Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/529 E. 2019/97 K. 28.01.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/529
KARAR NO : 2019/97

DAVA : İtirazın İptali (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/05/2016
KARAR TARİHİ : 28/01/2019
KARAR YAZILMA TARİHİ : 05/04/2019
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin yetkilisi ….’ın evinde 22/04/2015 tarihinde meydana gelen hırsızlık olayında müvekkili şirketin yetkilisinin aracı, nakit paraları ve müvekkili şirketin ismine düzenlenmiş ve ciro ile kendisine devredilmiş muhtelif tarih ve bedelli 4 adet çek ile 2 adet bononun çalındığını, çalınan iş bu kıymetli evrakların iptali için Bakırköy …Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …. Esas sayılı dosyasından açtıkları zayi nedeni ile kıymetli evrak iptali davasının yapılan yargılaması sonucunda, davalı şirketçe .dava dışı .. A.Ş. ismine keşide edilmiş,….A.Ş.’nce dava dışı… Ltd. Şti.’ne ciro edilmiş, bu şirketçe de borcuna karşılık olarak müvekkil şirkete ciro edilerek verilen 20.08.2015 keşide tarihli 50.000 TL. bedelli … Bankası …. Şubesine ait … nolu çekin zayi nedeni ile iptaline karar verildiğini, mahkemece verilen zayi nedeni ile iptal kararının kesinleşmesi üzerine davalı şirkete mahkeme kararının gönderilerek çek bedelinin ödenmesinin talep edildiğini, davalı şirketin çek bedelini ödemediğini, davalı şirket aleyhine Silivri …. İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı dosyasında ilamsız takip başlatıldığını, davalının borca ve ferilerine itiraz ederek takibin durmasına sebep olduğunu beyanla, itirazın iptali ile takibin devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren reeskont avans faizi işletilmesine, haksız ve kötü niyetli itiraz- nedeniyle aşıl alacağın %20 sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini vekaleten talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin 16.06.2016 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; Çek iptaline ilişkin mahkeme kararının kesin hüküm teşkil etmediği gibi bir hata sonucu verildiğini, çek iptali dosyalarında mahkemelerin derhal bankaya müzekkere yazarak çekin ibraz edilip edilmediği, ibraz edildiyse kim tarafından ibraz edildiğinin bildirilmesini isterler ve çek edildiği takdirde TTK 758 madde hükmüne göre davacıya istirdat davası açması için süre verildiğini ve verilen süre içinde dava açılmaması halinde ödeme yasağının kaldırılması ve bu çek ile ilgili olarak iptal kararı verilmesine yer olmadığına karar verileceğini, dava konusu çekin…. Bankası…. Şubesi aracılığıyla takasa sokulduğu ve bu nedenle bankaya süresinde ibraz edilmiş bir çek statüsü kazandığını, bu nedenle iptal kararının hatalı olduğunu, …. Bankasının cevabı ile davacının çekin meşru hamili olup olmadığı huşunun tartışmalı hale geldiğini ve banka kayıtlarına göre çeki elinde -bulunduran kişi/kurum ile iptal kararı alan kişi/kurum aynı olmadığından müvekkili şirketin ileride mağdur duruma düşmemesi için ödeme konusunda özenli davranma mecburiyetinin doğduğunu, ne var ki, senet zilyedinin senedin meşru hamili olduğunu iddia ederek, iptal kararının iptali istemi ile dava açıp, zayi nedeniyle verilen iptal kararının ortadan -kaldırtıp senede dayalı haklarına kavuşması, bir başka değişle senede dayalı ödeme talebinde bulunmasının mümkün olduğunu, çekin ellerindeki okunaksız görüntüsünde davacının ciro silsilesinde hiç yer almadığını, müvekkili tarafından çeki takasa ibraz eden ve şu anda hamili olan kişi ile taraflarına çek iptali kararını sunan kişilerin farklı olduğunu, davacının çekin son görüntüsüne göre ciro silsilesinde yer -almadığını ve iptal kararının yukarıda açıklanan nedenlerle hatalı olduğunu, meşru hamilin çeki ibraz ‘eden kişi olduğunun belirlenmesi halinde müvekkilinin mağdur duruma düşmemesi ve fakat bu süre içinde borcundan^kurtulması, için tevdi mahalli tayin edilmesini istemekten başka yol bulunmadığını, tarafların çek bedelini ödemekten kaçınmadığını, Hatalı iptal kararına5 istinaden yapılan bir ödeme nedeniyle ileride mağdur duruma düşmek istemediklerini1, bu hatalı kararın ilamsız takip konusu yapılamayacağını beyanla, davanın reddine, yargılama giderleri ,ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine, davanın kabulüne karar verildiği takdirde dava açılmasında müvekkilinin kusuru ve kötü niyetli bir davranışı bulunmadığı gözetilerek müvekkili aleyhine faiz, masraf, vekalet ücreti ve kötü niyet tazminatına hükmedilmemesine, ayrıca çek bedelinin yatırılabileceği bir tevdi mahallinin tayin edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davanın konusu uyuşmazlığın …Bankası …. şubesine ait 20/08/2015 keşide tarihli 50.000,00 TL meblağlı …. seri nolu çekin meşru hamilinin davacı olup olmadığı, davalının ödemeden imtinasının haklı olup olmadığı, takibin açıldığı an itibariyle davacının yetkili hamil sıfatının bulunup bulunmadığı hususlarında toplandığı anlaşıldı.
Silivri İcra Müdürlüğü’nün …. esas sayılı takip dosyası incelendiğinde iceriğinde Silivri …. İcra Müdürlüğünün …. esas sayılı takip dosyasının yer aldığı anlaşılmış, mahkememizce de Silivri …. İcra Müdürlüğünün ilgili dosyası istenilmiştir; davacı şirketin davalı aleyhinde dayanak Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesinin 03/11/2015 tarih, …. Esas …. Karar sayılı çek iptal kararına konu çekten kaynaklı 50.000,00 TL asıl alacak ile 3.572,92 TL işlemiş faiz, asıl alacağa takip tarihinden itibaren reeskont avans faizi ile birlikte tahsili için ilamsız icra takibine geçildiği, borçlular …. ve …. ödeme emrinin tebliğ edildiği ancak diğer borçlu … açısından tebliğ koçanının icra dosyası içerisinde yer almadığı anlaşılmıştır. Davalı …. ödeme emrinin tebliği üzerine borçlunun süresinde, borca itiraz ederek takibin durmasına sebebiyet verdiği, İcra Müdürlüğü’nce takibin durdurulmasına karar verildiği, davanın yasal süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Taraflar tacir olup delil olarak ticari defterlere dayanıldığından TTK’nun 83 ilâ 85 ve HMK’nun 222 nci maddeleri uyarınca tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde konusunda uzman bilirkişiler marifetiyle bilirkişi incelemeleri yapılmıştır.
Mahkememizce bir bağımsız denetci- SMMM , bir Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesinden bilirkişi heyet raporu aldırılmıştır. Bilirkişi heyetinin 01/02/2018 havale tarihli raporunda; davacı şirketin davalı firmayla ilgili fatura belgelerinin muhasebe teknik ve usullerine uygun olarak 2015 yılı defter kayıtlarına işlendiği, ticari defterlerin TTK 64-65-66 ve 82 mad. ve VUK 228-226 maddesine göre açılış tasdikinin usulüne uygun olarak yaptırıldığı, kayıt nizamı bakımından VUK 215-219 mad. Hükümleri ile muhasebe sistemi uygulama tebliğlerine uygun olduğu, kapanış tasdiki usulüne uygun yapılmadığından davacı lehine delil vasfına haiz olmadığı, rapor tarihi itibariyle davacının çekten kaynaklı 50.000,00 TL alacağının olduğunu bildirmiştir.
Mahkemece davalı yanın ticari defterlerinde bilirkişi incelemesi yapılabilmesi için Manisa …. Asliye Hukuk Mahkemesinden talimat yoluyla bilirkişi raporu aldırılmıştır. SMMM bilirkişiden aldırılan 11/12/2017 havale tarihli bilirkişi raporunda davalı tarafın 2015 yılı ticari defterlerini e-defter olarak tutmuş olduğunu, dava konusu davalı …. tarafından dava dışı … adına düzenlenmiş ….Bankası …. Şubesine ait 20/08/2015 tarih ve …. nolu 50.000,00 TL değerindeki çekin davalının yasal defter kayıtlarında 320 satıcılar alt hesabında 320.10.1.01.114 … alt hesabında ticari ilişkilerini takip ettiği adı geçen şirkete 50.000,00 TL değerindeki borcunu ödemek için davalı şirket tarafından verildiği, bununla ilgili olarak yevmiye defterine 09/04/2015 tarih ve … yevmiye no ile 320.10.1.01.114 … hesabına 50.000,00 TL nin borç, buna karşılık olarak da 323 ödenecek vadeli çekler 323.10.1.01.114 … AŞ hesabına 50.000,00 TL nin alacak olarak kayıt yapıldığı tespit edilmiştir.
Dava dışı … ve … firmalarına muhtıralar çıkartılarak davaya konu çekin kimden alınıp kime verildiği ve hangi ticari ilişkiye dayandığına dair bilgiler sorulmuş, her iki firmadan da mahkememize yanıtlar gelmiştir. Gelen yanıtlar incelendiğinde dava dışı …ın ilgili çeki davalı …. dan aldığı ve dava dışı …a cirolayarak verdiği, dava dışı …tan gelen beyanda ise ilgili çekin …dan devraldığı ve davacı İtimata cirolayarak verdiği anlaşılmıştır. Bu durumda davacı İtimat makinenin Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasından çek iptali kararı almış olması kararın kesinleşmesi ve dava dışı firmalarında beyanları gözönüne alındığında yasal son hamil olduğu mahkememizce tespit edilmiştir. Yapıkredi bankasına yazılan müzekkereye istinaden gelen cevapta çekin son görüntüsü dosya içerisine alınmış dava dışı … firmasından sonra davacının cirosu silsilesinde yer almadığı başka şirket ve kişilerin yer aldığı görülmüştür. Davacının davaya konu çek ile ilgili hırsızlık nedeniyle çalınması iddiasını destekleyecek şekilde dava dışı … firmasının beyanı davacıyı yasal son hamil olarak kabul edilmesini gerektirmiştir.
İncelenen tüm dosya kapsamına, tarafların iddia ve savunmalarına, bilirkişi raporları, kurumlara yazılan müzekkere yanıtları içeriğine göre; davacının davaya konu çekten kaynaklı olarak kendinden önce ciro silsilesinde yer alan kişilerden çek bedelini istemeye hak kazandığı anlaşılmıştır. Kambiyo taahhüdü mücerrettir, kambiyo senedi düzenlemek suretiyle oluşturulan alacak hakkı temel alacak hakkından tamamen bağımsız bir alacak hakkıdır ve bu hak temel alacak hakkından ayrı olarak devredilir. Kambiyo senetleri, tedavül kabiliyeti olan ve ödeme vasıtası mahiyetindeki senetlerdir, imzaların istiklali prensibine göre senette imzası bulunan herkes senet bedelinin ödenmesinden müteselsilen sorumludur. Bu sebeple senette imza sayılı ne kadar fazla ise senedin ödenmesi ihtimalinin de o denli artacağı, imza sahiplerinden bir tanesi yönünden ileri sürülebilecek bir şahsi def’in diğer imza sahiplerinin senedin bedelinin ödenmesi noktasında ki sorumluluğunu ortadan kaldırmayacağı da açıktır. Senedin keşidecisi davalı …. olduğundan ve davaya konu senet iptal edilmiş olduğuna göre senet bedelinin ödenmesinden imza sahiplerinden birisi olarak davalı yanında sorumlu olduğu anlaşılmaktadır.
Davalı icra dosyasına yapmış olduğu itirazında takip alacaklısına herhangi bir borcu bulunmadığını, takibe, borca, faize, ödeme emrine itiraz ettiğini ve takibin durdurulmasını yasal süresi içerisinde icra müdürlüğünden talep ettiği, icra takibinin süresi içerisinde yapılan itiraz nedeniyle davalı borçlu …. ve dava dışı borçlu … açısından durduğu tespit edilmiştir.
İncelemeye sunulan defter ve belgeler ile tüm dosya kapsamına göre, davacının takip tarihi itibariyle davalıdan 50.000,00 TL kıymetli evraktan kaynaklı alacağının bulunduğu anlaşıldığından davalının itirazının iptaline, davalının aleyhine girişilen icra takibine haksız ve kötüniyetli olarak itiraz ettiği tespit edilemediğinden, davalının duruşma aşamalarında da çekin yetkili hamiline 3. Kişi olup olmadığının belli olmaması, yetkili hamilin tespit edilmiş olması halinde müvekkilinin ödeme yapacağını beyan etmesi sebepleriyle icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ ile davalının Silivri …. İcra Müdürlüğünün…. Esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın iptaline, takibin 50.000,00 TL asıl alacak bakımından devamına
2-Harçlar kanunu gereğince alınması gerekli 3.415,50 TL harçtan peşin alınan 586,02 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.829,48 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan 2.360,75 TL. (posta, tebligat, bilirkişi vs.) yargılama gideri ile toplam harç gideri 619,52 TL ki toplam 2.980,27 TL. yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
5-HMK’nun 333. maddesi uyarınca yatırılan avanstan kullanılmayan gider avansının (iş bu kararın tebliğ gideri avanstan karşılanmak ve bu gider mahsup edilmek kaydıyla) kararın kesinleşmesinden sonra resen davacıya iadesine,
6-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Yürürlükteki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap edilen 5.850,00 TL avukatlık ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
7-HMK’nun 333. maddesi uyarınca davalı tarafından yatırılan avanstan kullanılmayan bakiye avansın kararın kesinleşmesinden sonra resen davalıya iadesine,
Dair, 6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345. maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar davacı ve davalı vekillerinin yüzlerine açıkça okunup, usulen anlatıldı. 28/01/2019

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır