Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/497 E. 2018/613 K. 26.06.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/497
KARAR NO : 2018/613

DAVA : İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/05/2016
KARAR TARİHİ : 26/06/2018
KARAR YAZIM TARİHİ : 02/07/2018

Yukarıda isim ve adresleri yazılı taraflar arasında mahkememizde görülen davanın açık yargılaması ve dosyanın tetkiki sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: davacı vekili özetle; müvekkili şirketin davalı şirketlerden elektrik almakta olduğunu, davalı şirketlerin dava konusu tutarları süreç içerisinde tahsil ettiğini ve halen de etmekte olduklarını, Müvekkili şirketin Davalılar, ….A.Ş.’den, …. A.Ş.’den …. A.Ş.’den, …. A.Ş.’den, …. A.Ş.’den, ….A.Ş.’den, …. A.Ş.’den, ….A.Ş.’den, …. A.Ş.’den,…A.Ş.’den elektrik enerjisi satın alındığını, Yargıtay içtihatları ve hakkaniyet gereğince ilgili bedellerin müvekkili şirkete iadeleri gerektiğini, Ancak dava konusu tutarların ilgili olduğu mevzuatın karışıklığı ve şeffaflıktan uzaklığı nedeniyle müvekkili şirketçe hesap edilmeleri mümkün olmadığını, bu nedenlerle, haklı davanın kabulüne fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla 200,00 TL. Kayıp kaçak bedeli, 200,00 TL. Dağıtım bedeli, 200,00 TL. Sayaç okuma bedeli, 200,00 TL. Perakende satış hizmeti bedeli ve 200,00 TL. iletim bedellerinin davalılardan ödeme tarihlerinden itibaren uygulanacak ticari avans faizi ile birlikte dönemlerine binaen tahsiline, yargılama masrafları ve vekâlet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı …. A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle: teknik ve teknik olmayan nedenlere bağlı olarak ortaya çıkan ve tamamen engellenmesi ve yok edilmesine imkân bulunmayan kayıp ve kaçağın belli bir hedef doğrultusunda, giderek azaltılması için gerekli tedbirlerin alınmasına yönelik özendirici ve teşvik edici uygulamalar ile tüketicilere kaliteli, sürekli ve verimli elektrik enerjisi temini için gerekli önlemleri almakla görevli müvekkili şirket tarafından kayıp kaçak bedelinin elektrik piyasası faaliyetlerinin kanun amacı doğrultusunda yürütülmesinin temini için tüketicilere yansıtılmasında hukuka ve hakkaniyete aykırılık bulunmadığını beyan ederek davanın reddini talep talep etmiştir. Davalı ….A.Ş. Vekili ve ….A.Ş vekili cevap dilekçelerinde özetle: müvekkili şirketin elektrik dağıtım şirketi olmadığını, özel sektör mensubu elektrik satış şirketi olduğunu, bu nedenle, kendi adına tahsil etmediği “kayıp” “dağıtım” “iletim” bedellerinin,müvekkilinden talep ve tahsil edilmesinin mümkün olamayacağını beyan ederek davanın reddini talep etmiştir.
Davalı ….vekilince 10/06/2016, …. vekilince 29/06/2016 havale tarihli, …. vekilince 10/06/2016 havale tarihli, ….vekilince 21/06/2016 havale tarihli, …. vekilince 29/06/2016 havale tarihli cevap dilekçeleri ibraz edilmiş, davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
Davacı vekili vermiş olduğu 05.03.2018 tarihli ıslah dilekçesi ile, 1.000 TL üzerinden açmış olduğu davasını 4.000 TL arttırarak 5.000 TL alacağının davalılardan tahsilini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Davacı Elektrik Satış Sözleşmesi kapsamında tüketilen elektrik bedeline ilişkin düzenlenen faturalarda tahsil edilen kayıp kaçak, dağıtım, personel sayaç okuma bedeli ve iletim sistemleri bedeli adı altında tahsil edilen bedellerin tespiti ve tahsilini talep etmiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu ve Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin Kararlarında; Anayasa’mn Vergi Ödevi Başlıklı 73. Maddesindeki “Vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülükler Kanun ile konulur, değiştirilir veya kaldırılır” şeklindeki düzenlemeye göre kayıp kaçak, sayaç okuma, dağıtım , perakende hizmet ve iletim bedeli uygulamasının EPDK kararları ve tebliğleri çerçevesinde uygulama arz eden kanunlar ve 2. Mevzuat hükümleri çerçevesinde EPDK tarafından belirlenerek uygulandığı, bu tarihteki mevcut hukuki düzenlemenin EPDK ‘na sınırsız bir fiyatlandırma ve tarife unsuru belirleme hak ve yetkisi vermediği, özellikle kaçak bedellerinin kurallara uyan abonelerden tahsili yoluna gitmenin hukuk devleti ve adalet düşünceleri ile bağdaşmadığı, bu faturalara yansıtılan diğer kalemlere ilişkin bedel miktarının şeffaflık ilkesi ile denetlenebilmesi ve hangi hizmetin karşılığında ne bedel ödendiğinin bilinmesinde şeffaf Hukuk Devletinin vazgeçilmez unsuru olduğu, EPDK kararları ile bu bedellerin mevcut mevzuat kapsamında tüketicilerden alınmasının dağıtım şirketleri yararına sebepsiz zenginleşme oluşturduğu ve bu nedenle de hukuka uygun olmadığı kabul edilmiştir.
