Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/485 E. 2021/805 K. 23.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/485
KARAR NO : 2021/805

DAVA : Haklı sebeple ortaklıktan çıkma, esas sermaye payının gerçek değerine uyan ayrılma payının tahsili.
DAVA TARİHİ : 12/05/2016
BİRLEŞİN BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN 2017/546 ESAS SAYILI DOSYASINDA;

DAVA : Tazminat (Şirket Yöneticilerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/06/2017

KARAR TARİHİ : 23/09/2021
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 14/10/2021
Yukarıda isim ve adresleri yazılı taraflar arasında mahkememizde görülen davanın açık yargılaması ve dosyanın tetkiki sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: davacı vekili özetle;
Davalı şirketin 1997 yılında kurulduğunu, müvekkilin ise 1998 yılı Mayıs ayında şirket hissedarı olduğunu, müvekkilin sermayesinin 1.250.000-TL olduğunu, davalı şirketin %40 pay sahibi olduğunu, şirketin diğer ortaklarının davalı … ve kardeşi davalı … olduğunu, 2006 tarihinden önce şirketin hisse yapısının %50 müvekkilin ve %50 davalı … şeklindeyken, davalı … tarafından kardeşi …’a hisse verilmesi halinde kardeşinin şirkete finansal destek sağlayabileceğinin müvekkile iletildiğini, davalı şirketçe inşa edilmesi planlanan binanın inşa edilebileceği bir arsanın satın alınması ihtiyacı da bulunduğundan müvekkilinin ve davalı …’ın %10’ar hissesini davalı …’a devrettiklerini, davalı şirketin yurt içi ve yurt dışındaki müşterileri için endüstriyel ekmek ve kek tavaları üretimi yaptığını, davalı şirket ortaklarından diğer davalı …’ın ortağı ve şirket müdürü olduğu …… Endüstriyel Kaplama San, Tic. Ltd. Şti. firması ile davalı şirketin ürettiği yeni tavaların kaplaması işini yürüttüğünü, müvekkilin ortağı olduğu davalı şirketin yurt dışı müşterilerden aldığı siparişler doğrultusunda tavaları imal etmekte ve imal edilen tavaların, davalı …’ın hissedarı olduğu dava dışı …… Endüstriyel Kaplama San. Tic. Ltd. Şti de davalı şirketçe fason olarak kaplattırıldığını ve ihraç edildiğini, davalı şirketin, kuruluş tarihinde bugüne kadar ortaklarına kar dağıtımı yapmadığını ve kazanılan tüm paranın yatırıma ayrıldığını, son 10 yılda şirket öz kaynakları ile yapılan yatırımın 3 milyon Euro’nun üzerinde olduğunu, şirketin sektörel bazda büyümesi ve ciddi bir özkaynak yeterliliğine erişmesinin, yapılan makine ekipman yatırımları paralelinde nitelikli eleman ve ERP gibi kurumsal yönetim bilgisayar programlarına yapılan yatırımların, müvekkilin şirketin ortaklığından ve şirket müdürlüğünde uzaklaştırılması sürecinin başlangıcı olduğunu, davalılardan …’ın müvekkili davacıya karşı takındığı tutumun bir diğer nedenin de, müvekkili kendisine rakip olarak görmeye başladığını, müvekkilin davalı şirketten diğer ortaklardan kovulmadan önceki tarihe kadar sürekli davalı şirkette çalıştığını ve mesai yaptığını, şirketin bugünkü katbekat büyümesinin müvekkilin sayesinde olduğunu, Müvekkili ile … arasındaki sıkıntıların çalıştırılan personel noktasında da yaşandığını, müvekkilin şirketten yasal olarak kıdem tazminatı talep etmek hakkı bulunan ……’e tazminatını ödemesinin diğer ortak tarafından ciddi bir problem olarak gündeme getirildiğini, davalı …’ın müvekkili davalı şirketten dışlamak ve tek yetkili olarak yönettiği diğer şirketi ……. End. Kaplama Ltd. Şti. ile fiili olarak birleştirmek isteğinde olduğunu, bu durumun hukuki olmayan işlemler yapma isteğinin müvekkil tarafından engellendiğini, davalı şirketin diğer iki hissedarı olan iki kardeşin müvekkile karşı bir kısmı TCK anlamında suç teşkil eden ortaklık ilişkisini çekilmez hale getiren eylemleri olduğunu, bu koşullar altında ve mevcut şirket yapısı içerisinde müvekkilin ekonomik varlığını sürdüremeyeceğini, müvekkilinin davalı şirkete 16.03.2016 tarihinde giderek şirketin yönetimsel ve ekonomik hesaplarını incelemek istemiş fakat davalı ortak … tarafından engellendiğini, bu hususlar neticesinde şirkete ve diğer ortaklara ihtarname gönderildiğini, gönderilen ihtarnameden de sonuç alınamadığını, şirket çalışanlarına, müvekkile karşı tavır almaları için baskı yapıldığını, davalı şirket hesaplarında davalı … tarafından diğer davalı kardeşinin bilgisi dahilinde gerçekleştirilen, keyfi giderler mevcut olup, diğer ortakların kişisel ve keyfi harcamalarının şirket tarafından karşılanarak gider olarak defterlerine kaydedildiğini, mülkiyeti davalı şirkete ait olan ve müvekkilinin kullanımına sunulan araç, laptop ve telefonun müvekkilin şirket müdürlüğünden azledilmesinden sonra müvekkilden alındığını, davalı …’ın ise şirketin tüm imkanlarından usulsüz ve kanunsuz olarak yararlandığını, müvekkilin mevcut ortaklık yapısı içerisinde kalmasına maddi ve manevi olanak kalmadığından çıkmasına karar verilmesini talep etme zorunluluğunun bulunduğunu beyan ederek şirketin usulsüz yönetimi ve şirket müdürlerinin müvekkile karşı takındıkları düşmanca tavır da dikkate alınarak, şirketin ve müvekkilinin haklarının daha fazla zarara uğratılmasına engel olmak, şirket defter ve kayıtlarında geçmişe yönelik değişiklik ve işlem yapılmasına, şirketin gerek davalının hissedarı ve müdürü bulunduğu …… Ltd. Şti. ve gerekse de sair 3. Şirket ve şahıslara kar transferi yapmasına engel olmak amacıyla huzurda görülen dava sonuçlanıncaya kadar davalı şirkete kayyum atanmasına, belirli sebeplerle müvekkilinin şirketten çıkması yönünde hüküm tesis edilmesine, davalı şirketin iştirakinin değeri de dikkate alınarak, şirketin gerçek değerinin tespiti ile esas sermaye payının gerçek değerine uyan ayrılma payının hesaplanmasını ve şimdilik 10.000 TL’sinin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faiziyle birlikte müvekkiline ödenmesine, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş safahatta UYAP sistemi üzerinden gönderdiği 12/07/2021 tarihli dilekçe ile; Asıl davada, Davalı … yönünden fazlaya dair talep ve dava saklı kalmak kaydıyla ıslah talebinin kabulüne, ıslah dava değerinin anılan davalı yönünden 6.465.610,48 TL yükseltilmesine, asıl davanın ıslah edilen bedel üzerinden kabulüne karar verilmesini talep etmiş, 13/07/2021 tarihinde ıslah harcını yatırmıştır.
