Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/451 E. 2019/1100 K. 20.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/451
KARAR NO : 2019/1100

DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/11/2015
KARAR TARİHİ : 20/11/2019
KARAR YAZILMA TARİHİ: 27/12/2019
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili iş bu dosya ve birleşen dosya dava dilekçesi’nde özetle; Şirketin muhasebe işlemleri için muhasebe müdürü davalı …’ye 12/03/2015 tarihinde vekaletname verildiğini, ancak vekilin bazı hatalı işlemlere yöneldiğinin tespit edilmesi üzerine 14/10/2015 tarihinde azledildiğini, söz konusu azil namenin 15/10/2015 tarihinde bizzat kendi imzasına tebliğ edildiğini, azledilme durumunun Türkiye genelinde yayın yapan ulusal gazetelerde ilan edilerek üçüncü kişilerin bilgisine sunulduğunu, azledilen vekilin müvekkilinden habersiz olarak şirket adına ….. Bank …. Şube Müdürlüğünden, ….. Bankası….. Şube Müdürlüğünden ve ….. Bankası …. Şube Müdürlüğünden çek karnesi aldığını ve bu karnelere ait çekleri imzalayarak irtibat içinde bulunduğu kişiler eliyle piyasaya arz ettiğinin öğrenildiğini, azledilen vekil hakkında sahtecilik eyleminden dolayı suç duyurusunda bulunduğunu, Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığının ….. soruşturma sayılı dosyası ile takibat başlatıldığını, soruşturma dosyasındaki ifadeler incelendiğinde suç nitelikli eylemler ile müvekkiline ne denli zarar verildiğinin anlaşılacağını, … Bank’dan alınan çeklerden ….. numaralı olan 70.000 TL. bedelle doldurulup bankaya ibraz edilmesi üzerine menfi tespit talebiyle dava açmak gerektiğini, takibe konu çekin müvekkil şirket yetkilisinin imzasını içermediğini, çekteki imzanın müvekkili şirket yetkilisine ait olmadığını, sahtecilik iddiasının mutlak def’ilerden olduğunu ve herkese karşı ileri sürülebileceğini, yetkisiz kişi ile yapılan işlemin müvekkilini sorumluluk altına sokmayacağını, davalı lehtarın iyi niyet savunmasında bulunamayacağını, HMK m. 208/4 gereğince sahte imzanın sahibi …’nün de davalı olarak gösterildiğini, HMK m. 209 gereğince teminatsız olarak ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ettiklerini, çekin ciro silsilesi bilinmediğinden diğer cirantalara karşı davalı sıfatı ile dava açma hakları veya dahili davalı olarak davaya dahil etme haklarını saklı tuttuklarını beyanla , davalı ….. lehtar ve hamili göründüğü …. Bank….. Şubesi’nin 31/03/2015 keşide tarihli, ….. nolu ve 70.000 TL. bedelli çekten dolayı davalılara borçlu olmadıklarının tespitine ve davaya konu çekin müvekkiline teslimine, dava konusu çekin %20′ sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatlarına hükmedilmesine, dava sonucu verilecek karar kesinleşinceye kadar müvekkili hakkında açılacak icra takibinin, ihtiyati tedbir yolu, ile teminatsız olarak durdurulmasına, yargılama giderlerinin ve ücreti vekaletin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini vekaleten talep ve dava etmiştir.
Davalı ……. İnşaat San. ve Tic. Ltd. Şti. vekili cevap dilekçesinde özetle; her ne kadar davaya konu çekin tanzim ve ibraz tarihi 31.03.2016 görünse de sunulan çek bordrosu ile çekin ibraz tarihinden önce düzenlendiğinin görüldüğü, yani çeki teslim alma tarihinin ……’nün azledilmesinden önceki tarih olduğunu, çek, her ne kadar görüldüğünde ödenmesi gereken bir ödeme vasıtası olsa dahi ticari hayatın gereği ileri tarihli çekler keşide edilebildiğini, müvekkilin sözkonusu ilişkide çekin meşru hamili olmakla birlikte iyiniyetli üçüncü kişi olduğunu, davacı tarafın iddialarının haksız ve mesnetsiz olduğunu, beyan etmiştir.
Davalılar ……. ve ….. Mobilya … Şti’ye usulüne uygun meşruhatlı davatiyeye rağmen davaya cevap vermemiş, duruşmalara katılmamıştır.
Davalı … tarafından davacı adına keşide edilen çekler nedeniyle açılan çok sayıda dava dosyası mahkememizin ….. Esas sayılı dava dosyasında birleştirilmiş, daha sonra her bir çek yönünden dosyalar tefrik edilerek ayrı esasa kaydedilmiştir.
….. Bank’a yazılan müzekkere cevabında dava konusu …. Bank ….. Şubesine ait 31/03/2016 keşide tarihli ….. seri numaralı 70.500 TL bedelli çekin ….. Güm. Nak. Hiz. Tic. Ltd. Şti. ait olduğu, çekin 31/03/2016 tarihinde….. İşletmeciliği .. Şti. Tarafından takas merkezine ibraz edildiği, imza uyuşmazlığı sebebiyle ödeme yapılmadığının bildirdiği ve çek fokokopisini gönderdiği anlaşılmıştır.
Büyükçekmece CBS ….. soruşturma sayılı dosyasında davalı … hakkında soruşturmanın devam ettiği davalı … ve …..’ın şüpheli sıfatı ile ifadelerinin alındığı anlaşılmıştır.
21/11/2018 havale tarihli bilirkişi heyet raporunda özetle; Davacı yanın davalılardan …’ ye 12/03/2015 tarihli ve Büyükçekmece ….. Noterliğinin …. yevmiye numarası ile vekaletname verdiği vekaletten azlin 14/10/2015 tarih ve Büyükçekmece noterliğnin …… yevmiye numarası ile gerçekleştirdiği bu hususun gazetede ilan edildiği senedin keşide tarihi dikkate alındığında keşidenin azilden sonra gerçekleştirildiği bu hali ile davaya konu olan senedin yetkisiz temsilci eli ile tanzim edilmiş olduğu, davacının senet düzenleyerek tedavule çıkarma iradesinin bulunmadığı bu durumun senedin hükümsüzlüğüne ilişkin mutlak defi olarak herkese karşı ileri sürülebileceği senette imzası bulunan diğer cirantaların senedin mücerettiliği ilkesinden istifade edemeyeceği somut olay yönünden bu mutlak defiyi sadece davacının ileri sürebileceği, davacı dışında diğer imza sahipleri yönünden çekteki imzanın bağlayılıcığı devam edeceği, Kambiyo senedi her zaman ve her saik ile düzenlenebileceğinden senetten dolayı alacaklı olduğunu iddia eden kimse ile senet tanzim eden arasında bir alt ilişkinin olmasının bu ilişkinin senet alacaklısı tarafından kesin delil ile ispat edilmesi gerekeceği somut olayda bu tür bir ispat vasıtasına rastlanmadığı kanaatini bildirir rapor sunmuştur.
Tarafların itirazları nedeniyle alınan 04/10/2019 tarihli bilirkişi heyet raporunda özetle; Dava konusu çekin ileri tarihli olduğunun davalılar tarafından delillerle ispatlanması gerektiği, ispat edilemediği için davalı …’nün vekaletten azledildikten sonra çek’in keşide edildiğinin kabul edilmesi gerektiği, çekin keşide tarihinin vekalet azlinden sonraki tarihi taşıması, azlin Noterden yapılması ve gazetede ilan edilmesi ile çekin yetkisiz temsilci eli ile tanzim edilmiş olduğunun anlaşılması nedeniyle çek’in ‘’yetkisiz temsilci tarafından keşide edilmiş çek’’ olarak yorumlanması gerektiği ve bu nedenle davacının sorumlu tutulamayacağı, davacının çek nedeniyle sorumlu olmaktan kurtulsa dahi imzaların bağımsızlığı ilkesi uyarınca, çek üzerinde imzası bulunan (avalist, ciranta gibi) diğer kişilerin sorumluluklarının devam edeceği kanaatini bildirir rapor sunulmuştur.
İncelenen tüm dosya kapsamına, tarafların iddia ve savunmalarına, bilirkişi raporlarının değerlendirilmesine göre; davacının davalılardan …’ye 12.03.2015 tarihli ve Büyükçekmece …. Noterliğin …. yev. numarası ile vekalet vermiş olduğu, iş bu vekaletnamenin incelenmesinde; davacının davalı …’ye “milli ve yabancı bankalar ile özel finans kurumları nezdinde adına her türlü hesap açmaya, açılacak hesaplar ile bu güne kadar açılmış mevcut hesaplardan dilediği miktarda para çekmeye, çek karnesi talep etmeye, almaya, evrakları tanzim ve imzaya, çekleri ciro etmeye bankalarda açılan kredi hesaplarını tanzim ve imzaya” yönelik geniş yetkiler verildiği, davalı …’nün C. Savcılığında şüpheli sıfatı ile alınan ifadesinde davacı şirkette müdür olarak görev yaptığını şirket yetkililerinin vekaletinin kendisinde mevcut olduğu bu vekaletnameye istinaden ….. Bank, ….. Bank ve ….. Bankta hesap açarak şirket adına çek aldığını, bu 3 bankadan almış olduğu çekleri şirket adına ve çoğunlukla kendi ticari ilişkilerinde kullandığına dair ifade verdiği, davacı tarafından 14/10/2015 tarihli Büyükçekmece Noterliğinin …. Yev. Numarası ile davalı …’nün azledildiği ve bu hususun gazetede ilan edildiği anlaşılmıştır. Davalı … duruşmalara katılamamış, davaya cevap vermemiştir. Bu nedenle çekteki imzanın davalı eli ürünü olup olmadığı konusunda inceleme yapılamamış ise de davalı soruşturma dosyasında verdiği ifadesinde davacı şirket adına aldığı çekleri kendi ticari ilişkilerinde kullandığını kabul etmiştir.
