Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/484 E. 2018/85 K. 29.01.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
BAKIRKÖY
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/484
KARAR NO : 2018/85

DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/05/2016
KARAR TARİHİ : 29/01/2018
KARAR YAZILMA TARİHİ : 30/01/2018
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Talep: Davacı vekili dava dilekçesi ile, Müvekkili şirketin, davalı tarafından elektrik dağıtımı almakta olduğunu ve elekrik tükettiğini, müvekkil bu aboneleri işletmekte olduğu ticarethanelerde kullandığından iş bu davanın açıldığını, davalı taraf her ay düzenlenen faturalarda müvekkilinden kayıp kaçak, dağıtım, iletişim, sayaç okuma ve perakende satış hizmet bedeli adı altında kesinti yapıldığını ileri sürerek, belirsiz alacak davası olarak açılan davada tahkikat sonuçlanıncaya kadar alacak miktarı tam olarak belirlenebilir olduğu anda ıslah ile arttırmak üzere dava tarihnden itibaren geriye dönük l0 yıl içerisinde müvekkil şirketten haksız bir şekilde kesilen kayıp kaçak, dağıtım, iletim, sayaç okuma ve perakende satış hizmeti bedeli bedelerinin dava tarihinden itibaren ticari faiziile birlikte tarafına iadesine, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Yanıt: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davacının iddialarını ve davasını kabul etmediklerini, zamanaşımı ve hak düşürücü sürülerin geçtiğini, kısmi davayı kabul etmediklerini, dava edilen bedellerin istenebilir olduğu ya da istenemez olduğu konusunda müvekkil şirketin hiç bir takdir ve yetkisi uygulamaya mani etkisi olmadığını, müvekkil şirketin kayıp/kaçak öneleme gibi bir görev ve sorumluluğu bulunmadığını, davanın reddine, davayı ihbarının …’a tebliğine, masraf ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini istemiştir.
İhbar olunan … vekili cevap dilekçesinde özetle, davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddi gerektiğini, kayıp kaçak bedelinin daha önce olmayan bir bedelin uygulamaya konması değil, maliyet kalemlerinin ayrıştırılarak faturalarda gösterimesinin söz konusu olduğunu, davalının ihbar dilekçesinin haksız ve yersiz olduğunu, müvekkil şirkete husumet yöneltilmesinin mümkün olmadığını, haksız ve mesnetsiz davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini istemiştir.
Deliller: Elektrik enerjisi satış sözleşmesi, bir kısım elektrik faturaları dosyadadır.
Gerekçe: Dava yazılı yargılama usulüne tabi alacak davasıdır. Davacı yan davalı şirketin elektrik faturalarında kayıp kaçak, dağıtım, iletim,sayaç okuma ve perakende hizmet bedeli altında tahsil ettiği tutarların davalıdan tahsili gerektiği iddiasındadır. Davalı yan tedarik şirketi olduğundan bahisle dağıtım şirketine ihbar talebinde bulunmuştur, husumet yönünden itiraz ederek tutarların … tarafından tahsil edildiğini belirtmiştir. Aynı zamanda kısmi dava açılamayacağı, alacağın zamanaşımına uğradığı ve hak düşürücü sürenin geçtiğini iddia ederek kismi dava açılamayacağını dile getirmiştir. Eldeki dosyada dava tarihi 12/05/2016 olup yasa değişikliğinden önce açıldığı sabittir. Davalının, husumet itirazı yerinde görülmemiş, alacağın istenebilirliğini gerçekleşme tarihi dikkate alınarak davalı yanın zamanaşımı def’i ve hak düşürücü süre yönünden itirazda yerinde bulunmamıştır. Öte yandan eldeki davada davalı yan özel hukuk hükümlerine tabi tüzel kişilik olduğundan yargı yerine ilişkin itiraz da yerinde değildir. Yargılamanın devamında 6719 s.y. mad. 21 ile EPDK nun 17 mad. ne hüküm eklenmiş ve aynı maddeye 10 bent ilave edilmiştir. Bu durumda mahkemelerin yetkisi bu bedellerin kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimiyle sınırlı tutulmuştur. 6719 s.y. mad. 20 ile de açılmış davalara da 17. madde hükmü uygulanacağı öngörülmüştür. Şu haliyle 17/06/2016 da yürürlüğe 6719 s.y.’nın geçmişe etkili olacak şekilde uygulanması gerektiği sabittir. Esasen bu yasanın ilgili maddesi uyarınca anayasa mahkemesine başvurda bulunulduğundan bu başvurunun sonucu beklenmiş ise de yasal sürede (5 ay) gerekçeli karar açıklanmadığından mahkememizce mevcut hale göre değerlendirmesi yapılmıştır. Tüm dosya kapsamından davacının davalı abonesi olduğu dava tarihi itibariyle davalının kayıp kaçak dağıtım bedeli iletim bedeli vs. adı altında faturalara yansıttığı tahakkukun iadesinin talebinde haklı olduğu , bu yönde yargıtay kararları mevcut olduğu ancak geriye yetkili 6719 s.y gözetildiğinde davanın konusuz kaldığı sabittir. Eldeki dosyada sunulan fatura örnekleriyle tahsil edilmemesi gereken kalem yönünden tahsilat bulunduğu açık olup gelinen noktada (dava konusuz kaldığından) artık miktarın önemi bulunmamaktadır. Bu nedenle bilirkişi hesaplamasına gidilmemiştir. Davacının talebinin kayıp kaçak, dağıtım, iletim, sayaç okuma gibi kalemlerdeki tüm tahsilata, tahakkuka yönelik olduğu yoksa kayıp kaçak bedelinin bir kısmını iletim bedelinin bir kısmını talep etmediği; bu durumda alınacak bilirkişi raporundaki tutarların eldeki davanın bu aşamadaki sonucuna etkili olmayacağı sabit olduğundan bilirkişi raporu alınmasına gerek olmamıştır. Haklılık yasa değişimi nedeniyle ortadan kalktığından dava açıldığı anda davacının haklılığı sabit olduğundan, davalının yargılama gideri ve vekalet ücreti yönünden sorumlu olduğu düşünülmüş aşağıdaki hüküm oluşturulmuştur.
Hüküm:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Konusu kalmayan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
2-Yargılama giderleri toplamı 165,40 TL. davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
3-Fazla harç 49,49 TL davacıya iadesine, ilk harç 35,90 TL. davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
4-Davacı vekille temsil olunmakla 2.180.TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
5-Gider avansı bakiyesinin yatırana iadesine,
İlişkin karar davacı vekili ile dvalı vekilinin yüzlerine karşı tebliğden itibaren iki hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere açıkça okundu yöntemince anlatıldı. 29/01/2018

Katip …

Hakim …