SAVUNMA: davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: ortaklıktan çıkmanın haklı nedenlere dayandırılması gerektiğini, davacının şirketin kurulmasında en ufak bir katkısının bulunmadığını, davacının, ……. Ltd.’e tecrübesiz olarak işe alındığını, şirketin, ilerleyen süreci içerisinde çeşitli hisse devirleri, yeni ortak alımları yapmış ve son olarak, Ankara ……. Noterliği’nin 04.05.1998 tarihli ……. yevmiye numaralı hisse devir sözleşmesi ile davalı …’e, işinde motive olması, firmayı kendi işi gibi sahiplenmesi için 500.000 TL nominal sermayeli şirketin 50.000 TL’lik kısmının bedelsiz olarak devredildiğini, ancak davacının iddia ettiğinin aksine, davacının ……. Ltd.’deki hissedarlığının sürekli olmadığını, davacı … tarafından şirketin ……. hesabından 02.10.2013 tarihinde 4.300 TL 12.11.2013 tarihinde 1.200 TL, 19.11.2013 tarihinde 300,00 TL, 29.11.2013 tarihinde 7.000 TL ki toplam 12.800,00 TL çekildiği ve ….. hesap numaralı … Ortaklar hesabından yevmiye kaydının yapıldığını, davacının bu şekilde usulsüz bir biçimde ödemeler yaparak şirketi zarara uğrattığını beyan ederek davanın reddi ile tüm yargılama giderleri ve ücret-i vekaletin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
BİRLEŞEN DAVADA TALEP: Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı …’ün müdür sıfatıyla sorumlu olduğu ve müvekkil şirket zararına yaptığı işlemler nedeniyle en az 10.000 TL maddi zararın, HMK’nın 107. maddesi uyarınca belirsiz alacak davası olarak, tazmin edilmesine, davalı yüzünden müvekkili şirketin uğradığı ticari itibar kaybı da dahil olmak üzere, müvekkilin 10.000 TL manevi zararının tazminine, Tüm yargılama giderleri ve ücret-i vekaletin davalının üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiş, safahatta mahkememize sunduğu 17/03/2021 tarihli ıslah dilekçesinde, 10.000 TL talepli olarak açılan birleşen davadaki maddi tazminat talep miktarını artırarak/ıslah ederek toplam 1.065.257,64 TL’nin, sorumluluğu doğuran fiilin birleşen dava davalısı tarafından işlendiği tarihten/andan –bunun kabul edilmemesi/mümkün olmaması durumunda dava tarihinden- itibaren işleyecek ticari temerrüt/avans faizi ile birlikte birleşen dava davalısından alınarak müvekkile ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
BİRLEŞEN DOSYADA SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın soyut asılsız ve dayanaksız olduğunu, davaya konu dönemde müvekkili ile birlikte …’ın da şirket müdürü olarak görev yaptığını, halihazırda …’ın şirketin tek müdürü olduğunu, adı geçen kişinin Silivri C.Başsavcılığının …… sayılı soruşturma dosyası kapsamında 03/04/2017 tarihinde verdiği beyanında finansal ve yatırımsal konularda kendisinin, üretim konusunda ise müvekkilinin yetkili olduğunun itiraf edildiğini, müvekkili tarafından davalı şirkete karşı Bakırköy …… ATM’nin …… Esas sayılı dosyası ile ortaklıktan çıkma davası açıldıktan sonra intikam duygusu ile huzurdaki davanın açıldığını ileri sürerek haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLER:Ticaret sicil kayıtları, Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı’nın …… sor. Numaralı dosyası, Bakırköy ….. Asliye Ticaret Mahkemesinin ….. esas sayılı dosyası, Bakırköy ….. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ……. E. Sayılı dosyası, ihtarname suretleri, tanık beyanları, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Asıl Dava; TTK nun 638(2)maddesi uyarınca açılmış haklı sebeble ortaklıktan çıkma hakkının kullanılmasına ilişkin olup ;davacı şirkette ki kardeş olan diğer ortakların birlikte hareket ederek davacının şirkette ki ortaklığını çekilmez hale getirdikleri ,şirket işleri hakkında bilgi almasının engellendiği ,diğer ortakların hissedarı oldukları ve davalı şirketin ticari ilişkide bulunduğu şirketleri lehine davranmaları nedenleriyle ortaklıktan çıkma hakkının kullanılmasına ve ortaklık payına ilişkin hakların korunması kapsamında davalı şirket yönetimine kayyım atanmasına ilişkindir.
Birleşen davanın konusu; şirket yönetici sorumluluğundan kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davacının, davalı şirket ortaklığından diğer ortak-davalılardan kaynaklanan nedenlerle şirket ortaklığından çıkması ve buna bağlı olarak ayrılma akçesi talebinin yerinde olup olmadığı, davalı şirkete kayyım atanmasının gerekip gerekmediği, davacının şirket ortaklığından çıkmasını gerektirecek haklı nedenlerden bulunup bulunmadığı, yöneticilik yapılan dönemde yapılan işlemlerden dolayı şirketin aleyhine zarar oluşup oluşmadığı noktasında toplandığı tespit edilmiştir.
Limited şirketten çıkma ve çıkarılma hususunu düzenleyen TTK. m. 638/2 hükmüne göre, ortak, haklı sebeplerin varlığında şirketten çıkmasına karar verilmesi için dava açabilir. Mahkeme istem üzerine, dava süresince, davacının ortaklıktan doğan hak ve borçlarından bazılarının veya tümünün dondurulmasına veya davacı ortağın durumunun teminat altına alınması amacıyla diğer önlemlere karar verebilir”, Mahkeme, istem yerine, davacı ortağa payının gerçek değerinin ödenmesine davacı ortağın şirketten çıkarılmasına veya duruma uygun düşen ve kabul edilebilir diğer bir çözüme hükmedebilir”.
Haklı sebep, kanunda tanımlanmamıştır. Somut olayın özelliğine göre hakim haklı sebebin varlığını takdir edecektir. Haklı sebep, şirketin devam etmesini çekilmez bir hale getiren veya şirket ilişkisini sona erdirmeyi gerektiren herhangi bir olgudur. Objektif veya subjektif bir neden olabilir. Şirketin devamlı olarak zarar etmesi, kuruluş ve gayesinin gerçekleşmesine imkan kalmaması, ortaklar arasındaki ciddi anlaşmazlıklar, ortağın bakiye sermaye borcunu ödemekte temerrüdü gibi, sebepler anılan maddede yer alan haklı sebeplere örnek olarak sayılabilir.
Mali hakların özellikle kar payı hakkının ihlali, ortaklığa katılım, bilgi alma, denetleme haklarının ihlali, amaç ve konunun öznel olarak imkânsız hale gelmesi (TTK. m. 529/1-b), ortaklığın kar elde edemez, mali durumu kötülemiş hale gelmesi (TTK. m. 376), organların işlevsiz, çalışamaz hale gelmesi (TTK. m. 530), kötü yönetim, iş göremezlik, kişisel anlaşmazlıklar da haklı sebep olarak sayılmaktadır (Erdem, s. 111 vd.; Y. 11. HD.’nin E. 2004/7433, K. 2005/1213 sayı ve 15.2.2005 tarihli kararı). Ortakların davranışları ortaklığın faaliyetlerini önleyecek, zarara uğratacak yahut karşılıklı güveni sarsmış ve ortaklar artık bir arada olamayacaklar ve ortaklık faaliyetlerini sağlıklı şekilde yürütemeyecekler ise haklı sebeplerin varlığını kabul gerekir. Buna göre söz konusu maddede düzenlenen hususlarda karar verilmesinin ön şartı haklı nedenlerin varlığının ispatıdır. (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi Esas No: 2012/5955 Karar No: 2012/10241)
Davacının limited şirkette ortaklıktan çıkma payının, şirketin karar tarihine en yakın tarihteki gerçek mal varlığı değerlendirilerek buna göre belirlenmesi gerekir. (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi Dosya No: 2019/270 Karar No: 2019/405 )
Davacının çıkma payı talebi üzerine gerekli nispi harç yatırılmıştır. (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi Esas no: 2015/2255 karar no: 2015/8166, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi Dosya No: 2017/504 Karar No: 2019/92)
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Taraflar tacir olup delil olarak ticari defterlere dayanıldığından TTK’nun 83 ilâ 85 ve HMK’nun 222. maddeleri uyarınca tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde konusunda uzman bilirkişi marifetiyle bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş olup, davacının ticari defter ve belgeleri mahkememizce inceleme yapılarak bilirkişi raporu alınmıştır.
Mahkememizce aldırılan 22/10/2019 tarihli bilirkişi ek raporu bilimsel veri ve içeriğe sahip, denetime elverişli bulunması sebebiyle hükme esas alınmıştır.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, celp edilen tüm bilgi ve belgelerin değerlendirilmesinde, davalı/karşı davacı …nin, şirket ana sözleşmesinin İstanbul Ticaret Siciline ……. sicil numarası ile 09.05.1997 tarihinde tescili ve TTSG’nin ……. sayılı nüshasının 682-683. sayfalarında ilanı ile tüzel kişilik kazandığı, 2018 yılına ait ticari defter kayıtlarına göre 31.03.2018 tarihi itibari ile 3 ortaklı, 17.250.000,00 TL sermayeli bir limited şirket olduğu, 31.03.2015 tarihi itibariyle şirket sermayesinin; … 500.000,00 TL, … 500.000,00 TL, … 250.000,00 TL sermaye paylı olduğu, asıl dosyada davacı ortaklardan …’ün 16/05/2005 tarihinde 24/11/2015 tarihine kadar davalı şirketin müdürlük görevinde yer aldığı, dava dışı ……. End. Kaplama Ltd. Şti.nin ana sözleşmesinin 06/05/1999 tarihinde İstanbul Ticaret Siciline tescil ettiren bir Limited Şirket olduğu, TTSG’nin 16.11.2009 tarihli ……. sayılı nüshasının ….. sayfasında sermayesinin arttırılarak sermayesinin yeni şeklinin 1.500.000,00-TL’sına çıkarılmasına ortaklar kurulunda karar verildiği, sermayenin 750.000-TL’sinin … ve 750.000-TL’sinin ……. ait olduğu, ayrıca İTO kayıtlarına göre davadışı şirketin yetkilileri arasında davalı …’ın münferiden müdür sıfatıyla yer aldığı, davalı şirketin esas iştigal konusu ile davadışı ……. End. Kaplama Ltd. Şti.’nin iştigal konusunun birbirleriyle örtüştüğü anlaşılmıştır. 6102 sayılı TTK’nun 638/2 hükmü gereğince “her ortak, haklı sebeplerin varlığında şirketten çıkmasına karar verilmesi için dava açabilir. Mahkeme istem üzerine, dava süresince, davacının ortaklıktan doğan hak ve borçlarından bazılarının veya tümünün dondurulmasına veya davacı ortağın durumunu teminat altına alınması amacıyla diğer önlemlere karar verebilir.” dinlenen tanık beyanları, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı bir bütün olarak incelendiğinde; yapılan bilirkişi incelemesiyle tespit edildiği üzere, muhasebe hareketlerinde şirket Aktif’ini azaltan yani şirketten para çıkmasına sebep olan bir hareketin tespit edilmediği, bu nedenle yapılan işlemin davacı tarafın zimmetine para geçirdiği anlamına gelmeyeceği, davacının iddiaları doğrultusunda Davalı Şirketin Dava Dışı …… Endüstriyel Kaplama Sanayi Ve Ticaret Şirketi arasında kar transferi olabileceği konusunda yaptırılan incelemede; Davalı şirketin nace kodu (esas iştigal konusu) ile dava dışı …… Endüstriyel Kaplama Sanayi ve Ticaret Ltd’nin nace kodu’nun birbirleriyle örtüştüğü, davalı şirket ile davacı şirket arasında ticari ilişkinin var olduğu, davalı şirketin 2015 yılından sonra özellikle davadışı şirkete satışlarının düzenli olarak arttığı, ortaklar arasında yaşanan ihtilaflar nedeniyle birçok davanın mevcut olduğu, Hurda gelirlerine ilişkin iddiaların İncelenmesi ve Değerlendirilmesinde, konuyla ilgili olarak davalı şirketin 31.12.2012-31.03.2018 yılları gelir tablolarında Hurda Gelirlerinin takip edildiği “Faaliyetlerle İlgili Diğer Olağan Gelir ve Karlar” hesap tutarları mahkememizce görevlendirilen uzmanı bilirkişi tarafından incelenmiş olup, Hesaplamalara Net Satışların içerisinde Faaliyetlerle İlgili Diğer Olağan Gelir ve Karlar tutarının oranı 2012 yılından itibaren düzenli olarak arttığı, ülkemizde firmaların kayıt altına almadan fazla mesai, daha az sigorta verilmesi için ücretin bir kısmının elden verilmesi gibi uygulamalar olduğunun bilindiği, ancak burada belirtilmesi gereken durum davalı şirketin bu tip kayda geçmeyen ödemeleri var ise de davacının imza yetkisinin alındığı tarihten sonra da bu tip ödemeler olacağı, ancak hurdalardan elde edilen gelirin düzenli olarak arttığı görüldüğü, bu nedenlerle bu konunun izaha muhtaç olduğu, davacı her ne kadar davalı şirketin ……. Bankası …… Şubesindeki ….. TL hesap numaralı hesabına ait hareketler incelendiğinde; noter satışı tarihi olan 20.05.2014 tarihindeki banka hareketlerinde müvekkili davacı tarafından yatırılan araç bedelleri tespit edilebilecektir.” beyanında bulunmuş ise de, ticari defter ve kayıtlarında böyle bir harekete rastlanmadığı, “araç bedeli” açıklamalı hesap hareketine rastlanmadığı, davacının faal olarak davalı şirkette mevcut durumda çalışamadığı, davacı ortağın diğer ortaklara ve şirket müdürüne güveni kalmadığı anlaşılmakla davacı …’ün şirketten çıkmaya ilişkin haklı nedeninin bulunduğu kanaatine varılarak ortaklıktan çıkma ve ayrılma payına ilişkinin davasının kabulüne karar vermek gerekmiş, dava dilekçesinde belirtilen diğer davalılar bakımından açılan davanın ise; ortaklıktan çıkma davalarında yalnızca şirket tüzel kişiliğinin davalı olabileceği, şirket ortaklarına husumet yöneltilemeyeceği, şirket ortakları aleyhine açılan ortaklıktan çıkma davasının davalı … ve … yönünden pasif husumet yokluğundan reddine karar vermek gerekmiştir. (Yargıtay 11. HD. 2019/923 esas 2020/3963 karar). Birleşen dava kapsamında davacının davalıya zarar verildiği belirtilen zarar kalemleri bakımından; Dava dışı çalışan …’in işten çıkmamasına rağmen kıdem tazminatının ödenmesi davalı şirketi sadece erken kıdem tazminatı ödenmesinden kaynaklı olarak paranın zaman değeri anlamında zarara uğratacağı, başkaca maddi bir zarara uğratmayacağı, her durumda dava dışı çalışının kıdem tazminatının ödeneceği, (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2016/11295 esas 2018/3586 karar ) davalı şirket vekili, şirkette müdürlük görevi yapan davacının şirket zararına sebebiyet verdiğini öne sürmekte ise de yapılan genel kurulda bu konuda bir oylamaya gidilmediği, davalı şirketçe zarara dair iddiaların ispatlanamamış olduğu, itibar edilen bilirikişi raporunda bu hususların izaha muhtaç olduğunun açıkça belirtildiği, manevi zarar yönünden ise, Manevi zarar, hukuka aykırı eylem sonucu kişisel değerlerde meydana gelen eksilmedir. Kişisel değerlerin soyut niteliği nedeniyle meydana gelen eksilmenin rakamsal karşılığını parasal değerini ifade etmek mümkün değildir. Bununla birlikte kişisel değerlere yapılan saldırı neticesi ruhsal dengenin bozulması yaşama sevincinin eksilmesi kaçınılmaz olduğunda, hukuk manevi zararı giderim yükümlülüğü dışında tutmamış, genel değer ölçüsü olması nedeniyle, belli bir miktar paranın verilmesi suretiyle zarar görenin tatmin edilmesini amaçlamıştır. Olayın niteliği itibariyle söz konusu süreçten dolayı yalnız davalı birleşen dosyada davacı taraf değil diğer ortak olan davacı birleşen dosya davalısının da manevi olarak etkilendiği, taraflar arasında süre gelen davalar nedeniyle huzursuzluğun mevcut olduğu, davacı birleşen dosyada davalının iddia edilen eylemleri işlediği yönünde delil ve emare bulunmadığı, manevi tazminatın yasal şartlarının oluşmadığı anlaşılmakla birleşen davanın reddine karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
A-Asıl davanın kabulü ile; 6.465.610,48 TL çıkma payının davalı şirket ……. Tava Gıda San. Tic. Ltd.Şti’den tahsili ile davacıya ödenmesine, çıkma payı olan ve dava dilekçesinde belirttiği 10.000,00 TL bakımından karar tarihinden itibaren avans faizi işletilmesine, dava dilekçesinde belirtilen diğer davalılar bakımından 10.000,00 TL lik değer yönünden açılan davanın reddine,
B-Birleşen dava bakımından davanın reddine,
ASIL DAVA YÖNÜNDEN:
1-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 441.665,85 TL harçtan 29,20 TL peşin alınan harç + 110.245,69 TL ıslah harcının mahsubu ile eksik 331.390,96 TL harcın davalı ……. Tava Gıda San. Tic. Ltd.Şti’den tahsili ile hazineye irad kaydına,
2-Davacı tarafından yapılan 8.296,10 TL posta masrafı ile toplam harç gideri 29,20 TL peşin harç + 110.245,69 TL ıslah harcı + 29,20 başvuru harcı+ 4,30 vekalet harcı olmak üzere toplam 118.604,49 TL. yargılama giderinin davalı ……. Tava Gıda San. Tic. Ltd.Şti’den tahsili ile davacıya ödenmesine,
3-HMK’nun 333. maddesi uyarınca yatırılan avanstan kullanılmayan gider avansının (iş bu kararın tebliğ gideri avanstan karşılanmak ve bu gider mahsup edilmek kaydıyla) kararın kesinleşmesinden sonra resen davacıya iadesine,
4-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Yürürlükteki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap edilen 153.281,10 TL avukatlık ücretinin davalı ……. Tava Gıda San. Tic. Ltd.Şti’den tahsili ile davacıya ödenmesine,
5-HMK’nun 333. maddesi uyarınca davalı tarafından yatırılan avanstan kullanılmayan bakiye avansın kararın kesinleşmesinden sonra resen davalıya iadesine,
6-Davalı … ve … kendisini vekille temsil ettirdiğinden Yürürlükteki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 7/2 maddesi uyarınca hesap edilen 4.080,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan tahsili ile adı geçen davalılara ödenmesine,
BİRLEŞEN DAVA YÖNÜNDEN:
1-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 59,30 TL harçtan peşin alınan 341,55 TL harç ve 18.191,94 TL ıslah harcının mahsubu ile bakiye 18.474,19 TL harcın hükmün kesinleşmesine müteakip istem halinde birleşen dosyadaki davacıya iadesine,
2-Yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
3-HMK’nun 333. maddesi uyarınca yatırılan avanstan kullanılmayan gider avansının (iş bu kararın tebliğ gideri avanstan karşılanmak ve bu gider mahsup edilmek kaydıyla) kararın kesinleşmesinden sonra resen davacıya iadesine,
4-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Yürürlükteki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap edilen 70.084,02 TL avukatlık ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
5-HMK’nun 333. maddesi uyarınca davalı tarafından yatırılan avanstan kullanılmayan bakiye avansın kararın kesinleşmesinden sonra resen davalıya iadesine,
Dair karar, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde HMK’nun 342.maddesi gereğince dilekçe ile mahkememize veya başka bir yer mahkemesine İstinaf kanun yolu harcı, tebliğ giderleri dahil olmak üzere tüm giderler ödenerek istinaf yolu açık olmak üzere asıl dava davacı, birleşen dava davalı vekili ile asıl dava davalılar, birleşen dava davacılar vekilinin yüzüne karşı oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
23/09/2021

Başkan …
¸(e-imzalıdır)
Üye …
¸(e-imzalıdır)
Üye …
¸(e-imzalıdır)
Katip …
¸(e-imzalıdır)