Dava konusu çekin incelenmesinde çekin keşide tarihinin 31/03/2016 tarihi olduğu çekin azilname ve ilandan sonra keşide edildiği anlaşılmıştır. Davalı … şirketi vekili davaya konu çekin davalı … azil edilmeden önce davalının çek tanzim etme yetkisi var iken ileri tarihli olarak çekin düzenlendiğini savunmuştur. Çek ödeme aracı olup ticari hayat içinde ileri tarihli olarak keşide edilmesi mümkündür. Her ne kadar davalı vekili çekin ileri tarihli olarak düzenlendiğini savunmuş ise de; çekin ileri tarihli olarak düzenlendiğinin iddia eden davalı vekilinin iddiası ispat ile yükümlü olduğu, davalı vekilinin sunmuş olduğu çek bordrosu da eklenerek …. Bankasına müzekkere yazıldığı, cevap yazısında çekin 31/03/2016 tarihinde ….. Şubesine ibraz edildiğinin bildirildiği, dosyaya sunulan evraklarda çekin azilden önce düzenlendiğine ilişkin somut bir delil elde edilemediği, bilirkişi aracılığıyla davalı … ticari defterlerinin incelendiği, davalının incelenen defterlerinin lehine delil vasfının bulunmadığı ancak yapılan incelemede davalı …’in dava dışı …..’dan 7.410 TL alacaklı olduğu, 18/05/2015 tarihli tediye makbuzunda dava konusu çekin kayıtlı olduğu tespit edilmiş ise de, davalının ticari defterlerinin tek taraflı tutulduğu, tek başına çekin ileri tarihli olarak düzenlendiğini ispata yeterli olmadığı kanaatine varılmıştır.
Çekin keşide tarihi itibariyle yetkisiz temsilci tarafından düzenlendiği, bilirkişi raporundan davacı defterlerinin lehine delil olma vasfı bulunduğu, dava konusu ….. seri nolu 70.000.TL meblağlı çekin kaydına rastlamadığı, çekin tanzimini haklı kılar bir alt ilişkiye rastlanmadığı, davaya konu çekin de yetkisiz temsilci tarafından keşide edildiği ve bu mutlak definin herkese karşı ileri sürülebileceği sabit olmakla, birleşen ve esas dosyada davanın kabulü ile davacının dava konusu çek nedeniyle davalılara borçlu olmadığının tespitine, kötü niyet tazminatının (hükümde sehven icra inkar tazminatı olarak yazılmıştır) yasal şartlarının oluşmadığı kanaatiyle reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davanın kısmen kabulü ile;
1- …… Bank ….. Şubesine ait, keşidecisi ….. Güm. Nak. Hiz. ve Tic. Ltd. Şti., lehdar ……. Yan. San. Ür. Ltd. Şti. olan, 31/03/2016 keşide tarihli, 70.000TL bedelli, ….. no’lu çek yönünden davacının davalılara borçlu olmadığının tespitine,
2- İcra inkar tazminatı taleplerinin reddine,
3-Esas dosyada alınması gerekli 4.781,70 TL harçtan davacı tarafça yatırılan 1.195,43 TL harcın mahsubuyla bakiye 3.586,27 TL harcın davalılar … ve …… Yan. Ür. İml. Yapı. İnş. Dek. San. Tic. Ltd. Şti.’den müteselsilen alınarak hazineye irat kaydına,
4-Birleşen dosyada alınması gerekli 4.781,70 TL harçtan davacı tarafça yatırılan 29,20 TL harcın mahsubuyla bakiye 4.752,50 TL harcın davalı ……. İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti.’ den alınarak hazineye irat kaydına,
5-Esas dosyada davacı tarafından yapılan 29,20 TL başvurma harcı, 1.195,43 TL peşin harç olmak üzere toplam 1.224,63 TL’nin davalılar …….. ve …… Mobilya Yan. Ür. İml. Yapı. İnş. Dek. San. Tic. Ltd. Şti.’den müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
6-Birleşen dosyada davacı tarafından yapılan 29,20 TL başvurma harcı, 29,20 TL peşin harç olmak üzere toplam 58,40 TL’nin davalı … İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti.’ den alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafça esas ve birleşen dosyada yapılan 29 adet tebligat masrafı 363,90 TL, bilirkişi ücreti 1.500 TL olmak üzere toplam 1.863,90 TL yargılama giderinin davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, davalı … İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti.’ nin yaptığı yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
8-Esas dosyada AAÜT gereğince hesap edilen 8.050 TL ücreti vekaletin davalılar … ve …… Mobilya Yan. Ür. İml. Yapı. İnş. Dek. San. Tic. Ltd. Şti.’den müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
9-Birleşen dosyada AAÜT gereğince hesap edilen 8.050 TL ücreti vekaletin davalı ……. İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti.’ den alınarak davacıya verilmesine,
10-Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, 6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345. maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar taraf vekillerinin yüzüne karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı. 20/11/2019

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır