Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/513 E. 2019/122 K. 04.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/513
KARAR NO : 2019/122

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/05/2016
KARAR TARİHİ : 04/02/2019
KARAR YAZILMA TARİHİ : 05/04/2019
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin davalı şirketin binasında bulunan bir adet araç ve bir adet insan asansörünün periyodik bakımı ve servisi hizmetlerini üstlendiğini, müvekkili şirketin üstlendiği bakım ve periyodik servis hizmetini yerine getirdiğini bakım bedeli faturalarını davalı şirkete aylık olarak gönderildiğini, davalı şirketin ödenmeyen faturalara ilişkin olarak, müvekkil şirkete 26.224.60 TL bakiye borcu oluştuğunu, bakiye borcun tahsil edilebilmesi için davalı şirket aleyhine İstanbul …. İcra Müdürlüğü nezdinde ….E. sayılı dosya ile icra takibi başlatıldığını, davalı şirket tarafından hem borca hem yetkiye ayrı ayrı itiraz edildiğini dosyanın yetkili icra dairesi olan Bakırköy İcra Dairelerine gönderildiğini, davalı tarafından bu sefer borca itiraz edilerek takip yeniden durdurulduğunu beyan ederek davalı borçlunun itirazının iptaline, takibin devamına, davalı borçlunun %20 inkar tazminatını ödemesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı borçluya tahmiline, karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının dava konusu taleplerini faturaya dayalı alacağı bulunduğundan bahisle taraflarına yönelttiğini ancak sadece fatura düzenlenip ticari defterlere kayıt edilmesi fatura düzenleyeni alacaklı kılmayacağını, davacı tarafından görülen hizmetin ayıplı olduğu ve asansörlerin bakım-onarımlarının hatalı yapıldığı anlaşıldığından davalının faturalara ilişkin sorumluluğu bulunmadığını, davalı müvekkilinin TTK ve TBK doğrultusunda bildirim yükümlülüğünü yerine getirerek haklarını koruma altına aldığını, davacının talepleri zaman aşımına uğradığını beyan ederek davanın reddine, davacının aleyhine %20 kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekilinin 10/04/2017 cevaba cevap dilekçesinde özetle, Müvekkili şirketin ayıplı hizmeti olduğuna dair iddiaların gerçek dışı olduğunu, davalı borçlu tarafından yapılmış herhangi bir ayıp ihbarı bulunmadığını, davalı borçlu hiçbir konuda basiretli tacir gibi davranmadığını, davalı borçlu tarafın ileri sürülen tüm itiraz sebepleri açıkça kötü niyet içerdiğini bu nedenlerle davalı borçlunun itirazının iptaline, takibin devamına, davalı borçlunun %20 inkar tazminatını hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı borçluya tahmiline, karar verilmesini talep etmişlerdir.
Davalı vekilinin 12/05/2017 ikinci cevap dilekçesinde özetle; davacının asansörlerin bakı-onarım hizmetini ayıplı ifa ettiğini telefon görüşmeleri, tutulan tutanaklar, ihtarname, borca itiraz yazısı ve cevap dilekçemiz gibi bir çok kere çeşitli vasıtalarla açıkça belirtildiğini buna karşı ayıp ihbarının usulüne uygun yapılmadığı iddiası tarafımızca anlaşılmadığını, davacının, bedel ödenmeksizin 36 ay boyunca onarım hizmetini gereği gibi ifa ettiği iddiasının hayatın olağan akışına da aykırı olduğunu beyan ederek davanın reddine ve kötü niyet tazminatı taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep etmişlerdir.
Davanın konusu davacı ile davalı arasında akdedilmiş olan periyodik bakım ve onarım sözleşmesinin konusunu oluşturan hizmetlerin ayıplı verilip verilmediği ve davacının iş bu hizmetlerin bedelini içeren fatura tutarlarını davalıdan talebe hak kazanıp kazanmadığı hususudur.
Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün ….esas sayılı takip dosyası incelendiğinde; davacı şirketin davalı aleyhinde dayanak 26.224,60 TL asıl alacak, 3.441,29 TL işlemiş faiz ile asıl alacağa takip tarihinden itibaren %10.50 avans faizi ile birlikte tahsili için faturaya dayalı olarak ilamsız icra takibine geçildiği, borçluya ödeme emrinin tebliği üzerine borçlunun süresinde, borca itiraz ederek takibin durmasına sebebiyet verdiği, İcra Müdürlüğü’nce takibin durdurulmasına karar verildiği, davanın yasal süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Taraflar tacir olup delil olarak ticari defterlere dayanıldığından TTK’nun 83 ilâ 85 ve HMK’nun 222 nci maddeleri uyarınca tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde konusunda uzman bilirkişi marifetiyle bilirkişi incelemesi yapılmıştır.
Bilirkişi 29/12/2017 havale tarihli raporunda; davacı şirketin davalı firmayla ilgili fatura belgelerinin muhasebe teknik ve usullerine uygun olarak 2012, 2013, 2014, 2015 yılı defter kayıtlarına işlendiği, davalının davacı yana 31/07/2015 tarihi itibariyle 26.224,60 TL borçlu olduğu bildirmiştir. Davalı şirketin davacı firma ile ilgili fatura belgelerinin muhasebe teknik ve usullerine uygun olarak 2012, 2013, 2014, 2015 ve 2016 yılı defter kayıtlarına işlendiği, davalının davacı yana 01/01/2016 tarihi itibariyle davacı yanın davalı yandan 26.224,60 TL alacaklı olduğu bildirilmiştir. Tarafların ticari defterlerinin birbiri ile ve ilgili belgeler ile uyum arz ettiği ve delillerin sahipleri nezdinde delil niteliği taşıdığı anlaşılmıştır. Tarafların ticari defterleri birbiri ile karşılaştırıldığında uyumlu olduğu tespit edilmiştir. Tarafların bilirkişi raporuna itiraz ve beyanları doğrultusunda 10/09/2018 havale tarihli ek rapor aldırılmış raporda mali incelemeler, teknik incelemeler, tespitler, değerlendirme ve uyuşmazlığın değerlendirilmesi bölümünde herhangi bir değişiklik yapılmamış ve sonuç bölümünde yapılan tespitin aynen korunduğu bildirilmiştir.
