Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/517 E. 2018/1064 K. 22.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/517
KARAR NO : 2018/1064

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 15/07/2013
KARAR TARİHİ : 22/11/2018
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 13/12/2018
Yukarıda isim ve adresleri yazılı taraflar arasında mahkememizde görülen davanın açık yargılaması ve dosyanın tetkiki sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin İçişleri Bakanlığına bağlı Jandarma Genel Komutanlığı …. İl Jandarma Komutanlığı Birlik Mal Saymanlığında Mal Sorumlu Astsubayı olarak görev yapmakta iken 22/02/2006 tarihinde … Jandarma Bölge Komutanlığı (…. Jandarma) araç komutanı göreviyle gönderildiğini, görev dönüşü komutanı olduğu …. plakalı askeri aracın asker … sevk ve idaresinde iken Çatalca mevkiinde plakası belirlenemeyen bir kamyonla çarpıştığını, kamyonun kaza sonrası olay yerinden kaçtığını, müvekkilin sağ ayağının tamamen parçalandığını, sağ ayak diz altından ikiye ayrıldığını, iki parça arasında kemik ve doku kaybı olduğunu, müvekkilinin Gata Haydarpaşa Askeri Hastanesinde tedavi altına alındığını ve defalarca ameliyat geçirdiğini, 10.000,00 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacıya verilmesine, 20.000,00.-TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı İçişleri Bakanlığından alınarak davacıya verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, safahatta Çatalca … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin ….esas sayılı dosyasına sunduğu 19/02/2016 tarihli dilekçe ile davayı ıslah etmiş, ıslah harcını yatırmıştır.
SAVUNMA: Davalı jandarma Genel Komutanlığı vekili cevap dilekçesinde; olayda gerçekleşen kazada asli tam kusurlu tarafın plakası tespit edilemeyen kamyon sürücüsü olduğunu, olayda üçüncü kişinin kusuru bulunduğundan illiyet bağı kesildiğini, zararın kusurlu üçüncü kişi tarafından giderilmesi gerektiğini, bu sebeple davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ….vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya konu … plakalı askeri aracın 01/01/2006-01/01/2007 tarihleri arasında geçerli olmak üzere …. sayılı KTK Zorunlu Mali Sorumluluk Poliçesi ile sigortalı olduğunu, davacının taleplerinin zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrenmesinden itibaren iki yıllık zaman aşımına tabi olduğunu, davacının tedavisinin halen devam ettiğini, davacının maluliyet oranı ve hastane masrafları, ayrıca ilerde kullanması gerektiği takdirde protez masraflarının tedavi sonucunda netlik kazanacağını, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı sigorta vekili 24/11/2017 tarihli beyan dilekçesinde özetle; “…Kazaya sebebiyet veren araç bilinemiyor ise 5684 s. Sigortacılık Kanunu’nun 14. maddesinde güvence hesabı öngörülmüştür. Hangi zararların güvence hesabı kapsamında olduğu yine aynı maddenin 2. fıkrasının a bendinde belirtilmiştir ve “Sigortalının tespit edilememesi durumunda kişiye gelen bedensel zararlar için,” hükmünü amirdir. Birden çok aracın karıştığı trafik kazalarında dahi bir aracın tespit edilmemesi halinde güvence hesabının sorumluluğu doğmaktadır. İlgili kanun maddesinde açıkça belirtildiği üzere, kazaya sebebiyet veren aracın tespit edilemediği durumlarda hak sahipleri güvence hesabına başvurmalıdır. Huzurda görülen davaya konu kazaya sebebiyet veren araç tespit edilememiştir. Bu nedenle davacının güvence hesabına başvurması gerektiğini…” beyan ederek müvekkili şirketin yasanın açık hükmü karşısında herhangi bir hukuki sorumluluğu olmadığını, davanın müvekkili için husumet yönünden reddine karar verilmesini ve davanın HMK m.61 uyarınca “…. Mah. … Sk. …. Plaza ….-Blok No:…. Kat:…. 34394 Şişli/İstanbul” adresinde mukim güvence hesabına ihbar edilmesini talep etmiştir.
DELİLLER : Davacının kaza nedeniyle görmüş olduğu tedaviye ilişkin evraklar, Adli Tıp Kurumu raporu, trafik poliçesi, trafik kazası tespit tutanağı ile davalı idarece tutulan idari tahkikat evrakı ve adlî soruşturma evrakı ve tüm dosya kapsamı.
