Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/543 E. 2019/1106 K. 20.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/543
KARAR NO : 2019/1106

DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/03/2016
KARAR TARİHİ : 20/11/2019
KARAR YAZILMA TARİHİ : 27/12/2019
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı ….. Gümrükleme Nak. Hiz. Ve Tic. Ltd. Şti. dava dilekçesinde özetle; Şirketin muhasebe işlemleri için muhasebe müdürü davalı …’ye 12/03/2015 tarihinde vekaletname verildiğini, ancak vekilin bazı hatalı işlemlere yöneldiğinin tespit edilmesi üzerine 14/10/2015 tarihinde azledildiğini, söz konusu azil namenin 15/10/2015 tarihinde bizzat kendi imzasına tebliğ edildiğini, azledilme durumunun Türkiye genelinde yayın yapan ulusal gazetelerde ilan edilerek üçüncü kişilerin bilgisine sunulduğunu, azledilen vekilin müvekkilinden habersiz olarak şirket adına ….. Bank …. Şube Müdürlüğünden,….. Bankası …… Şube Müdürlüğünden ve ….. Bankası … Şube Müdürlüğünden çek karnesi aldığını ve bu karnelere ait çekleri imzalayarak irtibat içinde bulunduğu kişiler eliyle piyasaya arz ettiğinin öğrenildiğini, azledilen vekil hakkında sahtecilik eyleminden dolayı suç duyurusunda bulunduğunu, Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığının ….. soruşturma sayılı dosyası ile takibat başlatıldığını, soruşturma dosyasındaki ifadeler incelendiğinde suç nitelikli eylemler ile müvekkiline ne denli zarar verildiğinin anlaşılacağını, …. bank ….. şubesinden alınan çeklerden …. numaralı olan 30.000,00 TL bedelle doldurulup bankaya ibraz edilmesi üzerine menfi tespit talebiyle dava açmak gerektiğini, takibe konu çekin müvekkil şirket yetkilisinin imzasını içermediğini, çekteki imzanın müvekkili şirket yetkilisine ait olmadığını, sahtecilik iddiasının mutlak def’ilerden olduğunu ve herkese karşı ileri sürülebileceğini, yetkisiz kişi ile yapılan işlemin müvekkilini sorumluluk altına sokmayacağını, davalı lehtarın iyi niyet savunmasında bulunamayacağını, HMK m. 208/4 gereğince sahte imzanın sahibi …’nün de davalı olarak gösterildiğini, HMK m. 209 gereğince teminatsız olarak ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ettiklerini, çekin ciro silsilesi bilinmediğinden diğer cirantalara karşı davalı sıfatı ile dava açma hakları veya dahili davalı olarak davaya dahil etme haklarını saklı tuttuklarını beyanla , ….. bank ….. Şubesi’nin 30.10.2015 keşide tarihli, ….. nolu ve 30.000,00 TL.bedelli çekten dolayı davalılara borçlu olmadıklarının tespitine ve davaya konu çekin müvekkiline teslimine, dava konusu çekin %20′ sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatlarına hükmedilmesine, dava sonucu verilecek karar kesinleşinceye kadar müvekkili hakkında açılacak icra takibinin, ihtiyati tedbir yolu ,ile teminatsız olarak durdurulmasına, yargılama giderlerinin ve ücreti vekaletin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini vekaleten talep ve dava etmiştir.
Davalı … Mak.San.tic.Ltd.şti. Vekili verdiği cevapta; Dava dilekçesinde bahsi geçen çekle müvekkil şirketin herhangibir ilgisinin bulunmadığı, şirket kayıtlarında böyle bir çek bulunmadığından ve davacı şirketle uzun yıllardır nakit olarak çalıştıklarından, davaya konu çekin şirketlerince ciro edilmesinin imkansız olduğu, çekteki imza ve ciroya itiraz ettiklerini kendileri tarafından tedavüle sürülmediğini beyan etmiştir.
Davalı …’ye usulüne uygun meşruhatlı davatiyeye rağmen davaya cevap vermemiş, duruşmalara katılmamıştır.
Davalı … tarafından davacı adına keşide edilen çekler nedeniyle açılan çok sayıda dava dosyası mahkememizin ….. Esas sayılı dava dosyasında birleştirildiği, daha sonra her bir çek yönünden dosyalar tefrik edilerek ayrı esasa kaydedilmiştir.
….. Banka yazılan müzekkere cevabında dava konusu ….. Bank …. Şubesine ait 30/10/2015 keşide tarihli ….. seri numaralı 30.000 TL bedelli çekin ….. Güm. Nak. Hiz. Tic. Ltd. Şti. ait olduğu ve çek fokokopisini gönderdiği anlaşılmıştır.
Büyükçekmece CBS …. soruşturma sayılı dosyasında davalı … hakkında soruşturmanın devam ettiği davalı … ‘nün şüpheli sıfatı ile ifadelerinin alındığı anlaşılmıştır.
31/01/2018 havale tarihli bilirkişi heyet raporunda özetle; Davacı yanın Davalılardan … ye 12/03/2015 tarihli ve Büyükçekmece …. Noterliğinin ….. yevmiye numarası ile vekaletname verdiği vekaletten azlin 14/10/2015 tarih ve Büyükçekmece noterliğnin ….. yevmiye numarası ile gerçekleştirdiği bu hususun gazetede ilan edildiği senedin keşide tarihi dikkate alındığında keşidenin azilden sonra gerçekleştirildiği bu hali ile davaya konu olan senedin yetkisiz temsilci eli ile tanzim edilmiş olduğu, davacının senet düzenleyerek tedavule çıkarma iradesinin bulunmadığı bu durumun senedin hükümsüzlüğüne ilişkin mutlak defi olarak herkese karşı ileri sürülebileceği senette imzası bulunan diğer cirantaların senedin mücerettiliği ilkesinden istifade edemeyeceği somut olay yönünden bu mutlak defiyi sadece davacının ileri sürebileceği, kambiyo senedi her zaman ve her saik ile düzenlenebileceğinden senetten dolayı alacaklı olduğunu iddia eden kimse ile senet tanzim eden arasında bir alt ilişkinin olmasının bu ilişkinin senet alacaklısı tarafından kesin delil ile ispat edilmesi gerekeceği somut olayda mali yönde yapılan incelemede davacının incelenen resmi defter ve belgelerinde davalı yan hesaplarına rastlanmadığı, dava konusu çekin kaydının bulunmadığını bildirmiştir.
04/10/2019 tarihli bilirkişi heyet raporunda özetle; Dava konusu çekin ileri tarihli olduğunun davalılar tarafından delillerle ispatlanması gerektiği, ispat edilemediği için davalı …’nün vekaletten azledildikten sonra çek’in keşide edildiğinin kabul edilmesi gerektiği, çekin keşide tarihinin vekalet azlinden sonraki tarihi taşıması, azlin Noterden yapılması ve gazetede ilan edilmesi ile çekin yetkisiz temsilci eli ile tanzim edilmiş olduğunun anlaşılması nedeniyle çek’in ‘yetkisiz temsilci tarafından keşide edilmiş çek’ olarak yorumlanması gerektiği ve bu nedenle davacının sorumlu tutulamayacağı, davacının çek nedeniyle sorumlu olmaktan kurtulsa dahi imzaların bağımsızlığı ilkesi uyarınca, çek üzerinde imzası bulunan (avalist, ciranta gibi) diğer kişilerin sorumluluklarının devam edeceği kanaatini bildirir rapor sunulmuştur.
İncelenen tüm dosya kapsamına, tarafların iddia ve savunmalarına, bilirkişi raporlarının değerlendirilmesine göre; davacının davalılardan …’ye 12.03.2015 tarihli ve Büyükçekmece …… Noterliğin ….. yev. numarası ile vekalet vermiş olduğu, iş bu vekaletnamenin incelenmesinde; davacının davalı …’ye “milli ve yabancı bankalar ile özel finans kurumları nezdinde adına her türlü hesap açmaya, açılacak hesaplar ile bu güne kadar açılmış mevcut hesaplardan dilediği miktarda para çekmeye, çek karnesi talep etmeye, almaya, evrakları tanzim ve imzaya, çekleri ciro etmeye bankalarda açılan kredi hesaplarını tanzim ve imzaya” yönelik geniş yetkiler verildiği, davalı …’nün C. Savcılığında şüpheli sıfatı ile alınan ifadesinde davacı şirkette müdür olarak görev yaptığını şirket yetkililerinin vekaletinin kendisinde mevcut olduğu bu vekaletnameye istinaden….. Bank, ….. Bank ve ….. Bankta hesap açarak şirket adına çek aldığını, bu 3 bankadan almış olduğu çekleri şirket adına ve çoğunlukla kendi ticari ilişkilerinde kullandığına dair ifade verdiği, davacı tarafından 14/10/2015 tarihli Büyükçekmece Noterliğinin…. Yev. Numarası ile davalı …’nün azledildiği ve bu hususun gazetede ilan edildiği anlaşılmıştır.
Dava konusu çekin incelenmesinde çekin keşide tarihinin 30/10/2015 tarihi olduğu çekin azilname ve ilandan sonra keşide edildiği anlaşılmıştır. Bilirkişi aracılığıyla yapılan incelemede davacı defterlerinin lehine delil olma vasfı bulunduğu, dava konusu çekin kaydına rastlamadığı, çekin tanzimini haklı kılar bir alt ilişkiye rastlanmadığı tespit edilmiştir. Davalı … vekili davaya konu çekin müvekkili taraflarınca ciro edilmediğini imzanın müvekiline ait olmadığını taraflarınca çekin tedavüle sunulmadığını beyan ettiği, davalı …’nün duruşmaya katılmadığı, davaya cevap vermediği, bu nedenle çekler üzerinde imza incelemesi yapılamadığı, Cumhuriyet Savcılığında vermiş olduğu ifadesinden davacı şirkete ait çekleri kendi hesabına kullandığı anlaşıldığından, keşide tarihi itibariyle davaya konu çekin yetkisiz temsilci tarafından düzenlendiği anlaşılmakla davanın kabulü ile davacının dava konusu çek nedeniyle davalılara borçlu olmadığının tespitine, davalı …’in dava açılmasına sebebiyet vermemesi nedeniyle aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, kötü niyet tazminatının (hükümde sehven icra inkar tazminatı yazılmıştır) yasal şartlarının oluşmaması nedeniyle reddine karar verilmesine gerektiği kanaatiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kabulü ile; ….. bank …. Şubesine ait, keşidecisi ….. Güm. Nak. Hiz. ve Tic. Ltd. Şti., lehdar ….. Mak. Ltd. Şti. olan, 30/10/2015 keşide tarihli, 30.000TL bedelli,….. no’lu çek nedeniyle davacının borçlu olmadığının tespitine,
2- İcra inkar tazminatı talebinin REDDİNE,
3-Alınması gerekli 2.049,30 TL harçtan davacı tarafça yatırılan 512,33 TL harcın mahsubuyla bakiye 1.536,97 TL harcın davalı …’den alınarak hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan 27,70 TL başvurma harcı, 512,33 TL peşin harç olmak üzere toplam 540,03 TL’nin davalı …’den alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafça 20 adet tebligat ücreti 261,10 TL., bilirkişi ücreti 2.500 TL’den oluşan toplam 2.761,10 TL yargılama giderinin davalı …’den alınarak davacıya verilmesine, diğer davalı yönünden yapılan tebligat masraflarının davacı üzerinde bırakılmasına,
6-AAÜT gereğince hesap edilen 3.600 TL. ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, 6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345. maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekilinin yüzüne karşı davalıların yokluğunda açıkça okunup, usulen anlatıldı. 20/11/2019

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır