çalışmasının kaçınılmaz olacağını, davacı firmanın decklerin uygulanmasındaki hatalar dolayısıyla dava konusu ürünlerin deformasyona sebebiyet verdiğini ve zararın meydana gelmesinde tam kusurlu olduğunu, açılan davanın reddi gerektiğini, davacı icra takibinde takip öncesi faiz işlettiğini ancak somut olayda müvekkil firma temerrüde düşürülmediğini, bu nedenle takip öncesi işletilen faiz haksız ve yasal dayanağı olmadığını, haksız ve kötü niyetli olan davacı hakkında %20’den aşağı olmamak kaydıyla kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Dava, ayıp nedeniyle uğranılan zararın tahsili talebiyle başlatılan icra takibine vâki itirazın İİK’nun 67.maddesi gereğince iptali ile takibin devamına ve icra inkâr tazminatı istemine ilişkindir.
Büyükçekmece …. İcra Müdürlüğü’nün ……. esas sayılı takip dosyası incelendiğinde; davacı şirketin davalı aleyhinde dayanak 45.476,40 TL asıl alacak, 700,45 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 46.176,85 TL alacak ile asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsili için ilamsız icra takibine geçildiği, borçluya ödeme emrinin tebliği üzerine borçlunun süresinde, borca itiraz ederek takibin durmasına sebebiyet verdiği, İcra Müdürlüğü’nce takibin durdurulmasına karar verildiği, bu kararın alacaklıya tebliğ edilmediği, davanın yasal bir yıllık süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Taraflar tacir olup delil olarak ticari defterlere dayanıldığından TTK’nun 83 ilâ 85 ve HMK’nun 222. maddeleri uyarınca tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde konusunda uzman bilirkişi marifetiyle bilirkişi incelemesi yapılmıştır.
Bilirkişi heyeti 23/05/2017 havale tarihli raporunda; davalının ticari defter ve belgelerinin lehine delil niteliğinin bulunduğunu, davalı şirketin davacı taraftan alacağının olmadığının tespit edildiğini, davacı firma tarafından dava dışı …… İnşaat’a yaptırılan ve 28/05/2014 tarihli fatura ile faturalandırılan KDV dahil 41.301,00 TL bedel ile yapıldığı anlaşılan zemin …… döşemelerinin sökülerek zemin plastiğinin değiştirilmesi ve bozulan …… deckleri yenilediğinin görüldüğünü, değiştirilen …… decklerin ne kadarının değiştiğinin belli olmadığını, dava konusu …… decklerin her ne kadar dış mekanda kullanılmaya müsait bir ağaç olarak nitelendirilirse de, uygun olmayan koşullarda ağaçta burkulma, oluklaşma ve kalınlığında farklılaşma (su alarak şişme) meydana gelebildiğini, dış mekanda kullanılan teak ağacının, ……’ya göre bu hataların daha az yaşandığı bir ağaç türü olduğunu, …… ağacında bu tarz hataların görülebildiğini, bu bilgiler ışığında …… decklerde yerindeki montaj şartları ve uygulanmasının önemli olduğunu, her ne kadar fitness alanının montaj şartlarının sağlandığı belirtilse bile montaj yapılan alanının zemininin uygun olmayan koşullar sağladığı görüşünde olduğunu, zeminde bu tarz ağaç malzemelerin çalışmasına engel olmak için zeminin su tutmaması, meyilli olması ve beton zeminin temiz olarak …… decklerin döşenmesinin doğru olacağını, dosya muhteviyatından alınan bilgiler ışığında parkelerin ayıplı olmadığını, parke montajının uygulanmasından kaynaklı bir sorun oluştuğunun değerlendirildiğini, fırın kurusu olan bir ağaç malzemenin (nem oranı %9-15 aralığı) 7,5 ay gibi kısa bir süre içerisinde bu şekilde deforme olmasının montaj uygulama şartlarının doğru olarak sağlanmadığı yönünde bir kanaat oluşturduğunu, dava konusu olan davalı firma tarafından davacıya satışı yapılan …… Deckler cinsi ürünün ayıplı olmadığını, montaj alanı ve montaj uygulama hataları sebebiyle deforme olduğunu bildirmişlerdir.
Davacı şirket defterlerinin incelenmesi için talimat yoluyla alınan 28/11/2017 tarihli raporda; davalı tarafça davacıya düzenlenen dava konusu 21/03/2013 tarihli 35.191,00 TL bedelli “230 metrekare parke” açıklamalı faturanın, davacı defterlerine kayıtlı olduğunu, dava konusu fatura içeriğinde belirtilen ürünlerin aynı zamanda teslim tarihi de olan 21/03/2013 tarihli sevk irsaliyesi ile teslim edildiğini, bu fatura bedelinin tamamının 2013 yılında davalı tarafa ödendiğini, 21/03/2013 tarihinden, dava tarihi olan 19/08/2016 tarihine kadar taraflar arasında alım satım işleminin bulunmadığını bildirmiştir.