Davacı taraf Edirne İdare Mahkemesinin … sayılı dosyasıyla dava açmış, mahkemece 08/10/2010 tarihinde, kaza eyleminin meydana geldiği Çatalca İlçesinin bağlı olduğu yer idare mahkemesi olan İstanbul idare Mahkemelerinin görevli olduğunu belirterek görevsizlik kararı vermiştir.
İstanbul … İdare Mahkemesinin …. esas,…. sayılı kararı ile, davacının asker kişi olduğu ve kazanın askeri hizmet sırasında gerçekleştiği dikkate alınarak, davaya konu uyuşmazlığın çözümlemeye Askeri Yüksek İdare Mahkemesinin görevinde olduğu sonucuna varıldığı görülmüştür.
Ankara Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Başkanlığının…. esas, …. sayılı kararı ile, davanın görev ve çözüm yerinin Askeri Mahkemenin olmayıp adli yargı olduğu kanaatiyle davanın görev yönünden reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
Çatalca … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 01/03/2016 gün ve …. esas …. karar sayılı dava dosyası görevsizlik ile mahkememize gelmiştir.
29/05/2017 tarihli ATK raporuna göre, Tespit edilemeyen araç sürücüsü sevk ve idaresindeki aracı ile ilerisindeki kamyonun sağından dikkatsiz bir şekilde geçiş yapıp akabinde mevzu bahis kamyonun seyir durumunu dikkate almaksızın kontrolsüz ve tedbirsiz bir şekilde sola yönelip hatalı bir şekilde şerit değiştirerek çarpışmanın meydana gelmesine sebebiyet verdiği ,dikkatsiz ve tedbirsiz bir şekilde araç kullandığı olayda asli kusurludur. Sürücü ….sevk ve idaresindeki İçişleri Bakanlığına ait …. askerî plakalı araç seyir halinde iken plakası belirlenemeyen kamyon sürücüsünün sürücü ….’in gerisinden gelip aracının sağından geçerek kontrolsüz bir şekilde şerit değişitirerek çarpması nedeniyle meydana gelen kazada sürücü ….’in atfıkabil bir kusuru bulunmadığı şeklindedir.
Adli Tıp Kurumu … Adli Tıp İhtisas Dairesinin 13.07.2015 tarihli raporunda, davacının E cetveline göre %16 oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, iyileşme süresinin kaza tarihinden itibaren yirmi altı (26) aya kadar uzayabileceği mütalaa olunmuştur.
Davacı vekili 18/02/2016 tarihli dilekçe ile davayı ıslah ederek 10.000 TL’lik maddi tazminat taleplerini 263.077,85 TL arttırarak 273.077,85 TL ye arttırmış, 18/02/2016 tarihli makbuzla ıslah harcı yatırmıştır.
GEREKÇE:

Dava, 22.02.2006 tarihinde dava dışı …’in sevk ve idaresinde bulunan … askerî plakalı aracın Çatalca İlçesi E-80 Tem Otoyolu, Karasu Viyadüğü üzerinde seyir halinde iken karşı tarafı tespit edilemeyen ve plakası ile sürücüsü bilinmeyen kamyonun %100 kusuru neticesinde meydana gelen haksız fiilden kaynaklı trafik kazası nedeniyle uğranılan maddi ve manevi zararların davalılardan tazmin edilmesi isteminden ibarettir.
Davalı İdarenin Sorumluluğu: idarenin eylem veya işlemi arasındaki illiyet bağı (neden sonuç ilişkisi) ön plana çıkmıştır. Zira bu sorumluluk zarar ile eylem – işlem arasındaki illiyet bağının varlığı, idarenin sorumlu olması için yeterli sayılmaktadır.
Kusursuz sorumluluk, idarenin sorumluluğu hususunda kural değil istisnadır. Bu özelliği, kusursuz sorumluluğun tamamlayıcı (ikinci) nitelikte bir sorumluluk olduğununda bir göstergesidir. Bir zarar şayet kusurlu sorumluluk ilkesi kapsamında tazmin edilebiliyorsa idarenin kusursuz sorumluluğuna gidilemez.
Somut olayda, haksız fiilin meydana geldiği 22/02/2006 tarihinde dava dışı ….’in İçişleri Bakanlığına ait … plakalı aracı sevk ve idare ettiği, davacı …., İçişleri Bakanlığı …. İl Jandarma Komutanlığı Birlik Mal Saymanlığında Mal Sorumlu Astsubayı olarak görevli olup araç işleteni İçişleri Bakanlığının ve işleteni ile plakası tespit edilemeyen kamyonun hatalı manevrası sonucu kazanın meydana geldiği, alınan kusur raporunda araç sürücüsü ….’e kusur izafe edilmemiştir.
Kusursuz sorumluluk ilkesinin çeşitleri, risk sorumluluğu, kamu külfetleri karşısında eşitlik ilkesi olarak karşımıza çıkarmaktadır.
Kusursuz sorumluluk ilkesinin çeşitlerinden olan kamu külfetleri karşısında eşitlik ilkesi en genel anlamıyla, devletin kamusal faaliyetleri sırasında bir bireye yada bazı bireyler topluluğuna diğer kimselere göre somut bir zarar ika etmesi ve bunun sonucu olarak diğer bireylerden daha ağır bir fedekarlığın doğmasına yol açmasıdır. İdareye karşı kusursuz sorumluluğa dayanarak talep edilmeside mümkün değildir. Zira davalı işleteni …in İçişleri Bakanlığına bağlı Kırklareli İl Jandarma Komutanlığı olan aracı kullandığı sırada kusursuz oluşu ispat edilmiştir. Kusurlu sorumluluk ilkesi kapsamında tazmin edilmesi mümkündür.
Sigorta şirketinin sorumluluğu için Kırklareli İl Jandarma Komutanlığına ait …. plakalı askeri aracın ZMSS …Sigorta A.Ş. olduğu, 22.02.2006 tarihinde meydana gelen olayda askeri araç sürücüsü …’in kusuru bulunmamaktadır. Olayda plakası tespit edilemeyen araç sürücüsünün asli kusurlu olduğu aracın işleteni, sevk ve idaresi ile plakası tespit edilememiştir. Bu durum ile ilgili olarak davalı sigorta vekili 24/11/2017 tarihli beyan dilekçesinde, müvekkili şirketin, 5684 s. Sigortacılık Kanunu’nun 14. maddesindeki açık hükmü karşısında herhangi bir hukuki sorumluluğu olmadığını, davanın müvekkili için husumet yönünden reddine karar verilmesini ve davanın HMK m.61 uyarınca güvence hesabına ihbar edilmesini talep etmiştir. Mahkememizce bu savunma dikkate alınarak güvence hesabına dava ihbar edilmiştir.
Güvence hesabı:
Sigortacılık Kanunu’nun 14. Maddesinde düzenlenmiş olup sigortalının tespit edilememesi durumunda kişiye gelen bedensel zararlar için, rizikonun meydana geldiği tarihte geçerli olan teminat tutarları dâhilinde sigortasını yaptırmamış olanların neden olduğu bedensel zararlar için, Sigorta şirketinin malî bünye zaafiyeti nedeniyle sürekli olarak bütün branşlarda ruhsatlarının iptal edilmesi ya da iflası halinde ödemekle yükümlü olduğu maddî ve bedensel zararlar için, çalınmış veya gasp edilmiş bir aracın karıştığı kazada, Karayolları Trafik Kanunu uyarınca işletenin sorumlu tutulmadığı hallerde, kişiye gelen bedensel zararlar için, Yeşil Kart Sigortası uygulamaları için faaliyet gösteren Türkiye Motorlu Taşıt Bürosunca yapılacak ödemeler için sorumludur.
5684 s. Sigortacılık Kanunu’ nun; Madde 14 – (1) Bu Kanunun 13 üncü maddesi, 13/10/1983 tarihli ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve 10/07/2003 tarihli ve 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu ile ihdas edilen zorunlu sorumluluk sigortaları ile bu Kanunla mülga 21/12/1959 tarihli ve 7397 sayılı Sigorta Murakabe Kanunu çerçevesinde ihdas edilmiş olan zorunlu sigortalara ilişkin olarak aşağıdaki koşulların oluşması halinde ortaya çıkan zararların bu sigortalarla saptanan geçerli teminat miktarlarına kadar karşılanması amacıyla …. Şirketleri Birliği nezdinde Güvence Hesabı oluşturulur.
Güvence hesabı ile ilgili yönetmelik 26/07/2007 tarihinde yeniden düzenlenmiş, 26.04.2016 tarih 29695 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 6704 sayılı Yasa gereği Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası yürürlükten kaldırılmıştır.
Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortasına yönelik olarak Güvence Hesabına yapılacak başvurular 26.04.2016 tarihinden önce meydana gelen kazalar için geçerlidir.
Güvence hesabı motorlu araçlarda meydana gelen hasarlardan sorumlu değildir. Güvence hesabından ancak bedeni zararlar (malüliyet ve ölüm halinde doğan zararlar) talep edilebilmektedir.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, davacının kaza nedeniyle görmüş olduğu tedaviye ilişkin evraklar, Adli Tıp Kurumu raporu, trafik poliçesi, trafik kazası tespit tutanağı ile davalı idarece tutulan idari tahkikat evrakı ve adlî soruşturma evrakı ile tüm dosya kapsamına binaen; Somut olayda, haksız fiilin meydana geldiği, daha önce “Karayolu Trafik Garanti Sigortası Hesabı” adıyla, 2918 sayılı KTK’nun 108.ve 107/3.maddelerinde belirtilen koşullarda, yalnızca Yasa’nın 91.maddesindeki Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası ile sınırlı olarak “güvence” sağlanmakta iken, 14.06.2007 tarihinde yürürlüğe giren 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 45.maddesi 3.fıkrasıyla 2918 sayılı KTK’nun 108 ve 107/3.maddeleri yürürlükten kaldırılarak, “Karayolu Trafik Garanti Sigortası Hesabı”nın yerine, daha genişle kapsamlı ve hemen bütün “zorunlu sigorta” türlerini kapsayan “Güvence Hesabı” adı altında yeni bir kurum oluşturulmuştur.
Güvence hesap yönetmeliğinin 26/07/2007 tarihli genelgesinde, Madde.22/1 maddesinde, 3/7/2002 tarihli ve 24804 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Karayolu Trafik Garanti Sigortası Hesabı Yönetmeliği yürürlükten kaldırılması, kaza tarihinin 22/02/2006 olması, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası’ndan yararlanma olanağının ortadan kalkmış olması durumunda, 5684 Sayılı Yasa’nın 14. maddesi gereğince kazaya neden olan motorlu aracın kimliği belirsiz ise, kaza sırasında geçerli poliçesi yoksa veya eksikse, poliçeyi düzenleyen sigorta şirketi iflas etmişse veya ruhsatı iptal edilmişse, çalınan veya gasp edilen araçlardan dolayı işleten sorumlu tutulamıyorsa, Güvence Hesabı’na başvurulabilecektir. Güvence Hesabı işletenin kusuru nispetinde sorumludur, somut olayda, davacı ve davalılar bakımından bir bütün olarak değerlendirildiğinde, Güvence hesabının işletenin kusuru nispetinde sorumluluk ilkesi uyarınca, yukarıda açıklanan gerekçelerle bir zarar kuralı sorumluluk ilkesi kapsamında tazmin edilebiliyorsa idarenin kusursuz sorumluluğuna başvurulamaz. Davalı İç İşleri Bakanlığı ise işleten sıfatıyla olayda kusursuzdur. Davalıların sorumluluğu mevcut değildir. Kaza tarihi ve meydana gelen olaylar zinciri incelendiğinde, davalılara husumet yöneltilemez. Güvence hesabı ve sigorta şirketinin sorumluluğu, manevi zararları ve teminatı karşılamaz. Davanın güvence hesabına yöneltilmesi gerekir. Mahkememizce davacının talebi bir bütün olarak değerlendirilmesi neticesinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 3/2 madde hükmüne göre müteselsil sorumlulukda dahil olmak üzere birden fazla davalı aleyhine açılan davanın reddinde, ret sebebi ortak olan davalılar vekili lehine tek, ret sebebi ayrı olan davalılar vekili lehine ise her ret sabibi için ayrı ayrı avukatlık ücretine hükmolunduğundan mahkememizce AAÜT’nin 7/2 maddesine göre aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Pasif husumet nedeniyle davanın reddine,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 35,90 TL harçtan peşin alınan 1.924,65 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.888,75 TL harcın hükmün kesinleşmesine müteakip istem halinde davacıya iadesine,
3-Yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-HMK’nun 333. maddesi uyarınca yatırılan avanstan kullanılmayan gider avansının (iş bu kararın tebliğ gideri avanstan karşılanmak ve bu gider mahsup edilmek kaydıyla) kararın kesinleşmesinden sonra resen davacıya iadesine,
5-Davalılar tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konu hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davalılar kendilerini vekille temsil ettirdiğinden Yürürlükteki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap edilen 2.180,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan tahsili ile davalılara ödenmesine,
7-HMK’nun 333. maddesi uyarınca davalı tarafından yatırılan avanstan kullanılmayan bakiye avansın kararın kesinleşmesinden sonra resen davalıya iadesine,
Dair karar, davacı vekili ve davalı Axa sigorta vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde HMK’nun 342. Maddesi gereğince dilekçe ile mahkememize veya başka bir yer mahkemesine İstinaf kanun yolu harcı, tebliğ giderleri dahil olmak üzere tüm giderler ödenerek istinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 22/11/2018

Başkan …
¸(e-imzalıdır)
Üye ….
¸(e-imzalıdır)
Üye ….
¸(e-imzalıdır)
Katip …
¸(e-imzalıdır)