17/06/2016 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren 6719 sayılı kanunun 21. Maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun 17.maddesinin birinci, üçüncü ve dördüncü fıkraları ile altıncı fıkrasının (a), (ç), (d), (f) bentleri değiştirilmiş ve aynı maddeye eklenen 10. bent ile “Kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda; Tüketici Hakem Heyetleri ile Mahkemelerin yetkisi, bu bedellerin, kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır.” hükmü getirilerek, tüketici hakem heyetlerinin ve mahkemelerin bu konularda açılacak davalarda inceleme ve araştırma yetkileri sadece bu dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp kaçak bedellerinin kurumun bu konulardaki düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlanmış, bu bedellerin alınmasında esas olan ilgili tarifelerin düzenlenmesinde enerji piyasası düzenleme kurumunun kanundaki yetkileri genişletilerek, yukarıda sözü edilen bedeller maliyet unsuru kapsamına dahil edilmiştir.
6719 sayılı kanunun 26. maddesi ile aynı zamanda 6446 sayılı yasaya eklenen geçici 19.madde ile; “bu maddeyi ihtas eden kanun ile öngörülen düzenlemeler yürürlüğe konuluncaya kadar, kurul tarafından yürürlüğe konulan mevcut yönetmelik, tebliğ ve kurul kararlarının bu kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam olunur.” hükmü getirilmiştir. 6719 sayılı yasanın geçici 26. maddesi ile 6446 sayılı yasaya eklenen 20.maddesi; “kurul kararlarına uygun şekilde taahhuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17. Madde hükümleri uygulanır.” hükmünü içermektedir.
6719 sayılı yasa ile 6446 sayılı Enerji Piyasası Kanununda yapılan değişiklikler ile kurulca düzenlemeye tabi olacak tarifeler sayılarak tanımları yapılmış ve kurulca düzenlemeye tabi tarifelerin doğrudan nihai tüketiciye veya nihai tüketiciye yansıtılmak üzere ilgili tüketiciye enerji tedarik eden lisans sahibi tüzel kişilere yansıtılacağı düzenlenmiştir. 6719 sayıl yasa ile, 6446 sayılı Enerji Piyasası Kanunu’na eklenen geçici 20.madde de; kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17.madde hükmünün uygulanacağı hükme bağlanmıştır. 6719 sayılı yasa ile değişik, 6446 sayılı Enerji Piyasası Kanunu 17.maddesi de değişiklik sonrası 6446 sayılı yasa kapsamında düzenlenen ve bir sonraki dönem uygulanması öngörülen tarifelerin, ilgili tüzel kişi tarafından kurulca belirlenen usul ve esaslara göre, tarife konusu faaliyete ilişkin tüm faaliyet ve hizmet bedellerini içerecek şekilde hazırlanacağı ve onaylanmak üzere kuruma sunulacağı, kurulun mevzuat çerçevesinde uygun bulmadığı tarife tekliflerinin revize kişilerin kurul tarafından onaylanan tarifeleri uygulamak ile yükümlü oldukları, tüm maliyet ve hizmet bedellerini içeren kurul onaylı tarifelerin hüküm ve şartları, bu tarifelere tabi olan tüm gerçek ve tüzel kişileri bağladığı, bir gerçek veya tüzel kişinin tabi olduğu tarifede öngörülen ödemelerden herhangi birini yapmaması halinde, söz konusu hizmetin durdurulabilmesini içeren usul ve esasların kurum tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenleneceği hükmünü getirmiştir.