Davalı icra dosyasına yapmış olduğu itirazında alacaklı şirketin eksik sunduğunu, alacaklı tarafından talep edilen miktarın fahiş olduğunu, borç miktarının ne kadar olduğunun yargılamayı gerektirir olduğunu şirketin borcunun tam olarak belli olmadığından borcun tamamına ve tüm ferilerine itiraz etmiştir.
Davacı sözleşmeyle kurulan akdi ilişki ve buna dayalı cari hesap ilişkisine istinaden, 2012 ila 2015 yılları boyunca davalının işyerindeki asansörlerin periyodik bakım ve onarım işlerini yapmış, bu işlerin bedelini içeren faturaları düzenleyip davalıya göndermiş ve bu faturalar davalının ticari defterlerine (itirazsız olarak) işlenmiştir. Her iki tarafın ticari defterlerine göre de, davacının davalıdan, işbu faturalardan dolayı bakiye 26.224.60 TL alacağı bulunmaktadır. Davalı, faturaların konusunu oluşturan bakım ve onarım işlerinin ayıplı yapıldığını, fatura bedellerinin fahiş olarak düzenlendiğini, bu nedenle de davalının davacıya bu faturalardan kaynaklanan bakiye 26.224,60 TL borcu olmadığım iddia etmektedir. Davalı bu faturalara yasal süresi içinden itiraz etmeyip ticari defterlerine işlemekle, yapılan bakım ve onarım işlerinin taraflarca mutabakata varılan bedelleri ile faturalarda yazılı olan bedellerinin uyumlu olduğunu kabul etmiş olmaktadır. Diğer bir deyişle, faturalara yasal süresi içinden itiraz etmemekle faturaların içeriğini kabul etmiş olmaktadır. (TTK.md.21/f.2), Bu nedenle, “fatura bedellerinin fahiş olduğu yönündeki” davalı iddiasının yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır. Davacı, taraflar arasındaki akdi ilişkiye istinaden 2012 ila 2015 yılları arasında, periyodik (sürekli) olarak bakım ve onarım hizmetleri vermiştir. Davalı ise, bakım ve onarım hizmetlerinin ayıplı verildiğini ispata yönelik bir delil sunmadığı gibi, bu hususta bir delil tespiti de yaptırmamıştır. Dolayısıyla davalı, işbu davanın konusu oluşturan akdi ilişkinin konusunu oluşturan bakım ve onarım hizmetlerinin ayıplı verildiğini ispat edememiştir. Davacının, davalı için imal edip davalının işyerine monte ettiği asansörlerin ayıplı olup olmadığı hususu ise işbu davanın konusu oluşturmamaktadır. Zira bu davanın konusu, davacı ile davalı arasında akdedilmiş olan periyodik bakım ve onarım sözleşmesinin konusunu oluşturan hizmetlerin ayıplı verilip verilmediği ve davacının işbu hizmetlerin bedelini içerin fatura tutarlarını davalıdan talebe hak kazanıp kazanmadığı hususudur.
İncelemeye sunulan defter ve belgeler ile tüm dosya kapsamına göre, davacının takip tarihi itibariyle davalıdan 26.224,60 TL faturaya dayalı hesap alacağının bulunduğu anlaşıldığından davalının itirazının iptaline, davalının aleyhine girişilen icra takibinin tamamına haksız ve kötüniyetli olarak itiraz ettiği, dava İİK.nun 67. maddesi uyarınca açılan itirazın iptali davası olup, icra takibi cari hesaptan kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik olduğu,bu durumda açılan itirazın iptali davasında hüküm altına alınan alacak bilinebilir, bir başka deyişle likit olduğundan hükmedilen miktarın % 20’si oranında İİK.nun 67. maddesi uyarınca davacı yararına tazminata hükmedilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile davalının Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın 26.224,60 TL bakımından iptaline ve takibin belirtilen değer yönünden devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Davacı lehine kabul edilen değer üzerinden %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 1.791,40 TL harçtan peşin alınan 506,62 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.284,78 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan 1.976,00 TL. (posta, tebligat, bilirkişi vs.) yargılama giderinden davanın red ve kabul edilen kısımları dikkate alınarak takdiren 1.746,58 TL. yargılama gideri ile 535,82 TL. toplam harç masrafı ki toplam 2.282,40 TL. yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-HMK’nun 333. maddesi uyarınca yatırılan avanstan kullanılmayan gider avansının (iş bu kararın tebliğ gideri avanstan karşılanmak ve bu gider mahsup edilmek kaydıyla) kararın kesinleşmesinden sonra resen davacıya iadesine,
6-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Yürürlükteki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap edilen 3.146,95 TL avukatlık ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
7-Davalı tarafından yapılan 100,00 TL. yargılama giderinden davanın red ve kabul edilen kısımları dikkate alınarak takdiren 11,60 TL. yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalı tarafa ödenmesine, bakiye yargılama giderinin davalı üzerinde bırakılmasına,
8-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Yürürlükteki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap edilen 2.725,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
Dair, 6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345. maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar davacı ve davalı vekillerinin yüzlerine karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı. 04/02/2019

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır