Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/772
KARAR NO : 2021/1049
DAVA : Tapu İptali Ve Tescil
DAVA TARİHİ : 09/08/2016
KARAR TARİHİ : 25/11/2021
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 06/12/2021
Yukarıda isim ve adresleri yazılı taraflar arasında mahkememizde görülen davanın açık yargılaması ve dosyanın tetkiki sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: davacı vekili özetle; müvekkilinin maliki olduğu İstanbul İli, …… İlçesi …… mahallesi …… pafta …… parselde kayıtlı 152 m2 arsa vasfındaki taşınmazı 03/06/2009 tarihinde dava dışı ……. Tekstil Konfeksiyon San. ve Dış Tic. Ltd. Şti.’ne olan borcunun teminatı olarak davalı müflis …… Giyim San. Ve Tic. A.ş.’ye devrettiği, müvekkilinin dava dışı …… ‘ye olan borçlarının yapılandırılması borcun tasfiyesi ve davalı şirkete devretmiş olduğu taşınmazın müvekkiline iadesi hususlarında taraflar arasında 20/12/2011 tarihli protokol düzenlendiği, düzenlenen protokole göre müvekkilinin dava dışı …….’ye borcunun 79.500,00-TL olduğu hususunda taraflar arasında mutabık olduğu ve mutabık kalınan tutarın müvekkilince 31/09/2012 tarihine kadar dava dışı …….’ye ödeneceğinin kararlaştırıldığı, müvekkilinin protokol gereğince 20.000,00-TL dava dışı …….’ye …… Bankası …… şubesinin …… nolu hesabına havale ettiği, bu ödemeden sonra bakiye borç olan 59.500-TL’nin ise 20/12/2011 tarihli protokole eklenen çekler ile dava dışı …….’ye ödendiği, müvekkilinin protokol gereğinin kendi edimlerini eksiksiz olarak yerine getirdiği, taraflarca akdedilen protokolde protokol şartları başlığının 3.4. Maddesinde “…… sözleşme konusu borcun tasfiyesi amacıyla …….’ye verilen çeklerin tamamının ödenmesinden sonra ekte tapu sureti verilen mülkü borçluya iade edecek- devredecektir. Devir masrafları ve oluşmuş ve oluşacak her türlü vergi resim ve harç borçlu tarafından karşılanacaktır.” şartının bulunduğu, müvekkilinin 20/12/2011 tarihli akdedilen protokol gereğince edimlerini eksiksiz olarak ve süresi dahilinde yerine getirmiş olmasına rağmen davalı …… müvekkilinin dava dışı …….’ye olan borçlarının teminatı olarak devaldığı taşınmazı müvekkiline iade etmediği, bu sebeple davalı üzerine kayıtlı İstanbul İli, …… İlçesi, …. Mahallesi …. pafta, ….. parselde kayıtlı 152 m2 arsa vasfındaki taşınmazın tapu kaydının iptali ile müvekkilinin adına tescil edilmesini ve davalının borç ve yükümlülüklerinden kaynaklı taşınmaz üzerindeki takyidatların kaldırılmasını talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: davalı İflas masasına izafeten iflas idaresi vekili cevap dilekçesinde özetle: Bakırköy …… Asliye Ticaret Mahkemesinin …… Esas sayılı dosyasından 19.12.2013 tarihinden geçerli olmak üzere iflasına karar verilen müflis …… Giyim Sanayi Ve Ticaret A.ş. hakkındaki iflas tasfiyesi iflas müdürlüğünün ….. Esas sayılı dosyası ile yürütüldüğünü, davacı ile davalı olarak gösterilen 3.şahıs müflis …… Giyim Sanayi Ve Ticaret A.ş. Ve Yine İflas Eden ……. Tekstil Konfeksiyon San. Dış Tic. Ltd. Şti. ile davacı arasında imzalanan protokol kapsamında borçların ödendiğinden bahisle teminat olarak …… Giyim Sanayi Ve Ticaret A.ş. ‘ne devri yapılan İstanbul İli, ….. İlçesi, ….. Mahallesi ….. pafta, ……. Parselde kayıtlı 152 m2 miktarlı arsa vasıflı taşınmazın tapu kaydının iptali ve davacı adına tescili talep edildiğini, davalı olarak gösterilen …… Giyim Sanayi Ve Ticaret A.ş. hakkında iflas kararı verilmiş ve tasfiyesine başlanıldığını, dava konusu edilen taşınmaz kaydına iflas kararı ile birlikte iflas şerhi konulduğunu, dava konusu edilen taşınmaz ile ilgili olarak taraflar arasında yapılan protokole iflas dosyasında rastlanmadığı gibi, bu protokolle ilgili tapu kaydında her hangi bir şerh bulunmadığını, Tapu kaydına da söz konusu taşınmazın yapılan protokol çerçevesinde teminat karşılığı ve porokol kapsamında ödemelerin zamanında yapılması halinde tekrardan iade edileceğine dair bir şerhe tapu kaydında rastlanmadığını, kaldı ki borcun çekler ile ödeneceği belirtilerek çeklerin verildiği belirtilmiş ise de; çeklerin kime verildiği, çeklerin ödendiğine dair bir kayıt ibraz edilmediğini, belirtilen sebepler gözönüne alınarak davanın reddini savunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Mahkememizce yargılama süreci içinde tüm taraf delilleri toplanmış; bu meyanda dava konusu taşınmazın tapu kaydı, Bakırköy …. İcra İflas Müdürlüğünün …… Esas sayılı dosyasındaki bazı belgeler dosyaya celp edilmiş, tarafların konuyla ilgili yazılı delillerini dosyaya sunmaları sağlanmıştır.
