Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/609 E. 2020/383 K. 23.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/609
KARAR NO : 2020/383

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 14/10/2015
KARAR TARİHİ : 23/06/2020
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 24/06/2020
Yukarıda isim ve adresleri yazılı taraflar arasında mahkememizde görülen davanın açık yargılaması ve dosyanın tetkiki sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; 27.08.2012 tarihli, …… numaralı Poliçe ile Sigorta Konusu …… plakalı Ticari Araç Sigorta Değerinin/Sigorta Bedelinin 37.500,00 TL olarak belirlenmiş olduğunu, sigorta konusunun tam hasar ve tam ziya ile pert olması, sovtaj değerinin davacı tarafından karşılanmış olduğunu, Hasar Bedelinin sigorta poliçesinde prime esas alınan Sigorta Değeri/Sigorta Bedeli olarak belirlenmiş olduğunu, tam ziya bedelinin hasarın ihbarından sonra günlük gecikmeyle 28.750,00 TL olarak ödenmiş olduğunu , ihbar ile ödenen kısım arasındaki gecikmenin ticari temerrüt faizinin işletilmesini gerektirdiğini , ödenmeyen 8.750,-TL kısmın ihbar tarihinde ödenmesi gerektiğini, haksız ve kötü niyetli itirazın fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı ve baki kalmak kaydıyla şimdilik 5.000,-TL’sinin iptali, Sigortacının poliçe kapsamında tam hasar ve ziyaya uğrayan ticari motorlu vasitanın poliçe ile belirlenen ve prim tahsil edilen gerçek zarar miktarının ihbar tarihinde ödeme yapması gerektiği halde bu süre geçirildikten sonra bir kısmının ödenmesi, bir kısmının ödenmemiş olmadığının poliçe ile teminat altına alınan ve primi ödenmiş diğer tüm taleplerin karşılanmamış olmadığını , sigorta şirketinin tabi olduğu kurumsal düzenlemeler ile Türk Ticaret Kanunu, Borçlar Kanunu ve Trafik Kanunu’na aykırı eylem ve işlemler yapıldığı , poliçe teminatlarının bir kısmının hiç tahsil edilemediği ve bir kısmının eksik tahsil edildiği , tahsil edilen meblağ ile teminat konusu araç muadili bir aracın satın alınamamış olduğu, bu nedenle şirketin ulaşım ve taşıma işlerini başka şirketlerden günlük araç kiralamak suretiyle yürütmek zorunda kaldığı , şirketin sürücünün tedavisini sürekli subvanse etmek zorunda kaldığı, teminat altına alınan hususlarda ek zaman ve ekonomik maliyetlere katlanmak zorunda kalmasından duyduğu üzüntü ve elem için 5.000,-TL manevi zarar talep edildiği, takip tarihinden itibaren manevi zarara ticari temerrüt faizi işletilmesi gerektirmesi ve diğer tüm nedenlerle, manevi tazminat talebimize vaki 14.09.2015 tarihli Haksız ve Kötü niyetli itirazın 5.000,-TL’sinin iptali, takip Borçlusu/Davalının hasarın oluştuğu günden itibaren sergilediği haksız ve kötüniyetli tavrın icra takibi sürecinde de nüksetmiş olması, dilekçemizin 1,2,3 numaralı bentlerindeki asıl alacak kalemlerinin %100’ü oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesi, inkar tarihinden itibaren işletilecek ticari temerrüt faizi işletilmesini, davalının davanın açılmasına kötüniyetle sebebiyet vermesi nedeniyle davacının vekiline ödemekle mükellef olduğu, 1136 sayılı yasa ve AAÜT kapsamında tahakkuk edecek vekalet ücretinin ve yargılama giderleri davalıya yükletilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA: :Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin zaman aşımı itirazının dikkate alınarak ve ceza zaman aşımının kasko sigortalarına uygulanamayacağı yönündeki açıklamalarının dikkate alınarak davanın reddini, Davacının Ferdi Kaza Koltuk Teminatları, Motorlu Araca Bağlı Hukuksal Koruma Teminatı, Asistans Teminatı kapsamında ve teminat dışı olan Manevi Tazminat talepleri bakımından talepte bulunma hakkı olmadığını bu nedenle davanın husumet yönünden reddini, müvekkil şirket davacı yana ödeme yaparak poliçeden kaynaklanan sorumluluğunu yerine getirdiğinden ödeme nedeniyle davanın reddini, davacıya ödeme yapılması davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla sürücünün alkollü olması nedeniyle müvekkil şirketin zarardan sorumluluğu bulunmadığından davanın reddine, asla davayı kabul anlamına gelmemek üzere Mahkeme’nin aksi kaanaatte olması halinde ise müvekkil şirketi sorumlu bulunması halinde sorumluğunun azami limit ile sınırlı olacağına, haksız ve fahiş olan maddi tazminat talebinin reddini, “Adli Tıp Kurumu, Trafik İhtisas Dairesi” tarafından kusur tespitinin yapılmasından sonra; dosyanın maluliyet oranının tespiti için davacının “ATK …… İhtisas Dairesi”ne sevk edilmesine, yine “Aktüer” sıfatına sahip bir bilirkişi kanalı ile “sakatlıktan kaynaklanan sürekli iş göremezlik” tazminatının hesaplanmasını, İcra takibine yapmış olduğukları itirazın devamını, icra inkar tazminatı talebinin reddi ile davacının %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Sigorta Poliçesi, Trafik Kazası Tespit Tutanağı, Ödeme Dekontları, Ekspertiz Raporu, hasar dosyası, Büyükçekmece ….. İcra Müdürlüğü’nün ….. esas sayılı takip dosyası, Büyükçekmece ….. Asliye Ceza Mahkemesi’nin …. esas sayılı dosyası, Tramer Kayıtları, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı.
Büyükçekmece …… İcra Müdürlüğünün ……. Esas sayılı dosyasının tetkikinde, ….. İnş. Taah. Nak. Hay. Gı. Ve petrol Ürü. San. Tic. Ltd. Şti. tarafından …. aleyhine 31.08.2015 tarihinde 8.750,00 TL araç sigorta bedel farkı, 2.909,73 TL işlemiş faiz, 10.000,00 TL Ferdi Kaza Koltuk ve Acil Tedavi Ölüm ve Sürekli Sakatlılık teminatı kapsamında koltuk başına düşen, 3.325,41 TL işlemiş faiz, 10.000,00 TL Ferdi Kaza Koltuk ve Acil Tedavi sürücü teminatı kapsamında, 3.325,41 TL işlemiş faiz, 4.473,80 TL Hukuksal Koruma teminatı, 1.487,72 TL işlemiş faiz, 10.000,00 TL asistans teminat bedeli, 3.325,41 TL işlemiş faiz, 5.000,00 TL manevi tazminat, kaza tarihinden 28.750,00 TL’lik manevi tazminat 1.606,85 TL poliçe ödemesine kadar işleyen faiz olmak üzere toplamda 64.204,33 TL tutar üzerinden, 27.08.2012 tarihli …… numaralı kasko poliçesi ve Büyükçekmece mevkiinde 17.02.2013 tarihinde gerçekleşen trafik kazası sonucu iş bu poliçe hükümlerinden doğan alacaklar açıklaması ile, İlamsız Takiplerde Ödeme Emri ile icra takibi yapıldığı, Davalı …. tarafından 14.09.2015 tarihinde şirket tarafından ….. hasar dosyası açılmış, 23.08.2013 tarihinde 28.750,00 TL alacaklı hesaba ödenmiş olduğu, yapılan ödeme ile şirketin tüm sorumluluğunu yerine getirdiğini, alacaklının koltuk başına sürücü teminatı kapsamında Ferdi Kaza Koltuk ve Acil Tedavi sürücü teminatı kapsamında ve ölüm ve sürekli sakatlık teminatları kapsamında talep hakkının olmadığını, şirketin sorumluluğunu yerine getirdiğini, diğer talepler yönünden şartların oluşmadığını, şirketin alacaklıya herhangi bir borcu bulunmadığından faiz talebinin haksız olduğunu, öncelikle takibe, ödeme emrine, borca ve ferilerine itiraz ettiklerini takibin durdurulması talebinde bulundukları görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, poliçeye dayalı olarak başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali, takibin devamı talebinden ibarettir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davacının maliki bulunduğu …… plaka sayılı aracın yapmış olduğu kaza sonucunda pert olmasından kaynaklanan davalı sigortacı şirket aleyhine açılan kasko sigortasında kaynaklanan alacaklarının bulunup bulunmadığı, varsa miktarı, davacının söz konusu iddia ettiği alacaklarının tahsili için yapmış olduğu icra takibine davalının itirazlarının haklı olup olmadığı, davalı yanın zamanaşımı def’i ve husumet itirazları ile diğer itirazlarının haklı ve yerinde olup olmadığına ilişkin olduğu tespit edilmiştir.
