Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/468 E. 2018/1101 K. 04.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/468 Esas
KARAR NO : 2018/1101

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/05/2016
KARAR TARİHİ : 04/12/2018
KARAR YAZILMA TARİHİ : 20/12/2018
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı şirket arasında bayilik sözleşmesi olduğunu, bu sözleşme devam ederken müvekkili şirketin davalı şirket ile yeni bir bayilik sözleşmesi imzalamadığını, bayilik sözleşmesi imzalanırken müvekkilinden teminat olarak alınan 235.000,00 TL bedelli bono alındığını, müvekkilinin sözleşme edimlerini yerine getirdiğini, müvekkilinin hesap ekstrelerine ve ticari defter ve belgelerine göre davalıya 112.254,00 TL’lik borcu bulunduğunu, ancak bu bonoya ilişkin borcunun bulunmadığını, davalının teminat olarak elinde bulundurduğu bonoyu kötü niyetli olarak kullanmakta olduğunu, davalı şirketin bonoyu iade etmeyeceğini ve yeni sözleşme imzalanmadığı için cezai şart olarak bonodaki bedeli talep ettiğini belirterek müvekkilinin dava konusu teminat niteliğinde olan senet yönünden borçlu olmadığının tespiti ile davalı şirketin %20’den az olmamak kaydıyla kötü niyet tazminatına mahkûm edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının taleplerinin akdi ve yasal dayanağının bulunmadığını, müvekkili şirket ile davacının 22/08/2011 tarihinde 5 yıl süreli Akaryakıt Bayilik Sözleşmesi ve protokol imzalandığını, davacının sözleşme süresi boyunca birçok defa borçlarını vadesinde ödemediğini, müvekkili şirketin davacı şirketle 25/03/2016 tarihinde yeni bir 5 yıllık akaryakıt bayilik sözleşmesi ve protokol imzalandığını, bu sözleşmenin EPDK’na bildirildiğini, aynı tarihte davacı şirketin eski bayilik sözleşmesinin sona erdiğine dair ihtarname gönderdiğini, ihbarname içeriğinde davacı şirketin müvekkili şirkete 197.267,48 TL borcu olduğunun belirtildiğini, ancak tüm alacak kalemleri hesaplandığında davalı tarafın 214.061,43 TL olduğunu, davacının dava dilekçesinde yeni dönem için bayilik sözleşmesi imzalamadıklarını, borcunun bulunmadığının belirtildiğini, bu iddiaların hukuki geçerliliğinin bulunmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
Dava, taraflar arasındaki bayilik sözleşmesi gereğince teminat amaçlı olarak verildiği iddia olunan senetten dolayı borçlu olunup olunmadığının tespiti ve istirdat talebine ilişkindir.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Taraflar tacir olup delil olarak ticari defterlere dayanıldığından TTK’nun 83 ilâ 85 ve HMK’nun 222 nci maddeleri uyarınca tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde konusunda uzman bilirkişi marifetiyle bilirkişi incelemesi yapılmıştır.
Bilirkişiler 07/04/2017 havale tarihli heyet raporunda; tarafların ticari defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucunda davacının cari hesap borcunun 112.154,00 TL olarak kabul edilmesi gerektiği, toplam 235.000,00 TL’lik senedin tamamı üzerinden takip yapıldığından 122.746,00 TL’lik kısmı yönünden borçlu olunmadığının kabul edilmesi gerektiğini bildirmiş, davacı şirket ticari defter ve belgelerinin incelenmesi için talimat yoluyla aldırılan 17/08/2017 tarihli raporda, davacının defter ve kayıtlarına göre dava tarihi itibariyle 105.943,87 TL borç bakiyesi olduğu, 129.756,13 TL yönünden davalıya borçlu olmadığının kabul edilmesi gerektiğini bildirmiştir. Bilirkişi raporuna yapılan itirazlar doğrultusunda farklı bir Mali Müşavir Bilirkişisinden aldırılan 17/04/2018 raporda; davacının cari hesaptan kaynaklı 254.000,00 TL alacağının bulunduğunu senet bedelinden 122.746,00 TL fazla tahsilatın bulunduğunu bildirmiştir. Bilirkişi raporuna yapılan itirazlar doğrultusunda aldırılan 11/10/2018 tarihli raporda; davacının cari hesabından kaynaklı 112.254,00 TL alacağının bulunduğu, senet bedelinden 101.807,43 TL fazla tahsilatın bulunduğunu bildirmiştir.
Somut olayda; taraflar arasında 22/08/2011 tarihli bayilik sözleşmesi ve 25/03/2016 tarihli protokol imzalandığı, taraflar arasındaki sözleşmenin davacı tarafından feshedildiği ve davalının dava konusu edilen ve davacı tarafça teminat senedi olarak verildiği iddia olunan 235.000,00 TL’lik senedin İstanbul 28. İcra Dairesi’nin 2016/15102 sayılı icra dosyasında takibe koyduğu, davacı tarafından davanın istirdat davasına dönüştürüldüğü, icra dairesinden celbedilen kapak hesabında 267.555,00 TL’nin yatırılmış olduğu, davacı tarafından da son celse icra dosyasına yatan 267.555,00 TL üzerinden istirdat talebinde bulunulduğu görüldü.
Taraflar arasında bayilik sözleşmesi olduğu uyuşmazlık konusu olmayıp, uyuşmazlık takibe konu bononun teminat amaçlı verilip verilmediğidir.
Davacı takibe konu senedin teminat senedi olduğunu, iddia ettiğine göre bu haliyle ispat yükü davacıda olup, senedin teminat senedi olduğunu, yazılı delille ispat etmesi gerekecekse de, davalı cevap dilekçesinde cari hesap borcuna karşılık davacının 235.000,00 TL’lik 21/04/2016 vadeli senedi müvekkiline verdiğini, müvekkilinin de alacak kalemlerini cari borca ekleneceğini ve sonrasında bu borcun ödenmesi halinde senedin vadesinde işleme konulmadan iade edileceğini davacıya bildirdiğini, borç ödenmediğinden senedin veriliş amacına uygun olarak cari hesap borcu olan 214.061,43 TL’lik borç kalemi üzerinden takibe geçildiğini beyan etmekle senedin cari hesap borcu nedeniyle verildiğine ilişkin vasıflı ikrarı bulunduğundan, vasıflı ikrar bölünemeyen ikrarlardan olup, ispat yükü yer değiştirmemekte ise senedin cari hesaptan kaynaklanan bir borca ilişkin olduğu kabul edildiğinden taraflar arasındaki cari hesap borcunun tespiti yönünde aldırılan son bilirkişi raporunda davacının cari hesaptan kaynaklı borcunun 112.254,00 TL olduğu, senede bağlı takibe konu miktarın 214.061,43 TL olduğu, bundan davacı borcunun çıkartılması sonucu bulunan 101.807,43 TL yönünden fazla tahsilatın bulunduğu bildirilmiş olup, bu rapor mahkememizce de yeterli bulunduğundan hükme esas alınmıştır.
Davacının, dava konusu olan 02/04/2016 keşide, 21/04/2016 vade tarihli, 235.000,00 TL bedelli senetten dolayı 112.254,00 TL cari hesap borcu dikkate alındığında, senet bedeline göre bakiye 122.746,00 TL yönünden davalıya borçlu olmayıp, bunun 214.061,43 TL’si yönünden takip yapılıp toplam 267.555,00 TL icra tehditi altında ödendiğinden ve davacının burada haksız ödeme yaptığı asıl alacak 101.847,43 TL olup, bu miktar ferileriyle birlikte yapılan ödeme olan 267.555,00 TL’ye oranlandığında mahkememizce resen yukarıda açıklandığı şekilde yapılan hesaplama sonucu başlatılan icra takibi miktarı gereğince yapılan oranlama üzerinden 127.248,92 TL yönünden yapılan ödemenin istirdadının gerektiği, senet miktarına göre takibe konu olan asıl alacak miktarı toplam senet miktarından düşüldüğünde bakiye kalan 20.938,57 TL yönünden davacının bu senetle ilgili bu miktarla sınırlı borçlu olmadığının tespitine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davanın kısmen kabulü ile davacının keşidecesinin …. A.Ş. Olduğu, 02/04/2016 keşide tarihli, 21/04/2016 vade tarihli, 235.000,00 TL bedelli senedin, 20.938,57 TL’lik kısmı yönünden davalıya borçlu olmadığının tespitine, bakiye kısım yönünden icra tehdidi altında yapılan 127.248,92 TL’lik ödemenin ödeme tarihinden itibaren taleple bağlı kalınarak işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin taleplerin reddine,
Alınması gerekli 8.384,77 TL harçtan davacı tarafça yatırılan 4.013,22 TL harcın mahsubuyla bakiye 4.371,55 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Davacı tarafça yapılan 4.046,72 TL harç, 3.901,00 TL posta / tebligat / bilirkişi gideri (ayrıntısı uyapta kayıtlı) olmak üzere toplam 7.947,72 TL yargılama giderinden kabul ve red oranı üzerinden takdiren 4.151,28 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
AAÜT gereğince hesap edilen ücreti 12.569,68 TL vekaletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Reddedilen kısım üzerinden hesap edilen 11.730,32 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Davalı tarafça yapılan posta / tebligat / bilirkişi gideri (ayrıntısı uyapta kayıtlı) olan 800,00 TL yargılama giderinden kabul ve red oranı üzerinden takdiren 382,14 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davalı üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafından yatırılan kullanılmayan gider avanslarının karar kesinleştiğinde istem halinde davalıya iadesine,
Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair,6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345.maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar taraf vekillerinin yüzünde açıkça okunup, usulen anlatıldı. 04/12/2018

Katip …

Hakim …