Bakırköy ……. Asliye Ticaret Mahkemesinin …… sayılı dosyasında davalı şirketin iflasına karar verildiği, tasfiye işlemlerinin Bakırköy ….. İcra Dairesinin ……. iflas dosyasında yürütüldüğü anlaşılmıştır.
Dava dosyasında yer alan Arnavutköy Tapu Müdürlüğü’nün 24/03/2017 tarih …… sayılı evrakına göre, dava konusu tapuda İstanbul İli, …. ilçesi, …… Mahallesi, …… pafta …… parsel sayılı 152,00 m2 alanlı arsa vasıflı taşınmazın 03/06/2009 tarihi …… yevmiye no’lu satış işlemi ile davacı … adına kayıtlı iken şuanki maliki …… Giyim Sanayi Ve Ticaret Anonim Şirketi’ne tapu devrinin gerçekleşmiş olduğu tespit edilmiştir.
Davacı vekili tarafından iflas kararı, tasfiye kararı, iflas idaresi ve davacının kayıt kabul için iflas masasına başvuruda bulunup bulunmadığı hususu araştırılmış, iflas müdürlüğünden gelen yazı cevabına göre davacı …’ın iflas dosyasında alacak kaydına rastlanılmadığı bildirilmiştir.
İİK’nun 184. maddesi uyarınca bir şirket iflasa açıldığı zaman müflisin bütün malları bir masa teşkil eder ve iflasın kapatılmasına karar müflisin uhdesinde bulunan mallar iflas masasına girer, aynı yasanın 226. maddesi uyarınca iflas masasının kanuni temsilcisi iflas idaresidir. Görülüğü üzere iş bu dava da davalı sıfatı müflis adına iflas masasına aittir. Nitekim iş bu davada da dosyaya iflas masasını temsilen bir cevap dilekçesi ve bir vekaletname örneği sunulmuştur.
Mahkememizin 25/11/2021 tarihli celsesinde, davacı vekili , “…davanın tapu iptal ve tescili ile mülkiyetin iadesi davası olarak görülmesini talep ederiz, kayıt kabul olarak görülmesi taleplerimiz doğrultusunda mümkün görülmemektedir, açıklanan nedenlerle eldeki davanın İİK 228 kapsamında iflasta istihkak’a ilişkin olduğunun mahkemenizce hukuki nitelendirilmesinin yapılarak resen değerlendirme gereği görevsizlik kararı verilmesi gerekmektedir, bu nedenle görevsizlik kararı verilmesini talep ederiz….” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Bilindiği üzere, açılmış bir davanın esasının incelenebilmesi (davanın mesmu, yani dinlenebilir olabilmesi) bazı şartların tahakkukuna bağlı olup bunlara dava şartları denir. Diğer bir anlatımla; dava şartları, dava açılabilmesi için değil davanın esasını girebilmesi için aranan kamu düzeni ile ilgili zorunlu koşullardır.
Mahkeme, hem davanın açıldığı günde hem de yargılamanın her aşamasında dava şartlarının tamam olup olmadığını kendiliğinden araştırıp, inceler ve bu konuda tarafların istem ve beyanları ile bağlı değildir. Dava şartları dava açılmasından, hüküm verilmesine kadar var olmalıdır. Dava şartlarının davanın açıldığı günde bulunmaması ya da bu şartlardan birinin yargılama aşamasında ortadan kalktığının öğrenilmesi durumunda mahkeme davanın mesmu (dinlenebilir) olmadığından reddetmesi gerekir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesine göre, bir davanın ticari dava sayılması için uyuşmazlık konusu işin taraflarının her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olmalı ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmamasına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu veya diğer kanunlarda o davaya asliye ticaret mahkemesinin bakacağı yönünde düzenleme olmalıdır. Örneğin, ödünç para verme işlemlerine ilişkin uyuşmazlıklar Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesi uyarınca, iflas davaları ise 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 154 ve devamı maddeleri hükmünce ticari dava sayılır. Buna karşılık Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesi uyarınca, tarafların tacir olup olmamasına bakılmaksızın ticari dava sayılan havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin uyuşmazlıklardan doğan davalar herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmiyorsa, ticari dava vasfını kaybedecektir. Yine, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2’nci maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira, Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
6335 sayılı Kanun’un 2. maddesi ile değişik 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesi uyarınca ticari davalar asliye ticaret mahkemelerince görülerek karara bağlanır.
Diğer taraftan aynı düzenleme gereğince, asliye ticaret mahkemeleri ile diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki, 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’ndan ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6335 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki halinden farklı olarak iş bölümü ilişkisi değil, görev ilişkisidir. Göreve ilişkin düzenlemeler, 6100 sayılı Hukuk Muhakemesi Kanunu’nun 1. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin olduğundan mahkemelerce ve temyiz incelemesi aşamasında Yargıtay’ca re’sen incelenir. Bu kuralın tek istisnası, 6335 sayılı Kanun’un 2. maddesi ile değişik 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5/4 üncü maddesinde düzenlenmiş olup, buna göre, yargı çevresinde ayrı bir asliye ticaret mahkemesi bulunmayan yerlerde asliye hukuk mahkemelerine açılan davalarda görev kuralına dayanılmamış olması görevsizlik kararı verilmesini gerektirmeyecektir.(Bkz. Yargıtay15 Hukuk Dairesinin 16/12/2015 tarih, 2015/2043-6419 karar sayılı ilamı)
Her ne kadar Gaziosmanpaşa ……. Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından; talep kayıt kabul davası olarak kabul edilip görevsizlik kararı verilmiş ise de; Somut olayda; uyuşmazlık tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olup, davacının tacir sıfatı bulunmamaktadır. Mahkememizin 25/11/2021 tarihli celsesinde davacı vekili talebini açık olarak belirterek tapu iptali ve tescilini talep ettiği, davanın mutlak ticari davalardan da olmadığı anlaşıldığından uyuşmazlıkta Asliye Hukuk Mahkemesi görevli olup (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nin 39. Hukuk Dairesi’nin 2019/3037 esas, 2021/1202 karar), mahkememizin görevsizliğine, ayrıca taşınmazın tapu kayıtları incelendiğinde dava konusu taşınmazın Arnavutköy ilçesinde olduğu, HMK’nın 12/1. maddesi uyarınca “Taşınmaz üzerindeki ayni hakka ilişkin” olduğu ve taşınmazın bulunduğu yer mahkemesince görülüp sonuçlandırılması gerekeceğinden olumsuz görev uyuşmazlığının halli için dosyanın ilgili İstinaf Hukuk Dairesi’ne gönderilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının açtığı davada, mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmakla; açılan davanın, HMK’nun 115/2.maddesi uyarınca aynı kanunun 114/1-(c) maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden REDDİNE, mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-Görevli ve yetkili mahkemenin Gaziosmanpaşa ……. Asliye Hukuk Mahkemesi OLDUĞUNA ;
3-6100 Sayılı HMK’nun 20.maddesi gereğince taraflardan birinin görevsizlik kararına karşı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kararın kesinleşmesi halinde kararın kesinleştiği tarihten itibaren olumsuz görev uyuşmazlığının halli için dosyanın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi’ne GÖNDERİLMESİNE,
4-Harç, yargılama gideri ve vekalet ücreti hususlarının görevli ve yetkili mahkemece değerlendirilmesine,
Dair karar, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde HMK’nun 342.maddesi gereğince dilekçe ile mahkememize veya başka bir yer mahkemesine İstinaf kanun yolu harcı, tebliğ giderleri dahil olmak üzere tüm giderler ödenerek istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı iflas idare vekilinin yüzüne karşı oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
25/11/2021
Başkan …
¸(e-imzalıdır)
Üye …
¸(e-imzalıdır)
Üye …
¸(e-imzalıdır)
Katip …
¸(e-imzalıdır)