Bilirkişi raporuna yapılan itirazlar doğrultusunda mahalinde keşif yapılması amacıyla talimat yazılmış ve talimat mahkemesinden alınan 24/04/2018 havale tarihli raporda; dosya üzerinde ve mahallinde yapilan keşif neticesinde ahşap decklerin kusurlu olduğunu, üzerindeki ayıbın gizli ayıp olduğunu, ayıbın oluşma nedeninin montaj uygulamasındaki konstrüksiyon tasarımındaki hatadan kaynaklandığını bildirmiş ise de, alınan bilirkişi raporu teknik yönden hiçbir gerekçe içermeyip, delillendirilmediği gibi bilirkişinin şahsına yönelik yapılan davalı itirazları da dikkate alındığında dosyanın daha önce rapor sunan bilirkişi dışında Orman Endüstri Mühendisi sıfatına sahip bilirkişiye tevdii ile itiraz konuları, ayreten değişik iş dosyası ve diğer dosyalarda irdelenmek suretiyle dava konusu alana döşenen ahşap dek’in davalı tarafça satılan ürünler olup olmadığı, davacının ibraz etmiş olduğu, 28/05/2014 tarihli faturaya konu ahşapların kullanılıp kullanılmadığı, 28/05/2014 tarihli faturaya konu yenileme işleminin ne olduğu ve bu yenileme işleminin maliyetinin emsal değeri, ürünlerin ayıplı olup olmadığı, tüm itirazlar değerlendirilerek daha önceki raporlardan ayrılınan noktalar ve çelişkilerde giderilmek suretiyle keşif yapılarak rapor düzenlenilmesi için dosya tekrardan talimat mahkemesine gönderilmiş, talimat mahkemesi tarafından aldırılan 01/11/2018 tarihli raporda; zemin kaplama olarak kullanılmak istenen iroko ağacından yapılan ahşap parçaların (deck) keşif tarihinde %80’nin kusursuz olduğunun görüldüğünü, alanın üzerinde bulunan koruyucu çatı alanın %80’ini korumakta olduğunu, zeminde eğim mevcut olup drenaj kanalları kapasitesinin yetersiz olduğunu, ahşap parça olan decklerin üzerinden 6 yıl geçtiği için değişip değişmediğinin tam olarak bilinemediğini, fakat önceden döşenen deckler ile davalı firma yetkilisinin getirdiği deckleri taşıyan 50×50 ebatında olan plastik malzemenin yenileri ile değiştiğinin gözlemlendiğini bildirmiştir.
Talimat mahkemesince rapor sunan bilirkişi …… tarafından sunulan raporda; 13/07/2018 tarihli celsede açıkça belirtilen hususlarda rapor düzenlenmesi istenilmesine rağmen bu hususlarda rapor sunulmadığı özellikle yenileme işleminin maliyeti, yenilemenin yapıldığı tarihte ne kadar olacağı hususlarında rapor sunmak üzere tekrardan ek rapor talep edildiği, bilirkişi tarafından sunulan 01/08/2019 tarihli bilirkişi raporunda; problemli olduğu belirtilen ürünün 2013 tarihinde döşenmiş olduğunu, üzerinden 6 yıl geçtiğini, bu dış zemin kaplama olarak kullanılan malzeme üzerinde damga seri numarası vb. görülmeyip bilinmediğini, yani ürünün davalı veya davacı firmaya mı ait olduğu tarafsızlık ilkesi gereği bilinemeceğini, fakat geçmiş bilirkişi raporlarında görülen fotoğraflarda otele döşenen ireco menşeili deck’in çarpılmaları (boyut değişmeleri) gözlemlendiğini, İreco decklerin çarpılmalar önceden bilirkişiler tarafından gözlemlenmiş olduğunu, güncel zamanda (Kasım 2018) çarpılmaların çok az olduğunun görüldüğünü, bu da ya ireco decklerin değiştirildiği yada çarpılma görülen decklerin işlemden (zımparalama yağlama vb.) geçtiğinin belirli olduğunu, ayrıca taşıyıcı plastik karkasların değiştirilmiş olduğunun önceki raporda belirtildiğini, dava konusu ireco decklerin ithal edilmesindeki asıl sebebin dış çevre koşullarına gerek yoğunluğu, gerek makroskpik ve mikroskopik özelliklerinden dolayı dış çevre koşullarına (çarpılmanın boyut değiştirmesinin az olması ve) uyması sebebi ile seçilmiş malzeme içerisinde olduğunu, yapılan incelemeler sonrasında döşeme yapılan alanda amaç ireco decklerin deformasyonun (çarpılma şekil değiştirme) en az olmasının hedeflendiğini, yoksa yerli masif malzemeler fiyatı çok uygun malzemelerde kullanılabilir olduğunu, bu amaçla satın alındığını, davacı firmanın amacını davalı firma tarafından karşılanamadığını bildirmiştir.
Dosyada, talimat bilirkişisinden istenilen hususların daha önce defaatle istenilmesine rağmen, giderilemediği, talimat yoluyla rapor alındığı ve yargılamanın rapor ibrazı boyunca geçen süreler dikkate alındığında, sürüncemede kaldığı anlaşıldığından dosyanın mahkememiz yargı çevresinde bulunan bir Orman Endüstri Mühendisi sıfatına sahip bir bilirkişiye tevdi ile daha önceki bilirkişiden istenilen hususlarda eksik olduğu tespit edilerek ek rapor alınmasına karar verilen uyuşmazlıklara ilişkin rapor düzenlenmesinin istenilmesine dair verilen karar doğrultusunda raporuna mahallinde keşif yapılmadığından bahisle itiraz edilen ve mahalinde keşif yapıldığı dikkate alınarak ilk rapor sunan Orman Endüstri Mühendisi bilirkişiden alınan 06/02/2020 tarihli raporda; dava dışı …… Tatil köyünün sahil fıtness alanının zeminine döşenen …… parkelerin, yenileme işlemlerinin, yenilemenin yapıldığı tarih olan Mayıs 2014 tarihinde, komple alt plastik ızgara ve üst ……’in yeni üretim ve satın alma yapıldığı düşünülürse maliyeti kdv dahil 41.763,15 TL, yeni üretim değilse, “onarım” adı altında sadece mevcuttaki …… decklcrin üst yüzeylerin sistre, zımpara, vernik ve yağ ile işleme girmesi şeklinde uygulama yapılması halinde maliyetinin kdv dahil 16.705,26 TL şeklinde olacağını bildirmiştir. Bu rapora yapılan ve mahkememizce de yerinde bulunan itirazlar doğrultusunda alınan 23/07/2020 tarihli ek raporda; sahil fıtness alanının zeminine döşenen …… parkelerin, yenileme işlemlerinin yenilemenin yapıldığı tarih olan Mayıs 2014 tarihinde; komple alt plastik ızgara ve üst ……’in yeni üretim ve satın alma yapıldığı düşünülürse, kök rapor ve ek rapor tespit ve değerlendirmelerin devam ettiğini, maliyetin kdv dahil 41.763,15 TL olduğunu, “onarım” adı altında sadece mevcuttaki …… decklerin üst yüzeylerinin sistre veya zımpara, vernik veya yağ ile işleme girmesi şeklinde uygulama yapılması halinde maliyetin bir önceki ek raporda sehven yapılmış olan hesaplama hatasının düzeltilerek yeni oluşan maliyetin kdv dahil 2.941,00 TL olduğunu bildirmiştir.
Davacı tarafça yaptırılan 13/12/2013 tarihinde yaptırılan Kemer ….. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin…… Değişik İş sayılı delil tespiti dosyası, dosyanın eki mahiyetinde olup, dosyamızın içerisine alınmıştır.
Taraflarca gösterilen tanıklar dinlenilmiş, deliller toplanmıştır. Davacı, 13/03/2013 tarihinde vermiş olduğu siparişe istinaden 21/03/2013 tarihli faturaya konu …… deckleri satın alarak ahşap parke döşeme işini yüklenici olarak aldığı ……’in fitness alanına döşemiş olup, döşenen malların ayıplı çıktığı iddiası ile Kemer …… Asliye Hukuk Mahkemesi’nin …. Değişik İş sayılı dosyası ile delil tespiti yaptırmış ve faturaya konu ürünleri ……’e söktürerek tekrardan montajını yaptırdığını beyan edip, buna ilişkin 28/05/2014 tarihli 41.301,00 TL bedelli faturayı ibraz etmiş ise de; davacı vekili tarafından 09/01/2019 tarihli bilirkişi raporuna itiraz dilekçesi ekinde sunulan banka dekontlarından da anlaşıldığı üzere davacı ile dava dışı …… arasında ….. ahşap ve çatı işleri yapımına ilişkin cari bir hesap ilişkisi olduğu, 03/10/2018 tarihli keşifte beyanı alınan …….’in davaya konu decklerin düzgün olanlarını ayırıp, alt plastiğini döşeyip, yeniden monte ederek yaptığını ve bu iş için 35.000,00 TL’ye anlaştıklarını, 35.000,00 TL’ninde bankadan hesabına yatırıldığını beyan ettiği, ancak …… İnşaat tarafından düzenlenerek davacı tarafça dosyaya sunulan 28/05/2014 tarihli irsaliyeli faturada zemin iroko decklerinin değiştirilmesi işlerini 41.301,00 TL olarak fatura edildiği, davacı ile …… arasında ödeme dekontlarından da anlaşılacağı üzere başkaca işlerinde olduğu dikkate alındığında ayrıca dava konusu ürünlerin davalıdan 21/03/2013 tarihinde 35.191,00 TL’ye alınmışken aradan geçen yaklaşık 1 yıl gibi bir süre sonra alınan bedeli aşacak şekilde tamir masrafı yapıldığı iddiası samimi bulunmamıştır.
Mahkememizce itibar edilen 01/11/2018 tarihli raporda, ahşap decklerin %80’inin kusursuz olduğunun bildirildiği, yine itibar olunan 01/08/2019 tarihli raporda decklerin zımparalama yağlama gibi bir işlemden geçtiğinin bildirildiği, delil tespiti yoluyla alınan 25/12/2013 tarihli bilirkişi raporunda, iroko decklerin kalınlığının 20 mm olarak tespit edildiği ve aradan geçen süre boyunca 01/11/2018 tarihli raporda, bilirkişi tarafından tespit edilen yüzey işlemlerinin(zımparalama, sistre, vernikleme, yağlama vb.) yapılması sonucunda …… decklerin ahşap kısımlarının %20’sini kaybederek şekil değişikliğine uğradığı ve yaklaşık 16 mm’e düştüğü, bu haliyle davacı tarafça davalıdan alınan ürünlerin yenisiyle değiştirilmeyerek yüzey işlemleri yapılmak suretiyle kullanılmaya devam ettiği, yüzey işlemlerinden kaynaklı onarım zararının alınan 23/07/2020 tarihli ek raporda tespit edildiği üzere 2.941,00 TL olduğu, bu bedelin işçilik bedeli olduğu, davacı tarafça plastik aksam bedelininde miktara dahil edilmesi, rapora itirazda belirtilmiş ise de, davacı tarafça yeni plastik aksam alındığına ilişkin fatura ibraz edilmemiş olup, plastik aksamın davalı tarafça takılan malzeme olduğu ve ürünlere yalnızca yüzey işlemleri yapılarak onarıldığı kanaatine varıldığından rapordaki işçilik bedeli dikkate alınarak bu miktar yönünden kısmen kabul kararı verilmiştir. Davacının icra inkar tazminat talebinin, alacak likit olmayıp, bilirkişi incelemesiyle tespit edildiğinden reddine, davalının kötü niyet tazminat talebinin ise davacının takibinde kötü niyetli olduğu ispatlanamadığından reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davanın kısmen kabulü ile 2.941,00 TL asıl alacak yönünden davalının Büyükçekmece …… İcra Müdürlüğü’nün ……. esas sayılı takibe vaki itirazın iptaline, takibin asıl alacak yönünden devamına; Asıl alacağa talep doğrultusunda avans faiz oranını geçmemek üzere yasal faiz oranı uygulanmasına,
Fazlaya ilişkin talebin reddine,
İcra inkar tazminat talebinin reddine,
Alınması gerekli 200,89 TL harçtan davacı tarafça yatırılan 557,79 TL harcın mahsubuyla bakiye 356,90 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Davacı tarafından yapılan 29,20 TL başvurma harcı, 200,89 TL peşin harç olmak üzere toplam 230,09 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı tarafça posta / tebligat / bilirkişi gideri ve delil tespiti gideri olarak yapılan (ayrıntısı uyapta kayıtlı) 3.657,50 TL yargılama giderinden kabul ve red oranı üzerinden takdiren 232,94 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafça posta / tebligat / bilirkişi gideri olarak yapılan (ayrıntısı uyapta kayıtlı) 900,00 TL yargılama giderinden kabul ve red oranı üzerinden takdiren 842,67 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davalı üzerinde bırakılmasına,
AAÜT gereğince hesap edilen 2.941,00 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Reddedilen kısım üzerinden hesap edilen 6.420,66 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Davalı tarafından yatırılan kullanılmayan gider avanslarının karar kesinleştiğinde istem halinde davalıya iadesine,
Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, 6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345.maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar taraf vekillerinin yüzünde açıkça okunup, usulen anlatıldı. 07/10/2020

Katip …

Hakim …