6719 sayılı yasa ile 6446 sayılı Enerji Piyasası Kanunu’nda yapılan değişiklikler birlikte değerlendirildiğinde; Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu kararlarına dayanılarak alınmış olan ve dava konusu yapılan bedeller ile ilgili olarak açılan ve halen derdest olan davalar, 6719 sayılı yasa ile 6446 sayılı yasada yapılan değişlikler nedeniyle konusuz kalmıştır. Yargılama ve yargılama harç giderleri kural olarak davada haksız çıkan tarafa HMK 326/1. Madddesi uyarınca yükletilir. Davayı Kazanan taraf davayı bir vekil aracılığı ile takip ettiyse haksız çıkan taraf HMK 321/1-ğ maddesi uyarınca vekalet ücreti ödemeye mahkum edilir. Bir tarafın dava açldığı andaki mevzuata veya içtihat durumuna göre davasında veya savunmasında haklı oluptadava açıldıktan sonra yürürlüğe giren yeni bir kanun hükmü veya yeni bir içtihatı birleştirme kararı gereğince davada haksız çıkması halinde yargılama giderlerine mahkum edilmemesi gerekmektedir. Bir kimseye diğer tarafın dava giderlerinin yükletilmesinin nedeni o kimsenin diğer tarafın gider yapmasına haksız olarak sebebiyet vermiş olması sebebinden kaynaklanmaktadır. Dava açıldığı anda haklı durumda bulunan tarafın yargılama sırasında maydana gelen mevzuat değişkliği sonucu haksız duruma düşmesi halinde yargılama giderlerinden sorumlu tutulması olanaklı değildir.(Yargıtay 3. HD Başkanlığı’mn 2016/20106 E 2017/9319 karar sayılı 07/06/2017 günlü ilamıda bu yöndedir.)
Somut olayda; davacı davanın açıldığı andaki mevzuat ve içtihat durumuna göre dava açmakta haklı olup dava açıldığı tarihte yapılan yasa değişikliği henüz ortada bulunmadığından dava açıldıktan sonra yürürlüğe giren yasa değişikliği nedeniyle davacının fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 1.000 TL açısından dava açmasında haksız sayılacağı kabul edilemeyeceğinden bu miktar üzerinden davacı yararına maktu vekalet ücreti takdir edilmesi gerektiği, 6446 sayılı yasada 6719 sayılı yasa ile yapılan değişiklikten sonra davacı tarafından 05/03/2018 tarihinde dava ıslah edilerek 4.000 TL daha arttırılmış bulunduğundan davacının ıslahla arttırdığı kısım yönünden 6446 sayılı kanunu değiştiren 6719 sayılı yasa yürürlüğe girdiği tarihten sonra davasını ıslah etmiş bulunduğundan yasanın yürürlüğe girmesinden sonra talep sonucunu arttırmasında arttırılan kısım yönünden dava açmakta haklı bulunmadığı, ıslahla arttırılan kısım açısından davanın esastan reddi gerektiği anlaşıldığından 1.000 TL’lik kısım yönünden 6446 sayılı yasada 6719 sayılı yasa ile yapılan değişiklik sonucunda konusuz kalan dava nedeniyle bir karar oluşturulmasına yer olmadığına, ıslahla arttırılan kısım açısından davanın reddine karar şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın 1.000 TL’lik kısmı açısından açılan davanın konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına,
2-Islah ile arttırılan 4.000 TL’lik kısım açısından da davanın reddine,
3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 35,90 TL’nin, peşin alınan 29,20 TL ve 68,31 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 97,51 TL harçtan mahsubu ile fazla harç olan 61,61 TL harcın hükmün kesinleşmesine müteakip istem halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından yatırılan 29,20 TL harç ile, yine davacı tarafından yapılan 603,55 TL yargılama giderinin davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davanın konusuz kalan kısmı açısından karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 2.180,00 TL maktu vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davanm ıslahla arttırılan kısmı açısından esastan red kararı verildiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince 2.180,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
7-Davalı …. A.Ş tarafından yapılan 50,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,
10-Davalı….A.Ş. tarafından yapılan 100,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,
11-Davalı ….A.Ş. tarafından yapılan 100,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,
12-Taraflarca yatırılan gider avansından bakiye kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair karar, davacı vekili ve davalı …. vekilinin yüzüne karşı davalıların yokluğnuda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde HMK’nun 342. Maddesi gereğince dilekçe ile mahkememize veya başka bir yer mahkemesine İstinaf kanun yolu harcı, tebliğ giderleri dahil olmak üzere tüm giderler ödenerek istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.26/06/2018

Katip …
¸(e-imzalıdır)

Hakim ….
¸(e-imzalıdır)