Kaza, 17.02.2013 tarihinde Saat 00.30 sıralarında …… sevk ve idaresindeki …… plakalı aracıyla İstanbul Caddesi üzerinde seyretmekte iken …… numaralı park halindeki iş makinasına çarpması sonucu trafik kazası meydana gelmiş ve meydana gelen Trafik Kazası sürücü ……’ın yaralanması ile sonuçlanmıştır.
Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinin 15.04.2019 tarih ……. saylı raporunda 17.02.2013 tarihinde meydana gelen kazada; Sürücü ……’ın %100 (yüzdeyüz) oranında kusurlu olduğu, Sürücü …… ’in kusursuz olduğu kanaatiyle rapor tanzim edilmiştir.
Dosya kapsamında alınan ve nöroloji uzmanı Dr. …… tarafından hazırlanan raporda; sigortalı …… plakalı araç sürücüsü ……’ın kaza sırasındaki alkol düzeyinin 1.00 promil sınırının üstünde olduğu, 1.39 Promil Alkolün kaza anındaki sürüş ehliyetini, dikkat, algı, denge, refleks, psikomotor ve nöromotor koordinasyon gibi nörolojik muayenesini, görme gibi oftalmolojik ve genel durumunu olumsuz etkileyeceği, dolayısıyla aracın güvenli sürüş yeteneğini münhasıran alkolün etkisi ile kaybettiği tespit edilmiştir.
Davalı taraf cevap dilekçesinde, iki yıllık zamanaşımı süresi geçtikten sonra dava açıldığını ve olayda ceza kanunlarının kabul ettiği anlamda bir suç bulunmadığından uzamış ceza zamanaşımı uygulamayacağını belirtmiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun esas ……, K. …… ve 30.11.2011 tarihli kararından görüleceği üzere;
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 109/II. maddesine göre, ceza kanununda öngörülen daha uzun (uzamış) zamanaşımı süresinin tazminat talebiyle açılacak davalarda uygulanabilmesi için, eylemin ceza kanununa göre suç sayılması gerekli ve yeterlidir; fail hakkında mahkumiyet kararı verilmesi veya bir ceza davasının açılması ya da zarar görenin o davada tazminat yönünden bir talepte bulunmuş olması şartı aranmamaktadır. Dava konusu olayda, sigortalı araçta meydana gelen hasar ile ölümlü kaza olayının tek olup ikisinin birbirinden ayrılamayacağı, dava dışı sigortalının tabi olduğu zamanaşımı süresinden, davacı … Şirketinin de faydalanacağı, olayda ikili bir ayrımın yapılamayacağı, 2918 sayılı Kanunun 109. maddesinin özünün bu olduğu, ikili bir ayrım yapılabilmesi için bir yasa değişikliğinin gerektiği, bundan faydalanmak için mutlaka bir ceza davasının açılmasının zorunlu olmadığı, önemli olanın ceza hukukunu ilgilendiren bir eylemin varlığı olduğu, dava konusu olayda üç ayrı kişinin bulunmadığı, özü tek olan dava konusu eylemde, olayın tarafları için farklı zamanaşımı sürelerini uygulamanın adil olmayan değişik sonuçlara götüreceği, bu nedenle haksız bir fiil kapsamında olayın tek olduğu ve maddi zararın meydana gelmesi hali için başka bir zamanaşımı süresinin uygulanamayacağı yönünde görüş hasıl olmuştur. Oluşan bu görüşe göre sonuç itibariyle; dava konusu olayın tek olduğu ve somut olayda, ceza zamanaşımının uygulanması gerektiği, maddi tazminat istemine ilişkin davalarda, dava konusunun cezayı gerektiren bir fiilden doğması ve Ceza Kanunu’nun bu fiil için daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörmüş bulunması halinde bu sürenin uygulanacağı; eldeki davada da kaza sonrasında bir kişinin hayatını kaybettiği, bu sürenin maddi tazminat isteminde bulunabilecek her iki taraf için de uygulanması gerektiği, kazaya neden olan kişi hakkında bir ceza davasının açılmamış olmasının, uzamış ceza zamanaşımının uygulanmasına engel olmayacağı, somut olay yönüyle davanın zamanaşımı süresi içinde açıldığı, mahkemece işin esasının incelenmesi gerektiği oyçokluğu ile kabul edilmiştir. ”
Kasko sigortalarından kaynaklanana uyuşmazlıklarda da ceza davasına konu uzamış zamanaşımı süresi uygulanmaktadır. Bu haliyle, davalının ödemesi gereken riziko bedelinin altında bir miktarı ödediği, ödemediği kısma ilişkin olarak ikinci kez başvuru yapıldığı halde ödenmediği ve ceza zamanaşımı süresi içinde kalan tüm başvuru süreleri içinde davanın açıldığı, dava dışı ……’ın sigortalı aracın içerisinde sürücü olarak, 17.02.2013 tarihinde kaza geçirdikten bir süre sonra hastanede kaldığı, sağ bacağında sürekli maluliyet hali oluştuğu, huzurdaki davaya konu …… numaralı kasko poliçesi kapsamında talep edilen hak ve alacakların ceza yargılamasının konusuna giren bir fiilden doğduğu açık olmakla davalı tarafın zamanaşımı def’isi yerinde görülmemiş olup husumet itirazının da yapılan icra takibi ve ödeme nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Kara Araçları Kasko Sigortası Genel Şartları’nın “Teminat Dışında Kalan Zararlar” başlıklı maddesine göre: A.5. Teminat Dışında Kalan Zararlar aşağıdaki hallerde araçta meydana gelen zararlar sigorta teminatının dışındadır:5.5. Aracın, uyuşturucu madde veya Karayolları Trafik Yönetmeliğinde belirlenen seviyenin üzerinde alkollü içki almış kişilerce veya aynı mevzuatta alkollü içki alamayacağı belirtilen kişilerce alkollü içki alınmak suretiyle kullanılması sırasında meydana gelen zararlar,” Davacı adına kasko poliçesi ile sigortalı …… plakalı araç, bilirkişi raporu ile tespit edildiği üzere alkollü sürücü ……’ın sevk ve idaresindeyken hasara uğramış ve kaza sürücünün münhasıran alkolün etkisi altında olması nedeniyle meydana gelmiştir.
Kara Araçları Kasko Sigortası Genel Şartları’nın ilgili maddesine göre sigortalı aracın karayolları trafik yönetmeliği’nde belirtilen seviyenin üzerinde alkol almış kişilerce kullanılması sırasında meydana gelen hasarlar açıkça teminat dışı bırakılmıştır.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına binaen; dava konusu kazanın sigortalı araç sürücüsü ……’ın münhasıran alkollü olması sebebiyle meydana geldiği sabit olduğundan ve sigortalı aracın yasal sınırın üzerinde alkollü kişilerin sevk ve idaresindeyken hasara uğraması durumu sigorta genel şartlarına göre teminat dışı olduğundan talep edilen tüm tazminat taleplerinin reddine karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın reddine,
2-Davalının kötü niyet tazminatı taleplerinin de yasal koşulları oluşmadığından reddine,
3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 54,40 TL harçtan peşin alınan 27,70 TL harcın mahsubu ile eksik 26,70 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-HMK’nun 333. maddesi uyarınca yatırılan avanstan kullanılmayan gider avansının (iş bu kararın tebliğ gideri avanstan karşılanmak ve bu gider mahsup edilmek kaydıyla) kararın kesinleşmesinden sonra resen davacıya iadesine,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konu hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden maddi tazminat yönünden Yürürlükteki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap edilen 3.000,00 TL ile manevi tazminat yönünden hesap edilen 3.400,00 TL. ki toplam 6.400,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
8-HMK’nun 333. maddesi uyarınca davalı tarafından yatırılan avanstan kullanılmayan bakiye avansın kararın kesinleşmesinden sonra resen davalıya iadesine,
Dair karar, davacı vekili ile davalı … vekilinin yüzlerine karşı maddi tazminat bakımından kesin olmak üzere, manevi tazminat talepleri bakımından gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde HMK’nun 342. Maddesi gereğince dilekçe ile mahkememize veya başka bir yer mahkemesine İstinaf kanun yolu harcı, tebliğ giderleri dahil olmak üzere tüm giderler ödenerek istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 23/06/2020

Katip …
¸(e-imzalıdır)

Hakim …
¸(e-imzalıdır)